..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Sevginin bulunmadýðý yerde us da arama. -Dostoyevski
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Sanat ve Sanatçýlar > Vildan Sevil




22 Mart 2011
Bir Aþký, Bir Þiiri Hissetmek ve Anlamak (I. Bölüm)  
Louis Aragon: Elsa’nýn Gözleri>>Fransýzca’dan Türkçe’ye Çeviren: Hulki Can Duru

Vildan Sevil


Her sanat yaratýsý, ortaya çýktýðý zamanýn izlerini taþýr. Sanatçýlarý etkileyen sanat akýmlarý, düþünürleri var eden felsefi akýmlar, hepsi yaþanan toplumsal sürecin ürünüdür. Onlar kendilerinden önceki oluþumlarýn izlerini taþýrlarken, kendi zamanlarýnýn ruhunu yansýtýr, damgasýný vururlar ve kendilerinden sonra doðacaklara gebedirler. Genellikle kendilerini yaratan bir önceki baþat akýma tepkiyi içerirler.


:BCEI:
GÝRÝÞ ve ANIMSATMA
Ýzedebiyat’ta yayýnlanan, “Elsa’nýn Gözleri, Yeni Bir Çeviriyle Þiir Dünyamýzda” baþlýklý yazýmda, AÞK þiirlerinin ANATANRIÇASI, primadonnasý Elsa’nýn Gözleri’nin tamamýnýn dilimize ikinci kez kazandýrýlmýþ olmasýndan duyduðum sevinci anlatmýþtým.

Çeviriler arasýndaki farklarýn, biz okurlar açýsýndan yarattýðý açmazlara deðinmiþtim. Her çevirinin, þiirin yorumlanmasý ve çözümlenmesinde duyumsama ve kavrama açýsýndan farklýlýklar yarattýðýný belirtmiþtim.

Þiiri kendi dilinden okuyamayan okurlar için çevirmen, þair ile okur arasýnda, þairin ruhunu konuþturan, sesini yansýtan medyumlar gibidir. Bu son çeviride, hem Aragon’un hem de Elsa’nýn ruhuyla, sesiyle benim iç sesim ve ruhum sanki daha bir yaklaþtý, daha bir kaynaþtý, aþkýn ýrmaklar oluþtu ve bu tümleþmenin, algýnýn oluþumunu okurla paylaþmak isteði doðdu.

SANAT, SANAT YARATISI/YAPITI ve ZAMAN

Bir sanat yaratýsýný/yapýtýný anlamak, kavramak, onun yaratýldýðý zamaný anlamayý gerektirir.
Her sanat yaratýsý, ortaya çýktýðý zamanýn izlerini taþýr.

Sanatçýlarý etkileyen sanat akýmlarý, düþünürleri var eden felsefi akýmlar, hepsi yaþanan toplumsal sürecin ürünüdür. Onlar kendilerinden önceki oluþumlarýn izlerini taþýrlarken, kendi zamanlarýnýn ruhunu yansýtýr, damgasýný vururlar ve kendilerinden sonra doðacaklara gebedirler. Genellikle kendilerini yaratan bir önceki baþat akýma tepkiyi içerirler.

DADACILIK (Dadaizm), Birinci Dünya/Paylaþým Savaþýnýn getirdiði yýkýma, ölümlere, kýyýma, acýlara tepki olarak doðar. Ýnsanlýða dayatýlan böyle bir hayatýn anlamsýzlýðý sorgulanýr.
Dadacýlýk, doðaya, sanatta kural tanýmazlýða yönelir, estetik kaygýsýný, bütün burjuva deðerlerini reddeder. Ýnsanlýðýn baþýna bu belalarý açan aklýn karþýsýnda “SAÇMA” yüceltilir. Çünkü, SAÇMA; evrenin, doðanýn iþleyiþine yakýndýr. Ýnsan aklý ancak kötülükleri üretmektedir. Bu nedenle felsefi baðlamda HÝÇÇÝLÝÐÝ (Nihilizm) içerir. Akýma adýný veren DADA sözcüðünün bile anlamý yoktur. Sözlüðü açýp rastgele bulunan bu sözcük, akýmýn adý olur. LOUÝS ARAGON’un sanat yaþamý iþte bu akýmýn içinde baþlar.

1922 yýlýna gelindiðinde, Dadacýlýk ve “SAÇMA” ömrünü tamamlamakta, sanatçýlar artýk GERÇEKÜSTÜCÜLÜÐE (Sürrealizm) yönelmektedir. Sigmund Freud’un psikiyatride geliþtirdiði kuram ilgi görmeye baþlar. Freud’un, ruhsal yapýyý, id/ego/süperego temelinde yapýlandýrmasý, düþler ve serbest çaðrýþým yoluyla bilinçdýþýný keþfetmesi, insan davranýþlarýnda id ve libidonun belirleyici rolünü psikanalizle ortaya çýkarmasý yepyeni bir geliþmedir.

