Sevginin ölçüsü ölçüsüz sevmektir. -Spinoza |
|
||||||||||
|
Yaþamýn kendisi mezarlýkta son bulan bir öyküler serisidir. Biri baþlarken öbürü biter. Bazen film bu kadar net deðildir. Olaylar birbiri içinde kaybolur. Birinin baþý ötekinin sonunda yitip gider. Her zaman yaþamý kontrol etmeye, onunla baþ etmeye çalýþýrýz. Bu elbetti ki boþuna bir çabadýr. O her zaman þarkýsýný bildiði gibi çalar. Öykülerini canýn çektiði gibi kurgular. Neyse geçelim bunlarý. Beni tanýyanlar çok iyi bilir ki, felsefe beni aþar. Derindir gölleri boylayamam ki… Her þey bir gecenin ortasýnda baþladý. Saat kaçtý, hangi ayýn, hangi günüydü þimdi kimse anýmsamýyor. Koyu karanlýk bir gecenin içindeydiler. Zaman zaman yamacýn üstündeki koruluktan bir kukumav kuþunun sesi geliyordu. Kuþun sesi derenin gürültüsünde kaybolurken birden köpekler öðürmeye baþladý. Ne zaman köyün üst baþýndan davarlar geçse böyle hep birlikte havlarlardý. Ama bu kez çan sesleri gelmiyordu. Köpekleri harekete geçirenin davarlar olmadýðý belli oluyordu. Tahta avlu kapýsý dövüldüðü vakit bütün ev sakinleri uyandý. Çocuklar pencerelere üþüþtü, orta yaþlý kadýn ve erkek evin kapýsýný açýp hayata çýktýlar. Ellerinde çýralarla gelenlere baktýlar. Uzun boylu, omzunda çapraz asýlmýþ silahýyla en öndeki adam seslendi. Tanrý misafiri, kabul eder misiniz? Zerre kadar aklý olan hiç kimse bu silahla gençlere hayýr diyemezdi. Hane sahipleri onlarý içeri buyur ettiler. Ama gençlerin sadece ikisi içeri girdi, diðerleri dýþarýda kaldý. Köyün etrafýndaki ve evin dýþýndaki kaç kiþinin kaldýðýný hiç kimse bilmiyordu. Büyük bir ihtimalle köyün bütün çevresi Yugoslavya Partizanlarý (Yugoslavya Antifaþist Ulusal Kurtuluþ Konseyi (AVNOJ) tarafýndan çevrilmiþti. Cemail geçen ay askerlik yoklamasýna çaðrýlmýþtý. Bulgar jandarmalarýn yönettiði karakolda muayene iþlemleri yapýlmýþ ve evine gönderilmiþti. “Sana kâðýt gelecek, onu bekle,” dediler. Askerlik yoklamasýnýn ardýndan neredeyse bir ay geçmiþti. Ýhtimal ki,askerlik çaðrý pusulasýnýn muhtarlýða gelmesi an meselesiydi. Ve Cemail’in askere alýnacaðýný bilgisi partizanlarýn da kulaðýna ulaþmýþtý. Evin içine giren iki partizan tüfeklerini omuzlarýndan çýkarýp kendilerine gösterilen minderlerin üzerine oturdular. Herkes meraklý gözlerle onlara bakýyordu. Acaba niye gelmiþlerdi? Ev sahibi adama dönüp “Ahmetof evdekilerin hepsi burada mý ?” diye sordular. Ahmedof partizanlarý baþýyla onayladý. “Bu evden bir kiþi istiyoruz. Bu gece bizimle gelecek. Ýstersen þu geçlerden biri gelsin. Ýstersen sen kendin gel. Seçimi siz yapýn. Evdekiler hep birlikte baba, baba diye aðlamaya baþladýlar. Partizanlar bu manzaradan hiç hoþnut kalmadýlar. Kapýya yürüyüp avluya çýktýlar. Dýþarýda ailenin karar vermesini beklediler. Birkaç dakika sonra Cemail babasý ile birlikte dýþarý çýktý. Ahmetof bu oðlan size emanet, diyerek evdekilerin kararýný bildirdi. Partizanlarýn baþý Ahmetof’a bu delikanlý artýk bizim oðlumuzdur. Gözün arkada kalmasýn diyerek koyu karanlýða doðru yürüdüler. Ýþte o gece Cemail partizan oldu. Savaþýn ne olduðundan haberi bile yoktu. O tek bir þey biliyordu. Kendisine söyleneni yapmazsa geberip giderdi. Koskoca Sýrbiyada bir Türk gencinin ölmesi hiç kimsenin umurunda bile olmazdý. Çünkü bütün Balkanlarda hatta bütün Avrupa’da savaþ vardý. Kadýnlar ve çocuklar bile kurþuna diziliyordu. Köyde ne radyo vardý. Ne de gazete… Cemail bunlarý davarlarý otlatýrken civar köylerin çobanlarýndan duymuþtu. Partizanlar o gece Kutsa Köyü’ne yaptýklarý baskýnda sadece Cemail’i deðil, birkaç genci daha yanlarýna alýp daða çýkmýþlardý. Bu geçler ancak ertesi sabah birbirlerini gün yüzüyle gördüklerinde tanýyabilmiþlerdi. Çünkü o gece hiç kimse tek bir kelime konuþmamýþtý. Bütün gece, sabahýn ilk ýþýklarýna kadar yürümüþlerdi. Partizanlar altý aydýr Yugoslavya ormanlarýnda özellikle dað köylerinin çobanlarý tarafýndan görülüyordu. Aralarýnda mesafe býrakarak uzun bir yürüyüþ kolu oluþturup ormanlardan çýkýp dereleri geçiyor ve yine ormanlarda gözden kayboluyorlardý. Bulgar jandarmalarý köylere geldiðinde sürekli onlarý soruyorlardý. Köylülere de “Onlara ekmek, su vermeyin, iþbirliði yapanlarýn gözünün yaþýna bakmayýz,” diye tehdit ediyorlardý. Partizanlar sadece geceleyin köylere inerdi. Gündüzleri ormanlarda gizlenir, bir yere gideceklerse karanlýk bastýktan sonra yürüyüþlerine baþlarlardý. Köylüler önceleri daðlarda partizanlarýn olduðunu bilmiyorlardý. Bulgar askerlerin kontrolündeki karakollarý bastýktan, köylere devriyeye çýkan jandarmalarý öldürmeye baþladýktan sonra duyuldular. Partizanlar yanlarýna yeni aldýklarý gençlere önce birer tüfek verdiler. Sonra da ormanýn derinliklerinde atýþ talimleri yaptýrdýlar. Çünkü savaþ insanlarý acemi veya usta diye ayýrmýyordu. Her an silah kullanmak zorunda kalabilirlerdi. Partizanlýkta en zor þey savaþmak veya kahramanlýk deðildi. Uzun yürüyüþler, açlýk ve kar altýndaki ormanlarda yaþamak gençlerin canýna ot týkýyordu. Ayrýca partizanlarýn düþmaný sadece Almanlar veya Bulgarlar deðildi. Hýrvat faþistlerinin partisi “Ustaþa” ve “Çentik’ler” Almanlardan bile daha acýmasýzca bir soykýrým baþlatmýþlardý. Ustaþa’lar Yahudi, Sýrp ve Çingeneler ile kendisinden olmayan herkesin kökünü kazýmaya yemin etmiþti. Acemi partizanlar hemen çatýþmalara sokulmadýlar. Baskýnlarda geride kalýp onlarýn güvenliðini saðlamaya yönelik önlemleri aldýlar. Birkaç ay sonra çatýþmalar içersinde yeteri kadar piþenler, soðukkanlýcýlýðýný korumayý baþaranlar baskýnlarýn ön cephesinde yer almaya baþladýlar. Her geçen gün partizanlara yeni gençler katýlýyordu. Ve bu gençler Cemail gibi köylüler, çobanlar deðildi. Ýþçiler, üniversite öðrencileri, kralýn ordusundayken Almanlara esir düþmekten kaçýp dan kurtulanlar, hayatlarýnda bir kez bile ormana gitmemiþ þehirli çocuklar bile vardý. * (Kutsalý Partizan, Kuçiçalý Partizan) Makedonca konuþanlar Kutsa köylülerine Kuçiçane derlermiþ. Seyfullah Mart 2011 Bursa
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © seyfullah ÇALIÞKAN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |