Müzik söylenemeyeni, ama sessiz de kalýnamayaný anlatýyor. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Acaba vaz mý geçseydi? Sabaha kadar dayanabilecek miydi, yoksa susuzluktan dili damaðýna mý yapýþacaktý? Yatak odasýnýn kapýsýna kadar gidebilirdi, ama ya ondan sonrasý? Dýþarýda, onu korkutan karanlýk ve uzun bir koridor bekliyordu. Gündüz ýþýðýnda sýradan bir koridordu ve orada yürümek, onu hiç etkilemezdi. Ama þimdi, gecenin tam ortasýnda, tavanýnda yarasalarýn sallandýðý, duvarlarýnda örümceklerin aðlar ördüðü ve yerde pis farelerle zehirli yýlanlarýn cirit attýðý korkunç bir maðaraya dönüþüyordu bu koridor. Dikkatli bir þekilde üzerindeki örtüyü kaldýrdý ve bacaklarýný yataðýn sað tarafýna doðru döndürerek aþaðýya indirdi. Yerle temas saðladýðý an, ürperdi. Çünkü yataðýn içi çok daha sýcaktý. Keþke yatmadan önce bir þeyler içseydi. O zaman, bu iþkenceyi çekmek zorunda kalmayacaktý. Saat 00:06 olmuþtu. Derin bir nefes aldý ve tekrar yataða girip girmeme konusunda bir süre düþündü, ama o kadar çok susamýþtý ki, dayanamýyordu. Hayýr, farelerden, yýlanlardan veya diðer yaratýklardan korkmuyordu. O bir korkak deðildi. Yoksa öyle miydi? Hangisi daha kötüydü? Korkak bir tavuk gibi yatakta tüneyip, susuzluktan ölmek mi, yoksa cesur bir þekilde fareler ve yýlanlara karþý savaþarak ölmek mi? Belki çok hýzlý koþabilirse, fark edilmeden mutfaða ulaþabilirdi. Bu arada, gözleri karanlýða alýþmýþtý. Kapýnýn silüetini görebiliyordu. Aniden ayaða fýrladý. “Baþarabileceðimi biliyorum. Baþaracaðým da.”, dedi yüksek sesle. Kendini böyle duymak, ona cesaret vermiþti. Saat 00:15’i gösteriyordu. Olabildiði kadar sessiz bir þekilde kapýya kadar yürüdü. Çünkü koridordaki o yaratýklarýn dikkatini þimdiden çekmek istemiyordu. Son defa saate baktý. 00:16 olmuþtu. Kapýnýn önünde durdu ve bekledi. Onu en hýzlý þekilde nasýl açýp mutfaða koþacaðýný düþünüyordu. Çok hýzlý olmalýydý. O zaman baþarabilirdi. Etrafýna bakmadan doðruca hedefe doðru koþmalýydý. Küçük çocuklarýn boyunlarýný sarýp, onlarý boðmak isteyen yýlanlarýn yanýndan kaçýp gitmeliydi. Kýllý bacaklarýyla pijamasýna tutunarak, üzerine týrmanmak isteyen sayýsýz örümceði dikkate almadan koþmalýydý. Ayaklarýný ýssýrmaya çalýþan farelerin üzerinden atlamalýydý. Baþýnýn üzerinde çýðlýklar atarak çýrpýnan ve gözlerini oymak için bekleyen yarasalara yakalanmamlýydý. Bunlarýn hepsini yapabilirdi. Sadece çok hýzlý bir þekilde, etrafýna bakmadan koþmalýydý. Derin bir nefes aldý ve kapýnýn kolunu aþaðýya doðru bastýrdý. Onu bekleyen yaratýklarýn kokusunu duyabiliyordu. Kapýyý hafifçe araladý ve dýþarý baktý. Bir þey göremiyordu, ama onlarýn seslerini duyabiliyordu. Artýk çok geçti. Geri dönemezdi. Onu çoktan fark etmiþlerdi. Kapýyý açtý ve yaratýklarýn maðarasýna ilk adýmýný atmak için, sað ayaðýný kaldýrdý. Hala bir þey göremiyordu. Koridor zifiri karanlýktý. Ayaðýný yavaþça uzatarak, koyabileceði bir zemin aradý. Düz ve soðuk bir yüzeye dokununca, korkarak geri çekti. Dengesini yitirerek yalpalamaya baþladý ve son anda kapýnýn çerçevesine tutunabildi. “Koþmaya baþlamalýsýn. Hem de çok hýzlý koþmalýsýn.” , dedi kendi kendine, ama hiçbir þey yapamadý. Ayaklarý onu dinlemek istemiyordu. Aðzý öylesine kurumuþtu ki, dili damaðýna yapýþmýþtý. “Bir þeyler içmeliyim.” Tekrar denedi, ama bacaklarý kurþun kadar aðýrlaþmýþtý. Ancak birkaç adým atabildi. Artýk koridorun tam ortasýnda duruyordu. Yavaþça ayaklarýna dolanmaya baþlayan yýlanlarý, kollarýna kadar týrmanmýþ örümcekleri, baþýnýn üzerinde uçuþan yarasalarý ve ayak parmaklarýný kemirmeye baþlayan fareleri hissedebiliyordu. Bayýlýr gibi oldu. Tekrar derin bir nefes aldýðýnda, gözleri yuvalarýnda dönmeye baþladý. Sonra geriye doðru býraktý kendini. Bedeni yere çarparken çýkan ses, dayanýlmazdý. Bir anne, gece yarýsýndan sonra koridorda yürürken, yerde bulunan boþ bira þiþelerine takýlýp düþen oðlunun cansýz bedeninin yanýna diz çökmüþ, aðlýyordu. Çocuðun odasýndaki saat, karanlýkta parlayan kýzýl rakamlarla, 00:29 ‘u gösteriyordu.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Güngör Demir, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |