..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Edebiyat yaþamýn öncüsüdür, onu öykünmez, ona istediði biçimi verir. -Oscar Wilde
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Toplumsal Olaylar > Yûþa Irmak




7 Nisan 2011
Türk Ýnsanýn Arabayla Olan Ünsiyeti ve Avrupa’da Makinaya Bakýþ Kültürü  
Yûþa Irmak
Evet, durum çeþitli devletlerin aynasýnda böyleyken bizde bu konuda bir Amerikan usulu trafik kural ve biçimi neden bu kadar yaygýnlýk kazanamadý diye de sorgulamak lazým. Azýcýk insanýmýzý tanýyorsam ve ruh haletlerini de duygularýný da kendi çapýmda çözebildiysem þöyle bir tahlili yapma hakkýna sahibiz. 1. Türk insanýnýn beyninin bir yerinde makinalara karþý duyduðu gizli, bir tevahhuþ (ürkme, ürküntü korku) hissi, makinalardan çekinmek, kaçýnma insiyaký, 2. Otomobilin mekanik biçimde iþlediðini bilen insanýmýzýn makinanýn duramadýðý takdirde altýnda kalýp, ezilme ve ölme korkusu, 3. Kendi kendine çalýþan, yürüyen, uyaran, bu harika demir yýðýnýna karþý duyulan kavi bir saygý duygusu…


:BFEE:
Var olan tüm araç ve gereçler ve bunlarý kullanma yetisi ve becerisi çaðýmýzda yeni bir kültürel altyapýnýn çoktan temelini attý.. Son 1 asýrdýr geliþen ve modernleþen hatta küreselleþen dünyada kültür de insan ihtiyaçlarý çevresinde kendi yarýçapýnda geliþip bu ihtiyaçlarý karþýlayacak yönde bir geliþme gösterip, “Makina”larda aslýnda bir ihtiyacý karþýlamak üzere icat edilmiþ deðildi. Fakat icat edildikten sonra bir ihtiyaç haline gelmiþtir desek realist bir tespitte bulunmuþ oluruz. Ýcat edilen her makine ister istemez kendi çevresinde de yeni ihtiyaçlarý da beraberinde getiriyor. Bu ihtiyaç bir kere ortaya çýkýnca o yörenin veya milletin kendine has bir kültürün temeli de oluþmuþ demektir.

Evet, sizlere diðer abidik-gubidik makinalarý anlatýp kafalarýnýzý ve gözlerinizi yoracak deðilim.. Bu yüzden kendi bek raundumuzdan hemen güncelin içinde bir konu olduðu için herkesin illaki kullandýðý “otomobil”i ele alalým diyorum. Arabalar, girdiði her ülkeye kendi çevresinde oluþan yeni bir kültürü, sosyal yaþamýn içine taþýr. Baþta trafik kurallarý, topluca binilen-inilen otomobillerde (Metrobüs, tramvay, otobüs, dolmuþ vb.) oturma biçiminden, kalkmaya, konuþma biçiminden davranýþ biçimlerinin tamamý olan görgü kurallarýný içine alan tüm davranýþ biçimlerinin oluþma sürecinin var olmasýna sebebiyet vermiþtir. Gerçi bu durumun tüm dünya ülkelerinde ayrý birer örnek teþkil etmemiþ olsada bazý durumlarda görülen tavýr ve davranýþ farklýlýklarý, ilk bakýþta önemsiz gibi görünen ama gerçekte baþlý baþýna bir zihniyet farklýlýðýnýn var olduðunu ispat edecek niteliktedir.
Mesela otomobilin icat olduðu ülkelerden (A.B.D.)’de herhangi bir objektif trafik kuralýna uymak gibi bir durum söz konusu olmadýðý takdirde, nezaket gereði araba, yaya olana yol verir. Türkiye’deyse bu kural 180° tersine iþler ve yayalar arabaya yol verir. Ýþin doðrusu, otomobilin, yayaya yol vermesidir elbette. Bizde de bu hususta Amerikan usulünün yerleþmesini beklemek gerekirken tam tersinin olmasý düþünülesi bir durumdur. Bir hadiste “Atlý üzerinde yol alan kiþinin, yaya yani yürüyene selam vermesi” aslýnda bu kural ve kaidenin tam 1500 sene evvel Ýslami bir adap ile pekâlâ þuanki durumumuza entegre edilip uygulanabilirdi gibi geliyor bana.

Evet, durum çeþitli devletlerin aynasýnda böyleyken bizde bu konuda bir Amerikan usulu trafik kural ve biçimi neden bu kadar yaygýnlýk kazanamadý diye de sorgulamak lazým.
Azýcýk insanýmýzý tanýyorsam ve ruh haletlerini de duygularýný da kendi çapýmda çözebildiysem þöyle bir tahlili yapma hakkýna sahibiz.

1. Türk insanýnýn beyninin bir yerinde makinalara karþý duyduðu gizli, bir tevahhuþ (ürkme, ürküntü korku) hissi, makinalardan çekinmek, kaçýnma insiyaký,
2. Otomobilin mekanik biçimde iþlediðini bilen insanýmýzýn makinanýn duramadýðý takdirde altýnda kalýp, ezilme ve ölme korkusu,
3. Kendi kendine çalýþan, yürüyen, uyaran, bu harika demir yýðýnýna karþý duyulan kavi bir saygý duygusu…

Evet, ilk iki tahmin içinde kendi icadýmýz olmayan makinalar, insanýn, ondan tasarruf edememe gibi gizli bir endiþesi de pekala aranabilirdi. Bizim burada, dikkat etmemiz gereken þey makinaya olan bakýþ açýsýnda genelde makinanýn sürücüsünden soyutlanmýþ halinin varlýðýný düþünmektir.. Yani otomobile yol veren insanýmýz, ayný zamanda onun sürücüsüne de yol vermeyi akýl edemeyip, yine soyut halde otomobile yol verdiðini farz etmektedir. Ayný ruh halinin bir de makinanýn sürücüsü tarafýndan bir bakýþ açýsý vardýr ki burada da yaya olanýn söz konusu ruh halini bilen sürücü ne hikmetse geçiþ hakkýnýn kendinde olduðunu farz ederek yoldan çekilmesi için yayalara korna çalmasý… Halbuki bu davranýþ Avrupa’nýn herhangi bir semtinde bir terbiyesizlik haraketi olarak algýlanýr..

Ýþte sevgili dostlarým, bu basit nüansý þunun için söyledim: Makina kendisi olarak dünyanýn her yerinde ayný olduðu halde farklý kültür ortamlarýnda, farklý biçimlerde algýlanmaktadýr. Otomobilin icat edildiði ülkede insan ona hâkim olduðunu, araçtaki tüm tasarrufun kendisinde olduðu kanýsýný kesin bir bilinçle kabul ederken, caným vatanýmýn nadide insanlarýnýn kafalarýnda böyle bir bilincin oturmamasý ise sosyolojik bir araþtýrma konusu olmalýdýr..

Bu noktalardan insanýn makina ile olan ünsiyetinin farklý kültür ve çevrelerde farklý birer kültür de oluþturduðu artýk serlevha edebiliriz. Bir baþka husus da þudur: makina kendi objektif varlýðýný dünyanýn hiçbir yerinde deðiþtirmediði halde, onun programlanmasý bir þekilde deðiþik biçimlerde oluþuyor.. Demek ki makina bu kültürle ayný zamanda kendi programýyla geliyorsa veya girdiði ülkede o makinaya yerli bir program tatbik ettirilmiyorsa o halde makinanýn kendi menþe ülkesinin kültürünü de beraberinde getirmesine müsaade ediliyor demektir. Bu ikinci durumun örneðini sinema kültürümüzden de anlayabiliriz. Sinemanýn diðer ülkelere yayýlmasý esnasýnda hemen hiçbir ülke ayný zamanda onun programýný da yedeðinde getirmesine karþý koymamýþtýr. Sinema böylece bu yolla icat eden o ülkenin örf, adet ve kültürünün, dünyanýn her tarafýnda hýzla yayýlmasýna, yerleþmesine, benimsenmesine sebebiyet vermiþtir. Bir alet olarak makina ve makinalarýn kendi kültür çevrelerimizde fazla bir anlamý olmadýðýný düþünebiliriz. Fakat onun getirdiði program bu yeni kültür çevresi için çok þey ifade etmek istidadýndadýr bilmiþ olasýnýz. Kendi özbenliðimize uygun, çeþitli bilim ve teknik alanlardan da istifade ederek üretilecek olan makinanýn önceden araþtýrýlýp, geliþtirip kendi öz ahlak deðerlerimize uygun birer araç ve gereç yapmamýz gerekirken,kalkýp halen bu asýrda Avrupa’lýlarýn eline bakýp makine satýn almanýn kocaman bir ülke olan Türkiye’yi gerçekten de çok komik bir duruma düþürdüðünü görüyorum. 3. dünyanýn Türk – Ýslam bilim insanlarýnýn bu duruma düþmesi yadýrganacak durumunu, pozitif bir hale çevirmesini sabýrsýzlýkla beklemekteyiz. Biz ümitsiz deðiliz her zamanda bu yazýlarý yazmak suretiyle hem devletler bazýnda hem de bilim insanlarýnýn gayretinin artmasý hususunda yapýlacak, izlenilecek her türlü yolu mübah görüyorum...





http://twitter.com/yusairmak
https://www.facebook.com/yusairmak
yusairmak@hotmail.com



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
"Tufandan Önce" Kitabý Üzerine Notlar
Edebiyat Düþüncesi Üzerine…
Sefil Tarihçilerimiz!
Kýlýçdaroðlu Tayyip Erdoðan’ýn ‘muhalif’i mi, Yoksa, ‘mefhum - U Muhalif’i mi?
Baþörtülü Cadýlar
Þiirin Þifresi Nasýl Çözülür?
Tarihimizi Aydýnlatan Bir Kitap
Büyük Þairlerin Þiirleri Nasýl Okunur?
Dilin Düþündürdükleri
Pavese’nin Yaþama Uðraþý

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Gözbebeði Turþusu [Þiir]
Bir Hicran Naðmesi [Þiir]
Sakin Bir Acý [Þiir]
Geldim [Þiir]
Sözün Çiçeði [Þiir]
Sevgiliye Hasretle [Þiir]
Geceye Kâside [Þiir]
Benimle Ölür Müsün? [Þiir]
Beste-i Nigar [Þiir]
Bilemezsiniz [Þiir]


Yûþa Irmak kimdir?

Felsefe ve edebiyat aþýðý! Yayýncý, gazeteci ve kitapsever. . .


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Yûþa Irmak, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.