..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
En tatlý sevinçler, en hiddetli kederler sevgidedir. -Pearl Bailey
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Sanat ve Sanatçýlar > Vildan Sevil




22 Mart 2011
Bir Aþký, Bir Þiiri Hissetmek ve Anlamak (Iý. Bölüm)  
Louis Aragon: Elsa’nýn Gözleri>>Fransýzca’dan Türkçe’ye Çeviren: Hulki Can Duru

Vildan Sevil


Tarih acýmasýz adýmlarla, kýran kýrana yürüdü geldi bugünlere. Her çaðýn soluðunu, bilgisini, “Çaðýmdan ben de sorumluyum” diyen düþünürler, sanatçýlar ulaþtýrdý bize. Yaþadýklarý çaðda insana dair ne varsa, kendi özlerinde duyumsadýlar, içselleþtirdiler, akýllarý ve yürekleriyle yoðurdular. Ve iþte aþklarýný da böyle yaþadýlar ve böyle büyük, böyle derin, böyle sýnýr tanýmaz, böyle mutlulukla dolu ve böyle tastamam insanca oldu aþklarý.


:BCAC:
Birinci bölümde, þiirin yazýldýðý zaman, zamanýn ruhu ve sanatçýyý etkileyen edebiyat akýmlarýndan söz ettik. Þiirin ilk dört kýtasýný çözümleyip yorumlamaya çalýþtýk.

Zamanýnýn acý tatlý, umutlu umutsuz tüm çeþitliliðiyle yoðrulmuþ bu aþk þiirinin her dörtlüðü, ayrý bir hazla kendi anaforuna çekiyor bizi.

Haydi sevgili okur, yolcu yolunda gerek...Elsa’nýn Gözleri’ne eðilmeye devam edelim.

V.

Gözlerin çifte çentik atar mutsuzluk anýnda
Ki oradan tansýðý oluþur Krallarýn
Üçü de yürekleri çarparak gördüklerinde
Mandýrada asýlý duran mantosunu Meryem’in

Aragon, bu kýtada da Ýncillerden bir öyküyü anýmsatýyor. Bu öyküye göre, yýldýzlara bakarak geleceði öngören üç gökbilimci/yýldýz falcýsý (Müneccim Kral), Ýran’dan kalkýp yollara düþer.

Büyük olasýlýkla Zerdüþt dininden olan bu biliciler, sanki tansýksal(mucizevi) doðum gizemini imleyen bir yýldýz tarafýndan seçilmiþlerdir. O yýldýzýn kýlavuzluðu, yollarýný kesiþtirir ve onlarý Beytlehem’deki bir aðýla ulaþtýrýr. Orada Meryem’in mantosunu görünce heyecanlanýrlar ve bebeðin imlenen Mesih olduðunu anlarlar. Ýþte Mesih doðmuþtur, oradadýr. Büyük tansýk gerçekleþmiþtir. Derhal önünde diz çökerler, bebeðe armaðanlar sunarlar.

Elsa’nýn gözlerinin mutsuzluk anlarýndaki çakýmý, çifte çentik atarak böyle büyük bir tansýðý muþtular. Gözler; biliciler gibi, kutlu, güzel bir geleceðe, kurtuluþa olan umudu, güveni imler. (Çentik atmak: Ýþte buraya yazýyorum, der gibi. Öngörüsünden/kehanetinden çok emin.)

Yaþanýlan kaotik umutsuzluk sürecinde, ozan/þair Aragon, umudu diri tutmak için Hristiyanlýðýn, acýlarla yoðrulmuþ ama umut yayan motiflerinden yararlanýr.

VI.

Tek bir aðýz yeter sözcüklerin Mayýs ayýnda
Tüm þarkýlar ve tüm ahlar vahlar için
Milyonlarca burç için tek bir gökkubbeden çok çok az
Onlara gözlerin ve Ýkizler Burcu sýrlarý gerek

Þu Mayýs ayýnda; tüm þarkýlarý söylemeye, tüm aðýtlarý yakmaya(ahlar vahlar) yetecek kadar sözcük, tek bir aðýzdan çýkabilir. Ayrý ayrý aðýza ne gerek var? Bakýn, milyonlarca burç, tek bir gökkubbede nasýl barýnýyor?..O halde insanlarýn umutsuz olmalarý için neden yok. Bunun için insanlarýn, yalnýzca Elsa’nýn gözlerine (Ýki göz/Ýkizler) ve Ýkizler Burcunun gücünü barýndýran sýrlarýna gerek var.

Nedir bu sýrlar?

Aragon bu dörtlükte, astroloji ve mitolojiden yararlanýyor. Ýkizler Burcunun astrolojik adý Kastor ve Polluks. Yunan mitolojisinde Kastor ve Polluks, Zeus’un Leda’dan olan ikiz çocuklarýdýr. Haksýzlýða karþý savaþýrlar ve haksýzlýklara karþý savaþanlara yardým ederler.
Roma mitolojisinde ise farklý adlar alan ikizler, büyük toprak sahiplerinin topraklarýný halka daðýtmaya kalkarlar, cezalandýrýlýrlar.

Bu dörtlükte Aragon’un gerçeküstücü yaný, gizem aðýr basýyor. Þimdi bu bilgilerden yararlanýp þiirin yazýldýðý 1942’deki koþullarý da düþünerek, Elsa’nýn gözlerinin neden Kastor ve Polluks’a benzetildiðini anlayabiliriz. Tek bir aðýz, tek bir gökyüzü, faþizme, düþmana karþý savaþta birliðe, birlikteliðe, birleþmeye çaðrýdýr. Ýkizlerin sýrlarý/özellikleri, bu savaþta yol gösterici ve yardýmcý olacaktýr.

Elsa’nýn Ýkizler Burcunun sýrlarýný/özelliklerini içeren, taþýyan gözleri, savaþkanlýðý, bilgisi, cesaretiyle yol gösterici bir simgedir þimdi.

VII.

Güzel imgelerle çevrelenmiþ çocuk
Kendininkileri iri iri açar ölçüsüzce
Kocaman gözlerle bana bakýnca bilmem yalan mý söylersin
Denebilir ki saðanak yaðýþta yaban çiçekleri açmakta

Ýnsanlýða; kurtarýcýlýk, adalet, barýþ, sevgi, kardeþlik, özgürlük, özveri, baþkaldýrý, merhamet, hoþgörü yolunu imleyen, muþtulayan çocuðun(Ýsa) iri iri açýlan gözleri inandýrýcý, güven vericidir. Bilicilerin armaðanlarýyla donatýlmýþtý Ýsa bebek (Güzel imgelerle çevrelenmiþ çocuk). Yýldýzýn kýlavuzluðu, bilicileri iþte bu bebeðe ulaþtýrdý. Armaðanlar da yýldýzýn imlediði Mesih/kral içindir ve muþtuladýðý deðerleri simgelemektedir. Çünkü bebek, insanlýðý bu deðerlere kavuþturmak için gelmiþtir.

Saðanak yaðýþ(Acý çekildiði için dökülen gözyaþlarý), topraðý fazlaca ýslatsa, zararlý gibi görülse de yabanýl çiçeklerin (Doðada kendiliðinden biten) açmasýna neden olmaktadýr.Meryem’in çektiði acýlar, Ýsa’nýn çarmýha geriliþi, umutlarýn yeþermesini, Ýsevilerin çoðalmasýný nasýl engelleyemediyse bugünkü acýlar da kurtuluþun yolunu kapayamayacaktýr.

Tarih boyunca insanlarý peþinden sürükleyen çocuðun bu vaatleri yoksa yalan mýdýr? Yalansa, insanlar neden inanmaktan vazgeçmezler? Acaba Aragon ya inancýnýza sahip çýkýp savaþýn, savaþmayacaksanýz inancýnýzýn anlamý nedir, diye mi soruyor? Üstelik, o güne deðin gerçekleþmeyen umutlarý gerçekleþtirmek için Mesih’in yeniden geleceðine inanýrken...

Þair, çocuk Ýsa’ya ve çaðrýlarýna gönderme yaparken “Kocaman gözlerle bana bakýnca” sözleriyle de Elsa’yla koþutluk yaratýyor, özdeþleþtiriyor.

VIII.

Yýldýrýmlar mý saklanýr gözlerinin lavantasýnda
Ki orada böcekler zorlu aþklarýný uðratýr bozguna
Kayan yýldýzlarýn aðýna yakalandým ben
Aðustos ortasýnda açýk denizde ölen gemici gibi

Lavanta, çok sýk, ince, gri, küçük yapraklarý olan, toplaþmaya elveriþli, mavi küçük çiçekleri açtýðýnda tümden maviye kesilen bir bitkidir. Kokusu, yapraklarýn, dallarýn sýklýðý, güzelliði ile böceklerin de çekim merkezidir.

Ne var ki böcekler aleminde erkeði kendine çeken diþi, genellikle erkeðin katilidir. Aþka koþan erkek, diþi tarafýndan yok edilir. Ýþte ben de o lavanta mavisi gökyüzüne(gözlere) daldýðýmda orada kayýp duran yýldýzlarýn aðýna yakalandým, tutsak oldum, týpký bir böcek gibi. Sonra yýldýrýmlar çarptý ve yazýn dinginliðine kanýp, açýk denizin maviliklerinde ölen bir gemici gibi can verdim orada, diyor þair.

IX.

Ben o radyumu doðal uranyumdan çýkardým
Ve parmaklarýmý yaktým o yasak ateþte
Ey yüz kere bulunup yeniden yiten cennet
Benim Peru’m, benim Golconde’um, Hint Adalarýmdýr gözlerin

1942 yýlýnda, ABD’nin New Mexico kentinin Los Alamos bölgesinde, ABD yönetimi tarafýndan, bir grup bilim adamý bir araya getirilir. Atom bombasýnýn yapýlmasýna karar verilir. Üç yýllýk çalýþma sonucu bomba imal edilir ve 1945’te Hiroþima ve Nagazaki’de patlatýlýr. Büyük olasýlýkla Avrupa’nýn komünist çevrelerinde bu çalýþma duyulmuþ ya da hissedilmiþ olmalý. Güya büyük gizlilik içinde yapýlýyor. Ancak, savaþ yýllarýndaki karþýlýklý casusluk öykülerinin nice kitaba, filme konu olduðunu anýmsarsak duyulmuþ olma olasýlýðý yüksek görünüyor.

Atom bombasýnýn yapýmý, insanoðlunun kendini, kendi elleriyle yakýp kavurma deneyiminin ilk adýmý. O radyumu doðal uranyumdan çýkarýrken, o yasak ateþte parmaklarý yanýyor Aragon’un.

Golconde, Hindistan’da kim bilir hangi savaþlarla harabeye çevrilmiþ bir kent. Hint Adalarý ise Kristof Kolomb’un Amerika’ya yanlýþlýkla verdiði ad.

“Yüz kere bulunup yeniden yiten cennet” derken, Aragon, savaþlarla yakýlýp yýkýlan, sonra yeniden inþa edilen ülkelerden, kentlerden mi söz ediyor? Kan ve ateþ içindeki Avrupa’dan bakýnca, Peru, Golconde, Amerika savaþa uzaklýðýyla, huzur ve barýþ özlemini mi yansýyor acaba?

X.

Güzel bir akþamüstü kýrýlmaya baþladýðýnda evren
Kurtulan yolcularýn tutuþturduðu kayalýklarda
Görüyordum ben denizin üstünde parlayan
Gözlerini Elsa’nýn, gözlerini Elsa’nýn, gözlerini Elsa’nýn

1940’lý yýllarýn, cehennemi yeryüzüne getiren ortamýnda ne varsa ve ona karþý direniþin yaydýðý umuttan, cesaretten, bilgiden yana ne varsa...Hepsi Elsa’nýn aþkla tutuþan, tutuþturan mavi gözlerinde ve Aragon’un ozan soluðuyla donanmýþ þair bilgeliðinde aynalanýyor.

“kýrýlmaya baþladýðýnda evren”, yani kýyameti andýran bu savaþ, dünyanýn sonunu imlese, gemi batsa, bu aþýklar boðulsa da, kayalýklara týrmanýp kurtuluþ ateþini yakanlar, onu insanlýða sunacak Prometheuslar mutlaka olacaktýr.

Ýþte o zaman Elsa’nýn mavi gözleri, o mavi sularda, kayalardan yansýyan kurtuluþ ateþinin utkusuyla parlayacak ve tüm evreni yeniden aydýnlatacaktýr.


SONUÇ:
“Her sanat yaratýsý, ortaya çýktýðý zamanýn izlerini taþýr. Sanatçýlarý etkileyen sanat akýmlarý, düþünürleri var eden felsefi akýmlar, hep yaþanan toplumsal sürecin ürünüdür.” demiþtik.

Tarih acýmasýz adýmlarla, kýran kýrana yürüdü geldi bugünlere. Her çaðýn soluðunu, bilgisini, “Çaðýmdan ben de sorumluyum” diyen düþünürler, sanatçýlar ulaþtýrdý bize. Yaþadýklarý çaðda insana dair ne varsa, kendi özlerinde duyumsadýlar, içselleþtirdiler, akýllarý ve yürekleriyle yoðurdular. Ve iþte aþklarýný da böyle yaþadýlar ve böyle büyük, böyle derin, böyle sýnýr tanýmaz, böyle mutlulukla dolu ve böyle tastamam insanca oldu aþklarý.

Yaþamasýna yaþadýlar ama... Aragon, aþka dair son sözünü söylerken “Mutlu Aþk Yoktur” dedi, çýktý iþin içinden.

Ýnsanlýk, binlerce yýldýr taþýyýp getirdiði, bir türlü ulaþamadýðý arzusuna, kadim özlemlerine ulaþýncaya dek MUTLU AÞK YOKTUR...

BARIÞA, SEVGÝYE, DOSTLUÐA, KARDEÞLÝÐE, ADALETE, EÞÝTLÝÐE, ÖZGÜRLÜÐE ulaþýncaya dek MUTLU AÞK YOKTUR...

Ýnsan her þeyi elinde tutamaz hiçbir zaman
Ne gücünü ne güçsüzlüðünü ne de yüreðini
Ve açtým derken kollarýný bir haç olur gölgesi
Ve sarýldým derken mutluluðuna parçalar o þeyi
Hayatý garip ve acý dolu bir ayrýlýktýr her an
MUTLU AÞK YOKTUR
LOUÝS ARAGON



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn sanat ve sanatçýlar kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bir Aþký, Bir Þiiri Hissetmek ve Anlamak (I. Bölüm)

Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Rüzgârlarý, Çiçek Tozlarýný, Arýlarý ve Kelebekleri Bilmez Onlar...
Konuðum Var (Iý) : Ethem Alpaydýn"ýn Güzel Türkçe"sinden Mario Vargas Llosa"nýn Yazma Süreci ve Romana Bakýþý

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Duruþma [Þiir]
Dedem Düþlerime Giriyor [Öykü]
Çocuklarýn Çýðlýðýndan Göklerin Týlsýmýna [Öykü]
Dolunayda Uyku Tutmaz [Öykü]
Ýlk Sosyalist Muhtar Fevzi Aðabey [Öykü]
Oy Madimak, Madimak!.. Sen Artýk Türkülerle Deðil, Ateþlerle Anýlmaktasýn [Öykü]
Düþselin Gerçeðinde, Gerçeðin Düþselliðinde [Öykü]
Ben Ölürken [Öykü]
Gece, Mehtap, Selene, Apollon ve Ben [Öykü]
Aþk"a Geldin, Hoþ Geldin!.. [Öykü]


Vildan Sevil kimdir?

Koþuþturmaktan yoruldu. Altmýþýndan sonra, çok yabancýsý olduðu teknolojiyle, sanal ortamda kalem oynatmaya kalktý. Ýletiþim kurmak, duygu, düþünce, birikim paylaþmak, genç kuþaklardan yeni þeyler öðrenmek istedi. Yazarlýk deneyimine burada adým attý. Ýþte böyle sýnýr tanýmaz bir "dinazor ". . . Baþarýr mý acaba ?

Etkilendiði Yazarlar:
Marx, Engels, Freud, Nietzsche, Adorno, Horkheimer, Foucault, Antik Grek, Rus , Fransýz yazýný, Amado, Marquez, Llosa, Asturias, Lübnanlý Amin Maalouf...Elbette Nazým, Aragon, Neruda ve nice ozan/þair...


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Vildan Sevil, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.