Tarihten öðreniyoruz ki tarihten hiçbir þey öðrenmiyoruz. -Hegel |
|
||||||||||
|
Yeni yýl yaklaþýyor. Acýlarýyla, sýkýntýlarýyla, iyi, güzel ve þirin yönleriyle bir yýlý daha geride býrakýyoruz. Ýnsanlarýmýz yeni yýla umut içinde giriyorlar. Herkeste iyi niyet, barýþ, huzur, saðlýk ve mutluluk düþünceleri ön planda. Ýnsanlarýmýz, yeni yýla büyük bir hazýrlýk içinde giriyor. Caddeler, sokaklar süsleniyor. Iþýklandýrýlýyor. Tüm gazinolar, eðlence yerleri daha on beþ gün önceden dolduruluyor. Piyango biletleri binbir umutla alýnýyor. Paralar son kuruþuna kadar harcanýyor. Satýþ maðazalarýnýn önü kýrmýzý elbiseli Noel Babalarla dolu. Belediyelerimiz, ilkokullara Noel Baba kýyafetleri giymiþ elemanlarýyla hediyeler daðýtarak, çocuklarýmýzý sevindiriyor. Tüm bunlara bakarak Yeniyýl hakkýnda bir yazý yazmak istedim. Nedir Noel? Nedir Yýlbaþý? Bizim kültürümüzde yeri nedir? Nasýl doðmuþtur? Nerede baþlamýþtýr? Kökeni nedir? Gerçekten Batýya has bir kültür müdür? O halde batý, bu olayý nasýl ortaya çýkarmýþtýr? Bunlara cevap aradým. Ansiklopedilere baktýðýmýzda Noel Günü, Hrýstýyanlar tarafýndan mesih olarak kabul edilen Ýsa’nýn doðum gününün geleneksel olarak kutlandýðý yýl olarak kabul ediliyor. Antik çaðlardan beri kutlanagelen Pagan ve Roma kýþ festivalleri olan Yule ve Saturnalia’daki uygulamalar Noel'in kökenini teþkil etmektedir. Günümüzün Noel kutlamalarýnda genellikle, Ýsa’nýn doðumunun canlandýrýldýðý oyunlar sahnelenir, Noel aðaçlarý süslenir, ýþýklý ev, bahçe, cadde süslemeleri yapýlýr, hediyeler alýnýr, tebrik kartlarý verilir ve Noel arifesinde Noel Baba'nýn geliþi simgesel olarak canlandýrýlýr. Yaygýn Noel temalarý, iyi niyet, sevecenlik ve ailenin birlikte zaman geçirmesi olarak sýralanabilir. Noel, her yýl Hristiyanlarca 25 Aralýk'ta kutlanýr. Kutlamalar 24 Aralýk'ta Noel arifesiyle baþlamýþ olur, ve bazý ülkelerde, 26 Aralýk akþamýna kadar devam eder. Hristiyanlarýn çoðunlukta olduðu ülkelerde Noel tatili yeni yýl tatiliyle birleþtirilir. Bazý Doðu Ortodoks Kiliseleri, Jül Sezar takviminde 25 Aralýk'a denk gelen 6 Ocak'ý Noel olarak kutlarlar. Ýsa’nýn gerçek doðum günüyle ilgili çeþitli rivayetler olsa da geleneksel olarak 25 Aralýk Noel olarak kutlanýr. Noel, Hristiyanlýk ve batý kültürünün dünyada yaygýn olmasýndan dolayý dünya kültürünü oldukça etkilemiþtir. Noel kutlamalarý kýþ mevsimi kutlamalarý arasýnda en ünlü kutlamalardandýr. Miladi takvim baþlangýcý olan yeniyýl (yýlbaþý) kutlamalarý ile Noel kutlamalarý tarihlerinin yakýn olmasý sebebiyle sýkça karýþtýrýlýr. Noel kutlamalarýnýn temelinde Ýsa'ýn doðumunu kutlama geleneði yatmaktadýr. Yeniyýl kutlamalarýnýn geçmiþi ise Eski Romalýlarýn 1 Ocak'ta yaptýklarý yeniyýl kutlamalarýna dayanmaktadýr. 31 Aralýk'ý 1 Ocak'a baðlayan gece kutlanan yeniyýl ile Noel þenlikleri temelde birbirinden farklý olmakla birlikte, adet ve gelenekler açýsýndan Hristiyanlar arasýnda karýþmýþ vaziyettedir. Bizde ise yýlbaþý kutlamalarý, yeni bir yýlýn baþlamasý olarak kutlanýr. Noel ve Yeniyýl kutlamalarý ile ilgili bir yazý da Sevgili dostum, aðabeyim Kýrgýzistan Devlet Arabayev Üniversitesi Öðretim Görevlisi Sayýn Prof Dr Erhan Arýklý’dan geldi. Sayýn Arýklý Yeniyýl ile ilgili görüþlerini Kýrgýzistan’da yayýn yapan Almas Radyo’da dile getirdi. Prof. Dr Arýklý, burada büyük tartýþma meydana getirecek tezler ileri sürdü. Arýklý “Noel Baba da, Haç da Türk Kültürünün Batýya armaðanýdýr.” dedi. Sayýn Arýklý bu konuda þöyle devam etti: “Baþta ünlü Kazak araþtýrmacý Murat Aci olmak üzere birçok araþtýrmacý da bunu iddia ediyor. Ünlü Rus arkeoloð ve araþtýrmacýlarýndan özellikle Okladinikov, S.Ý Rudenko ve Kazak alim A. Margulan’ýn araþtýrmalarý incelediðimizde Türk Kültürünün kökenlerini ve bu Kültürün batýya etkisini görebiliyoruz. Bu araþtýrmalardan yola çýktýðýmýzda, yalnýzca “Noel Baba “ inancýnýn deðil, bu gün Hýristiyanlara ait kabul edilen pek çok dini ritüel ve inancýn Türkler tarafýndan batýya armaðan edildiðini görüyoruz.. Mesela bakýnýz eski çaðlardan itibaren çam aðacý Türklerde kutsal aðaç sayýlmýþtýr. Bu durum, Sibirya’da yaþayan diðer halklar için de ayný olmuþtur. Bu aðaç evin içine sokulmuþ, aðacýn etrafýnda Þamanlar ayin yapmýþ ve kötü ruhlarý evlerden kovmuþtur. Bu ritüel, Sibirya’da Þamanist diye adlandýrýlan gayri müslim Türk Halklarýnda hala yaygýn olan bir ritüeldir. Hýristiyanlýkta çam aðacý, geyik, Noel Baba ve Hediyeler önemli yer tutar. Bu kavram ve sembollerin tamamý eski Türk Kültüründen alýnmadýr.” Prof Dr Arýklý eski Türk Kültüründe ÜLGEN denilen uhrevi bir Tanrýsal varlýktan söz ediyor. Ve devam ediyor: “Ülgen, Tanrýsal bir varlýktýr. Ýyiliðin sembolüdür. Onun karþýsýnda ki þeytani varlýk ise “ERLÝK” tir..Eski Türk efsanelerine göre, pahalý kaftan giymiþ ihtiyar Ulgen, evin çatýsýna kadar yükselen muazzam çam aðacýnýn bittiði bölgede bulunmaktadýr. Eski Türk efsaneleri Ulgen’le ilgili bir çok þeyleri koruyarak günümüze kadar ulaþtýrmýþtýr. O, tüm mevsimlerde bembeyaz uzun sakalý ve kaftaný ile dolaþýr. Ýyi ruhlarýn baþý olan Ulgen altýn köþkte oturarak güneþi ve ayý yönetir. 25 Aralýkta, gece ile gündüz arasýnda uzun ve çekiþmeli mücadeleden sonra gündüzün galip gelip güneþin eskisinden daha fazla yeryüzünü aydýnlattýðý gün olan 25 Aralýk’ta eski Türkler, Ulgen’e dualar ederlerdi.” Prof Dr Arýklý, konuþmasýnda 25 Aralýk tarihinin eski Türkler için önemini belirtiyor: “ Türklerin Gök Tanrý inancýný kabul etmelerinden sonra 25 Aralýk’ý yýlýn en büyük bayramý Tanrý’nýn doðuþ günü- olarak kutlamýþlardý Avrupa’ya giden Hindular da 25 Aralýk tarihini bayram olarak kutluyordu. Türklerin bu milli bayramý, daha sonra Batý Kültürüne geçti ve daha sonra da Hýristiyanlaþtý.” diyerek þöyle devam ediyor: “Netice itibari ile 25 Aralýk’ta Türkler, Ülgen’i beklerlerdi. Geyiðe binmiþ Ülgen evin bacasýndan içeri girecek ve çam aðacýna hediyeler koyacaktý. Ýþte Avrupa’nýn Noel Baba dediði kiþi aslýnda Ülgen Ata’nýn