"Alem-i Ýslam kapýsýnýn kilidi Türkiye'dir. Bu kilit bu kapýyý Alem-i Ýslam üzerine açar." Bediüzzaman.

Dünya, Ýslamî deðerlerin yükseldiði yeni bir döneme girmiþtir. Batý ile Ýslam alemi arasýnda kurulmaya çalýþýlan köprü, bugün daha aciliyetli hale gelmiþtir. Batý, Ýslam'ý tanýma ve anlama süreci içindedir ve onu Ýslam dünyasý ile biraraya getirebilecek tek ülke Türkiye'dir.

Türkiye, Ýslam Aleminin Oluþturacaðý Beklenen Birliðin Doðal Lideridir

Türkiye, Batýdaki demokratik deðerler ile Ýslamî deðerlerin uyumunun önemli bir örneðidir. Ayný zamanda tarihi mirasý da Türkiye'ye liderlik özelliði kazandýrmaktadýr. Ülkemizin bu özellikleri zaman zaman Batýlý strateji uzmanlarý, devlet adamlarý ve medya mensuplarýnca da dile getirilmektedir.

Örneðin, ABD eski baþkaný Bill Clinton bir Türkiye ziyaretinde "Türkiye, Avrupa, Asya ve Afrika'yý içine alan milyonlarca kilometrekarelik bir alanda, dünya siyasetinin merkezi olan bir bölgede söz sahibi bir ülke olduðu için 21. yüzyýlýn þekillenmesinde kilit rol oynayacaktýr." diyerek Türkiye'nin 21. yüzyýlýn lideri olacaðý yönündeki görüþünü bildirmiþtir.

Batý ülkelerinin yönetim kademelerindeki yetkililerinden Türkiye'nin, Ýslam dünyasýnýn lideri olabileceðine dair sýk sýk açýklamalar gelmektedir.

ABD Bþk. George W. Bush'un Ulusal Güvenlik Eski Danýþmaný Condoleezza Rice, bu konuda þu sözleri söylemiþtir:

"Türkiye, Müslüman nüfusu ve laik prensipleriyle sadece Ýslam dünyasýna deðil, bütün Müslümanlara örnek olabilir. Türkiye modeli radikal Ýslam'a karþý bir alternatif olarak çok büyük bir
önem taþýyor. Pakistan Devlet Baþkaný Müþerref de Ýslam ülkelerinin model arayýþý içinde olduðunu
söylemiþti. ABD, Türkiye'nin çok iyi bir model olduðunu düþünüyor."

New York Times Ýstanbul Bürosu eski þefi Stephen Kinzer'ýn açýklamalarý ise þöyledir:

"Eðer dünyada Ýslam ile demokrasinin bir arada yaþayabileceðini gösterecek tek bir ülke varsa o da
Türkiye'dir. Türkiye diðer ülkeler için mýknatýs rolü oynayabilir ve dünyanýn gidiþatýný deðiþtirebilir."

Osmanlý çatýsý altýnda yaþamýþ toplumlarýn çoðu, Osmanlý dönemindeki barýþ, huzur ve güven ortamýný, yeniden özlem ve umutla Türkiye'den beklemektedirler.

Birçok siyaset bilimci, stratejist ve politikacýnýn ortak görüþü ise Türkiye'nin kritik bir dönemeçte olduðudur. Dünyadaki sorunlu bölgelerde çözümün gerçekleþmesinde, Türkiye'nin kilit ve lider ülke olduðu fikri çoðunun ortak inancýdýr.

Batýlý bazý politikacýlar, "11 Eylül'ün dünya siyasi dengelerine verdiði yeni ivmeyle, bir kez daha yeni bir dünya kuruluyor ve Türkiye'nin bu dünyada alacaðý yer, kimliði, kültürü, tarihi ve bunlara baðlý olarak geliþtireceði stratejilerle belirlenecek." açýklamasýnda bulunmaktadýrlar.

21. yüzyýlda Türkiye'nin çok önemli bir bölgesel gücü temsil ettiðine dikkat çekilmekte ve "bu sebeple Türkiye'nin Avrupa ve ABD nezdindeki güç ve prestiji tahmin edilemeyecek derecede artacak" yorumunda bulunulmaktadýr.

Balkanlar, Ortadoðu ve Kafkasya/Orta Asya gibi sýcak bölgelerde söz sahibi olan Türkiye hakkýnda
birçok Batýlý stratejist, Türkiye'nin yol gösterici olacaðýný öngörmektedir.

Türkiye'nin gelecekteki bu önemli pozisyonuna dikkat çeken bir diðer isim ise ünlü gazeteci Stephen Kinzer'dýr. Kinzer, The New York Times gazetesinin Türkiye temsilcisi ve uzun yýllardýr Türkiye'de bulunan bir isim. Yazdýðý, 'Crescent and Star: Turkey Between Two Worlds' (Hilal ve Yýldýz: Ýki Dünya Arasýndaki Türkiye) adlý kitabýnda Türkiye'nin bu önemli konumunu þöyle vurgulamýþtýr:

"Türkiye'nin oynayabileceði role dikkat çekmek istiyorum... Ne var ki uzun vadede oynayacaðý rol ise çok daha hayati bir önem taþýmaktadýr. Eðer Türkiye kendi iç sorunlarýný aþabilirse, Müslüman demokrasisinin çarpýcý bir örneði olarak karþýmýza çýkacaktýr. Ýslami hassasiyetleri radikalizmden ayýran bir mýknatýs görevi görebilir. Müslüman dünyasý üzerinde büyük bir etkisi olabilir ve böylelikle tüm dünyayý deðiþtirebilir."

Son olarak bu ay içinde ABD'nin önde gelen iþ dünyasý gazetesi Wall Street Journal (WSJ), Ýstanbul'a tam sayfa ayýrdýðý ''Ýmparatorluk Geri Geliyor'' baþlýðýyla yayýmlanan haberde, ''Türkiye'nin bölgesel süper güç olma yolunda güvenle ilerlediðini'' yazmýþtýr.

Dünyanýn en zor bölgelerine asýrlar boyunca hakim olan Osmanlý'yý ayakta tutan güç, Kur'an ahlakýndan kaynaklanan manevi deðerlerdir. Bu uygarlýk mirasýný iyi deðerlendiren, milli ve manevi deðerlerine sahip çýkan ve Batý'ya arkasýný dönmeyen Türkiye, yeniden tarihi yönlendirecektir. Yaklaþýk altý asýr dünyaya düzen getiren Osmanlý Ýmparatorluðu'nun mirasýna sahip olan Türkiye için bu misyon ve üstlendiði sorumluluk, aðýr gelmeyecektir.

Türkler tarih boyunca uygarlýklar kurmuþ ve büyük toplumlara lider olmuþlardýr. Türk Milleti'nin sahip olduðu lider karakteri, onu -Allah'ýn dilemesiyle- dünya liderliðine taþýyacaktýr. Türkiye liderliðinde gerçekleþecek olan Ýttihad-ý Ýslam, Osmanlý'dan sonra istikrar ve refahý kaybeden topraklara barýþ ve huzur getirecektir. Müslüman toplumlarýn çoðu, Osmanlý zamanýnda yaþadýklarý huzur ve güvenin yeniden saðlanmasý için Türkiye'ye umutla bakmaktadýrlar.

Birliðin Temeli ve Çatýsý

Kurulacak Ýslam Birliði için Avrupa Birliði örnek alýnabilir. Avrupa Birliði'nde, üye ülkelerin hepsi kendi ulusal egemenliklerini, yönetim sistemlerini korumaktadýrlar. Birliðin deðerleri ise 'Avrupa kültürü' üzerine inþa edilmiþtir.

Ýslam Birliði de, 'Ýslam kültürü' temeli üzerine inþa edilen, üye ülkelerin baðýmsýzlýklarýný ve milli sýnýrlarýný koruduklarý bir birlik olmalýdýr. Devletler yapýsal olarak birleþmeyecektir ancak kuþkusuz ortak politika ve çýkarlar çerçevesinde karar ve yürütme organlarý olmasý gerekir.

Tarihte lideri olmayan bir topluluk yoktur. Kur'an'da kýssasý anlatýlan her kavmin bir lideri vardýr; Ýslam Birliði'nin de kesinlikle bir lideri olacaktýr. Bütün Ýslam ülkeleri, lider olarak Türkiye'yi iþaret etmektedirler. Çünkü Türkiye hem Osmanlý'nýn mirasçýsýdýr hem de dinin en güzel yaþandýðý, marjinal ve fanatik görüþleri bulunmayan, gerçek Ýslam'ý yaþayan demokratik bir ülkedir. Gerçek Ýslam konusunda örnek olacak tek ülke Türkiye'dir.

Milletimiz coþkuyla bir büyük Türkiye'yi arzu etmektedir. Kasdettiðimiz Büyük Türkiye, sýnýrlarýný geniþletme ve ülkelerin kaynaklarýný ele geçirme anlamýnda bir güç deðil, manevi bir güçtür. Irk anlamýnda ya da diðer ülkelere hükmetmeye dayalý bir Türkiye deðil, koruma anlamýnda bir güçtür söz ettiðimiz.

Kur'an'ýn, "Allah'ýn ipine hepiniz sýmsýký sarýlýn. daðýlýp ayrýlmayýn." buyruðu gereðince ittihad yani birleþme zorunludur. Bediüzzaman, "Ýttihad-ý Ýslam bu devrin en büyük farz vazifesidir" diyerek, Müslümanlarýn birleþmelerinin önemine dikkat çekmiþtir. Ýslam dünyasýnda yýllardýr yaþanan acý ve dökülen kan, bu parçalanmanýn getirdiði sonuçlardan biridir. Kan ve gözyaþýnýn durmasý ve insanlarýn huzur içinde yaþamalarý için Ýttihad-ý Ýslam'ýn önemi açýktýr. Her Müslüman bu süreçte çaba içinde olmalýdýr.

Yaþamýmýzýn her anýnda olduðu gibi, Ýttihad-ý Ýslam'ý amaçlarken de Allah'ýn ve Peygamberimiz(sav)'in gösterdiði yolu izlemeliyiz. Kendi mantýðýna, kendi yorumuna ve uygun gördüðü koþullara göre farklý yollarý izlemek ve Allah'ýn gösterdiði yoldan baþka yola uymak kayba götürür. Allah'ýn yardýmý, yalnýzca Kendisinin ve resûlünün yolunda çaba gösterenler içindir.

Ey iman edenler, eðer siz Allah'a (Allah adýna Ýslama ve Müslümanlara) yardým ederseniz, O da size yardým eder ve sizin ayaklarýnýzý saðlamlaþtýrýr. (Muhammed Suresi, 7)




Fuat Türker, Haber Vaktim