..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bu kitap çok gerekli bir açýðý dolduruyor. -Moses Hadas
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Toplum > Sinan Yýldýrým




4 Nisan 2011
Ýki Saray Kedisi  
Sinan Yýldýrým
Sýcak yaz günlerinin sonlarýna gelmiþti mevsim. Sosyetik yaþamlarýndan sýkýlmýþ, içlerinde macera ruhu cirit atan, haftada 3 kere bol köpüklü ve hoþ kokulu þampuanlarla banyo yapan, hazýr konserve mamalarýyla beslenen sevimlimi sevimli iki orta boy kedi bir öðle yemeðinden sonra bahçelerinde bulunan havuzun yanýndaki þezlonga uzanmýþ güneþleniyorlardý ki günlük monoton iþlerden býkmýþ bir þekilde derin bir off çekti Firavun


:AHJJ:


Sýcak yaz günlerinin sonlarýna gelmiþti mevsim. Sosyetik yaþamlarýndan sýkýlmýþ, içlerinde macera ruhu cirit atan, haftada 3 kere bol köpüklü ve hoþ kokulu þampuanlarla banyo yapan, hazýr konserve mamalarýyla beslenen sevimlimi sevimli iki orta boy kedi bir öðle yemeðinden sonra bahçelerinde bulunan havuzun yanýndaki þezlonga uzanmýþ güneþleniyorlardý ki günlük monoton iþlerden býkmýþ bir þekilde derin bir off çekti Firavun.

- Ne oldu hayatým.
- Daha ne olsun dün gibiydi bu günde, her þey ayný. Ben ki Firavun diyor herkes, lakin kimse yok yönetilecek. Hani bizim kölelerimiz nerede, kim yapacak bizim için taþtan piramitler.
- Haklýsýn da ne yapabiliriz caným. Üç-beþ fare vardý oynayýp eðelendiðimiz onlarý da zehirlediler ya geçen hafta çok üzüldüm.
- Nasýlda bizi görünce kaçarlardý, korkudan ayaklarý birbirlerine dolaþýrdý. Off yapýlýrmý bu benim gibi asil soylu firavun kedisine.
- Biliyor musun geçen gün villanýn çatýsýnda yuva yapan kýrlangýçlar yavrularýna anlatýrken duymuþtum.
- Neyi.
- Buraya yakýn bir yerde birçok farenin olduðunu ve o kadar çoklarmýþ ki hatta akþamüstü yemek için deliklerinden çýktýklarýnda yemyeþil çayýr kahverengiye boyanýyormuþ.
- Gerçekten mi hayatým.
- Evet, istersen gidelim soralým balkona çýkýp hayatým
- Hadi ne duruyoruz o zaman hemen gidelim.

Sanki fare kovalar gibi evin içinden koþturarak ikinci kata çýkýp büyük balkona ulaþmalarý sadece birkaç dakikalarýný almýþtý. Böyle bir efor sarf etmeleri tarihte görülmediðinden olacak ki nefesleri kesilmiþ bir þekilde soluyuþlar arasýnda kýrlangýçlara sorular sormaya baþlamýþlardý. Fakat kýrlangýç yukarýdan bu fare, balýk ve kuþ düþmanlarýna alaycý ifadelerle cevaplar veriyordu. Ne dese Firavun bir türlü o farelerin yerini öðrenememiþti kýrlangýçtan. Derken uzaklardan kýrlangýcýn eþi süzülerek yaklaþmaya baþlamýþtý onun gelmesi ile yuvadan ayrýlýp karnýný doyurmak için tam kanat çýrpmýþtý ki diþi kýrlangýç o anda yavrularýndan birisi annesinin arkasýndan gitmek isterken balkona düþüvermiþti. Firavun için kaçýrýlmaz bir fýrsat olmasýna raðmen içgüdülerine engel olmuþlar ve yavru kuþu yakalayýp pençelerinin arasýna sýkýþtýrmýþken kýrlangýçlar bir hýþýmla kedilerin üstüne hücum etmiþti. Fakat diðer kedi gelen kýrlangýçlarýn önüne geçerek firavuna zarar vermelerine engel olmuþtu. Birkaç deneme sonunda kýrlangýçlar vazgeçip farelerin yerini söylemek þartýyla yavrularýna zarar vermemesini yalvarýr bakýþlarýyla ve sesleriyle söyleyivermiþlerdi. Firavun anlaþmayý kabul ederek önce farelerin yerini öðrenir kýrlangýçlardan ve sonra yavru kýrlangýca bir pençe atarak tanrýçam ben söz verdim ama sen söz vermedin öðle yemeðinin tadýný çýkart dedikten sonra firavun edasýyla balkondan içeriye girip kendi için hazýrlanmýþ yataðýna kývrýlýp düþünmeye baþlar.

Akþam yemeðine kadar pofuduk yataðýnda yatan Firavun’u uykusundan uyandýran tanrýçasý olmasýna raðmen asabi sözler sarf etmekten kendini alamamýþtý. Sahibinin koyduðu ekstra lezzetli ton balýklý yemeðini yedikten sonra þöminenin yanýna gidip kývrýlmak istemiþti fakat istediði her þeyin olmadýðýnýn farkýna varmasý ile firavun damarlarý kabarmýþtý. Aslýnda sahibi de kendisi gibi bir firavundu, tek fark onun köleleri yoktu, sahibinin ise bir sürü kölesi vardý. Parmaðýný þaklatmasýyla her istediði oluyordu. Hatta bazen televizyon denen icatta onu gördüðü zamanlar olmuþtu, nede çok kölesi vardý önünde dizilmiþ, sýra sýra, boy boy, çeþit çeþit… Hepsi birden o ne söylerse aynýsýný tekrarlýyorlardý bütün ses tellerini zorlayarak en yüksek volümde.

Devir ayný devirdi, dededen toruna aktarýlýp bu günlere kadar gelen. Annesi ona anlatmýþtý, hatta ona da onun annesi, ona da onun diye devam edip giden bir sýrda. Firavun kedisi olmak zor iþti, her zaman bakýmlý, her zaman esrarengiz, biraz ürkütücü, sahibine karþý sevimli, otoriter... Bunlarýn yanýnda eðlenceli ve hoþtu tabi, eskiden omuzlarda taþýnýrken þimdi bu eylemin karþýlýðýnda özel imalat otobüslerde seyahat ediyorlardý, sanki evlerinin küçültülmüþ bir maketiydi, mini barýndan jakuzisine kadar ne ararsan mevcuttu. Klima denen alet yerine dedelerininki gibi þöyle iki hoþ yelpazeci kadýn olsaydý sanki daha mý hoþ olurdu.

Büyüklerinden iþittiði geçmiþi hayal ettikçe kendi krallýðýný kurup hükümdar olma istekleri kat ve kat artýyordu. Hatta ilk icraatý kölelerine o muhteþem piramitlerden yaptýrmak olacaktý da köleler yoktu iþte. Bu düþünceler arasýnda küçük saraylarýnda sabaha kadar bir o yana bir bu yana dolaþan Firavun sabah olmasý ile tanrýçasýný da yanýna alýp fareli daða doðru yol almaya baþlamýþlardý. Az gidip çok yol almak imkânsýzlýðýndan olsa gerek bir türlü gidecekleri yere varamamanýn verdi huzursuzluk ve rahatsýzlýkla bir aðacýn gölgesinde dinlenmeye karar vermiþlerdi. Hava sýcak mý sýcak, öðle güneþi tam tepede ve ortalýklarda hiçbir canlý yok kendilerinden baþka. Fakat kendi krallýðýný farelerden kuracaðý gündü bu gün hiç bir þey neþesini bozamazdý ve bozamadý da zaten. Yolda gelirken karþýlaþtýklarý bir yýlan ve birkaç kuþ nasýlda korkup kaçmýþtý kendisinden, hele tanrýçasýnýn yakaladýðý kelebek ne kadarda güzel ve tatlýydý. Boþuna demiyordu zaten tanrýçam diye, dünkü kuþ ziyafetinden sonra bir jest olsa da kendisine yapýlan bu sevgi gösterisi hoþuna gitmiþti. Derken sýcaktan bunalmýþ bir yeþilbaþ çýka gelmiþti firavunun gölgelendiði krallýðýnýn içine, sýcak vurmuþ baþýna bir kere beyni sulanmýþ olacak ki ne firavunu nede tanrýçasýný fark edememiþti. Tanrýça içgüdüsel olarak hemen atlayýp yakalamak için hamle yapýyordu ki Firavun “DUR” diyerek otoriter bir ses tonuyla tanrýçanýn bütün reflekslerini alt üst etmiþti. Buna anlam veremeyen tanrýça neden der gibi gözlerinin içine bakýyordu þaþkýn þaþkýn ki tam o sýrada soluk soluða kalan yeþilbaþýn aslýnda sýcaktan bunalýp gölgeye gelmediðini anlayývermiþlerdi arkasýndan gelen uzun mu uzun siyah bir yýlanýn gölgeye geliþiyle. Yýlan firavunu ve tanrýçayý görmesi ile duraksamýþ daha önce hiç görmediði bu garip yaratýklara karþý ne yapacaðýný bilemeden bakakalmýþtý.

Firavun tam ilk kölelerine emredecekken uzaktan bir kartal üzerlerine doðru süzülmektedir. Kartal yaklaþtýkça aðacýn gölgesinde gördüðü dört canlýdan hangisini öðle yemeði yapma konusunda karar verme aþamasýna girmiþti ki zaten bu kararý vermek içinde fazla bir vakti yoktu, ilk gördüðü yýlan ona daha cazip geliyordu çünkü birkaç dakikadýr onu izleyip kendini cezbeden bir istek içinde oluþmamýþ olsaydý zaten süzülüp peþine takýlmazdý.

Uzaktan kartalýn indiðini gören avcýnýn köpeði, bir kartal yakalama isteðinin düþünce saffasýna bile geçmeden hemen avýna doðru bütün hýzýyla aðaca doðru koþmaya baþlamýþtý. Avcý köpeðinin hareketinden kartalýn süzülüþünü fark etmiþ tüfeðini doðrultup niþan almaya uðraþmaktaydý ki Firavun hala ilk kölelerinin kendine biat etmesi için söyleyeceði sözlerin provasýný yapýyordu zihninde.

Bu sýrada asýl firavun kedilerinin kaybolduðunu, polise bildirmekle birlikte, gazetelere ilan vermiþ, radyolardan anonslar yaptýrmaktaydý. “Firavun cinsi, tüðsüz, beyaz renkli, boyunlarýnda elmas ve zümrütlerle süslü altýndan tasmalarý olan, dik ve uzun kulaklarý olan kendisi için çok deðerli mi deðerli iki küçük kedisinin kaybolduðunu ve görenlerin kendisine haber vermesini, bulunmasýna yardýmý dokunacak herkesin ihya edileceðini belirtiyordu”

Bu arada Firavunun eþi;
- Sana demiþtim milyon dolarlýk tasma takma diye ama dinleyen kim hýh, oh olsun. Burada ben varken sen gittin iki ucube yaratýða taktýn oh olsun iþte” diye içinden söylenirken dilinden “çok üzüldüm hayatým, üzülme ama, kesin bulunurlar” deðip eþini teselli etmekteydi.

Avcý niþan alma safhasýndan tetiðe basýp tüfeðin içindeki fiþeðin kapsülüne horozu düþürmüþ, horozun düþmesi ile tüfeðin iðnesi kapsüle deðmiþ, kapsülün patlamasý ile fiþeðin içindeki barut ateþ almýþ ve saniyedeki hýzýný bilmem ama büyük bir hýzla saçmalar tüfeðin namlusundan kartalýn üzerine doðru ilerlemeye baþlamýþtý ki köpek avýna doðru bütün hýzýyla koþarken patlama sesinden önce saçmalarýn üzerinden geçerken býraktýðý sesin ilhamý ile hýzýný bir kat daha arttýrmýþtý. Saçmalar kartalla buluþtuktan sonra kartalýn cansýz bedeni aðacýn gölgesine düþüvermiþti. Daha firavun ve tanrýçasý ne olduðunu anlamadan av köpeði bu anlaþýlmaz durumun içine hýþýmla dalývermiþti.

Köpek daha önce hiç görmediði bu yaratýklarý gördüðü anda kartalý unutmuþ ve firavunun üzerine doðru atlamýþtý. Firavun can havliyle aðaca doðru bir iki zýplama ile tanrýçasý ile birlikte bir hýþýmla aðacýn en tepesine varmýþtý bile. Köpek aðacýn altýndan bu garip yaratýklara havlayarak daireler çiziyordu ki avcý çýka geldi. Gelmesi ile gözleri az önce vurduðu kartalý aramaya baþlamýþtý, bu arada yýlan ve yeþilbaþ yerdeki bir köstebek kovuðuna girerek uzun bir zamandan beri sürdürdükleri yakalanbaç oyununa devam ediyorlardý.

Avcý kartalýn cansýz bedenini ayaklarýndan tutarak eline almýþ köpeðinin bu garip tavrýnýn sebebini anlamak için baþýný yukarý doðru kaldýrýp gözleri aðaçta bir þeyler aramaya baþlamýþtý. Fazla uzun bir zaman geçmeden avcý firavunu ve tanrýçasýný görmüþtü. Þaþkýnlýk içinde zihninde daha önce gördüðü hayvanlarla karþýlaþtýrma yapýyordu, fakat bir türlü hiçbir eþleþtirme gerçekleþmiyordu. Ancak benzerleri olarak kediler belirmiþti zihninde. Bu deðiþik canlýlarý avlayan ilk avcý olma isteði ile tüfeðini ani bir hareketle kaldýrmýþtý ki bu arada kedilerde insan geldi kurtulduk köpekten diye korkularýndan sýyrýlmak üzerelerdi.

Avýn yakýnlýðýndan avcý niþan alma gereði bile duymamýþtý fakat tetiðe basmadan önce kedilerin boynundaki parlayan tasmalarý gözüne takýlmýþ ve vurmaktan vazgeçmiþti. Tüfeðini yavaþça yere býrakýp yine yavaþça aðaca týrmanýp daha yakýndan görmek için bu garip yaratýklarý eyleme geçmiþ ki tanrýça huysuzlanmýþ, yabancý bir insanýn kendilerine doðru yaklaþmasýnýn karþýsýnda ne yapacaklarýný Firavun’a sorsa da avcýnýn duyduðu tek þey ince bir miyav sesi olmuþtu. Avcý kedilere yaklaþtýkça boyunlarýndaki tasmalarýn deðerinin ne kadar deðerli olabileceðini anlamaya baþlamýþ ve az önce duyduðu miyav sesinden dolayý da bunlarýn kedi olduklarýna kanaat getirmiþti.

Avcý bu tüsüz parfüm kokulu ve boyunlarýndaki altýn üzerine iþlenmiþ elmas ve zümrütlerle süslü kedileri bir süre seyrettikten sonra onlara dokunup sevmeye baþlamýþ ve sevdikçe kedilerin korkularý birazda olsun geçmiþti. Kediler iyice mayýþtýktan sonra teker teker eline alýp av çantasýnýn içine yerleþtirip aðaçtan aþaðýya inip neredeyse tüfeðini bile unutup gidecekti ki tüfeði aklýna geldi, hemen birkaç adým geriye dönüp tüfeðini eline alýp koþar adýmlarla arabasýnýn yanýna doðru ilerlemeye baþladý.

Firavun ise insan sýrtýnda taþýnmanýn verdiði gururla dedelerinden duyduðu bu olayý yaþamanýn verdiði bir haz arasýnda karmaþýk duygular içerisindeydi. Fakat avcýnýn av çantasýndaki onlardan hariç iki çulluk, üç býldýrcýn, bir kartal, dört ördek, bir kutup ayýsý ve yedi tilkinin kan kokularý üzerlerindeki bin dolarlýk parfüm kokusunu bastýrýnca biraz rahatsýz olmuþlardý ki avcý arabasýna varmýþ, arabasýnýn bagajýný açmýþ köpeði içeri atlamasýyla kapaðýný kapadýktan sonra sað ön kapýyý açýp kedileri koltuða býrakmýþ ve ön kapýyý örtüp arka kapýyý açmýþtý ki av çantasýnýn aðýrlýðýndan iyice yorulmuþ olacak ki çantayý yere býrakmýþ ve içerisinden çýkardýðý avladýðý hayvanlarý arka koltuða býrakmaya baþladýkça Firavun ve tanrýçasý hayretler içerisinde kalmýþtý. iki çulluk, üç býldýrcýn, bir kartal, dört ördek, bir kutup ayýsý ve yedi tilkinin yanýnda bir aslan, dört tavþan, iki dað keçisi ve boþ çantayý da üstlerine atýverip kapýyý örtmüþ ve direksiyona geçip kontaðý çevirip evine doðru son sürat yola koyulmuþtu.
     
Ýki küçük saray kedisi ile avcý son model jeepin içinde Türkiye’nin balta girmemiþ ormanlarýnýn içinde ki asfaltsýz toprak yollardan önce ana yola sonra otobana çýkýp ibreyi sonuna kadar vurup bir an önce eve gitme düþüncelerindeyken daha ana yola çýkar çýkmaz çevirmeye yakalanmýþlardý. Ehliyet ruhsat derken telsiz anonslarýndan geçen kedilerin ön koltukta keyif çattýklarý görülünce arka koltuktakiler göze bile görünmeden hemen gözaltýna alýnacakken birkaç çulluða tav olmuþlar ve avcý yoluna yolcu çevirmeye takýlmaya devam etmiþti.

Telsizden bir sonraki çevirme noktasýna haber verilmiþ ve orada ki çevirme noktasýndan bir sonraki çevirme noktasýna… Avcý eve varana kadar arka koltuktaki boþ bir çantayla ön koltuktaki iki saray kedisi kalmýþtý elinde. Yine de bu eðlenceli bu av macerasýnda eli boþ gelmemiþti ya evine o da avcýyý mutlu etmeye yetiyordu.

Garaja arabasýný park ettikten sonra kedileri kucaðýna alýp evinin kapýsýna kadar ilerlemiþti ve anahtarlarýný cebinden çýkartýp kapýyý açacaktý ki cebinde anahtarlar yoktu, neyse deðip kapýnýn zilini çalýp eþinin kapýyý açmasýný beklemeye baþlamýþ, fakat bir derken iki derken üç olmuþ zili çalýþý ama kapýyý açan falan olmayýnca telefonunu cebinden çýkartýp eþini aramýþ.

- Efendim hayatým.
- Nasýlsýn caným?
- Ýyiyim bir tanem, sen nasýlsýn?
- Bende iyiyim, bir sesini duyayým dedim, nasýlsýn diye merak ettim, hem biliyor musun hayatým seni çok özledim.
- Ayy! caným çok sevindim gerçekten. Bende seni çok özledim, keþke yanýmda olsan.
- Bu gece kamp yapýp yarýn gelmeyi düþünüyorum hayatým, sen neler yapýyorsun.
- Ne olsun caným, evde oturuyorum iþte.
- Hýmm, peki kapýyý neden açmýyorsun hayatým.
- Hangi kapýyý bir tanem.
- Hani þu bizim evimizin giriþ kapýsý var ya,
- Eee,
- Ýþte onu bir tanem.
- Neden açayým ki caným, heheh, sende bir tuhafsýn hayatým, gece açýkta kaldýn her halde.
- Yok hayatým, gece açýkta kalmadým, kapýda kaldým.
- Nasýl yani!
- Ýki saattir kapýyý çalýyorum diyorum neden açmýyorsun.
- Yaa, aa, ama, dur, geliyorum.

Kadýný büyük bir ateþ ve telaþ basmýþtý, heyecandan kalbi uçak motoru gibi çarpmaktaydý hafif bir esinti olca uçacak o derece yani, saða sola daðýlmýþ elbiseleri toplarken

- Haþim ne olur çabuk, çabuk giyin,
- Ne oldu aþkým.
- Kocam gelmiþ kapýdaymýþ.
- Olamaz ya, aa, ama.
- Sus hadi al þunlarý dolaba gir, yok olmaz yataðýn altýna, of orasý da olmaz balkona çýk, yok balkonda olmaz banyoya…
Bu arada kapýnýn zili inatla çalmaya devam etmekte. Telaþtan Haþim daha üstünü giyemeden eline elbiselerini tutuþturup dolaba týkývermiþti kadýn, fakat eli ayaðýna dolaþmýþ, tir tir titremekten kendini alamýyordu, kapýya kadar giderken bilmediði bütün danslarý ayaklarý icra etmiþti ve kapýnýn önüne geldiðinde, bütün sevimliliðini üstüne takýp hoþ sesiyle;

- Geldim hayatým geldim.
- Nerdesin hayatým,
- ya, a, hý, e, banyodan yeni çýkmýþtým hayatým neyse, hoþ geldin, aa bunlarda ne böyle. Ne kadar sevimliler, bana mý aldýn caným ya ne kadar güzeller.

Oysaki bu yaratýklarý gece görse çocuðunu düþürecek kadar ürkütücü, korkutucu ve garip bulmuþtu, yinede birini kucaðýna alýp sanki dünyanýn en sevimli canlýsý gibi sevmeye baþlamýþtý. Þaþkýnlýðýn etkisi biraz geçmiþti ki kadýnýn Haþim aklýna geliverdi birden ve eþi tam ayakkabýlarýný çýkartýp içeri girecekken,

- Dur hayatým.
- Ne oldu caným.
- Beni ne kadar seviyorsun.
- Dünyalar kadar hayatým, tarifi imkansýz, deniz gibi okyanus gibi, gök gibi….
- O zaman ispatla hayatým.
- Nasýl bir tanem
- Evde hiç ekmek kalmamýþ ve karným çok aç, ben yemeði ýsýtýrken sende alýp gelsen, bu çok sevdiðin kadýn acýndan ölmese.

Adam gülümsemeler eþliðinde, çýkarmýþ olduðu ayakkabýlarýný giyip, eþinin yanaðýna kocaman bir öpücük kondurup,

- Hemen geliyorum hayatým.

Demesiyle arkasýný dönmüþ, hýzlý adýmlarla merdivenlerden inmeye baþlamýþtý, kadýn ise kapýyý örtüp jet gibi yatak odasýna doðru havalanmýþ ve dolabýn kapýsýna çarparak inmiþti, Haþim’i çýkartýrken giyinmiþ olduðunu görünce derin bir ohh çekip yine geldiði gibi bu sefer tek fark kargo uçaðý olmuþ Haþim’i de beraberinde ayný hýzla kapýya götürmüþtü. Adamý apar topar kapýnýn önüne koyup sert bir þekilde kapý örtüp sýrtýný kapýya yaslayýp.

- DEVAM ETMESÝN artýk bu kâbus, yeter artýk!!! Uyandýðým an boðazýmý sýkan, bir kedinin boynundaki tasmayý kýskanma tasmasýný çýkartýp atacaðým.

SON




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Sýrdaþýma Mektup
Ýçimi Acýtan Bir Þey Var Ýçimde
Sensin Bütün Mevsimlerim
Üç Saniye
Hangisi Sen? Hangisi Ben
Bir Trene Benzer Yaþam
Ben'deki Sen'ler
Kimim Ben?
Yaðmurun Altýndaki Mutluluk
Ben Sana Hayat Dedim Sevgili

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Deli Elbisesi [Þiir]
Seninle Bir Ömür [Þiir]
Alýþýrsýn Unutursun Hatýrlarsýn [Þiir]
Yaralarým Var Benim [Þiir]
Ýstanbul Olalým Sevgilim [Þiir]
Senli Benli Biz Olsak [Þiir]
Ateþ Olur Yakarým [Þiir]
Nisanda Yaðan Aþk [Þiir]
Aþk Sensin Derken Söylenen S E N [Þiir]
Sende Gel Benimle [Þiir]


Sinan Yýldýrým kimdir?

Duymak istediklerinizi okuyunca mutlu olmazsýnýz. Peki hiç duymadýklarýnýza ne dersiniz.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Sinan Yýldýrým, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.