deðiþik bir versiyonudur.. Þimdi bakýn Hýristiyanlar, 25 Aralýk’ta Noeli kutluyorlar. Oysa 25 Aralýk tarihinin Hýristiyanlýkta hiçbir kutsallýðý yoktur. Hz. Ýsa’nýn doðum tarihinin 6 Ocak olduðu iddia edilmektedir. Peki, 25 Aralýk nereden çýktý? Þimdi Noel Baba olarak resmedilen kiþiyi bir gözünüzde canlandýrýn. Uzun kaftaný, ayaðýnda çizmesi ve baþýnda börkü olan Noel Baba’nýn üzerindeki hangi giysinin Avrupa ile ilgisi vardýr. Kaftan, Börk ve Çizmenin Batý kültüründe ne iþi var? O dönemlerde Avrupa erkekleri etekli elbise giyiyordu. Ayaklarýnda ise sandalet vardý. Pantolon da Türk Kültürünün Batýya armaðanýdýr. Atý ehlileþtiren Türkler, ona binecek en uygun kýyafet olarak pantolonu icat ettiler. Milattan yüzlerce yýl önce ecdadýmýzýn çizdiði bütün kaya resimlerinde Türkler, pantolonlu olarak resmedilmiþtir.” Sayýn Arýklý, kültürümüzü tam olarak bilmediðimizi, bu konuda elimizdeki bilgilerin de yabancýlardan kalma olduðunu belirterek bu durumun ne kadar yanlýþ olduðuna dikkat çekiyor. Ve mutlaka kültürümüze sahip çýkmamýzý, onu derinlemesine araþtýrmamýz gerektiðini belirtiyor. Devam ediyor: “Bakýnýz 4.yy a kadar Hýristiyanlýða ait dini ritüel ve hatta inanç diyebileceðimiz ciddi bir olgu yok. Açýn Ýncili. Tek bir satýrýnda dahi Haç -Ýstavroz çýkarmak ritüeli yoktur. Ayin yapýlan yer veya Kilise kavramý da yoktur Hýristiyanlýðýn kutsal kitabýnda. Hatta daha ileri giderek söyleyeyim 5.yy ýn sonlarýna kadar bir Hýristiyan akaidinden, inanç esasýndan dahi bahsetmek mümkün deðildir. Þimdi size bir komediyi anlatayým. 325 yýlýnda Ekümenik Konsey toplantýsýnda da Ýmparator Konstantin, Ýsa Mesihi Tanrý ile eþit tutmayý emretti. 451 yýlýnda ise Halkidos Konseyi iki inancý reddederek ona birde kutsal ruhu ekledi ve böylece “Teslis” inancý oluþtu. Oysa 268 yýlýnda Antiohiy Konseyi bu tip tartýþmalarýn dinden sapma olduðunu söyleyerek reddetmiþti. Ýþte Hýristiyanlýðýn siyasetinde etkisi ile bir din haline geldiði o dönem, Atilla ile birlikte Türklerin Avrupa’yý kasýp kavurduðu dönemdir.. Avrupalýlar kendilerini istila eden bu güçlü Türk Kültüründen öylesine etkilenmiþ ve onlarý öylesine taklit etmiþlerdir ki bilahare onlardan aldýklarý bu þeyler, hayatlarýnýn ve dinlerinin vazgeçilmez unsuru haline gelmiþtir. Öyleki bu inanç ve sembolleri nereden aldýklarýný sorgulamamýþlardýr bile. Mesela bu gün HAÇ, Hýristiyanlýðýn en temel sembolüdür. Oysa Haç, Hýristiyanlýktan yüzlerce ve hatta binlerce yýl önce Türk coðrafyasýnda, Altaylar’da Sibirya’da bir sembol olarak kullanýlýyordu. Bu gün dahi milattan yüzlerce yýl öncesine ait pek çok mezar ve kurganýn üzerinde “Haç” sembolü bulunuyor. Atilla, Avrupa’ya gelirken onun bayraklarýndan birisi de Haçlý bir bayrak idi. “Eþ Kenarlý Haç” Türklerin KEREY boyunun sembolüydü. Atilla da bu boydandý. Ünlü Rus araþtýrmacý Okladinikov’a göre Haç iþaretli bayraklar Türklerde Milattan biraz önce kullanýlmaya baþlamýþtýr.” Sayýn Arýklý bu konuþmasýnda Hrýstýyanlýk Ýnancý Üzerine Türk Kültürünün etkisi olduðunu belirtmeye çalýþýyor: “Mesela Kilise kelimesini ve kavramýný ele alýn. Türkler Avrupa’ya gidinceye kadar Avrupa’da mabet hele hele kilise kavramý yoktu. Eski Türkler, daðlara kutsiyet atfederdi. Özellikle 4 daðýn zirvesi çok kutsaldý Türkler için. Bunlar; Tibet civarýndaki Kaylasa, Kýrgýzistan civarýndaki Han -Tengri, Altay bölgesindeki Üc Sümer, ve Borus zirveleri. Türkler periyodik zamanlarda bu zirvelere çýkar ve ayin yaparlardý.Bu zirvelerde avlanmak bile yasaktý. Bozkýr'da yaþamaya baþlayan Türkler, daðlara olan saygýlarýný eksik etmemiþlerdir. Öyle ki düz arazilerde kutsal daðlarýn benzerlerini yapmýþlardý. Höyükler (kurgan) oluþturmuþ ve bunlarýn etrafýna toplanarak ibadetlerini gerçekleþtirmiþlerdi. Türkler, etrafýnda ibadet yaptýklarý bu höyüklere o daðlarýn adýný da veriyorlardý. Bana göre “Kaylese Höyükleri” Hýristiyanlýkta Kilislerin oluþumuna öncülük etti. Bizim bu tezlerimize itiraz edenler, Türklerle karþýlaþýncaya kadar niçin Avrupa’da ve Hýristiyan dünyasýnda Noel Baba, Çam Aðacý, Haç, Kilise, vs. gibi kelime ve kavramlarýn kullanýlmadýðýný ve niçin Türklerle karþýlaþýldýktan sonra kullanýlmaya baþlandýðýný da açýklamak zorundadýrlar.” Sayýn Arýklý,konuþmasýnda, Noel Baba veya Haç gibi kavramlar eski Türk Kültüründen Batýya geçmiþ derken, bu kavramlarýn artýk Hristiyan kültürünün bir parçasý olduðunu inkâr etmiyor. Sadece kaynaðýna iþaret ediyor. “ Bizden alýnan bu kavramlar artýk bize yabancýdýr. Bizi düþman ya da en hafif tabiri ile rakip gören baþka bir dinin kültür öðesidir. Ben, sadece gerçeklerin ortaya çýkmasýna katký koymaya çalýþýyorum . Ýnsanýmýz kompleks içerisinde. Bizler Tarihimize inmeli ve geçmiþimizle yüzleþmeliyiz. Tarihimiz ve Kültürel derinliklerimiz, baþka Milletleri ürkütecek boyutta. SSCB yýllarca Türk Kültürünün araþtýrýlmasýna engel oldu. Þu anda Çin ayný þeyi yapýyor. Çin’de ki Türk Piramitleri üzerinde araþtýrma yapýlmasýna müsaade edilmiyor. Oysa geçmiþimiz bu coðrafyada gizli. Milyonlarca tarihi belge gün yüzüne çýkarýlmayý bekliyor. Türk tarihi tam aydýnlatýldýðýnda sanýrým dünya tarihini yeninden yazmak gerekecek. “ Ve konuþmasýný bitiriyor Sayýn Arýklý. Gerçekten zevkli ve ilginç gelen bir radyo programý olmuþ. Prof Dr Erhan Arýklý o derin bilgisiyle Kýrgýzistan’da yaþayan soydaþlarýmýzý aydýnlatmaya çalýþmýþ. Öyle ki Sayýn Arýklý’nýn bu düþünceleri gerek tüm Türk Dünyasýnda, gerekse tüm hrýstiyan aleminde ses getirecek, yanký uyandýracak tartýþmalara yol açacaktýr. Sayýn Arýklý’nýn dediði gibi kültürümüze, geçmiþimize sahip çýkmalýyýz. Karanlýklarda kalan ve su yüzüne çýkmayý bekleyen birçok kültür mirasýmýzý toplumumuza ve hatta tüm insanlýða kazandýrmalýyýz. Çünkü þunu çok iyi biliyoruz ki Yüce Türk Milleti tarih sahnesi var olduðundan beri insanlýða yön vermiþtir. Ýnsanlýðýn geliþimine katký saðlamýþtýr. Ve saðlamaya da devam etmektedir...
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |