Anlamak beðenmenin baþlangýcýdýr. -Spinoza |
|
||||||||||
|
" Bayramlarda Ya da gurbetten geldiðimizde Onlardý bizi baðrýna basanlar Basmasalar da baðýrlarýna Sevgiyle bakanlar Þimdi nerede mi onlar Artýk yaþamýyorlar " Gecenin ortasýnda ter içinde uyandý Hasan. Sað kasýðýnda dayanýlmaz bir sancý vardý. "Allah Allah, bu neyin nesi?" dedi kendi kendine. Odanýn içi zifiri karanlýktý. Hiç adýyla seslenmediði, hep "gýýeyz" diye çaðýrdýðý karýsý yanýnda deliksiz bir uykudaydý. Sað dirseði ile sertçe dürttü onu: -Kalk hele kalk. Hemen yak þu lambayý. Sancýdan ölüyorum ben. Sýçrayarak kalkýp oturdu yataða Hürü. Korkuyla sordu: -Ne var, ne oldu? -Kasýðýmda sancý var, ter içinde koydu beni, çabuk þu lambayý yak. Hürü, "Hayýrdýr inþallah!" diyerek el yordamýyla kalktý. Lambayý, yanýndaki kibriti bulup yaktý. Lamba þiþesini çýkarýp fitili ateþledi. Ýsli lambanýn körsen ýþýðý odayý göz görebilecek kadar aydýnlattý. Sonra lambayý da alýp korkulu bakýþlarla kocasýnýn yanýna yaklaþtý. Rengi atmýþ, ter içindeydi Hasan. Ýki yýl önce Ankara'da mide ameliyatý olan kocasýna: -Miden mi gene? -Yoook...yok, midem deðil, bu aþaðýda. Canýmý alýyor benim. Çabuk git þu kaynýna söyle, Tahir'in kamyonuyla gelsin. Beni Kayseri'ye yetiþtirsinler. Bir telaþla esvaplarýný giydi Hürü. Büyük oðlan Pazarören'de okuyordu. Ötekiler de küçüktü. Yakýn da olsa evleri bu geceyarýsý karanlýkta gidip de emmilerine durumu anlatamazlardý. Yine de oðlanlarý uyandýrdý, "Siz, babanýzýn yanýnda oturun!" dedi, hýzla evden çýktý. ............. Yataklarýndan korkuyla doðrulup diz üstü oturmuþlardý Döndü ile Ali. Zaten en ufak durumlarda bile telaþ gösteren Döndü: -Aman herif, bu ses ne? Biri pencereye vuruyor. Ýkisi de dýþarýya kulak verdiler. Döndü, lambaya koþtu. Ali'nin kulaðý dýþarýdaki seste: -Kapýyý açýn aða, kardaþýn sancýlandý."Ali aðan gitsin, Tahir'e söylesin, kamyonla gelsinler" diyor. -Hayýrdýr, bu Hürü'nün sesi, dedi Döndü. Karanlýkta düþe kalka dýþ kapýya koþtu.Kapýyý açýnca lambanýn ýþýðý soðuk havayla þöyle bir kýsýldý, ama sönmedi. -Amanýn kaynýma bir þey mi oldu Hürü? -Sancýdan kývranýyor."Aðan, Tahir'in kamyonuyla gelsin, beni Kayseri'ye yetiþtirsinler" diyor. Kapýya kadar gelip konuþulanlarý duyan Ali, hemen içeriye koþtu. Üstünü giydi.Dýþarýda hava çok soðuktu. Gözünün biri çiçek bozuðuydu. Pek görmezdi. Evden çýkýp yukarý mahalleye doðru zifiri karanlýða daldý. Yolunun üzerinde Elif karýnýn Bayram'ýn köyün korkusu olan köpeði vardý ya olsun. Çaresi yok Tahir'in evine ulaþmalýydý. "Ýnþallah köpeði de baðlamýþlardýr." diye düþündü. .......... Traktörlerden baþka köyde tek motorlu vasýta Tahir'in Bedford kamyonuydu. Çoðu zaman çalýþmaz, ön tarafýna sokulan bir demir kol çevrilerek çalýþtýrýlýrdý. Bu gece o da kapýnýn hýzlý hýzlý vuruluþuyla uyandý. Gerçi bu duruma alýþýktý.Çok sýk olmasa da aniden rahatsýzlananlarý doktora yetiþtirmek için gece yarýsý kalktýðý zamanlar olmuþtu. Kapýya yanaþtý, açmadan: -Kim o? -Benim Tahir, Ali emmin, Kezbe'nin Ali. Kapýyý açtý Tahir. Karþýsýnda nefes nefese Ali'yi görünce: -Ali emmi hayýrdýr, ne bu telaþýn gece yarýsý? -Pek de hayýr deðil Tahir'im. Bizim Hasan sancýlanmýþ. Ben de yanýna varamadým daha."Tahir, hemen beni Kayseri'ye yetiþtirsin." demiþ. -Beþ dakika bekle Ali emmi. Üstümü giyip geliyorum. Ýnþallah bizim Bedford da çalýþýr. Tahir içeri girince Ali de serpenekteki duvara sýrtýný dayayýp oraya çömeldi. "Allah vere de kötü bir þeyi olmasa Hasan'ýn!" diye düþündü. ....... Bedford, Hasan'ýn evinin önüne geldiðinde Hasan da giyinmiþ, "Off anam!" çekerek kapýya çýkmýþtý. Hürü,"Ben de geleyim aða!" dese de Ali, "Zaten þoför mahallinde yer yok, bu soðukta arkaya da binemezsin. Sen Çocuklarýn baþýnda kal." dedi. Sonra Tahir'e dönerek: -Haydi Tahir! Allah yardýmcýmýz olsun, sür! Köyün içini homurtuyla geçti Bedford. Asfalta çýkan yola düþtüler. Hafif bir sis olsa da önemi yoktu. Asfalta düþtüklerinde koca yazýda kamyonun yolu aydýnlatan ýþýðýndan baþka bir þey görünmüyor, dýþarýda sessizlik, içeride Hasan'ýn inleyen sesi Ali'yle Tahir'e tedirginlik veriyordu."Korkma Çavuþ.." diyordu Tahir, "..söylediðinden anladýðým kadarýyla seninki apandist sancýsý, yetiþiriz bir aksilik olmazsa." Bu eski Bedford ne kadar hýzla gidebilirse Kayseri'ye yakýn Tekgöz Köprüsü'ne kadar öyle gittiler. Köprüye yaklaþýnca sis çok artmýþtý. Köprü de tek araçlýk geçiþ vardý. Bir araç köprüye girince karþýdan gelen araç varsa diðerini beklerdi. Köprüye vardýklarýnda sisten bir adým ötesini görmez oldu Tahir. Kamyon çok yavaþladý. "Ali emmi, sen hemen in. Köprüya girince kamyonun önünde ellerini salla, bize yol göster. Bu kadar ýþýkla en azýndan seni az da olsa fark ederim." dedi yýllarýn þoförü Tahir. Hep biryantinli gibi taranmýþ saçlarý dikleþmiþti gerginlikten. Ali aþaðýya atladý. Kamyonun önüne düþtü. Sanki kaðnýyý çeken öküzlere yol gösterir gibi el kol iþaretleriyle yürüyordu. Hasan, sancýdan kývranýrken o kýsacýk, tek yönlü köprüyü geçmek uzun zaman aldý. Bereket gecenin bu saatinde karþýdan araba gelmiyordu. Tekgöz'ü geçince de sis yoðun olduðu için Kayseri'ye gün aðarýrken ulaþabildiler. Bedford, "Millet Hastanesi"nin önünde durduðunda Hasan da bayýlmak üzereydi. ......... Nasýl haber almýþtý bilinmez, ama Hasan'ýn Pazarören Öðretmen Okulu'nda okuyan büyük oðlu Asým, babasýnýn ameliyat olduðunu duyunca okul müdürüne koþar, müdürden izin ister. Okul müdürü, "Basit bir apandist ameliyatý için izin mi olur!" diyerek onu odasýndan kovar. Çaresiz, üzgün vaziyette dönerken Tarým öðretmenine rastlar Asým. "Ne o Asým, üzgün görünüyorsun, bir þey mi oldu?" der, bu sevecen adam. "Babam, Kayseri'de ameliyat olmuþ hocam; ama müdür beyden izin alamadým." Asým'ýn durumuna üzülen Tarým öðretmeni, "Gel bakalým Asým!" diyerek onu müdüre tekrar götürür, iki gün izin alýr. Þimdi beyin ameliyatlarýnda bile hastalar iki gün yatarken Hasan, on gün hastahanede yatar. ........... 13 Þubat 2011 Numan Kurt Not: Yukarýda kendi kurgularýmla hikâyeleþtirmeye çalýþtýðým olay 1960 yýlýnda yaþandý. Adý geçenlerden Hasan, babam; Hürü (Huriye), anam; Ali, amcam; Döndü, kocaanam ve Tahir de köylümüzdür. Adlarýný hiç deðiþtirmeden yazdým. Bu olayý ben de az çok hatýrlýyordum; ama daha ayrýntýlý aktaran Asým aðabeyimin de ellerinden öpüyorum. Babamý, anamý, amcamý, kocaanamý (amcamýn karýsý) ve Tahir amcayý rahmetle anýyorum.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Numan Kurt, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |