..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Öylesine ciddiye alacaksýn ki yaþamayý, yetmiþinde bile mesela zeytin dikeceksin. -Nâzým Hikmet
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Yazarlar ve Yapýtlar > Emine Piþiren




24 Mart 2011
Her Ýkisi de Bir Þairin Asil Yüreðine Sahiptiler - 2 -  
Emine Piþiren
“Ey Dicle’nin, Sakarya’nýn ve Fýrat’ýn çocuklarý! Vatanýmýz talihini bugün bize terk ediyor. Doðduðumuz bu yerlerin kara yaslý ufuklarý Kadýn, erkek, her bir asil evladýndan iþ istiyor.-M.E.Y-"


:BBHJ:
Emine PÝÞÝREN/Antalya

23.03.2011

Mehmet Emin Yurdakul “Mili Þair” ünvanýný almasýndaki asýl etken dizelerindeki yüreðe vurucu gücüydü.
Yolda yürürken bile baþý dik ve onurlu duruþuyla, sert adýmlarla yürüyüþüyle dikkatleri üzerine toplamasýný bilen arif ve yüzüne bakýldýðýnda saygý uyandýran bir kiþiliðe sahip olduðunu, Torunu Doðan Yurdakul’un kaleminden okumaktayýz. Geçen yazýmda Anadolu, adlý þiirin bir kýsmýný yayýnlamýþtým. Hani tesadüf ettiði köylü kadýnýn tesirinde kaldýktan sonra Anadolu insanýna sesleniþi yüreðimizi, duygu duygu ýrmak olup, akýp tarumar edecektir:

“Senin sesin hayat için dövüþmeye koþturur,
Senin sevgin vatan için fedakarlýk öðretir,
Senin yüzün vatan için bir merhamet duyurur;
Senin ile insanoðlu yeryüzünü þenletir.

Lakin bizler bu haklarý unuttuk,
Kadýnlýðý hayvanlýkla bir tuttuk,
Ninen gibi sana dahi hor baktýk;
Seni dahi garip, yoksul býraktýk!..

Evet, seni genç kocandan uzun yýllar ayýrdýk;
Sen zavallý, duvaðýna doymadýðýn bir günde
Bir ihtiyar kadýn gibi haykýrarak saç yoldun;
Birçok parlak dileklerle dolu olan gönlünde
Bir muradýn ülkerini göremeden dul oldun.
Günden güne bir kýrýk,

Aðaç gibi içlenerek, yaprak gibi solarak
Týrtýl üþmüþ dallar gibi kurumaya yüz tuttun;
Kadýnlýðýn duygusunu genç baðrýnda uyuttun.
Ve dedin ki: “Artýk bana ne bahar, ne þafak!”
*
Milli þairimiz Mehmet Emin Yurdakul’un yukarýdaki dizelerinde kadýna verdiði deðeri, kadýnlýk onurunu yücelterek yüreðinden geçenleri mýsra mýsra dokurken bir hakikate de parmak basýyor.
Düþmanýn yakýp yýktýðý Anadolu’da geride kalan kadýn, çoluk ve çocuðun görüntüleri ve açlýkla sefaletle mücadelesindeki kadýnýn yerini, rolünü çizerken dize dize okura, Türk kadýnýný “kadýn iþte budur” diye de evrensel tanýmýný açýkladýðý gibi Türk Kadýnýna bir kimlik vermekte olduðunu görmekteyiz.
Türk Sazý, adýný verdiði þiir kitabýnýn 20. Sayfasýnda Türk Kadýný ve kendi eþi hakkýnda da biz okurlara göze çarpan bir gerçeði açýklayýnca, þairin halkçý ve milliyetçi bir görüþe sahip olduðu, yurduna olan sevgisinin gönlündeki yüce duruþunu yakýn arkadaþý Ismail Hakký Baltacýoðlu’na açýklýyor zaten:

“Eþim hayat ve gönül yoldaþým, Þebinkarahisarlý bir Türk kýzýdýr. Onunla evlendiðim zaman benimle konuþtuðu öz Türkçe bana kendi dilinin özünü anlatmýþtý. Ben, Ýstanbul lehçesini anamdan, babamdan; sonra Anadolu lehçesini karýmdan öðrendim. Onun saf, asil ruhunun kaynaklarýndan Türklük aþkýnýn kandýrýlmaz kevserini içtim.”

Þair, Ýstiklal harbinde ve harbi sonrasý karýþ karýþ Anadolu’yu gezerken de boþ durmamýþ. Geride kalan öksüz, yetim, dul ve gözü yaþlý aðlamaktan gözleri kör olmuþ insanlara rastladýðýnda milli ruhunu, milli ýstýrabýný, milli ülküsünü þiirlerine yansýtmýþ. Sýk sýk bu duygusunu da “ Benim milliyetçiliðimin asýl kaynaðý iþte budur.” Derken savaþ sonrasý Anadolu’nun içler acýsý halini ve insan görüntüsünü açýklýyor. Ve þairin göðsünde yatan vatan sevgisi ilk manzumelerinde “Düþmanýma vatanýmý saldýrtmam” diye coþkuyla anlatmasýyla “10 Temmuz “þiirinde Türkiye sýnýrlarýný öyle anlamlý ve gerçek bir çizgide çizmiþ ki, okuyucuya mili duygu þýrýnga ediyor:

“Bundan sonra her Osmanlý þu Türkiye topraðýnda
Mabediyle, mektebiyle, her þeyiyle hür olacak” diyerek Türkiye’mizin sýnýrlarýný çizmekte.

Onun yüreðinin sesi Ýstiklal savaþý öncesi yine ayný þiirinde halkýn umutsuzluðuna, çaresizliðine umut olmuþ, vataný savunmada bir an bile duraksayan insanýn ruhunu vataný savunma coþkusuyla doldurmuþtur:

“Þu daðlarýn, ovalarýn seslerine kulak verin;
Bakýn, her yer sanki coþkun deniz gibi baðýrýyor,
Evler, köyler zincirleri parçalayan beldelerin;

“Ya hürriyet, yahut ölüm!” türküsünü çaðýrýyor.

Hani nerede aðýzlarý kilitleyen o pençeler,
Ahalinin kuvvetini hiçe sayan o yiðitler?
Hani nerde, hür baþlara mezar kazan o geceler,
Bir intikam saatinden çekinmeyen müstebitler?

Esir millet yaratmayan adil Allah
Bize dahi “kalkýn” dedi;
Elimizde parlayan keskin silah
Bugün zulmü kahreyledi.”

Milli þairimiz tam on sekiz mýsra þeklinde yazdýðý þiirinde, halkýný eþit görmek, sýnýf farkýný ortadan kaldýrmak istediði gibi demokrasiyi, Cumhuriyetin resmini bakýn hangi dizeleriyle çizmiþ:

“Evet, artýk hiç kimsye zulüm pençe sallamayacak;
Bir kuvvetli tarafýndan zayýf malý yenmeyecek;
Yurdun hiçbir bucaðýnda hakim, mahkum kalmayacak;
“Bu efendi, bunlar dahi kölelerdir!” denmeyecek.

Hakir köylü diyecek ki: “Bugün ben de bir aðayým;
Adaletin huzurunda zenginlerle müsaviyim,
Hür ve mesut bir vatandaþ olduðumu duymadayým;
Aðýlýmýn, çiftliðimin, her hakkýmýn sahibiyim.”

Ben Mehmet Emin Yurdakul’un “On Temmuz” adlý þiirini okurken bir an soluklandým. Çünkü göðsüm farklý bir sýzýyla sýkýþmýþtý. O kadar kendimi kaptýrmýþým ki, hem soluk almadan okuyordum hem de baðrýmda yatan vatan ve insan sevgimi o yýllardaki insanlarýn çilelerine katýk ediyordum. O tarihlere yolcu olmuþtum; ruhum alev alev yanýyordu adeta. Bir þiir beni bu derece mi etkiledi?
Evet, etkiledi gerçekten. Vatanýmýzýn bugünkü siyasi ve ekonomik sürecini takip eden yüreðim, tarihin o sayfalarýnda durduðunda acýya tanýk olmuþtu. Þair o dönemin kültüründe bu denli etkili olmuþ ve ulu öndere, Mehmetciðin arkasýnda nasýl bir on sekiz milyon insanýn var olduðunu, asil yüreði ile mücadelesine tanýk ediyordu gözlerimi. Þiire devam edersek bunu çok net bir þekilde anlayacaðýz:

“Ey Dicle’nin, Sakarya’nýn ve Fýrat’ýn çocuklarý!
Vatanýmýz talihini bugün bize terk ediyor.
Doðduðumuz bu yerlerin kara yaslý ufuklarý
Kadýn, erkek, her bir asil evladýndan iþ istiyor.

