..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"...öyküyü yazan bilge, beþinci ya da altýncý göbekten kral torunu olduðumu ortaya çýkaracak þekilde belirleyebilir soyumu." -Cervantes, Don Quijote
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Modern > Aslý Orhon




14 Mart 2011
Pazar Pazar  
Aslý Orhon
Yedi katlý okul binasýnýn en üst katýnda idi kýzlar yatakhanesi. Katta; beþi sað, beþi solda on tane oda vardý her birinde yirmi-otuz kiþinin yattýðý. Sol taraftaki odalar okulun bahçesine ve karþý binadaki erkekler yatakhanesine bakýyordu, arada büyük bir bahçe olmasýna raðmen kýzlar ve erkekler büyük pencereler sayesinde geceleri çok rahat sözsüz iletiþim kurulabiliyor, nice aþklar dile geliyordu


:BBJD:
Beyaz florasan lambalarýnýn sönmesi ve bej renkli kalýn perdelerin kapanmasý ile gecenin pýrýltýsýnýn sinsice sýzarak aydýnlattýðý odada, yorgan altýna girmiþ 15 çift göz açýlmak için 16. çift gözün sahibinden gelecek talimatý bekliyordu. Günlerden pazar idi. 16. çift gözün sahibi Hasibe, ilk komutunu verdi; “ Semiha, nöbet sýrasý sende, Odun Bacak’ýn odasýnýn ýþýklarý sönünce haber ver” Sýranýn kendinde olduðunu bilen Semiha, yine de þaþýrmýþ ve haksýzlýða uðramýþ gibi yüzünü buruþturarak yataðýndan çýktý, terliklerini sürüyerek kapýya doðru isteksizce yöneldi.
Yedi katlý okul binasýnýn en üst katýnda idi kýzlar yatakhanesi. Katta; beþi sað, beþi solda her birinde yirmi-otuz kiþinin yattýðý on tane oda vardý. Sol taraftaki odalar okulun bahçesine ve karþý binadaki erkekler yatakhanesine bakýyordu, arada büyük bir bahçe olmasýna raðmen kýzlar ve erkekler büyük pencereler sayesinde geceleri çok rahat sözsüz iletiþim kurulabiliyor, nice aþklar dile geliyordu. Bunu farkýnda olan okul yönetimi bu fazladan iletiþimi önlemek için bahçeye bakan kýsýmdaki odalara henüz gözleri tam açýlmamýþ, anne hasretiyle yanan küçük sýnýflarý yerleþtirmiþ, binanýn diðer tarafýnda,yani sokaða ve karþýsýndaki apartmanlara bakan kýsýmdaki odalarý, belletmen odasý ile birlikte liselilere vermiþti. Buna raðmen liseli kýzlar akþamlarý sýk sýk küçük kardeþlerinin odalarýný ziyarete giderek karþý binadaki erkek arkadaþlarýný ve beðendikleri çocuklarý görmek için camlara koþmaktan geri kalmýyorlardý.
Belletmen Tülay Tiren, akþam nöbetlerinde sýk sýk liseli avýna çýkar, küçüklerin odalarýndaki liselileri yakalayýp kendi odalarýna geri gönderirdi. Tülay Tiren, nam-ý diðer Tülay Çuf Çuf- otuzlu yaþlarýna gelmiþ, kumral mavi gözlü, beyaz tenli bir kadýndý. Esasýnda Fen Bilgisi öðretmeni idi, Akhisarlý idi, Ýzmir’de kalacak yeri olmadýðý için gündüzleri öðretmenlik geceleri de yatakhanede belletmenlik yapýyordu. Kýzlara karþý oldukça disiplinli ve hoþgörüsüz idi Tülay Tiren, özellikle erkek arkadaþý olan kýzlara daha katý davranýr en ufak hatalarýný rapor ederdi. Küçüklerin odasýna da sýk sýk liseli avýna çýkmasý o yüzdendi. Asýl lakabý “Odun Bacak” idi kendisinin. Balýketi vücuduna göre bilekleri ve bacaklarý oldukça kalýndý. Ondan hiç haz etmeyen liseliler ona bu ismi takmýþtý , küçük sýnýflar ise bu ismi pek kullanmaz hatta bilmezdi, kendisi de takma isminin yalnýzca Çuf Çuf olduðunu sanýr diðer belletmenlere verilen acýmasýz isimlerle karþýlaþtýrýldýðýnda kendisininkinin oldukça sevimli olduðunu düþünürdü.
“Odun Bacak’ýn ýþýklarý söndü” dedi Semiha görevini ciddiyetle yerine getirmenin gururuyla. “Tamam” dedi Hasibe, “Gelmek üzere, yaklaþýn pencerelere. Aman iyi saklanýn, gözükmeyin sakýn!” Lise son’larýn odasýnýn elebaþý idi Hasibe, bazý belletmenler dahil tüm öðrenciler ondan çekinir, bir yandan da onunla yakýn olmak isterlerdi. Onunla hayat hep eðlenceli, komik ve macera dolu idi. Þimdi de kasvetli pazar akþamlarý için yeni bir heyecan keþfetmiþti kendisi ve oda arkadaþlarý için.
Az sonra binanýn karþýsýnda bulunan Sular Apartmaný’nýn beþinci katýnda bir odanýn ýþýðý yandý ve bir çift erkek bacaðý göründü. Bacaklarýn sahibi Aziz, bir elinde dergisi bir elinde viskisi pencerenin yanýndaki koltuða oturdu, bacaklarýný pufa uzattý, zigonun üzerindeki puroyu alýp yaktý. Evli çocuklu hayatýna virgül koyup beþ günlük bekar hayatýnýn baþlangýcý olan Pazar akþamlarýný, viskisi, purosu ve kendi ile baþbaþa kalýþýný seviyordu. Çok erken evlenmiþti Aziz, üniversite yýllarýnda ilk aþký ile dünyaevine girmiþ, çok geçmeden de çocuk sahibi olmuþtu. Henüz otuþbeþ yaþýnda; oniki yaþýnda bir erkek çocuða ve onbir yýllýk eski yüzlü bir evliliðe sahipti. Hayattaki tüm heyecanlarý erkenden yaþayýp bitirdiðini düþünüyordu. Ne koca ne de baba olmakla ilgili idealleri yoktu artýk, baþlamýþ olduðu hayatý devam ettiriyordu sadece. Oðlu Mert, Ýzmir’deki okullarý kazanamayýp Söke Anadolu Lisesi’ne girince eþi Hande ile orada küçük bir ev tutup Mert’i orada okutmaya karar vermiþtiler. Hande ve Mert her pazar Söke’ye gidiyor, haftaiçi orada kalýyor, cuma akþamý haftasonu tatili için Ýzmir’e geliyorlardý. Týpký yatýlý okulda okuyan çocuklar gibi, Hande’ye pazar sabahlarý bir kasvet çöker, bulantýlý bir yolculuk heyecaný baþlardý. O da yatýlý okulda okuyan çocuklar gibi cuma gününün bir an önce gelmesini dileyerek evinden ayrýlýrdý her pazar.
Hande’nin evinden ayrýlýþý, Aziz’in özlediði kendisine kavuþuþu idi aslýnda. Pazar akþamlarý salondaki en güzel köþeye oturur, viskisini koyar, purosunu yakar tüm maçlarý, spor programlarýný ve yorumlarý izler bunlarý yaparken de evdeki en özgür haliyle dolaþmayý sever, üzerine sadece bir iç çamaþýrý giyerdi. Bir süreden beri, bu pazar ritueli sýrasýnda yandaki okulun en üst katýndan onu kýkýrdayarak izleyen genç komþularý olduðunu farkýnda idi. Ýzlendiðini ilk anladýðýnda perdeleri kapamadýðý için kendine kýzmýþ hatta utanmýþtý, sonra o kýzlarýn camýn önünde itiþerek iç çamaþýrýyla oturan bir adamý eðlenerek izlemeleri komik gelmiþ, o da onlarý farketmiyor gibi davranarak bu oyunun parçasý olmaya karar vermiþ ve pazar gününün özgürlükler listesine bu küçük sýrrý da eklemiþti. Yorgun bir evliliðin ortasýnda, genç kýzlarýn onu seyretmeleri idi bu küçük sýrrýn en çok hoþuna giden yaný aslýnda.
Seyircilerinin yerlerini aldýðýna göz ucuyla bakarak emin olduktan sonra viskisinden keyifli bir yudum alarak televizyon kanallarýnda gezinmeye baþladý Aziz. Bir kaç dakika geçmeden telefon çaldý, arayan Hande idi.
“ Aþkolsun Aziz hiç merak etmiyor musun eve vardýk mý, öldük mü kaldýk mý?”
”Ne bileyim ben varmýþsýnýzdýr, azarlamak için mi aradýn bu saatte” diye cevap verdi Aziz.
“ Hayýr” dedi Hande sesini yumuþatarak, “Biz geldik de onu haber vermek için, eðer merak ediyorsan tabii”
“Hoþgeldiniz ne diyim? Konuþuruz yarýn ” diyerek telefonu kapadý Aziz. Keyfi kaçmýþtý birdenbire, bir pazar günü bile rahat vermiyordu bu evlilik ona. Gerçekten tam anlamýyla yalnýz kalmak istediðini, etraftaki bakýþlardan da rahatsýz olduðunu ve sýkýldýðýný hissetti, pencereye doðru yönelerek perdeleri sýkýca kapadý.
“Aaaaaa” diye fýsýltýyla karýþýk bir sitem yükseldi lise son’larýn odasýndan, bu pazar gösteri erken bitmiþti. “ Hemen yataklara, zýbarýn” diye baðýrdý Hasibe bunun üzerine, “Saklayamadýnýz koca kafalarýnýzý adam gördü heralde. Yarýn Odun Bacak’a þikayet giderse yandýk” Korkuyla yorganýnýn altýna girip gözlerini kapadý hepsi. Lise sonlarýn odasý kaygýlý bir sessizlik içersinde geceye dalarak piþmanlýk yeminleriyle sabahý beklemeye baþladý.
Az sonra Odun Bacak Tülay Çuf Çuf, odasýndan çýkýp yatakhanenin sessiz karanlýk koridorunda yavaþ yavaþ yürüyerek sükuneti denetlemeye baþladý. Oldukça endiþeli ve düþünceli idi: Acaba, onu izlediðini farkettiði için mi kapamýþtý adam evinin perdelerini?...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Zehir Fýsýldayan Köpükler
Erol Evgin, Seni Çok Sevdim
Soðuk Toprak
Denizin Üzerine Kar Yaðýyor
Hayat
Sahneden Ýndim

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Düþük Yasaklansýn! [Deneme]


Aslý Orhon kimdir?

Yazmak, küçük yaþlardayken keþfettiðim, kimse görmesin diye adamdak gardrobun arkasýna sýkýþtýrýp sakladýðým küçük bir paket. Yýllar sonra þimdi baþka bir çocuðun uyuduðu o odadan, baþka bir ailenin yaþadýðý o evden, baþka insanlarýn koþuþturduðu o þehirden çýkýp beni buldu. Belki de ben onu arayýp duruyordum senelerdir ve bendim onu çaðýran.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Aslý Orhon, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.