Bunun sonucunda sanatçýlar, sanatýn her dalýnda bilinçdýþýný, bilinç akýþýný kurcalamaya yöneldiler. Maskeli insan yerine, bilinçdýþýnda sýnýr tanýmadan dolaþan insaný ortaya çýkarmaya çalýþtýlar. Orada; akýl, etik, erdem gibi kavramlar ve çeþitli kurallarla kuþatýlmýþ insan yerine, güdülerinin itimiyle daðýlmýþ, sýnýr tanýmaz bir acayip özgür insaný gördüler, þaþýrdýlar. Salvador Dali’nin ve Picasso’nun resimlerini anýmsayalým.

GERÇEKÜSTÜCÜLÜK, bilinçdýþýnda kendi krallýðýný kurmuþ olan, bu ele avuca sýðmaz, sýnýr tanýmaz insanýn sesi olmak istedi.

1928 yýlýnda ise resimde, edebiyatta, müzikte egemenlik sürdüren bu akým, sarsýlmaya baþladý. Çünkü Birinci Dünya/Paylaþým Savaþýnýn yaralarýný sarmaya fýrsat bulamadan, baþka bir tehlikenin, faþizmin ayak sesleri duyulmaya baþlandý.

Savaþýn nasýl bir ölüm, kýyým ve sömürü aracý olduðunu çok yakýnda deneyimlemiþ, kavramýþ olan sanatçýlar, düþünürler, Sovyet Devriminin de etkisiyle savaþ ve sömürüye karþý çýktýlar. Ezilenden yana saf tutup özgürlük ve eþitlik arayýþýna yöneldiler. Çünkü onlar, bilinçdýþýnda darmadaðýnýk, çýrýlçýplak koþturan insanla uðraþýrken büyük tekeller/büyük sermaye, militarist güçler ve onlarýn uydusu hükümetler, dünyayý yeniden paylaþmanýn hazýrlýklarýný yapýyorlardý. Düþünen kafa, duyarlý yürek, buna nasýl göz yumardý?

1928 yýlýnda, Louis Aragon, gerçeküstücülük denizinde kulaç atarken, Sovyet Devriminin ateþinden kopup gelen, devrimin büyük þairi Mayakovski’yi tanýyýp, ona duyduðu karþýlýksýz aþkýn yýkýmýný gururlu bir gizemle taþýyan Elsa Triolet ile karþýlaþýr. Elsa, kendisi yerine, evli kardeþi Lili Brik’e aþýk olan Mayakovski’ye duyduðu aþký, bir Fransýz subayla evlenerek unutmaya çalýþsa da bu evlilik yürümez, iki yýl sonra ayrýlýr. Artýk duldur, aþka öfkeli, erkeklere güvensizdir. Bu koþullarda gerçekleþen tanýþmada, Aragon derhal aþka düþse de Elsa için duygularýn ayný olduðu su götürür doðrusu.

1939’da evlenirler. 1928’de baþlayan bu birliktelik, 1970’te Elsa’nýn ölümüne kadar sürecektir. Birlikte Fransýz Komünist Partisi’nin ön saflarýnda yer aldýlar. Fransa Direniþ Hareketinin örgütlenmesinde de en öndedir Elsa-Aragon çifti.

Bu birliktelik boyunca Elsa hep Aragon’un esin kaynaðýdýr. Aragon’un aklý ve yüreði, zamanýnýn tehlikeleri, acýlarý, özlemleri, umutlarý, umutsuzluklarý, yýkýmlarýyla kavrulur ve özlediði dünyaya kavuþmak için savaþým verirken, Elsa da, bütün bunlarý hisseden, yaþayan, savaþan, mavinin her tonuna boyanan gözlerinde içselleþtirip taþýyan bir figürdür Aragon’un þiirinde. Elsa, þairle bütünleþmiþ, ulaþýlan olmuþtur ama yine de ulaþýlmayan arzunun gizemli simgesidir hep.

Sevgili okur, þimdi, akýl akýla, yürek yüreðe verip AÞK ÞÝÝRLERÝNÝN ANATANRIÇASI Elsa’nýn Gözleri’ne birlikte eðilelim, bakalým neler göreceðiz, neler hissedeceðiz...

ELSA’NIN GÖZLERÝ

I.
Senin gözlerin öyle derindir ki içmek için eðildiðim an
Tüm güneþlerin aynanda bakýþmaya koþturduðunu
Tüm umutsuzlarýn ölmek için oraya daldýðýný gördüm
Gözlerin o kadar derindir ki orada kaybolur belleðim

Su...Yaþamýn kaynaðý...Aragon, susuzluðunu gidermek, yaþamak için yaþamýn kaynaðýna eðilir. Önce suyun derinliði, sonra da gördükleri Aragon’u þaþkýna çevirir. Karþýsýnda masmavi, kocaman, derin bir ayna vardýr. Tüm evreni yansýtan bir ayna.

Evrendeki güneþler bile þaþkýn þaþkýn birbirine bakýp “Nedir bu, nedir bu?” diye sorarlarken görüntüleri o aynaya yansýr. Koþturup bir de orada bakýþmak isterler. Oradaki, baþka bir evren mi, yoksa içinde yaþadýklarý evren midir? Gözler; yaþamýn ikinci kaynaðý güneþi/güneþleri de çeker derinliðine. Sanki gözler evren, evren gözlerle özdeþtir. Öylesine sýcak, ýsýtýcý ve yakýcýdýr onlar.

1942. Kan, ateþ, barutla kavrulan karmakarýþýk dünya, yaþam sevincini, umutlarýný acýlarda tüketmiþ insanlarla doludur. Ölümü tek kurtuluþ olarak gören bu umutsuz insanlar, ölmek için o derin sulara atarlar kendilerini.

O mavi gözler; içilince hayat veren durgun bir sudur, tüm evreni içine çeken kocaman bir aynadýr, acýlarýn tükettiði insanlarý ölüme çeken bir derinliktir. Ýþte bunlarý gören þairin, tüm yaþanmýþlýklarýný, deneyimini, bilgisini taþýyan BELLEÐÝ, o derinlik ve içselleþtirdiði çeþitlilik karþýsýnda þaþkýnlýktan yok olur, yitip gider.

Dörtlükte kullanýlan dil, ses benzeþmeleri, eylemlerdeki çatý, zaman özellikleri, mecazlar, eðretilemeler yoluyla her nen kiþilik kazanýyor, deviniyor ÞÝÝRDE. Tüm bunlar, bizi, yirmi yedi sözcüðe sýðdýrýlan bir dünyaya çekiyor. Aragon’un ozan soluðunu, þair iþçiliðini, çevirmen ozanýmýz, medyum sesiyle üflüyor, yansýtýyor bize.

Þiirin içine daldýkça, þiirsel anlatým, anatemayý besleyen nice temacýk yardýmýyla, her dörtlükte baþka bir büyünün gizemine çekiyor.

II.

Kuþlarýn gölgesinde çalkantýlý okyanustur onlar
Derken birden güzel havalar yükselir ve deðiþir gözlerin
Meleklerin önlüðünde bulutlarý yontar yaz
Buðdaylar üstünde bile gök asla böyle mavi olamaz

Gözkapaklarý/kuþlarýn gövdesi, kuþlarýn kanatlarý ise kirpiklerdir. Bunlarýn gölgesindeki mavi gözler, kuþlar kanat çýrptýkça daha da büyür, çalkantýlý, korkutucu, hýrçýn bir okyanusa dönüþür. O okyanus, kendisine öylece, ürkek bir ilgiyle ama aþkla bakan birini farketmiþ olmalý ki, birdenbire o evrende hava deðiþir, güzelleþir, yumuþar, durulur. Belki artýk bakýþmaktan yorulmuþ, þaþkýnlýklarýný gidermiþ güneþler, asýl iþlevlerine dönüp ortalýðý ýsýtmaya baþlamýþlardýr.

“Meleklerin önlüðünde bulutlarý yontar yaz”...Ýyilik melekleri, önlüklerini açýp yaza yardým ederler. Yaz, sýcaklýðýný yeryüzüne yollarken, engel olan kara bulutlarý, meleklerin önlüðünün içine yolluyor ki aþaðýya saçýlýp kendi parlaklýðýný bozmasýnlar. Bu yansýmayla en güzel, en pürüzsüz yaz mavisine dönüþür gözler. “Buðdaylar üstünde bile gök asla böyle mavi olamaz.”

Evrendeki deðiþim, gözlerde de yaþanmaktadýr. Çünkü o gözler evren, evren de o gözlerdir.
Bakýþýp koþturan güneþler, önünde önlükle mutfakta uðraþan anne gibi melekler ve yontucu yaz insanlaþýrken, insan da melekleþir, güneþleþir, yazlaþýr. Þiirde, her nen devinir durur, capcanlý, cývýl cývýl...

III.

Rüzgârlar boþuna kovalar gök mavisinin elemlerini
Bir gözyaþý parladýðýnda mavilikten çok daha aydýnlanýr
Yaðmur sonrasý kýskançlýkla çatlatýr gözlerin gökyüzünü
Kýrýldýðýnda bile cam asla böyle mavi olamaz

Elemle/acýyla bulutlanýr, kararýr gök mavisi gözler. O büyük, derin elemi daðýtmaya rüzgârlarýn bile gücü yetmez. O karanlýðý, elemi, ancak insanlýðýn çektiði acýlar için yaðmur gibi yaðan gözyaþlarý daðýtýr.

Savaþ, Nazilerin oluþturduðu ölüm kamplarý, kýyým...Gözler, bütün bu olup bitenler için aðlarken, korkup sinmek yerine, direniþin ön saflarýnda acýyý duya duya verilen savaþ, gözyaþlarýnýn aydýnlatýcý yanýdýr. Bu yaðan acý yaðmuru dindiðinde, duyulan huzurun mavisi, gökyüzünün mavisini kýskandýracak kadar berraktýr. Camýn kýrýlmasýyla saçýlan kristallerin mavisi bile acý yaðmuruyla yýkanmýþ gözlerin parlaklýðý ve þeffaflýðý ile boy ölçüþemez.

IV.

Yedi Acýlarýn Anasý ey ýslak ýþýk
Yedi keskin kýlýç deldiler renkler prizmasýný
Aðlayýþlar arasýnda biten gün çok daha dokunaklý
Siyahla açýlan iris yas tutmaktan çok daha maviþ

Elemin yarattýðý, ezilen insanlýk için dökülen gözyaþlarý kutsaldýr. Týpký, “Yedi Acýlarýn Anasý” Meryem’in yedi büyük acýyý yaþarken döktüðü gözyaþlarý gibi.

Katolik inanca göre; doðum kehaneti (Meryem’in gebeliðinin anlaþýlmasýyla, tutucu Yahudi toplumunda doðan kuþku ve Meryem üzerinde oluþan baskýnýn onda yarattýðý acý), Mýsýr’a kaçýþ, çocuk Ýsa’nýn kayboluþu, haçý taþýma, haça gerilme, üç gün haçta kalma ve mezara konma olmak üzere yedi büyük acý yaþar Meryem, gözyaþlarý döker. Yine katolik inancýnda, bu acýlar, ikonlarda, resimlerde Meryem’e saplanan “Yedi Keskin Kýlýç”la simgelenir.

Bugün, savaþýn yarattýðý acý da insanlýðýn baðrýna saplanmýþ “Yedi Keskin Kýlýç” gibidir. Ýþte bu aðlayýþlarla biten gün/geçen zaman, çok daha dokunaklý, kalýcý izler býrakýr. Acýyla, korkuyla (siyahla açýlan), yaslarla büyüyen gözbebeðini çevreleyen renkli halka(Ýris) þimdi çok daha maviþ.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn sanat ve sanatçýlar kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bir Aþký, Bir Þiiri Hissetmek ve Anlamak (Iý. Bölüm)

Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Rüzgârlarý, Çiçek Tozlarýný, Arýlarý ve Kelebekleri Bilmez Onlar...
Konuðum Var (Iý) : Ethem Alpaydýn"ýn Güzel Türkçe"sinden Mario Vargas Llosa"nýn Yazma Süreci ve Romana Bakýþý

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Duruþma [Þiir]
Dedem Düþlerime Giriyor [Öykü]
Çocuklarýn Çýðlýðýndan Göklerin Týlsýmýna [Öykü]
Dolunayda Uyku Tutmaz [Öykü]
Ýlk Sosyalist Muhtar Fevzi Aðabey [Öykü]
Oy Madimak, Madimak!.. Sen Artýk Türkülerle Deðil, Ateþlerle Anýlmaktasýn [Öykü]
Düþselin Gerçeðinde, Gerçeðin Düþselliðinde [Öykü]
Ben Ölürken [Öykü]
Gece, Mehtap, Selene, Apollon ve Ben [Öykü]
Aþk"a Geldin, Hoþ Geldin!.. [Öykü]


Vildan Sevil kimdir?

Koþuþturmaktan yoruldu. Altmýþýndan sonra, çok yabancýsý olduðu teknolojiyle, sanal ortamda kalem oynatmaya kalktý. Ýletiþim kurmak, duygu, düþünce, birikim paylaþmak, genç kuþaklardan yeni þeyler öðrenmek istedi. Yazarlýk deneyimine burada adým attý. Ýþte böyle sýnýr tanýmaz bir "dinazor ". . . Baþarýr mý acaba ?

Etkilendiði Yazarlar:
Marx, Engels, Freud, Nietzsche, Adorno, Horkheimer, Foucault, Antik Grek, Rus , Fransýz yazýný, Amado, Marquez, Llosa, Asturias, Lübnanlý Amin Maalouf...Elbette Nazým, Aragon, Neruda ve nice ozan/þair...


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Vildan Sevil, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.