Zalim devrin bize miras býraktýðý harabeler
Bizim kardeþ zekamýzýn nurlarýyla uyanacak,
Þu zavallý ýssýz köyler, þu karanlýk kulübeler
Bizim kardeþ kalbimizin ateþiyle canlanacak.”

Yukarýdaki dizelerde ne sýnýf farký var, ne de ýrk ne de dil ve din. Þair kardeþliðe ve vatanýmýzýn selameti için dirlik ve düzene savaþ sonrasý kül olmuþ bir tarihin küllerinden Cumhuriyet güneþinin doðmasý için halký yürek yüreðe buluþturmaya çalýþýyor.
Ýþte edebi sanatýn gücü ve tesiri. Ve adeta haykýrýyor özgürlük vaad eden sesi, semalarda bir aksi seda oluyordu her dizesi:
“Biz istersek, hürriyet kanadýnýn gölgesinde
Asýrlarý övündüren dehamýzý parlatýrýz.”

Þiirin son kýtasýndan günümüze geldim ve bir “of” çektim:

“ Dünya dahi öðrenir ki bizim gibi bir milletin
Her cehennem ateþini söndürmeye gücü yeter,
Þu demirden yumruðumuz, zulüm gibi sefaletin,
Taassubun, cehlin dahi baþlarýný kýrar ezer!..”

Elimdeki kitapta Milli Þairiin bu yüce gönlünden fýþkýran dizelerin asýl kaynaðýna da tesadüf ettim. Öyle Ya nerden alýyordu bu kadar akýcý ve mükemmel bir Türkçeyle kaleme aldýðý dizelerin gücünü, ýþýðýný? Milli þairin yaþamýnda sanat ve idealin dýþýnda, okuduðu okullar da rol oynamamýþ. Onu asýl etkileyenlerin baþýnda babasýnýn çevresinde olan Salih Reisin adýna tesadüf ettim. Salih Reis, oðluna okutup, þairinde dinlemiþ olduðu “Kerem ile Aslý” “Aþýk Garip” “Battal Gazi” gibi halk ve roman destanlarýyla Namýk Kemal’in “Evrak-ý Periþan” ý Milli Þairimizi derinden etkilemiþ.
Böylece henüz çocukluk yýllarýnda onun kulaklarý, Türk Halkýnýn hissedebileceði, anlayacaðý, faydalanacaðý ve hoþlanacaðý eserlerin doðacaðý feyzini almýþ ki, milli duygularýmýzý kabartacak eserlere bizler de tanýk oluyor, okuyoruz.
Ýleriki yaþamýnda Mehmet Emin Yurdakul, 1890 senesinde Babýali katibi olarak görev alýr, 1893 senesinde Rüsumet Evrak Müdürlüðüne yükselir. Ýþte bu döneminde bir anýsýný bizlere bakýn nasýl aktarýyor:

Þeyh Cemaleddin Efgani Ýstanbul’a gelmiþti. Dini inancýný beslemek için onun müridleri arasýna karýþan M.Emin Yurdakul, þeyhten aldýðý fikir ve düþüncelerin tesiriyle Türkçe þiirler yazmaya baþladý. Yunan Harbinin arifesinde þair, “Cenge Giderken” adlý meþhur þiirini yazdý. Sonra da üstadý olan Þeyhe gidip okudu. Þeyh Cemaleddin Efgani onu içtenlikle alkýþladý ve þu sözleri söyledi:

“ Ýþte asýl sizin edebiyatýnýz budur” dedi ve þairin bu yolda yazmasýný önerdi. Ýþte bu þiiri Selanik’te Asýr gazetesinde yayýmlanýnca Mehmet Emin Yurdakul Milli Þair olarak tarihe ilk adýmýný attý ve meþhur oldu:

“Ben bir Türküm; dinim, cinsim uludur;
Sinem, özüm ateþ ile doludur;
Ýnsan olan vatanýnýn kuludur,
Türk evladý evde durmaz, giderim.”

