-KADÝFE KABUS -
Güzel ve ''sýradan '' bir hayatý vardý.Ne var ki bu sýradan kelimesi ruhuna minik minik iðneler saplýyordu sanki.Duraðan,düzenli ve boðucu derecede huzurlu bir hayat..taþrada görev yapan bir memur,belediyede çalýþan bir katip ya da bir köy öðretmeni.Bunlardan ortak bir karýþým taþýyordu hayatýnýn silik silüeti.Kadýn cinsinde yaratýlmýþtý ayrýca.Hem avantajlý hem de bazen kýsýtlayýcý bir sosyal kimlik.Daha ne istiyorsun sen Allahaþkýna ? ..diye baþlayan monologlar þeklinde insanlardan ve en çok da hemcinslerinden ''lafla dayak yediði '' çok olurdu.Alýþkýndý buna.Güvenli ve garantili sayýlabilecek bir mesleði,düzenli yatan sigortasý,her sabah onu kapýsýnýn önünden alan servisi,kendine ait bir evi ve vesaireleri vardý.Bir de efendi bir kocasý olursa tamam olucaktý herþey gerçekten de.Henüz bir kocasý yoktu ama bu iþ ..sanki bir çeþit arsenik gibiydi.Her sabah,öðle ve akþam minik minik yemeðine katýlan bir arsenik ..Ayný yüzler,yemekler ,çýktýðý merdivenler,bayanlarýn makyaj malzemesi ve parfüm kataloglarý,erkeklerin maç konuþmalarý,ölçülü ve edepli (!) espriler,bütün iç bayýcý uzatýlmýþ konuþmalarýyla herþeyi bildiðini sanan müdür beyin köylü kurnazý,kofti,cahil halleriyle üstüne kendini ''karizmatik''zannetmesi ve buna tasdik beklemesi,koridorlarý paspaslayan abaza hademenin gömleðine dökülen salyalarýyla pis sýrýtmalarý ..Mercimek kadar beyniyle o da müdür beyle ayný sendroma sahipti galiba.
Sýzlayan bacaklarýyla eve döndüðünde o binanýn kokusu ve moleküllerini üzerinde taþýyormuþ gibi ilk önce elbiselerini silkelerdi.Ýki simi vardý.Ayþe Sinem.Ýþyerinde herkes Ayþe haným derdi ona genellikle.Ayþeyi kullanmýyorum diye kaç kere rica ettiðini kendi bile unuttuðu halde artýk ilelebet Ayþe kalmýþtý adý.
-Ama ben çocukluðumdan beri öbür adýmla çaðrýlýyorum ?
-aaaa ama Ayþe haným,Ayþe daha güzel deðilmi,peygamber efendimizin eþinin adý,ne mübarek bir isim ...
Ayþe ...Fatma,Ali,Ahmet,Mehmet ..En yaygýn,en bilinen,aynýlaþmýþ yaþamlarýn,aynýlaþmýþ bireylerinin isimleri.Sanki bir fabrikanýn seri imalat modelleri gibi.Ayþe 1,Ayþe 2,Ahmet 316,Mehmet 13857 ...
Farklý olmanýn sinsi lanetini taþýyordu sýrtýnda.Dýþýna milim sýzdýrmayýp,kabuðu tamamen onlarla ayný olsa bile iç maddesi bambaþka bir esans ve özden yapýlmýþ bir ayrýksý otu,nefes alamayan bir tropik ortam bitkisi olan bu garip bünye,Tezer Özlü,Slyvia Plath,Franz Kafka ..ve daha onlar gibi birçok anarþist hayaletten atomaltý parçacýklar taþýyordu DNA sarmallarýnda.Bir nevi anahtar taþýdýðna inanýyordu ayný zamanda bu insanlarýn.Ezelden ayrýksý ya da sonradan baþkalaþmýþ kendi gibi lanetli bünyelerin ruhlarýnýn anahtarlarý..Standart fabrika kilitleri uymuyordu ve içerden sahibi de açamýyordu bu kilidi.Dilsizdi yani,içinin yankýsý.Oysa ki yazarlar,heleki þairler öyle deðildi.Onlara hem tapýyor hem de kýskanýyordu.Ýçlerindeki þatolarý,masal diyarlarýný ve okyanuslarý kelimelerle insanlara fýþkýrtan estetik iþçileriydi onlar ve Yaratýcý herkimse,bir güzel kadýnlarý bir de onlarý kendi özünden hediyelerle bu dünyaya göndermiþ olmalýydý.Ýnsanlarý büyüleyen ve hipnotize eden,kilitli kalp kutularýný açan altýn anahtarlarla ...
