Sahte bal, sahte yað, sahte çek, sahte kimlik yapan ve düzenleyenlere ne diyoruz? Sahtekar… E, o halde sahte gözyaþý dökenlere niçin sahtekar diyemeyeceðim. Esasýnda bu sahte aðlama þekline bürünenlere, demonstrasyon (gösteri-canlandýrma) yapýyor diyormuþ batýlýlar. Aðlýyormuþ gibi yapma, bazen de tam tersi gülüyormuþ gibi yapma. Evet; bu da var, yalancýktan gülme… Gülme gibi yapma; sahte gülücük…
***
Hiç alakasý olmayan toplantýlara katýlýp konuþmacýlarýn, konuþmalarýný dinlerken; “Ooo ben bunlarý biliyorum gibi davranma þekli”; bu da demonstrasyon, gösteri, canlandýrma… Yani “bilen adamý” canlandýrma… Tembel olmasýna raðmen çok çalýþaný canlandýrma… Bilim adamý olmamasýna raðmen bilim adamý gibi davranma… Milliyetçi olmamasýna raðmen, dönem milliyetçilerin dönemi ise, milliyetçi gösterisi… Sosyal demokrat dönemde gösteriye hemen ayak uyduran… Þimdiler de tam AKP sempatizaný olan biri… Demonstrasyon yapýyormuþ güya, öyle dediler yeni öðrendik. Merak ettiðim böyle tiplerin býyýklarýnýn þeklinin deðiþmesi, yüzüklerin sol elden sað ele takýlmasý, alyanslarýn çýkarýlýp gümüþlerin takýlmasýný fark edenlerin ne düþündüðü… Öðrendim; hala düþünen adamý canlandýrýyorlarmýþ onlar da. Düþünen adam demonstrasyonu…
Ýþte bunlar, ilkesizliðini, kiþiliksizliðini, omurgasýzlýðýný, siyasi kimliksizliðini, döneme göre, kimlikli hale getirme gösterileri. Kimsenin býyýðý, yüzüðü problemimiz deðil, döneme göre bunlarý deðiþtirenler…
***
Birisi için; “bu ne sahtekar adam” dedim geçenlerde, baþka arkadaþ öyle demeyelim de “demonstrasyon” diyelim dedi. Eskiden toz kondurmazdý bahse konu olan kiþiye, ama þimdilerde bazý þeyler deðiþti herhalde ki demonstrasyon seviyesine kadar indi diye düþünmüþtüm o arkadaþ için ama yanýlmýþým. Daha mý bilimsel oluyor bu þekilde, diye sorunca. Hayýr dedi arkadaþ; ‘o sahtekar dediðin adamýn Ýngilizcesi iyi deðil kendisi hakkýnda demonstrasyon yapýyor dediðimizi duyarsa belki iltifat ettiðimizi düþünür’.Buyurun! Þimdi iki sahtekar oldular.
Demonstrasyon. Bir sahtekâra sahtekar dedim diye öðrendiðim kelime…
***
Ancak bazen iþe yaramýyor. Birkaç yýl önce açýk yüzme havuzunda, havuzun kenarýna genç bir adam yaklaþýr. Birkaç ýsýnma hareketi, bir küçük vücut gösterisi yaptýktan sonra havuza balýklama atlar. Ama iþte bir tuhaflýk vardýr. Atletik yapýlý adam havuzda ritmik olmayan hareketler yapmaya baþlar. Anlayacaðýnýz adam su yutmaya baþlamýþtýr. Yani boðulmaya… Bizim cankurtaranlar olayýn “su dansý” olmadýðýný anlayýncaya kadar epeyi su yutar vatandaþ. Neyse sonunda sudan çýkarýrlar atletik yapýlý genci. Sorarlar adama; kardeþim ne oldu baygýnlýk falan mý geçirdin, niye bu kadar su yuttun diye. Adam cevap verir; televizyonda gördüðüm yüzücüler gibi yapmaya çalýþtým, ama yüzemedim. Yani anlayacaðýnýz adam yüzme bilmiyormuþ. Sadece demonstrasyon yapmaya kalkýþmýþ.
Havuzun kenarýnda yaptýðý hareketlere göre iyi bir yüzücü olarak kendini gösterdi, ama havuza atlamamalýydý. Emin olun böyle tipler havuza atlamasa bile bir gün ayaklarý kayar ve havuza düþer. Ya cankurtaran yoksa!
(Gürsel ÇOLAKOÐLU- Karadeniz Gazetesi, Kasým 2009)