Özellikle Türklüðün unutulduðu, Osmanlýnýn saltanatýnýn sürdüðü ve adeta Türk sözünden bahis bile edilmediði bir devirde yazýlmýþ olan bu þiir, o günkü nesillerin dudaklarýndan eksik olmadýðý gibi günümüze de hitap etmiyor mu? Günümüzü çok bariz bir þekilde de siyasi rengini çizmiyor mu? Ben yazayým da bu düþünceye varýn siz ister katýlýn isterse katýlmayýn.

Tanrým þahit duracaðým sözümde,
Milletimin sevgileri özümde;
Vatanýmdan baþka þey yok gözümde
Yar yataðýn düþman almaz, giderim

Milli þairimizin, tarihe destanlar yazdýran ve gönüllerimizin sultaný olan, yine bir baþka þair ruhla tesadüf etmesi edebi bir mucizenin eseridir. Çünkü artýk Türk Edebiyatýnda yeni bir döneme girilmiþtir. 1899 senesinde þairin “Türkçe Þiirler” adlý eseri resimli olarak basýlmýþ ve “Cenge Giderken” adlý þiiriyle onu alkýþlayanlarýn arasýndaki isimler þunlardýr: Recaizade Ekrem, Abdülhak Hamid, Þemseddin Sami, Rýza Tevfik gibi isimlerin yaný sýra Minorsky, Horn, Vamberi gibi tarihe imza atmýþ isimler de yer almýþtýr. Hatta Gibb “Sizi altý asýr beklemiþtir.” Diye mektup yazarak þairimizin kitleleri nasýl etkilediðine tanýk oluyoruz.
Þairimiz hem siyasi yaþamýnda hem de edebi sanat dünyasýndaki yeri yükseldiði dönemlerde 1908 senesi sonrasý Sivas Valiliðine yükselmiþtir. Daha sonra Erzurum Valiliði ve emekliliðinden sonra siyasetle ilgisi kalmayan þair edebiyatý hiç býrakmadý ve TÜRK SAZI adlý þiir kitabý da o dönemin ürünü oldu.
Birinci Dünya savaþý baþladýðýnda “Ey Türk Uyan” “Sefer Yolunda “ gibi eserlere imza atan þairimiz Sultanahmet Meydanýndaki Mitingte halkýn manevi kuvvetini arttýrmak için nutuk okudu. Onu uzaktan izleyen ulu Atatürk þu telgrafý çekmiþtir:( Türk Sazý: sayfa 30)

“Türk milliyetperverliðinin ilahi mübeþþiri olan þiirleriniz,bugünkü mücadelemizin ruh-u hamasetine ufk-u tulu olmuþtur. Teþrifinizden duyduðum memnuniyeti beyan ile sizi milletimizin mubarek babasý olarak selamlarým.”

Mustafa Kemal Paþanýn bu telgrafý þairi onurlandýrmýþ ve daha bir çok eserin doðmasýna neden olmuþtur. Hatta Anadolu’yu karýþ karýþ gezmiþ birçok illerinde mebusluk görevinde bulunmuþtur.
Aydýn Kýzlarý- Vur-Ilgaz Daðlarý- Metristepe-Siperlerde-Daðlýlar- Ýstiklal Destaný-Kurtarýcýya-Anýt-Ankara-Devrim ve Dante’ye adlý eserleriyle, þiirleriyle, gerek orduyu gerekse milletine heyecan ve iman gücü vererek, o cepheden bu cepheye Kurtuluþ Savaþý Mücadelesinin manevi babasý olmuþtur. Ta ki 14 Ocak 1944 senesinde gözlerini yaþama kapayana kadar.
Bugüne bakýyorum da, söyleniyorum kendi kendime, “Bizler nihayetinde gözlerimizi ebedi yummayacak mýyýz, Þu þairleri ve nice insanlarý örten topraðýn altýna sokulmayacak mýyýz?” diye.
Ve þairin yürek hýçkýrýðý gibi “ Býrak Beni Haykýrayým” adlý dizeleri kulaklarýmda yanký buluyor:


“ Ben en hakir bir insaný kardeþ duyan bir ruhum;
Bende esir yaratmayan bir Tanrý’ya iman var,
Paçavralar altýndaki yoksul beni yaralar;
*
Býrak beni haykýrayým, susarsam sen matem et!
Unutma ki, þairleri haykýrmayan bir millet,
Sevenleri toprak olmuþ öksüz çocuklar gibidir.”

Þairin bir önemli özelliðini, bir ruh depremini yazmazsam içim rahat etmeyecek. Milli þairimiz ölümünden önce baþýndan iki önemli olay geçmiþ.. Adeta yýkýlmýþ, belki de þu geçici yaþamdaki süresini de kýsaltan en önemli olaylarýdýr.
Biri evinin ve çok sevdiði kütüphanesinin tamamen yanmasý, bir diðeriyse çok sevdiði eþinin ölümüydü. Bu iki yaþadýðý hazin gerçek onu acilen Alman Hastanesine yatmasýna neden olmuþtur.
Yattýðý mekan cennet kokusuyla dolsun.

Milli Þairimizi yazmakla bitiremem, çünkü sayfalar almaz. Amacým Kurtuluþ Savaþý öncesi ve sonrasý Türk Halkýna nasýl merhem olduðu ve Mehmetçiðin yüreðine verdiði milli duygunun edebi sanatla nasýl gerçekleþtiðine þairin kaleminden o tarih sayfalarýna yolcu etmekti.

Tarihimizi bilmeden odun gibi yaþamak yakýþmaz ki bize.
Bundan sonraki yazýmýn devamýnda yüce ulusumun gönlünde yatan arslan Mustafa Kemal’in Kurtuluþ Savaþýndan önceki Afrika Sahillerinden Vatan Kokusu ile nasýl yandýðýný, o vatan için nelere katlandýðýný ve saðlýðýný nasýl vataný ve insaný uðruna yitirdiðine tanýk olacaksýnýz.

Yazan: Emine PÝÞÝREN
Edebiyat Galerisi Net Sitesi
Sahibi ve Genel Yayýn Yönetmeni

Kaynak: Mehmet Emin Yurdakul/Türk Sazý Kitabý/Sayfa: 28-30-74-82-83-84-110

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Tebrikler
Gönderen: Hulki Can Duru / , Türkiye
24 Mart 2011
"þairleri haykýrmayan bir millet, Sevenleri toprak olmuþ öksüz çocuklar gibidir.” Artýk, haykýran þair kalmadý sanýrým. Çoðunun sesi kýsýldý. Geriye kalanlar da medyatik olma peþinde... :)




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yazarlar ve yapýtlar kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Her Ýkisi de Bir Þairin Asil Yüreðine Sahiptiler
Ömer Hayyam - H. Bektaþ - Mevlana ve Yunus Gibi Olabilsek Keþke

Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Deðerli Yazým Dostumuz Sayýn...
Yarým Somun Yemek Ýçin Orospuluk
Entellektüel Kadýnlar Nasýl Bir Erkek Arar?
Yoksa Canýnýz Hoþaf mý Çekti?
Allah'ýn Laneti Üzerlerine Olsun!..
Eh, Burasý Türkiye
Atatürk'e Duyulan Bu Öfke, Bu Nefret Nedendir?
Havada Bok Kokusu Var Baba
Siz Böyle Yanmýyor Musunuz? - 2 -
Hadi Yýkayalým Ruhumuzu!..

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Adamdan Saymýþýz [Þiir]
Ah Ulan Istanbul! [Þiir]
Çekinme Söyle [Þiir]
7. Didim Þiir ve Þairler Buluþmasý [Þiir]
Yaðmur Kuþu Suskunluðu [Þiir]
Hangi Dua Ýle Sana Gelelim? [Þiir]
Ýsterdim [Þiir]
Davetsiz Konuk - 1 - [Þiir]
Madem ki... [Þiir]
Git Demene Gerek Yok [Þiir]


Emine Piþiren kimdir?

Yazmayý, okumayý ve birikimlerimi paylaþmayý seven biriyim. Edremit'in yerel bir gazetesinin köþe yazarýyým. Bazý web sayfalarýnda da edebiyat adýna paylaþýmlarým yayýnlanmaktadýr. Sevgi ve ýþýk sizle olsun.

Etkilendiði Yazarlar:
Mehmet Emin Yurdakul, Nazým Hikmet, Aziz Nesin, Victor Hugo, Balzac, Leo Buscaglia, Eric Frrom, Irvýn Yalom, Dale Carneige, Doðan Cüceloðlu, Haluk Yavuzer...


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Emine Piþiren, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.