-Ayþe haným ?
Uyuz oluyordu böyle çaðýrýlmaya,ani bir refleksle cevap verdi hemen ;
-Efendim ?
-Þu kayýtlarý temize çekicekmiþsiniz acil,müdür bey istedi .
-Ok,tamam.
Ruhsuz bir þekilde dosyanýn baþýna oturdu.Çok da sýkýntý yoktu aslýnda hayatýnda,borcu,belalýsý,sorunlu ailesi,unutamadýðý ex-aþký ..yoktu bunlarýn hiçbiri yoktu,hatta insanlar kibar davranýyorlardý ona hep.''Ayþe haným,çay içermisiniz ? Ayþe haným þirket gezisine siz de gelin,Sinemcim hadi alýþveriþe çýkalým caným,sen olmadan olmaz ...''Kurulmuþ bebekler gibi ayný bayat cümleler ve çeþitlerini belirli aralýklarla tekrarlayýp duran telaþlý,komik bir penguen sürüsü ...
Ergenlik yýllarýnda izlediði Müjde Ar'ýn eski bir filmini hatýrladý.''Ahh Belinda idi ...'' idi filmin ismi.Bir sabah uyandýðýnda kendini baþka bir kadýnýn,bambaþka birinin hayatýnýn içinde bulan bir kadýnýn hikayesini anlatýyordu bu film.Birgün üç çocuklu bir ev kadýný olarak tanýmadýðý bir adamýn yanýnda uyanýyor ve kendisi dýþýnda herkes oraya ait olduðuna inanýyordu.Baþka biri olduðunu anlatmak için uzun süre çýrpýnýyor ama sonra bundan vazgeçiyor ve alýþýyordu öbür kadýný yaþamaya...ve tuhaf olan;tam da sonsuza dek o kadýnýn içinde kalýcaðýný düþündüðü anda tekrar eski hayatýnýn içinde buluyordu kendini filmdeki karakter.Ne olurdu sanki kendisi de bir sabah o eski ''asýl '' hayatýnýn içinde uyanýverseydi ? ... ve kopuverseydi birdenbire bu sýkýcý kadifemsi kabus ..tekrarlayan,tekrar ettiren,yeknesak bir gidiþ geliþler zinciri..otobüsler,dolmuþlar,market alýþveriþleri...sonsuza dek kendi içinde dönecek,kývrýlacak bir çember,hatta bir girdap....Duraðan,sakin,sex ve þiddet unsurlarý içermeyen (!),güvenli ...ama insaný '' YUMUÞAK YUMUÞAK BOÐAN ...'' bir hayat.Sýkýcýlýk tanrýsý sanki ellerine kadife eldivenler geçirmiþ onlarla okþuyordu boðazýný ..Her türlü sivriliði diþleriyle yontuyor ve yumuþatýyordu bu tanrý.Hiçbir sürpriz ya da mucize olasýlýðýnýn varoluþ þansý taþýmadýðý bir diyar yapýyordu adeta tüm evreni...
Ýçinde sakladýðý bu düþünceler ve bu alttan alta kaynayýp fokurdayýp duran anarþizm damarlarýyla aðýrlaþan baþýný yastýðýn üzerine býraktý.Gözkapaklarýný öptü yorgunluk perileri.Saatini kurdu yine ayný saate.Ertesi sabah bugunün fotokopisini yaþamak ve '' öbür kadýnýn '' hayatýna gitmek üzere uykuya daldý...