Pek çok doktorun yardýmý ile ölüyorum. -Büyük Ýskender |
|
||||||||||
|
Gökyüzünün turuncu rengi topraðýn üzerine serilmekteydi,genç mecburiyeti varmýþcasýna aðýr adýmlarla yol almaktaydý,cinayetler kentinden daha uzaða.. Üþümüþtü ayak parmaklarý,elleri,ve küçük burnu. buz tutmak üzereydi kirpikleri,kumral saçlarý, az ileride gördüðü kerpiç evin kapýsýna yaklaþtý,kapýdaki kuru üzüm asmalarýna biran takýldýðýnda gözleri, el uzatmak istedi; buzdan gece öylesine keskin bir býçak gibi yýrtmýþtýki avuçlarýnýn içersini,damlayan kan düþtüðünde soguk beton üzerine,rengi gecenin karanlýðýna kardeþ olmaktaydý. Uzakdan duyduðu aç kurtlarýn sesiyle ürküyor,fakat ölmüþlüðünü bir ihtimalmiþ gibi düþünerek topluyordu cesaretini,mavi,sarý,yeþil boyalý evlerin önlerinde baðlý olan köpekler ayný ritimle ayak uydurmaktaydý uluyan kurt seslerine. Az ilerdeki dere yataklarýndan duyulan baykuþ sesleri acaba hangi ölümün habercisiydi? her duyduðu sesde yeni bir anlam yeni bir kötüye iþaret sorularla, çoðalmaktaydý beyninin içersine haps olmuþ, buruþan düþleri. Kerpiç evin penceresine vuran mum ýþýðýnýn o kývrak dansý,biran heycanla uyandýrdý içindeki uyuyan çocuðu. yöneldiðinde tahta kapýya çalmaktan çekindi, git gide yaklaþan kurt seslerini duydugunda bu utancýný örtbas ederek çaldý evin kapýsýný. Kapýyý açan ince,uzun boylu otuz yaþlarýnda bir kadýndý,tereddüt etmeden içeriye buyur etti, beyaz geceliði üzerinde,ince dudaklarýnda ince kýrmýzý bir rengin þeridi belirmekteydi, oda mum ýþýðýnýn rengiyle cilveleþirken, oturdu iskembenin üzerine genç adam, kadýn uzun siyah saçlarýna pembe renkli tokasýný geçiriyor, bir yandan kim olduðunu soruyordu. Ýsmini söylemek istemediðini fakat karþýki kentin varoþlarýndan geldiðini söyledi o her sorunun cevabýný verirken peþ peþe yeni sorular çýkýyordu kadýnýn aðzýndan, Nereye gittiðini sorduðunda; bilmediðini; þuursuz bir uykunun sonrasýnda sersemce kendisini yola attýðýný, nereye dahi gittiðini bilmediðini ifade ediyordu bu konuþmalarý kadýný pekte tatmin etmiyordu, yine içinden yeni cümleler kuran kadýn, onun akýl hastanesinden kaçmýþ bir hasta dahi olacaðýný düþündü,fakat gencin þairane konuþmasý kadýnýn bu hislerini boþa çýkartýyordu. karnýnýn aç olup olmadýðýný sorduðunda,sadece bir kadeh ucuz þarabýn içini ýsýta bileceðini söyledi,bu isteðide yerine geldikden sonra uzun süren konuþmalarý sona ermiþ ve genç adam ayaða kalkarak yoluna devam etmesi gerekdiðini söylemiþti, dýþarda soðuk gece,yakýndan duyulan kurt sesleri, kadýn için bulunmaz bir bahaneydi; -''Hem gitme! bu gece burada kal,sabah istediðin yere gidersin,bu saatte dýþarda olmanýn hiçde saðlýklý olacaðý söylenilemez,'' dedi kabul etmekden baþka çaðreside yoktu... O gece bu kerpiç evde neler olduðunu hiç kimse tahmin edemezdi; Ama sarýlmýþlardý, sadece para kazanmak için kendini pazarlayan bir fahiþenin para almadan beraber olmak istemesi,parmak uçlarýnýn genç adamýn bedeninde gezinmesi, ne bir tesadüftü nede yazýlmýþ senaryoydu. Hiç tanýmadýðý bir kadýnýn yataðýnda misafir olmasý,kýrmýzý yorðan'dan daha fazlasý sýcaklýðý, þarab kokusu eþliðinde bu kadýndan almýþ olmasý,onun için inanýlmaz bir mutluluktu. Günlerce hiç o evin kapýsý açýlmamýþtý, dýþarda neler olup bittiði bile umurlarýnda deðildi, fakat kadýn kendi kimliðini açýklamýþ,adam bu konuda kendini bir sýr gibi saklýyordu! Kadýn onun devlet tarafýndan görevlendirilmiþ bir azmettirici olduðunuda düþündü! Fakat bunlarýn hiç biri umrunda olmamýþtý, anýn ve günlerdir iþsiz kalmanýn acýsýný meteliksiz bir adamdan çýkartýyordu, Yumuþak göksünün üzerinde uyuyan kumral saçlý adam, gecelerini süsleyen bir yabancýydý, her gece doyumsuz seviþmeler eþliðinde sallanan karyolanýn gýcýrtýsý, gülüþmelerine neden oluyordu Bitmek bilmeyen isteklerin ardýnda neyin yattýðýný yeni sorular eþliðinde, kendilerinede soruyordular. Yine bir akþam üzeri turkuaz renkli sofranýn üzerine kurulmuþken her ikisi kapý sesiyle irkildiler yerlerinden, kadýn genç adamý saklayak yeni aradý,gözüne çarpan ilk yer,çatý arasýydý, O yukarýya çýkýp tahtadan zemin üzerine oturdu. Aþaðýda neler olup bittiðinden haberi yoktu,karþýsýnda patates torbalarý üzerinde sac yapýmý siyah renkli kutuya takýldý gözleri,ellerine aldý ve açtý. kadýnýn gerçek isminin yazdýðý ikametgah kaðýrdýna uzun süre baktý, onun bir fahiþe olduðunu biliyordu, farklý bir isim söylemiþ olmasý yalancýlýktý! kutunun içersinde açýk þampanya rengi bir zarf daha vardý, üzerinde '' bir ölüye mektup''isimli yazýyý okumaya baþladý.. '' Sevgili kocacým, seni kaybetmiþ olmanýn 5. yýlýnda içimde bitmek bilmeyen ýzdýraplar halen devam etmekte, sensiz olmanýn ve sensiz yaþamanýn o anlamsýzlýðýný yeni yeni tadýyorum. Uzun süredir iþ bulamadým, her buldugum iþde kadýn etine susamýþ patronlar sünmekteydi bedenime,oysa ben yeminliydim kendimi bir baþkasýna teslim etmeye,mezarýndan dahi uzak olmak ne kadar acý biliyormusun? hiç yanýna gelemeyecek olmam bile beni derinden yaralamakta, seni çok özlüyorum, özlediðim içindirki kuru bir bedenle her günü selamlýyorum, aþsýz,ekmeksiz,ve sensizim...'' Okuduðu karþýsýnda üzülen genç adam; kadýnýn ona yalan söylediðine inandýrdý kendini! sonra düþündü tüm kadýnlardamý böyle? yani ölüsüne dahi yalanlar söyleyecek kadar ustamý? o fahiþelikle geçimini saðlýyorken nasýl olurda mektupda yeminlerden bahsede bilir? tüm bu sorularýn cevabýný bulmasý oldukca güçtü. Sonrakulaðýný aþaðýdan duyulan sese verdi, kadýnýn baðýrarak adama birþeyler söylediðini i duydu, aþaðýya inmek istedi fakat mutlak kadýnýn bir bildiði olduðu için çatý arasýnda oldugunu düþünüp inmedi. o siyah kutunun içersini karýþtýrdýkca yeni þeyler buluyordu, þimdiki elini süsleyen ise kadýnýn günlük defteriydi. ilk sayfasýnda küçük bir þiir parçasý vardý. ''Ahh benim nicedir sevdiðim erkek, Cennet'de hangi kadýnlasýn? Benim kadar güzellermi? Tanrýnýn kadýnlarý onlar Güzeldir elbet gözleri ve saçlarý. Peki ben onlar kadar süslüyormuyum Çürümüþ düþlerini Dokunmadan ruhunun üzerine?'' Birden bir ses duyuldu; -Genç adammmm Ýne bilirsin artýk.. Ellerindeki kaðýrlarý kutuya aceleyle koydu, Ýnerken aþaðýya kafasýnda onlarca soru ve gizemli bir kadýnýn yaþam hikayesine olan meraký vardý... (Devamý gelecek) Devrim Dokdere
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Devrim Dokdere, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |