Aþýk olmayan âdem / Benzer yemiþsiz aðaca. -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
Ancak, Marksizmi anlamaya, eylemselleþtirmeye çalýþýrken, nasýl dogmalaþtýrýldýðýna da yaþamý boyunca tanýklýk eden biri olarak katký yapma gereði duydum. En baþtan belirteyim. Amacým, güzel yüreklerdeki özlemleri, heyecaný, umudu söndürmek deðil elbette. Aksine gerçekçi saptamalar yapmaya çalýþarak, yeni kandýrmacalarýn önünü kesmek. Ola ki yanlýþ saptamalar yapýyorsak, onun sonucunda doðacak yeni umutsuzluklarý, çöküntüyü önlemek için küçük bir katký yapmak. Bu anlamda, hepimizi daha çok bilgilenmeye, düþünmeye, tartýþmaya çaðýrmak. Ortamý ýsýtmak için, konuya bir anýyla gireyim. 1968 yýlý. ABD Vietnamý kana boyamýþ. Medya saklamaya çalýþsa da kolu, bacaðý, aklý yitip gitmiþ askerler ve cenazeler geliyor ABD’ye. Dünya gençliði ayakta. Tröstlerin kârlarý için savaþmayacaðýz, “Savaþma seviþ” diyorlar, gösterileriyle, þarkýlarýyla çýðlýk çýðlýða. Markalý giyim kuþam, süs püs, tüketim reddediliyor. Hýrpanilik moda. Biz bu ülkenin “seviþmek” sözcüðünün bile tabulaþtýrýldýðý bir kültürün içine doðmuþ, onunla yoðrulmuþ gençleri de ayaktayýz. Seviþmenin bir talep olup haykýrýlabileceðini bile düþünemiyoruz. Ama ABD, iþbirlikçilerinin gönüllü yardýmýyla içimizde. Yeraltý, yerüstü kaynaklarýmýza gözünü dikmiþ, gelmiþ çöreklenmiþ güzel ülkemize. Marifetlerinin birazýný, sevgili abimizin dilinden, onu sevgiyle, özlemle anarak aktarayým . “Kýzýlýrmak birgün çýkýp geldiler-anlamsýz yüzlerini ve gülüþlerini- tüketimartýklarýný üretimorganlarýný ve eski külotlarýný- çikletlerini çukulatalarýný getirip býraktýlar-tiklerini mi- miklerini çiðliklerini-gençkýzlarýn düþlerini getirip býrak- týlar-hergün hergün yeniden getirip býraktýlar-iplerini oltalarýný konservekutularýný-süttozlarýný soyalarýný sa- lemlerini-kýsýrlýkhaplarýný madalyalarýný tasmalarýný- bayraklarýný bayrakyýrtmalarýný sövmelerini-anamýza bacýmýza çocuðumuza-en çok önem verdiðimiz þeyle- rimize-üretimorganlarýný ve tüketimartýklarýný kullana- rak-tanrýnýn ve isa'nýn ve bizimkilerin izniyle-atlarýný seyislerini çombelerini..................................................” HASAN HÜSEYÝN KORKMAZGÝL/ Kýzýlýrmak Elimizde 1960 anayasasý köylerdeyiz. Üniversiteler kalelerimiz, meydanlar bizim ve 6. Filoyu denize dökmekteyiz. Ýstanbul’dan Ankara’ya yürümekteyiz. Ve devrim 5, 7 en fazla 10 yýl içinde olacaktýr. 1971, 12 Mart darbesi : Deniz, Yusuf, Hüseyin, Mahir, Ýbrahim ve diðerlerimiz...ve dolup taþan mapusanelerimiz... 1980, 12 Eylül darbesi: On yedi yaþýndaki Erdal ve 49 idam daha...ve dolup taþan mapusanelerimiz... Bu genç insanlarýn herbiri en iyi meslekleri edinmek için okuyor, ama tonlarca para kazanabilecekleri geleceklerini, canlarýný, hiçbir çýkar gözetmeden güzel ülkelerinin çýkarlarý için feda ediyorlardý. Ve artýk, takunya tangýrtýlarýnýn çýnladýðý her yerde, güzel saçlarýmýzý örtmemek için çýrpýnmalarýmýz...Gemiciklerini, altýn þirketlerini, ortaklýklarýný ve satýþlarýný görmeyelim diye gözlerimizi de örtmeye doðru koþar adým gidiþimiz. 1985 ve sonrasý : 1917’de doðan, babasý Karl Marx, adý ise barýþ, özgürlük, eþitlik, adalet, onur, ve sömürüz bir dünya olan bebeðin, büyünce neler yapabileceði öngörülüp daha fetüsken katlediliþi. Geldiðimiz nokta neresi ? Binlerce yýl SÖMÜRÜ + Kâr + SÖMÜRÜ döngüsüyle deneyim biriktirmiþ bir dünya düzeninin, kapitalizmin, o binbir yüzlü canavarýn, binbir oyunu, alavere dalaveresiyle geciktirdiði ecelden kaçýþýn þimdiki noktasý iþte. Yani, pek alýmlý ve imlediði yuvarlaklýðýyla erotizmi gýcýklayan, çaðrýþtýran KÜRESELLEÞMEMÝZ. (Dünkü ve bugünkü oyunlarýn en önemli bir bölümünü kavramak için Sn. Hulki Can’ýn, konuyu güncelleyen güzel þiiri, Büyük Babil’in Ölümü’nü okumanýzý öneririm.) Kýsacýk bir aný olsun, diyordum ama uzadý, hoþgörün. Tanýklýk ve sanýklýk zor zanaattýr, kýsa tutmak da zormuþ meðer. “Göçmüþ, tükenmiþ, bitmiþ bu kadýn” mý diyorsunuz. Hayýr, öyle olsa burada iþi ne? Yorgun mu? Evet. Þaþýrmaktan, düþünmekten, yorgun. “Umudunu yitirmiþ bu kadýn” mý diyorsunuz? Hayýr, öyle olsa burada iþi ne? Tüm kaygýsý, deneyimini “kapalý oda”ya götürmemek, sele serpe ortaya saçmak, ola ki toplayýp yararlanan olur, diye. Evet, nihayet, sevgili S.D.Karahaliloðlu’nun, iki saptamasý üzerinde durmak isterim. Birincisi, Arap ülkelerindeki halk hareketlerinin, kalkýþmalarýn HALK DEVRÝMÝ olduðu saptamasý. Bu konuyu açmak niyetindeydim. Ancak, yukardaki aný ve özet planýmý bozdu. Günümüz teknolojisi, bizim gençliðimizde olduðu gibi binlerce kitap devirmekten uzaklaþtýrdý bizi. Bilginin sahtesinin çokça üretildiði bir ortam yaratsa da iletiþim kolaylýðý ve çabuk ulaþýlýrlýk getirdi. Yeter ki, þu büyüðümüz, þu beyfendü ya da hamfendü þöyle buyurdu, medyada þunlar bunlar anlatýldý kolaycýlýðýna düþmeyelim. Binbir yüzlü canavarýn bizden çok daha bilgili ve deneyimli olduðunu unutmayalým. Kuþku, yapýþýk kardeþimiz olsun, üþenmeden gerçek bilgiyi çok yönlü arayalým. Yargýmýzý öyle oluþturalým. Onun için özellikle yönlendirmekten kaçýnmak amacýyla, halk hareketi, kalkýþma, devrim, devrimlerin oluþumu, devrimci durum, devrim süreçleri, bu süreçlerdeki ileri-geri devinimi, iniþ-çýkýþlar, devrimin oluþumu ve ilerlemesinde alt yapý-üst yapý etkileþimi konularýnda bilgi döktürmek yerine hep birlikte daha çok bilgilenme ve daha çok tartýþma öneriyorum. Çünkü gerçekten sapla samanýn, ellerle ceplerin, dostlarla düþmanlarýn ve de her þeyin, iyice karartýlmýþ dünya sahnesinde birbirine karýþtýrýldýðý, harman edildiði kaotik bir süreçten geçiyoruz. Sevgili Karahaliloðlu’nun ikinci saptamasý ise "Takunyalý Sadaka Ýmparatorluðu Yýkýlýyor: Kapitalizm Öldü, Yaþasýn Marx>> idi. Bu saptamayý da aceleci bulduðumu belirtmek zorundayým. Bunun için de deðiþim, ileri demokrasi vs. gerekçeleriyle soldan saða dönen (Onlar þimdiki sol bu diyorlar) anlý þanlý yazar çizer, liberal, sol önder geçinenlerin Marksizme yaklaþýmlarýnýn dikkatle izlenmesini öneriyorum. Emperyalizm sözcüðünün nasýl ve neden saf dýþý edildiði, dahasý Marks’a merakýn uyanmasý nedeniyle, Marks adýný yarým aðýzla andýklarý ama nedense kapitalizm-anamalcýlýk-sömürü-sýnýf-artýdeðer gibi sözcükleri dillerinden nasýl attýklarýnýn gözlemlenmesini öneriyorum. Acaba neden? Ek olarak, emperyalizmin, iþbirlikçileri eliyle, hunharca katledilen, devrimci uyanýþýn ve savaþýmýn yiðit önderlerinden Che Guevara’nýn nasýl metalaþtýrýldýðýnýn, anýmsanmasýný da öneriyorum. Kapitalizm, kendisine düþman gördüðü ama baþaçýkamadýðý simgeleri, derhal metalaþtýrýr, yaygýnlaþtýrýr, satar, kâra dönüþtürüp kanýksatarak yok etmeye çalýþýr. Düþmanýný yüceltir görünüp ondan da para kazanýr. ÞÝMDÝLÝK SONUÇ: Binbir yüzlü, binbir fetbazlýk ve fettanlýk ustasý o canavarý küçümsemeyelim. Uyanýk ve temkinli olalým ki oyunlarý bozabilelim, diyorum. Yoksa oyuna gelmek iþten bile deðil. Bir bakmýþýz amacýmýz bir yanda, yolumuz ters yönde. Bol bilgi, çok düþünüp, doðru platformlarda tartýþýp, doðru yargýlara ulaþma dileðiyle... Umudumuz diri, yolumuz açýk olsun... NOT: Ýzedebiyatta dolaþýrken sn.Þenol Onay’ýn Mahir Çayan baþlýklý ve “Ben böyle sola ‘Yuh’ diyorum, diye sonlanan yazýsýna rastladým. Henüz sitenin yabancýsýyým ve tam tanýmýþ deðilim. Üstelik sanallýðý ve yapaylýðý sevmediðim için ne yazýk ki teknolojiyle de geç tanýþtým. Beni derin bir acýyla düþündüren bu yazýya bir eleþtiri yazmayý düþündüm. Fakat bu yazý öne çýkýnca, küfürnamesini belki gözden geçirir umuduyla, yazmayý erteledim. Sitenin iþleyiþinde birinin adý geçince kendisine ulaþýyor mu, bilemiyorum. Ama duyduðum acýnýn bir yolla kendisine ulaþacaðýný, bu yazýyý okuyacaðýný umuyor ve her þeye karþýn, dost selamlarýmý iletiyorum.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Vildan Sevil, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |