Her devrim yokolup gidiyor ve peþinden yalnýzca yeni bir bürokrasinin artýklarýný býrakýyor. -Kafka |
|
||||||||||
|
Artýk "sevgilerinin bittiðini" söyleyen bu kiþilerin yaþadýklarý, aslýnda ’gerçek sevgi’ deðildir. Yaþanan, karþýlýklý çýkarlar doðrultusunda geliþen, manevi derinliði olmayan ve maddi deðerlere dayanan baðlardýr. Bu baðlar o denli zayýftýr ki, kiþi imkanlarýný kaybedip yaþam þartlarý deðiþtiði ve karþýsýndaki insanýn beklentilerini karþýlayamayacak duruma düþtüðünde, gördüðü ilgi ve sevgiyi yitirir. Çok sevdiðini söyleyen kiþi, bu konuma gelen insanla baðlarýný koparmak için anlamsýz nedenlerle tartýþma çýkarýr, ortamý gerginleþtirir. Bencil istek ve tutkularýný artýk tatmin edememesi nedeniyle, içinde nefret besler. Birçok evlilik de maddi çýkarlar ve geleceðe dair beklentiler üzerine kurulur. Bu evliliklerde, eþler gerçeðin farkýndadýrlar ancak birbirlerine karþýlýklý olarak tahammül etmeye çalýþýrlar. Kadýn, maddi çýkarlarý nedeniyle onunla evliliðini sürdürdüðünü akledemediðinden kocasýna, erkek de onu malýyla etkilediðini ve yitirmesi durumunda terk edeceði için karýsýna karþý içinde nefret oluþturur. Dinden uzak insanlarýn yaþadýðý sevginin ‘sözde sevgi’ olduðu açýktýr. Gerçek sevgi; temeli Allah sevgisi ve hoþnutluðu üzerine kurulmuþ bir sevgidir ve Allah’a olan yakýnlýkla artar. Ýman kalbine yerleþmiþ bir insan, Allah’ý büyük bir coþku ve heyecanla sever. Allah’a duyduðu sevgi nedeniyle, mümin, O’nun yarattýklarýna karþý da büyük bir sevgi duyar. Sevdiði kiþi hata da yapsa, asla içinde kin ve nefret duymaz; ona imanýndan kaynaklanan þefkat, merhamet, hoþgörü ve baðýþlama ile yaklaþýr. Ýnsan hata yaptýðýnda nasýl Allah’ýn merhamet ve baðýþlayýcýlýðýna sýðýnýyorsa, kendisi de merhametli ve baðýþlayýcý olmalýdýr. Bir Kur’an ayetinde, “Sen af (veya kolaylýk) yolunu benimse, (Ýslam’a) uygun olaný (örfü) emret ve cahillerden yüz çevir.” (Araf Suresi, 199) buyurur Allah. Kalbi Allah’ýn zikriyle hastalýktan arýnmýþ mümin baðýþlayýcý olur. Bu Rabb’inin buyruðudur ve önemli bir yükümlülüktür. Kur’an ahlakýný yaþamayan kimseler, bazen ima ederek bazen de doðrudan hatýrlatarak, hata yapan kiþinin yanlýþýný ‘yüzüne vururlar’. Oysa bu kiþiler daha önce baðýþladýklarýný söylemiþlerdir. Ancak kalpleriyle sözleri ayný olmayan bu kiþilerin içlerindeki kýzgýnlýk ve nefret hala sürmektedir. Müminlerin baðýþlayýcýlýklarý ise samimi ve süreklidir. Yalnýzca dille deðil kalpleriyle de affederler; çünkü gerçek baðýþlama makamý merhamet edenlerin en merhametlisi olan Yüce Allah’týr. Eski hatalardan söz etmez, insanlarýn kusurlu yönlerini yüzlerine vurmaz; aksine iyi ahlak özelliklerini öne çýkarýr, bunlardan bahsederler. Ýnsanýn dünyada imtihan olan, hata yaparak öðrenen bir varlýk olduðunun bilincindedirler ve bu yüzden hoþgörülü ve baðýþlayýcýdýrlar. Ýnanan insanýn baðýþlayýcýlýðý, dinden uzak insanýnýnkinden çok farklýdýr. Cahiliye insanýnýn ‘bir defalýk affetme’ ya da ‘son kez affetme’ mantýðý müminin asla benimsemediði bir anlayýþtýr. Bir hata veya kusur defalarca da sürse, affedici ve hoþgörülü davranýr; içinde kin ve nefret beslemez. Mümin, þeytanýn hile ve vesveselerine kanmaz, nefsinin bencil arzularýna kapýlmaz, kalbini karartacak kin ve nefret gibi duygulardan arýnma çabasý içinde olur. Nefret, kin, kýskançlýk, kötü söz söyleme müminlerin deðil, inkarcýlarýn özelliðidir ve Kur’an ahlâkýna asla uygun deðildir. Sevgi, merhamet, þefkat, hoþgörü ve tevazu imanýn en önemli kanýtlarýndandýr. Sevgi, yaþamý güzelleþtiren çok büyük bir nimettir. Gerçek sevgi ise ancak derin bir iman ve Allah korkusuyla yaþanýr. Kur’an’ýn öðrettiði sevgi, samimi inananlarýn kalplerini yumuþatýr; Allah’ýn güzel sýfatlarýnýn, üzerlerinde tecelli etmesine vesile olur. Müminler arasýndaki kardeþlik, derin sevgi ve muhabbet cennet halkýnýn özelliklerindendir. Orada gerçek mutluluða kavuþmuþ insanlarýn kalplerinde hiçbir kötü duyguya yer olmayacaktýr. "Onlarýn göðüslerinde kinden (ne varsa tümünü) sýyýrýp-çektik, kardeþler olarak tahtlar üzerinde karþý karþýyadýrlar." (Hicr Suresi, 47) Gözleri ve vicdanlarý körelmiþ insanlarý, içinde yaþadýklarý mutsuzluktan kurtaracak tek yol Kur’an ahlâkýný yaþamaktýr. Allah’ý gönülden seven insan, O’nun yarattýðý insanlarý da sever. Bu sevgi, þefkati, merhameti, affedici olmayý, özveriyi, güzelliklerden zevk almayý, huzur ve mutluluðu beraberinde getirir. Ancak o zaman birbirine sevgiyle bakan, nimet ve güzelliklerin deðerini bilen insanlarýn yaþadýðý güven ve huzur içinde bir yaþam kurulur. Peygamberimiz(sav) konuyla ilgili olark þöyle buyurur: “Sizden önceki toplumlarýn derdi size de bulaþtý: Haset ve kin. Kin beslemek, kökten kazýyan þeydir. Allah’a yemin ederim ki iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe iman etmiþ olamazsýnýz.” (Tirmizi; Huccetü’l Ýslam Ýmam Gazali, ihya’u Ulum’id-din, 3. cilt) Ýman sahipleri, nefislerinin kendilerini kin ve nefrete yönelten telkinlerinden etkilenmezler. Çünkü Allah, hoþnutluðunu ve rahmetini kazanacak kullarýnýn ahlak özelliklerini, "Onlar, bollukta da, darlýkta da infak edenler, öfkelerini yenenler ve insanlar (daki haklarýn)dan baðýþlama ile (vaz) geçenlerdir. Allah, iyilik yapanlarý sever." (Al-i Ýmran Suresi, 134) ayetiyle tarif eder. Bu nedenle müminler nefret duygusundan Allah’a sýðýnýrlar. Ve dua ederler: "... Rabbimiz, bizi ve bizden önce iman etmiþ olan kardeþlerimizi baðýþla ve kalplerimizde iman edenlere karþý bir kin býrakma. Rabbimiz, gerçekten Sen, çok þefkatlisin, çok esirgeyicisin." (Haþr Suresi, 10) Nefret, insaný, samimi bir dostluðu, sevgiyi ve karþýlýklý anlayýþý yaþamaktan alýkoyar. Ýnsanýn yaratýlýþýna aykýrýdýr ve kiþiyi yalnýzlýða, mutsuzluk ve çaresizliðe sürükler. Allah, baðýþlayýcýlýk özelliðiyle insaný saðlýklý yaþayabileceði þekilde yaratmýþtýr. Nefretin þeytani bir tadý vardýr; insaný tutsak eder. Ýnsan tutkularýnýn tutsaðý olmuþken özgür olamaz. Ancak bu duygudan kurtulduðunda gerçek anlamda özgürleþir. Düþmanlýk, kin ve nefret beslemek inananlarýn dikkatle sakýnmalarý gereken kötü ahlâk özellikleridir. Ýnsan kin ve nefretten arýnmalý þefkatle bakmalý, içten baðýþlayýcý olmalýdýr. Baðýþlayýcý olmak sevginin temelini oluþturur; Allah’ýn kullarýna katýndan sunduðu sayýsýz nimet ve güzellikten biridir. Kur’an ahlakýný titizlikle yaþamak, insanýn ruhundaki sevgiyi alabildiðine sonsuza doðru açar.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Fuat Türker, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |