..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Yalnýzlýk güzel birþey, ama birilerinin yanýnýza gelip yalnýzlýðýn güzel birþey olduðunu söylemesi gerekir. -Balzac
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Þiir > Toplumcu > Ahmet Odabaþ




11 Nisan 2011
Falcý Kýz Þiirler  
Ahmet Odabaþ

:AGAC:
               BAÞLARKEN


     Ayvacýk’ta araþtýrmacý gazetecilik yaptýðým, yani bitkiler konusunda araþtýrma yaptýðým bir dönemde, kavak aðacýnýn, çelik ile çoðaltýldýðýný öðrendim. Geçip bir kanada kavaðýnýn karþýsýna, senden ne kadar çelik çýkar diye hayran hayran bakýyorsunuz. Çelik dediðimiz kurþun kalem büyüklüðünde bir dal parçasý. Onlarca, yüzlerce, belki de binlerce.

     Bir kavak aðacýndan yüz tane kavak fidaný yetiþtirdik. Peki, yetiþen kavaklar birbirinin ayný mý. Büyük kavak ile ayný mý. Ya da hangisi büyük kavak, hangisi deðil. Deðil yok. Ayný bütünü parçalara ayýrýyorsunuz. Ama bir canlýlýða son vermiyorsunuz. Yoktan bir canlý da meydana gelmiþ deðil.

     Okaliptüslerin o küçücük tohumlarýnýn çimlendirildiðinde, çok hýzlý bir þekilde yüzlerce, binlerce fidana ulaþýyorsunuz. Tohumlar ana gövdenin ne kadar parçasý, bunu merak edebilirsiniz.

     Dut meyvelerinin içinde pek çok tohum olduðunu biliyor musunuz. Bir tane duta uygun ortam saðlarsanýz, ayný yýl içinde birçok fidanýnýz olabilir. Bir incir meyvesinin içinde kaç tane çekirdek olabilir. Oturup hesaplayabilirim. Ancak þu anda bu bilginin bir pratik yararý yok. Yüzlerce fidan yetiþtirmenize yetebilir.

     Ýnciri tohumdan çoðaltabileceðiniz gibi, çelik ile de yetiþtirebilirsiniz. Ýncir bahçesi kurmak için istediðiniz kadar çelik bulabilirsiniz. Ama sevmeniz gerek, isteyerek yapmanýz gerek....

     Bir çuval cevize, kocaman bir ceviz ormaný gözü ile bakabilirsiniz. Bir avuç çam fýstýðý içir de ayný þey. Bir adet incirin kocaman bir incirlik oluþturduðunu düþünün. Bir avuç dut koca bir orman olacak, küçücük tohumlar dev aðaçlara dönüþecek. Dev sekoyalarýn tohumlarý ne kadar dersiniz. Küçücük...

     Konuyu daðýtmayalým lütfen. Kavak dallarý, ana kavak ile özdeþ mi. Birbiriyle özdeþ kabul ettiðimiz koca kavaklýklar. Binlerce kavak... Demek ki, tek parça halinde olmadan da bütün olunabiliyor.

     Burada azýcýk durup, düþünelim. Ayrý ayrý görünen parçalar aslýnda tek bütünü temsil ediyor. Bir kavak dalýndan yetiþen ikinci kavak öldüðünde, ana kavak veya onun diðer parçalarý ölüyor mu. Hayýr, ölmüyor.

     O halde yaþam devam ediyor. Tüm kavaklar yok olmadan, ana kavaðýn yok olduðunu, öldüðünü düþünemeyiz.

     Ýnsanlar için durum nasýl. Biz hangi ana parçanýn devamýyýz. Yukarýda sormuþtuk, her ulusun ayrý bir Adem ve Havva’sý mý var. Hayýr. Tüm insanlar, kavak örneðinde olduðu gibi, bir ana insanýn devam eden parçalarý. Aslýnda biz sevdiðimizle özdeþiz. Aslýnda biz insanlýðý severken, kendimizi seviyoruz. Sevdiðimiz insanda kendimizi seviyoruz.

     Baþka ülkelerde, baþka sýnýrlar içinde yaþayan parçalarýmýz, aslýnda bizden farklý deðil. Aslýnda biz onlarýz, onlar biz. Peki diyeceksiniz, diller, renkler, kültürler vs. vs. Bunlarýn bilimsel anlamda ciddi farklar olmadýðýný sanýrým ilgili bilim insanlarý açýklayacak. Ciddi farktan öte, uygarlýklarýn kökünde tesadüflerin bulunduðunu göreceðiz.

     Düþünün, Mýsýr devletini kuran insanlar þimdi nerede. Hititler, Babiller, Asur’lar, Fenikeliler... nerden geldi, nereye gittiler. Hiçbir yere gitmediler. O uygarlýklarý kuran insanlar, bizim parçalarýmýz. Biz onlarýz.

     Bunu söylerken, zamansal uzaklýðýn, coðrafi uzaklýðý ciddiye almayýn. Bu arada bakterilerden söz ederken, bakteri kardeþlerimiz diyen bilim adamýna sevgi ve saygýlarýmý gönderiyorum. Yine elektrik, elektronik, týb vs. bilim alanlarýnda çalýþmalarý ile bugünkü modern yaþamý hazýrlayan tüm insanlara sevgi ve saygýlarýmý yolluyorum.

     Ulaþým, inþaat teknolojisi, matematik, fen bilimleri ve düþünmeyi gerektiren her alanda çalýþan tüm insanlara sonsuz teþekkürler. Onlar benim geçmiþim ve yaþayan zamaným. Onlar benim parçalarým. Siz farklý bir þey düþünüyor musunuz; düþünmek serbest.

     Tanýdýðýnýz veya tanýdýðýnýzý sandýðýnýz veya tanýmadýðýnýz bir insanýn gözleri ile, dünyaya, insanlara bakacaksýnýz. Buyrun beraber gezinelim.


hayal imparatorluðunun sonuna doðru

gerçek diye yaþadýðýn hayaller
yarýn son bulacaklar
kendinle baþbaþa kaldýðýn zaman
bir gülümsemelik zaman ayýr
bana da
          17 Kasým 2003








insanýn özü

yaptýðý eþeklikleri
gizlemek için
yapmadýk þebeklik
býrakmaz
fazla mý özet oldu
olsun
sýnav sorumluluðu
bu kadar
Kasým 2003-16.08.2008









mektup
sevgili domates
þu an sýnav zamaný
ne kadar sakin görünsem de
fýrtýnalar kopuyor düþüncemde
saat yaklaþýk 23
korkunç uykum var
ve
gidip yatacaðým

biliyor musun
umrumda deðil
sýnavdan alýnacak not
kim ölçer
kimin yaþamýný
ben kendime düþeni yaptým
ve
yapabileceklerim bu kadar
irademi aþamam
ben bir kimyasal düzeneðim
senin gibi

elimde olmadan
yoruluyorum
düþ görmem gerekiyor
bir þeyler düþünüyorum
çok þey düþünüyorum
ve sevgili domates
birþeyler anlatmam gerekli
birileri beni dinlemeli
anlamaya çalýþmadan
þu an
sen dinliyorsun
ama sevdiðinden deðil
elin mahkum da ondan
yani mecburiyetten
sen ki hayali sevgili
sen ki
rüya ve gerçek arasý
garip bir duygu
bak
karþý koyamýyorsun
anlattýklarýma

biliyorum
istesem beni seversin
çünkü sen bir hayalsin
ve iplerin benim elimde

ama
sevgili domates
ne fark eder ki
þu anda yalnýz ben hissediyorum
gövdemin sýcaklýðýný
ve yalnýzca ben duyuyorum
yüreðimin çarpmasýný

eðer yok edebilsek
kendimizi
düþüncemizle
bizden baþkasý fark etmez
yokluðumuzu
ve biz de fark edemeyiz
çünkü
anlamý kalmaz yokluðun

sevgili domates
insaný
yalnýzca kendisi anlar tam olarak
ve
o da çoðu zaman yanýlýr
25 Kasým 1986
iki adet suçsuz idam mahkumu

iki adet suçsuz
idam mahkumu
yaþamýn anlamýný tartýþýyor
demir parmaklýk arkasýnda
üç ayrý gazetede
beþ ayrý yalan     
ne demek lan
þüpheden sanýk yararlanýr
sen o kocaman gazetelerden daha mý iyi bileceksin
olayý
hem de itiraf etmiþsin aslanlar gibi
biz de merak ediyoruz elbette
kendileri dayanabilir mi
iþkenceciler
yaptýklarýna
olsun
idamý bekleyen onlar deðil
zerre kadar acý duymazlar
ve üzüntü
sen iþkenceciden daha mý iyi bileceksin
olanlarý
üç gazete
üç iþkenceci
asýn hadi iki genci
sahi yaþamýn anlamý demiþtik
biz niye buradayýz
yaþamýn anlamý
hapishane mi
peki insan yaþamý
petrol kuyularý ile karþýlaþtýrýlabilir mi
kaç dolar kaç sent eder
ya insan haklarý mahkemesi ne yapar
ya da bir þey yapar mý
zaman mahkemesi bizi akladýðýnda
gençliðimizi kim geri verecek
26.8.2000






bir baþka savunma

ne demek
not dediðin þey
bilimsellikten uzak
anlamsýz sayýlardýr
sýfýr bile
çok anlamlý bir sayý
bu konuda
ciltler dolusu
kitaplar yazýlmýþtýr
siz
notlara
anlamsýz sayýlar diyemezsiniz
matematikte sayýlarýn büyük önemi var
aðustos 2000












bir dekanýn diðer anýlarý

fakülte bahçesinde
elindeki ders notlarýný
hafýzlamaya çalýþan
öðrenciyi
10 saniye geç geldiðini gerekçe gösterip
sýnava almadým
var mý itirazý olan
hem sýnava girse ne olur
girmese ne olur
notu ben veriyorum
girse de hava alýr
girmese de
girmeden hava almasý
usul ekonomisine de uygun olur
patagonya üniversitesinden saygýlar
bizi izlemeye devam edin
aðustos 00



henüz dekanlýk görevine atanmamýþ bir
müstakbel dekanýn anýlarý

notlarý beðenmeyenler
dava açsýn arkadaþlar
sýnav kaðýtlarý bize geliyor bilirkiþi olarak
sizin açýnýzdan sonuç deðiþmiyor
bize ise tatlý parasý oluyor
bilirkiþi ücretleri
beyfendi
patagonya üniversitesi
hukuk fakültesinde dekan adayý idi
dekan oldu
vatana millete hayýrlý olsun








üniversite holding a.þ.

ekonomik girdiler
kelle baþýna hesap edildiðinde
çok öðrenci çok para demek
sýnýfta býrakacaksýn arkadaþ
bir yýl iki yýl....oniki yýl
sorarlarsa
-ki kimse sormaz-
çalýþmýyor bu öðrenciler dersin
bak geçenler nasýl geçiyor




eylem

iki öðrenci eylem yapsa
oniki kiþi göz altýna alýnýr
beþi dövülür yedisi mahkemeye sevk edilir
ilahi patagonya















komik yaratýk

sefil köle
canlýlýðýn þifrelerini
iletmek için
uzaklara
çalýþýr
aþýk olur
yemek yer
kavga eder
aþký ve gururu için
dünyalarý yýkar
bilmez ki tek görevi
þifre taþýmak
ne dersin iþte
komik yaratýk

3 eylül 2000






sevgilim

ah sevgilim
böyle bir aþký görmezden gelemezsin
Ýsviçre ayakkabý Amerikan kot ve Fransýz gömlek
giydiðimi bilmiyorsun
bilmiyorsun ki son model mersedes ve dubleks bir evim
ayrýca yatým ve atým var
Ýsviçre bankalarýndaki paralarýmdan daha söz etmedim
hem bir iki aya da kalmaz karýmdan boþanýrým
ah sevgilim bir aþk ancak bu kadar yüce olabilir
                    31 Ocak 89









anlayamazsýn

anlayamazsýn anlayamazsýn
anlasan da zaten bir þey deðiþmez
bir öðrenci
lanet olasý öðrencilik sona ererken
yorgun yüzücünün son kulaçlarýný atýyor
sahile doðru
               12 Aðustos 88









beni düþünme

beni düþünme sakýn
eðer yaþ yoksa gözlerimde
aðlamýyorum
ve eðer mezarlýkta deðilsem
bil ki ölmedim
düþünme sakýn ben hep böyleyim
               13 Ocak 1980




sen bensiz de mutlusun

sen bensiz de mutlusun
ve yaþamak güzel
ben her zamanki gibi
karmakarýþýk
bir dileðim isteðim özlemim yok
benim olmayan hiçbir þeyi istemiyorum




     güller soldu

güller soldu da
tükendi mi çiçekler
baharlar çuvala mý girdi
düþüncem yok þimdilik yaþam hakkýnda
her þey anlamsýz
ve ben yalnýz
yalnýzlýðým da anlamsýz




     doðal þey

yaþamýnda yaptýðý en doðal þey
aþýk olmaktý
ve en büyük yanlýþ
domatesi sevmekti
þimdi her þey bambaþka






     hint kumaþý

ne sen
ne de ben
kendimizden baþka bir þeyiz


yazýk deðil mi

Kadýköy’de Karaköy iskelesi
saat 20.45, 16 Aðustos 91
görülecek birþeyler her zaman vardýr
tam anlamýyla satýlmýþ
bir delikanlý örneðini bile bulabilirsiniz
Kadýköy’de
az sonralar
ve yarýn sabahlar kaçýnýlmazdýr
dedim ya
görülecek birþeyler her zaman vardýr
yarýn iþin olmasa olmaz mýydý
yazýk deðil mi bu delikanlýya

          16 Að.91



istanbul’da güz yaðmuru

Ýstanbul’da
4 Ekim akþamlarýndan biri asker olduðum
piyadeleri oynuyorum bir yýldýr
yarýn biryerlere gidecekmiþ
bensiz
kendim anlatamadým duygularýmý
ama
Balkanlar’dan gelen soðuk hava
ve yaðmur
isyan ediyor benim yerime
yarýn biryerlere gidecekmiþ bensiz
gitsin bakalým
          4 Ekim 1991



külahýma anlat

saðýmda saat kulesi
solumda deniz
Konak Meydaný ana-baba günü
sen yalnýz olmadýðýný
külahýma anlat
ve aþkýný
baharýný
bilmem neni bilmem neni
          Konak 13 Nisan 1991










kimse demir atmaz

kimse onsekiz yaþýna demir atmaz
yolunun üstüdür
uðrar ve geçer
          Ocak 1997




söyleþi

35 yýl yaþadýn
baþka ne yaptýn
     5 Mart 1997


býrak olduðu gibi kalsýn

býrak Ahmet yemeði kahvaltýyý çayý
sana mý kaldý stajyer avukatlarýn tanýþmasý
daha güzel þeyler var Ýzmir sokaklarýnda
kumaþ sanayinin yarattýðý harikalara bak
bak bir kere terziler
nasýl da konuþturmuþlar yeteneklerini
          13 Mart 1990












iskeletlerin dansý

dans ediyor insanlar
genç ve güzel
dans zaman çizgisinde
gözümü kapayýp açtýðýmda
iskeletler görüyorum ayný sahnede
dans ediyorlar sarmaþ dolaþ
sahneye çýkýyorum yanýmda
doða harikasý bir arkadaþ
gözümü kapayýp açtýðýmda
kollarýmda bir iskelet
kendime bakamýyorum
          18 Aðustos 98





zamandan kalan

harmana diktiðim çýnar aðacý
ondördünü doldurdu
onüç yýldýr hukukla haþýr neþir oluyorum
öðrendiðim basit bir formül
ensen kalýn deðilse
boþuna konuþma
hak hukuk adalet eþitlik
gibi þeylerin
aslýnda masum birer sözcük olduðunu
öðretir zaman
          21 Haziran 1997



     nisanlar hep özel günlerdir

nisanlar hep özel günlerdir
bu çocuk için
bak sevdiðim
aþkýmýz sandýðýn gibi deðil
yer ve zamanda yakýnlýk
ve hormonlar arasý bayram havasý
kazanan hep doða olacak
          30 Nisan 95






     maddenin komik hali

sen bir madde yýðýnýsýn
kalsiyum demir fosfat
azot oksijen ve benzerleri
ben bir madde yýðýnýyým
ayný þekilde
bu ne biçim komedi
aþktan sözediyorsun
      Kasým 1996










     papatyalarý yolma

kalkmýþ nerelerden gelmiþ sevdiðin
yakýn olmak için
sen ise seviyor sevmiyor diye
papatya yoluyorsun
aslaným daha ne bekliyorsun
Beyazýt ya da Taksim Meydaný’nda
miting mi düzenlesin seviyorum diye

          10.7.1998







     ülke sýnýrlarý yapaydýr

ülke sýnýrlarý yapaydýr
kuþlar sýnýr tanýmaz
hangi leylek hangi devletin vatandaþý
bilen var mý











     bazý yasalar deðiþmez

eþitsizlik içinde eþitlik olmaz
kurdun yaþama hakký
kuzu ile sürer
maddeler canlý
canlýlar madde olur
zayýflar yok olup
güçlü bünyelere katýlýrlar
yaþama hakký
özgürlük
ve insan haklarý söylevleri
mikroplar için hükümsüzdür
aslýnda söylevciler de inanmazlar
söylediklerine
hak denilen þey ne ki
havada uçuþan sözcükler





     garip bir komedi

þimdiki zaman sahnesine
koyup yaþadýklarýmý
gelecekten bakýnca kendime
garip bir komedinin orta yerinde
görüp yaptýklarýmý
eðleniyorum
          13 Ocak 1989





     B.B’ den bacak takviyeli demokrasi dersi

Kurban bayramýnda kesilen hayvanlara
nasýl da isyan ediyor B.B. haným
Bosna’da Sýrp kasaplarý
boðazlarken çocuklarý
ve yaþlýlarý
ve kadýnlarý
yani insanlarý
mehtaplý bir gecenin derinliðinde
bacaklarý ve sair organlarý ile
demokrasi dersi verir malum haným
ve eþitlik
ve insan haklarý
ve benzerleri




.

     alýþtýk

alýþtýk artýk bu seslere
adým adým arkamýzda
yenilginin ayak sesleri olsa gerek
zamana ve þartlara
          19 ekim 1990



















     kargalar

bir sen deðilsin ki güzelim
beni görmeyen
bak kargalar bile aldýrmýyor
bu delikanlýya
          Maltepe 1991





     sonbahar

sonbahar türküsünü söylerken
Karadeniz daðlarýnda
kimse bilmez düþüncemde ne var
haberi yok hiç kimsenin
gözyaþlarýmdan
















     terziler

hayraným þu terzilere
el kadar eteðe
nasýl da sýðdýrýrlar
bir karýþlýk yýrtmacý
          22 Eylül 1989






     insan haklarý

insan yaþamýnýn bazen
petrol kuyularý kadar
bile önemli olabileceði
söylenmektedir
          Aralýk 1992





     gülümsüyordu

Ýzmir Adliyesinde bir çocuk
7-8 yaþlarýnda
sanki düðüne gidiyorlar
diyordu
boþanmak isteyen
ana ve babasý için
          1995’te duruþma beklerken





     aþk ve güzel

en güzel çiçek hangisi
ya en güzel hayvan
peki aþýk olduðun þey bunlardan biri mi
bana kalýrsa deðil
aþýk olduðun þey güzellik deðil
          13.8.1996












     þekil almýþ enerji yumaðý

ben herkes olabilirdim
ve herkes ben
dünyanýn en ilkel insaný
ya da en sevecen
ya da bunlar arasýnda bir þey
ben her þey olabilirdim
ya da her þey ben
sonsuz evrende
þekil almýþ bir enerji yumaðýyým
aslýnda ben herþeyim
herþey ben





     adýn soyadýn adresin

söylesene ahmet
kime ne senin türkünden
gözünde yaþ gönlünde ateþ varmýþ
ve fýrtýnalar kopmuþ düþüncende
kime ne
adýn soyadýn adresin
sabah kahvaltýn ya da çorabýnýn markasý
kimi ilgilendirir
söylesene ahmet
sen domatesi sevmiþsen
kime ne bundan





     sen yoksun

sen yoksun ahmet
var olan senden bambaþka bir þey
sen dünkü sen deðilsin
ve yarýn asla bugünkü sen olmayacaksýn
yine unutma
adýn yalnýzca bir sözcük
ama sen sözcük deðilsin





     mutluluk

ayýn parladýðý
yýldýzlarýn yandýðý yer
bizim dünyamýz
ve sonsuz yýldýzlardaki
sonsuz dünyalar
bir dileðim var duyarsanýz beni
eðer mutluluk olacaksa herkesin olsun
          9 Haziran 1983












     tepeme çýkarma cinlerimi

ey benim muþmula güzeli sevdiðim
olup olmadýk yerde aklýma gelip de
niye tepeme çýkarýyorsun cinlerimi
ya aklýma geleceðine gerçekten gel
ya da oynatýp durma beni
          20 Þubat 1983





hizmetçi

sadýk birer hizmetçiyiz bizler
aþkýmýz
sevdamýz
karagözlü yarimiz
ve ne varsa güzelden yana düþündüðümüz
hepsi doðaya hizmet için
          4 Eylül 1996




güzel kýz

güzel kýz
inmek zorunda mýsýn otobüsten
gönlümü alýp gitmek
hayallerimi yalnýz býrakmak zorunda mýsýn




     aklýndan geçse ya

aklýndan geçse ya
sokak lambasýnýn yanýnda
soðuk
duygusuz rüzgarlar
ve yaprak seslerinin altýnda
sevdalý bir kedinin
kendini beðenmiþ
kocaman burunlu bir güzele
dizeler yazdýðý
aslýnda biliyorum akýllý iþi deðil bu
belki üþütmüþ olacaðým yarýn
burnumu çekeceðim ikide bir
daha sýký sarýlacaðým ceketime
sýrf birkaç dize uðruna
sýrf sevdirmek için kendimi sana
          6 ocak 87




     mavilim

mavilim beni gördün mü
yanýmdan geçerken
hani Sungurlu’da
yanyana dururken otobüslerimiz
çýkýp serin havada gezinmiþtik ya
sen benden habersiz
ben ise dörtköþe
mavilim olmuyor böyle
          1989



varsýn eskisi gibi olsun

varsýn eskisi gibi aksýn Yeþilýrmak
eskisi gibi dalgalansýn Karadeniz boþver
býrak anýlar baþbaþa kalsýn
sen yabangüllerini
kýr çiçeklerini anlat
sevgi telinden çalsýn sazlar





yaþamý sev
          
yaþamý sev üç boyutu ile
selam gönder zamanýn ötesine
geçmiþteki ve gelecekteki dostlarýna
ve yýldýzlara göz kýrp arada bir





telefon kulübesinin önündeki kýza

Tuzla’dan selam gönderiyorum
takvimlerin acele ile geçiþtirdiði günlere
Ýnciraltý’na
saatlerle oynamak istemiyorum
ve zamanla
olmayan aþkýmýzýn pembe tablolarýna
gülümsüyorum



nasýl bir aþktý

nasýl bir aþktý
tatlý mý tatlý bir kýz
zakkum gibi
sevsen zehrinden
vazgeçsen kahrýndan ölürsün
ya da benim gibi divane
dolanýr durursun






tamamdýr bu iþ

pembe gözlük tak demiyorum
ama at gözlüðü de olmasýn
gerçekçi ol
bir nal bulduysan eðer sevin
üç nal bir at daha bulabilirsin
ama düþün ki bulamadýn
ümitlerin var
ve bir de nalýn
boþver kalanýný
pembe gözlük tak demiyorum
gerçekçi ol yeter
          21 aralýk 90







doyumsuz insanlar

doyumsuz insanlarýn
içkisi oldu kanlar
kumar oynadýlar
birimi insan olan paralarla
kurallar
kuralsýzlýklar
ve silahlar konuþtu
yine içkiler
yine paralar
ve silahlar
          





yaðmur

bugünkü yaðmurda
Kadýköy’de ne iþin vardý
yine kýz tavlamaya gittin
yine kimse pas vermedi
o yoktu deðil mi











akþam karanlýðý

akþam karanlýðý ve sis
birbirine girmiþ
çiseleyen yaðmur ile sürüyor
Tuzla’da yaþam
böyle zamanlarda
herkes
ve her þey birbirine benzer
gerçek olan ile olmayan arasýnda
ufak bir aldatmaca
ya her þey düþ
ya da tüm düþler gerçek
sesler karmaþýk
dünyalar gibi
herkes çok yakýn birbirine
ve çok yabancý
Tuzla’da gün batýmýný dinlediniz
               6 kasým 90

















28 þubat 91

bu akþamýn þiirini de yazalým
küçük ayýn son günü
kafayý zamana takarak
keçilerle uðraþmak istemiyorum
benim hiç keçim olmadý
keçi isterim
aþýk mýyým yoksa
isterim isterim
bahar gelsin
maydanozlar yeþersin
zamanla uðraþmak istemiyorum
bana sormuyor
zaten
geçsem mi diye
köprüler ve sular
karýþmýþ
yirmi yýl mý geçti
yazdýðýmýn üstünden
yüze az kaldý
geçmiþ zamana selam
geleceðe selam
yine son günü
küçük ayýn











salata

burnu büyük biri olduðumu
sanýyordu
bilmiyordu ki
iþin aslý domates salatasý
ve ben deliler gibi seviyorum
salatayý






sen sardýn

sen sardýn baþýma domatesi
koþturdun beni Altay’a kadar
koþturdun beni yaðmur altýnda
þimdi de diyorsun olmaz böyle þey
kim çarptý yamulttu seni
kim diyorsun
bilmez gibi
sevdam ile kafa buluyorsun
kendince







ne sanýyorsun

ne sanýyorsun
daha mý çok düþüneceðim seni
deðerin mi yükselecek borsada
daha güzel þiirler mi yazacaðým
benden kaçtýkça
seni gidi seni
iyi ki ekonomi okudun
birinci sýnýfta








kapýya vardýðýnda

sen yine ders çalýþtýðýmý san
bir baþýma
kafeteryada
rahatsýz etmemek için
baþka masaya gidiyor
havasýna gir
selam bile verme
geçerken
yanýbaþýmdan
gözlerini kaçýr
aman göz göze gelmeyelim
sonra bakýþlarýn gülümser
merhaba der bana
hatta hiç farketmemiþ gibi
büyük harflerle espiri yap geçerken
gülüþlerin masama kadar gelsin
hem duymayayým
hem de duymuþ olayým seni
hiç etkilenmediðini göster
varlýðýmdan
çýkar cebinden metal parayý
yazý tura at
sanki baþka þeyler düþünüyor sanýrým seni
ve giderken
sakýn benden yana bakma
öte yanýný dolan kafeteryanýn
beni düþündüðünü anlamayayým
kapýya vardýðýnda
dönüp bakmayý unutma ardýna
anlamam nasýl olsa
bana baktýðýný
gülümse içten içe
kararsýzlýðýna gülümse
bana gülümse
o kalabalýkta
acýmasýzca ders çalýþtýðýma
ne kadar duygusuz olduðuma
her þeye gülümse
biliyor musun
gülümseyince çok güzel oluyorsun
          1 Þubat 1987/Samsun









duruþma düzeni

duruþma düzenini bozdu
diye
avukat cezalandýrýlmaz
ama benim düzenimi bozdu diye
domates cezalandýrýlýr
salata yapar afiyetle yersin
doðrar ekmeðinin arasýna kor öyle yersin
elma gibi ýsýrýrsýn
domatesine göre deðiþmek koþulu ile
yalnýzca öpersin










gönlümüz

yaþýmýz büyüyor
ama gönlümüz hala çocuk
küçük þeylere üzülüyor
küçük þeylerle mutlu oluyoruz







karadenizde

sen hiç
Karadeniz'de
çay içtin mi
benimle
ben her gün seninleyim





baþkasýnýn gözü

kendine
baþkasýnýn gözüyle baktýn mý hiç
örneðin
bir an kendini benim yerime koyup
dalgalý saçlý güzele göz kýrptýn mý




seçme þansý

bize yolculuk göründü
seçme þansýmýz yok
ölüm Allahýn emri
ayrýlýk aþk yasasýnýn






hiç düþündün mü

ve hiç düþündün mü
gideceðini
seni beklemeden
elveda demeden
ve el sallamadan
belki de hiç düþünmeden seni
söyle
gitti mi sevdiðin
kaldýn mý kendi halinde
biraz mahzun
biraz düþünceli
yapayalnýz










saymayý öðrenince

saymayý öðrendiðim zaman
önce kendimi saydým
acaba kaç taneyim diye
elbette bir çýktý sonuç
ama birþeyler kaldý kafamý karýþtýran
acaba hangi bendim
bir tane olan





kedilerden sorulur bu ay

kedilerden sorulur bu ay
bahar, gökyüzü ve yýldýzlar
ve çatýlar
ve aþk
salata ve domatesle avutmazlar ya kendilerini
benim gibi
üç yaný açýk
kilitli kapýlar ardýnda
bilmem hangi zamandaki
dalgalý saçlý güzelin
ayakkabýsýnýn numarasý
tarihe karýþtý elbette
leyleðin getirdiði çocuklar
kedilerden sorulur bu ay
bahar, gökyüzü ve yýldýzlar
ve çatýlar ve aþk
Maltepe 28 Mart l991



bir çizik çek gençliðime

eðer kredi alabilseydim gelecekten
ya da ilerletebilseydim ahbaplýðý zamanla
bir kalem oynat deseydim çocukluðumda
ya da bir çizik çek gençliðime
belki de bambaþka bir ben olacaktým o zaman
kim bilir belki þimdiki gibi düþünmeyecektim
yani ben ben olmayacaktým o zaman
yine de kararsýzým bu konuda
öyle ben olmayacaktým da
böyle ben miyim sanki







sevda dediðin

sevda dediðin bir çýkmaz sokak
dönsen olmaz akþam oluyor
ve gitsen...bütün yollar Baðdat’a varýyor
uçmaktan baþka þansýn yok
o da imkansýz
hadi...Baðdat’a gidiyor
          ocak-þubat 98








savaþçý

ölesiye vuruþur savaþçý
gücü bitene kadar
kazanýrsa eðer bu çarpýþmayý
buruk bir yenginin mutluluðunu yaþar
fakat ölürse
ne yenilginin anlamý kalýr onun için
ne de yenginin

          þubat 88







adým ahmet

adým ahmet
salata yapmayý düþünmüyorum
hele yemeyi hiç
aþk denen kavram bana göre palavra
domatesi seviyorum
20 þubat 88









mucize

bir mucize deðil mi
rastlantýlar
ve bir rastlantý deðil mi
yaþamak

          þubat 88









þiir okur dalgalý saçlý güzel

þiir okur
dalgalý saçlý güzel
meçhul sevgiliye
ve bir hayal kahramaný
düþüncelerin yarattýðý bir zavallý olduðunu anlayamadan
coþkusunu yaþar saf hayallerin

               þubat 88








sýcaklar artýnca

önce sýcaklar artar hafiften
sonra ýsýnýr toprak
tohumlar çimlenmeye baþlar
ardýndan kýsalýr etekler
tüm cömertliðini gösterir yýrtmaçlar
bir kýz gülümser karþý masada
karar veremem aþaðý mý baksam yukarý mý
avucumu yalarým yavaþtan
gençliðim böyle
ciddi memleket meselelerine takýlýr gider          ((Nisan 1-2-3 88)









geçen yýl

geçen yýl
bir nisan günü
sýrýlsýklam ýslanmýþtým yaðmurda
ve sýrýlsýklam aþýktým
ve oldum olasý
aþka inanmadým

          1 nisan 88








yarýn

yarýn bu günü özleyeceksen eðer
bugünü sevmek için
yarýný ne diye bekleyeceksin

               15 nisan 88











falcý kýz

fala inanýyorsa eðer azýcýk
iskambil karýþtýrýp da
bana mutlu geleceðimi okuyan falcý
o da seni seviyor dediðinde
belki de anlamýþtýr neden kýzardýðýmý
               4 temmuz 88













aþkýmla ilgisi olmayan þiir

vazgeçtim sevdadan
þiir yazmaktan
ve seni düþünmekten
þimdi yalnýz
modern bir sera
ve kýþýn ortasýnda domates yetiþtirmek gibi
basit hayallerim var.
yok vallahi
bu þiirin aþkýmla bir ilgisi yok

          30 ocak 87     








bizim üniversite

bizim üniversite
yalnýzca bir dinleme
ve yazma kurumu deðildir
iyi not tutup
güzel yazý yazan arkadaþlardan
(ismi lazým deðil baþ harfi Ýbrahim)
fotokopi alýnýr
bizim üniversitemiz
fotokopi ticaretinin geliþmesine
kaynak yaratýr.



yoksul prens

zenginlik
madde yýðýnlarýnýn sahibi olmaksa
çok zengindi prens
ama kendine bile sözü geçmedikten sonra
zenginlik de prenslik de þurda kalsýn





Galata’nýn sonuna doðru

þimdi Ayþegül olmalý
o günü konuþmalýyýz
öncesi sonrasýyla
þimdi karþýmda
elinde bira
ayný ezgiyi dinlemeliyiz
ayný duygularla
beni affet zaman
bir yanlýþlýk yaptýysam
farkýnda olmadan
hiç içimden geçer mi kýrmak
sevdiðimi
beni affet zaman
görüyorsun ki güçsüzüm karþýnda
yapabileceðim her þeyi yaptým
bundan sonrasý beni aþar
kýrmamaya çalýþýyorum
hiç kimseyi
ve hiçbir þeyi
benden bu kadar



ezbere

bu yol bu kaldýrým
gökyüzü yýldýzlar
köpek havlamalarý
ve gecenin belirsizliði
hep ezbere
ezbere yürüyorum yol boyu
dizeler üstünde
o kaldýrým senin
bu kaldýrým benim
çarpmamak için baþýmý
düþersem eðer taþlara
ortasýnda yürüyorum asfaltýn
ezbere seviyor ezbere özlüyoruz
düþler güzeller ezber
sarýþýn ve esmerler
ela ve karagözlüler
ve dahi mavi gözlüler hep ezbere
               Ýstanbul 4 Mayýs 91















nobel ödülü

bu yýl da bana vermezler
barýþ ödülünü
ben ki sessiz çocuk
ne okum mýzraðým var
ne tank ve topum
bir helikopterim bile yok
hiç savaþ çýkarmadým
hiç insan öldürmedim
aklýmdan bile geçmedi böyle þeyler
bu yýl da bana vermezler
barýþ ödülünü
ben ki ezici bir güce sahip deðilim
savaþmak için
barýþa kaç kuruþluk katkým olabilir
               15 Eylül 1998






çok þey istiyorum

çok þey istiyorum
fakat param yok
bedava vermiyorlar hiçbir þeyi
ve kredi alamýyorum zamandan







çay ocaðý kapanmýþ

çay ocaðý kapanmýþ
güzel kýz hala karþý masada
ders çalýþýyorum
Ýnciraltý’nda






dün sabah

dün sabah gidiyordum biryerlere
sanki ben deðilim yolda giden
yolmuþ giden bende
bana çarpan rüzgar deðil
rüzgara çarpan ben
karþý þelaleden düþen damlalar
sanki onlar ben
ben onlarým
garip gibi ama
ben herþeyim herþey ben






hukuk dersi

söyler misin
sayýn hukukçu
þüpheden sanýk yararlanýr
deðil mi
sen öyle san
boðazýna geçirilir ilmek
þüpheler içinde can verir
elin oðlu                
(20.6.97)






otuzbeþe deðiþik bir yaklaþým

yaþ otuzbeþ
her tarafýndayým yolun
ne çocukluðum uzakta
ne de gençliðim
yeteri kadar çocuk yeteri kadar gencim
ne geçmiþ geçip gitmiþtir
ne de gelecek uzak
her gün
ve her akþam
toplanýp ben olan kafadarlar
söyleþiriz
çocukluðum bir yanda
bir yanda onsekiz yaþým
þimdiki ben ve geleceðim
sevdiklerimizi birlikte düþünür
birlikte gülümseriz kendimize

          16 mart 1998


yeþil gözlü kýz

hukuk fakültesindeki
þiir tutkunu yeþil gözlü kýz
nerde sevda kokan dizeler
diye sitem etti
adýnýn baþ harfini
bir de gözlerinin rengini bilirim
hepsi bu
o da benden yana
daha fazla bir þey bilmez
ama ne sevimli öykü deðil mi
taraflar birbirine aþýk
haberi yok hiç kimsenin
bir diðerinden








sefil köle

sen doða harikasý
sefil hizmetçi
ben sefil köle
aþkýmýz sandýðýn gibi deðil
ama yine de güzel

          nisan 97




roman kahramaný

herkes kendi romanýnýn kahramaný
ben dahil
þu an geliþen olaylar
ve az sonrakiler
hep ayný romanýn parçasý
kimse olacaklarý bilemez
kahramanlar dahil
yarýnlarý bilemeyiz
ne siz ne de ben
peki romanýn geçen bölümlerini biliyor musunuz
nerden bileceksiniz
sevdiði kýza ulaþýr kahraman
ve kucaklamaya fýrsat bulmadan
kaybolur gider
aslýnda oyunun ortasýnda bulduk kendimizi
oynadýk bunca zaman
anlayamadan
ne kadarýný biz yazdýk dersiniz
romanýn
ne kadarýný yazacaðýz
birileri yazmýþ
bizler figüran












yol gelir bilinmezden ve gider

ne demek sorun
çevre kirliliði ne demek
artýk savaþ çýkmayacak
uçaklar düþmeyecek
trafik kazasý asla
yoksulluða son verdik
açlýktan ölümlere son
kanser ne demek
hastalýk ne demek
alýr Fransýz parlamentosu bir karar
çýkarýr bir yasa
son verir hepsine
sonra AÝHM ‘ne baþvurup
tazminat ister ilgililer
yasaya göre
oysa
Koç’um
yer çekimi yasasýný kaldýr
bir yasayla
artist olur
çok para kazanýrsýn













bir ayrýlýþ sahnesi

anne inmiþti adliye merdiveninden
gözlerini saklamaya çalýþarak
sessizce aðlýyor
ve gitmeye çalýþýyordu
halasýnýn kucaðýnda kalan
beþ yaþýndaki çocuk
dur anne dur
diye baðýrdý
dur bir kere daha öpeyim
sonra bize döndü
annemi bir kere daha öpmek istiyorum

Adana’ya gidiyorum
otobüs gecikti
Mut , Silifke, Mersin
yolu uzattýk
annesinin ardýndan haykýran
genç kýzý düþünüyorum
5 yaþýnda
sonra idamlýk iki delikanlýyý
onlar da analarýnýn
küçük çocuklarý
onlar da beþ yaþýndaki genç kadar masum
belki son kez                                              öpmek istiyorlar analarýnI

söyler misin sayýn avukat
vicdanýn hesap vermeye hazýr mý
o nasýl bir savunmaydý baþtan savma
söyler misin sayýn savcý
sayýn yargýç
vicdanýn hesap vermeye hazýr mý
ipe gidecekler sizin çocuklarýnýz olsaydý
böyle mi olacaktý     (10 Temmuz 1997 Mut-Silifke arasý)




maddenin komik haline iliþkin
bilirkiþi raporu


dosya kül olarak
bilirkiþiye gider
toz-duman olup geri gelir
maddenin komik halinden söz edip
bir taþýn
bir odunun
þaka yaptýðý mý anlatýlýr
ya da demirin
bakýrýn çinkonun
þunun bunun
olmaz böyle þey
davacý çok haklý
hem o kadar çok haklý ki
sormayýn gitsin

not
bilirkiþi ücretinin artýrýlmasý
talep ediyorum











karar

dosya kapsamý ve toplanan kanýtlara göre
ölümü iptal ediyorum
ayrýlýðý
yalnýzlýðý
ve hüznü iptal ediyorum
herkes sevdiði ile
hep sevdiði ile
sevginin sonsuzluðu
mutluluk
dostluk
kardeþlik
yalnýzca güzel þeyler
yalnýzca olumlu düþünceler var olacak
tüm olumsuzluklarý iptal ediyorum

               17 Mart 2001


















     soykýrým anýtý

katledilen doða için
büyük bir anýt dikilmeli
baþka bir þey yapamayýz
biz zavallý
düþünme özürlü insanlarýz
ya da sinsi
güzellikleri yeniden yaratmak
süregelen katliamlarý durdurmak
ve korumak doðayý
çözüm olacakken
anýt dikip betondan
reklam yapmak
deðiþik meclislerden
yasalar çýkarýp
türkü söylemek hep birlikte
daha güzel anlatýr bizi
          17 Mart 2001

          















     duyun kendinizi

çocuklarý seviyorsanýz eðer
sýnýrlarýný çizin sevdiðiniz þeyin
hangi çocuðu
ne zamana kadar
ve ne kadar
annesiz babasýz
sokaklarla dost olmuþ
delikanlýlarýn
yüreðinize zýpkýn gibi saplanýr mý
çýðlýklarý
yoksa bazý zamanlar
bazý çocuklarý mý sever görünürüz
Avrupa’nýn ortasýnda
koltuk deðnekleri ile gezen çocuklar
-ki bunlar þanslý olanlar-
ne anlama gelir
sözde eþitlik
sözde özgürlük
sözde demokrasi tutkunu
Avrupalý için
uzaða gitme
Ýstanbul sokaklarýnda
kir pas içinde
karný aç
yüreði paramparça çocuklar
ve Ankara sokaklarýnda
ve Ýzmir sokaklarýnda
uzaða gitme
belki yakýn mahallede
belki bitiþik sokakta
belki yanýbaþýnda
bitiþik komþunda
kendini kandýrma
o çocuk senin
o çocuk bizim
söyler misin sevdiklerimiz için ne yapýyoruz










     maddenin en komik hali


maddeler
sývý katý gaz
ve komik halde bulunurlar
komik halin en komiði
karnýný doyurup
hatta bol miktarda semizleþtiði halde
bir türlü gözünü doyuramayan
zavallýlar



















     neden seviyorum

neden seni deli gibi seviyorum sanýyorsun
biliyorsun ki aklým baþýmda olsa
böyle bir hata yapmazdým
senin gibi
patlýcan burunlu
ve çarpýk diþli bir domatese
gönül vermezdim








     ayakkabýlý þiir

sen benim
ayakkabýsý olan
tek þiirimsin
kara gözlü sevdiðimin
gönlüne giderken
ayaklarýn aþýnmasýn diye
sana aldým bu ayakkabýlarý
bak sevgili þiir
bu zamanda zor bir kýza beðendirmek
kendini
yakýþýklý mýsýn... farketmez
kafan çalýþýyor mu... o da farketmez
zengin misin... inan ama bu da önemli deðil
kafasý çalýþan
zengin ve yakýþýklý biri olmalýsýn
laf aramýzda karakter sahibi
haþin ve gaddar
biraz da tarzanvari
biliyor musun
sýrf ayakkabýlarýmýn modasý geçtiði
ve yaný yýrtýk
biraz da bakýmsýz –yani boyasýz ve tozlu-
olduðu için
gömleðim kýrýþýk
ve saçlarým daðýnýk diye
bana dudaðýný bükerek baktý
kara gözlü kýz
kendimi hüzünlü düþünemiyorum
dünya umrumda mý
pabucum eski, cebim delik
gömleðim kýrýþýk ve saçým daðýnýk ise
ne fark eder
sevgili þiir
sana bir ayakkabý aldým ki
boynu bükük, gönlü kýrýk olmayasýn
kara gözlü kýzý gördüðünde
yere saðlam basabilesin
sevgili þiir
elbette sen ayakkabý giyemezsin
þiirler ayakkabý giyemez ki
ama yine de ayakkabýlarýn var
ne fark eder ben giysem
senin yerine





     aþk her þeydi

aþk herþeydi
ve bu onun herþey olan aþkýydý
baþlarken
bundan baþkasýný sevmeyecekti
ve biterken
bu son olsun dedi
her zamanki gibi
iþte bu aþktý
ve aþk herþeydi









     aþkýmýzýn büyüklüðü


sorun aþkýmýzýn büyüklüðü deðil
acaba neden bir baþka varlýða deðil de
insana
ve acaba neden
bir güzele
ve acaba neden
seçmece karpuz gibi vücut ölçülerine
ve acaba
uðruna salaklarý oynadýðýmýz dilberler
ne anlama gelir bir merkep için
          6 mayýs 1991






     alacaðýn olsun

sana kim söyledi týbba git diye
hukuk dururken
bilmiyor muydun sana aþýk olacaðýmý
laf olsun diye hastalanýp
seni arayacaðýmý bilmiyor muydun
beni hiç düþünmüyorsun
alacaðýn olsun doktor güzeli
bak
yarýnki bütünlemeyi unutmuþ
sana þiir yazýyorum
          16 eylül l986




     anasý ve oðlu

bir sandalye varmýþ
kapýdan girip saða dönünce
tam karþýda
masanýn üstünde dosyalar
birkaç kitap ve bir çerçeve
cin gibi bir çocuk
çýkmak istiyor fotoðraftan
anasý bu masada
Barýþ ile baþbaþa
dosya inceler
          8.5.95

     Akdeniz’in karþý ucu

Akdeniz’in karþý ucunu görmek istiyorum
miyop gözlerle
seni çýlgýnlar gibi seviyorum
ve biliyorum ki
aslýnda sen de yediðin patlýcan, biber, domates
ve içtiðin su
ve benzerlerinin
katkýlarý ile oluþmuþ bir bütünsün
benim gibi
biz seninle özdeþiz
bu nedenle aþkýmýz olabildiðince anlamlý
ve bir o kadar da anlamsýz
          Anamur 1 Temmuz 1993






     bir resmimi çek


bir resmimi çek fotoðrafçý
bir resmimi çek gün batmadan
gelecek gün çok uzak görünüyor bugüne
o gün geldiðinde bu gün gitmiþ olacak
bir resmini çek zamanýn fotoðrafçý
kendimizi avutalým o resimlerle
               Ýnciraltý 8 Mayýs 1986





     beþ dakika

beþ dakika kendine ayýr
ve yýldýzlara
bir nokta bul sonsuz evrende
nesin, necisin
hangi bilmecenin neresindesin
          Kasým 1990












     bir daha yanýlmak yok

her gün yeniden söylüyorum
bir daha ne gözlerim
ne duygularým
ne de mantýðým
hiç biri yanýlmayacak
yýllar önce söylemiþtim
dün söyledim
bu gün yine söylüyorum
bir daha yanýlmak yok
öyle sanýyorum ki
son defa söylediðimde bu sözü
o zaman biraz geç olacak
o zaman ancak yarýný olmayan bir zaman olacak
               mart 1986
     batýk geminin hazinesi

yapma be güzel akþam akþam
deli mi ediyorsun
sarhoþ mu
sersem mi
nettiðin belli deðil
halime bak beter mi beter
artýk yeter
baharýn geldiði
sýcaklarýn arttýðý
ve kanýmýn kaynadýðý zamanda
cömert davranan yýrtmacýn
yanda
batýk geminin hazinesini gösterir gibi
               22 Mart 1986








     bir garip þeyler

anlayamadýðým
bir garip þeyler var
ortalýkta
bir sen ve bir de benden baþka
herkes biliyor sevdamýzý







     bardaðýn dibindeki bira

bardaðýn dibindeki bira
bizi birlikte olmaya zorluyor
ve biz
sonsuza kadar var etmek istiyoruz
bardaðýn dibindeki birayý
          19 Haziran 1988














     býrakýn çocuklar

býrakýn çocuklar baklavayý böreði
çaldýn mý adam gibi çalacaksýn
kurtarýr mý Ýsviçre’den, Amerika’dan aþaðýsý
otomobil çal, kamyon çal
vergi kaçýr hayali ihracat yap
sen bir kilo baklava ile
þehir hatlarý vapuruna bile binemezsin
               Bayýndýr 1998





     benim gibi

yazdýklarýmý düþünseydi kalemim
karma karýþýk olurdu kafasý
ve anlasaydý
gülerdi halime
ve eðer hissetseydi
çýlgýna dönerdi
benim gibi domates tarlalarýný gezip
þiir yazardý
          4 Temmuz 1991










     bu iþte bir cinlik var

genç kadýn
çekici mi çekici
evli çocuklarý var
nerden tanýþmýþ kocasýnýn mahpusane arkadaþý ile
adamýn bir sürü cinleri var
kulaðýna eðilip de seksi kadýnýn
sizin bahçede bir küp dolusu altýn var
fakat çýkarmak için üç kadýn ister cinler
“lafý mý olur cinci bey”
benden baþlasýnlar
diðer ikisini buluruz
dedi genç kadýn
içi su dolu bir tas ile
çekildiler mahzene
genç kadýn tasý kavradý
ve dikkatlice suya baktý
cinci sýyýrdý ne varsa kadýnýn üstünde
sonrasý bilinen þeyler
iyi bir çalýþmaydý
ve fakat cinler ikna olmamýþlardý
yeni kadýnlar gerekiyordu
genç ve güzel
“lafý mý olur cinci bey”
derken önce biri geldi güzellerin
sonra biri, sonra biri
yine tas, yine su ve bilinen þeyler
cinler birini beðenmedi dedi cinci
lafý mý olur
daha genç ve güzeller var
altýnlar henüz çýkarýlamadý
tüm hýzýyla devam ediyor öykü
tam anlatamadým galiba
bu iþte bir cinlik var
bizi izlemeye devam edin (1997)












     bir baþka dünya

bir baþka dünyada görseydim sizi
Neval haným
ve siz beni
bir baþka türlü sevecektim belki
ve belki siz de beni
bir baþka zamanda yaþasaydýk
siz ve ben
belki bambaþka olacaktý öyküler
otuz yýl mý geçti son gördüðümden
yüz yýl geçse ne yazar
biz var olduk ve sevdik
ve seviyorum
.....seviyor musun
     Bayýndýr 24 mart 96






     bilseydim baþýma gelecekleri

bilseydim baþýma gelecekleri
uyumlu bir çorap giyerdim pantalonuma
ayaðýma adam gibi bir ayakkabý
ve bir de gömlek
eðer bilseydim
belki týraþ olurdum bu sabah
ama saçlarýmý mutlaka tarardým
belki koku bile sürerdim
yaðmurda ýslanmak mý
kýþ günü suya bile girerdim
senin için Karadeniz’de
          6 Temmuz 1991
     bir sað ayak bir sol ayak

bir sað ayak bir sol ayak
topuklarla yere basarak
parmak uçlarý ile yaylanma
hep ayný hareketlerle sürüyor yaþam
herkesin bir iþi olmalý
bir evi, sevdikleri
amacý olmalý koþturmaya
bir sað ayak bir sol ayak
böyle sürüyor iþte oyun
koþturarak
          Ýstanbul 3 aralýk 91





     bir doktor sevdim

inan doktor abla tutuldum sana
aslýnda normalmiþ hastanýn doktorunu sevmesi
ama alýþýlmýþtan öte
seni sevmek geldi içimden
biraz daha bekle
bu adam
adam olunca anlatacak aþkýný
          (9 Eylül Týp Hatýrasý)








     balýkçý kahvesi

Ýnciraltý’ndayým Balýkçý kahvesinde
keyfim yerinde sayýlýr
kafa buluyorum kendimle
          2 ekim 1987










     cam

kafanýn çalýþtýðýný biliyorum
ama
düþ olarak kalmayý baþarman
o üstün zekandan mý
yoksa yeteneksizliðinden mi
bilinmez
yine de
gerçek olduðun zaman
cam gibi kýrýlacaðýn da ortada
iþte bu noktada
bir anlaþýlmazlýk var
          Nisan 1987






     dostluk

insanlara güvenim sonsuz
hepsi dost birbirine
öyle ki
bay ve bayan örümcek gibi
ateþli aþk sahneleri sonrasý
afiyetle yer biri diðerini
ve topladýðý taze güç ile
að örer dostlarýna ki
hazýr olsun gelecek öðün




     davet

ben küçük bir çocuðum
yaklaþýk 11 aylýk falan
boþanmak isteyen anne ve babama sesleniyorum
nerden çýkardýnýz bu saçmalýðý
oturup masanýn baþýna
çözemediniz mi yemeðin tuzunu
pýrasayý ve ýspanaðý
annemi seviyorum
babamý seviyorum
onlarý beni sevmeye davet ediyorum
               4.4.1995








     duydun mu

duydun mu arkadaþým
uygarlýk denen
bir garip þeyler olmuþ
zor mu ölüyormuþ insanlar neymiþ de
yumuþak huylu bombacýklar yapýlmýþ
boþuna mý
hep insanlýk uðruna
topu topu bir defa ölüyorlar kýrk yýlda
onu da uygarca ölsünler
               7 Aralýk 1982




     dinle güzel kýz

dinle güzel kýz
benim özgürlük tutkunu saçlarým var
çoðu zaman darma daðýn
senin saçlarýn da özgürlükçü
ama daðýnýk deðil
ben seni düþünmekten bu haldeyim
belli ki
sen beni düþünmüyorsun
               30 Mart 1986









     dalgýnlýk

dalgýn rüzgarlar eser
çarpar önüne gelene
sanýr ki coþku onun eseri
bilmez ki yapraðýn gönlü neþeli
          nisan 86





     daðdaki alabalýk

çok þey bilir daðdaki alabalýk
dili yok konuþamaz
güzel söylemiþ Ziya Paþa
tahsil cehaleti giderir
eþeklik bakidir
daðdaki alabalýk
nice yiðitler bilir
ve nice eþekler
sözüm sana Zeyno
çok þey bilir daðdaki alabalýk
sen de bilirsin
biz de biliriz
üçüncü kiþiler de bilir
          18.7.1997








     farkýna varmadým

sene seksen dört
Alsancak’ta Hukuk Fakültesi kantini
o kadar tatlýydý ki
masamda oturan kýz
farkýna varmadým
çayý þekersiz içtiðimin







     gezinen iskeletler ülkesi

yüz yýl önceki insanlar için
bugün ne anlama geliyorsa
yüz yýl sonra
bizim için de o anlama gelecek
þimdi gülümseyen gençler
     çocuklar
          büyükler
mutlu günlerini yaþayan sevgililer
ve varlýðýndan bilgi sahibi olmadýðýmýz herkes
aslýnda gezinen iskeletleriz
          96 sonbahar








     garip þeyleri seviyorum

insanlar garip oluyor
ve garip þeyleri seviyorlar
ben anlayamadýklarýmý seviyorum
seni hiç anlayamýyorum ufaklýk
hem de hiç anlayamýyorum
          5 Eylül 1986




     gel de þaþýrma pusulayý

ereðim bir daðýn ardýnda
beni bekliyor olsa
koyulurum yola
ona ulaþmak için
ama
daðlar bir deðil
erek bir deðil
yollar bir deðil
hepsi binlerce
bir ben varým bir olan
gel de þaþýrma pusulayý
          Ayvacýk-11 Mayýs 1983










     gitti dört çeyrekten biri

ya iþte sayýn avukat adayý
gördüðün gibi diplomayla bitmiyor her þey
staj falan yaparken
Ýzmir kaldýrýmlarýyla tanýþacaksýn yavaþ yavaþ
görevin belirsiz bir koþturmaca
ne bir iþin olacak yaþaman için
ne de tümden iþsiz
Tanrý abine bol para verirse o da sana
gitti dört çeyrekten biri böylece
baþarabilirsen Konak’ta
köprü baþýna mendil açacaksýn
Tanrý size
siz bana
          19 eylül 89






     güzellik yarýþmasý

seçici ben isem
en güzel sensin
seçici bir merkep ise
onun güzeli baþka
          Aralýk 1994







     insan haklarý (iki)

insan haklarý
iki adet sözcüðün oluþturduðu
belirtisiz bir tamlamadýr
insan bildiðimiz varlýk
hak ise karmaþýk bir þey
insan haklarý evrensel beyannamesi
insanlarýn vazgeçilmez haklarýný saymýþtýr
buradan çýkan sonuç
beyannameyi hazýrlayanlar sayý saymayý biliyorlar
elbette bilirler
petrol kuyularýnýn yaþamsal önemi var
ve insanlarýn en önemli hakký
yaþama hakký





     istifa ediyorum

Einstein’ýn bilmem hangi teorisi
ve canlýlýðýn devamý üzerine
kafa yormaktan istifa ediyorum
kumaþ bulamayan terzilerin diktiði etekler
daha önemli
gözlem ve deney
ille de bu ikisi
elbette lahmacun satmýyorum
Ýstanbul sokaklarýnda
kafaný yorma güzelim
aklýmdan ne geçmiyor ki



     karþýyakalý kýz

Karþýyakalý kýz
beni de alsana
þemsiyenin altýna
bir ortak yanýmýz var seninle
öðrencilikten yana
Karþýyakalý kýz
bilmem gerek var mý söylememe
yaðmurun yaðdýðýný
               19 Kasým 1987





     kendine benim gözlerimle bak

kendine baþkasýnýn gözleriyle baktýn mý hiç
örneðin kendini benim yerime koyup
dalgalý saçlý güzele
göz kýrptýn mý





     kayýp eþya bürosu

aradýklarýný bulamamýþ gibisin
bu çocukta
elbette bulamazsýn güzelim
ben kayýp eþya bürosu deðilim ki



     köþedeki kýrmýzýlý


doktorlar da bakar
çerçevenin üstünden
ve göz kýrpar
köþedeki kýrmýzýlýya
mevsim bahar hava yaðmurlu
Beyazýt’ta falanca tatlýcý
18 mayýs 91 saat 15.40








     kaç paralýk

her parasýz kalýþýmda
kaç paralýk adam olduðumu düþünürüm
sonra neden böyle düþündüðümü
düþünmek zorunda olup olmadýðýmý
belki de düþünmememin daha iyi olacaðýný
düþünürüm










     kimlik


adým ahmet
ancak tapusu olmayan bir sözcük
baþka bir þey de olabilirdi
soyadým odabaþ
bu da herhangi bir sözcük
ben binlerce yýl öncesini de yaþadým
biraz tipim deðiþmiþ olabilir
Hamurabi amca yasalarý yazýlý hale getirirken
ne yaptýðýmý tam anýmsayamýyorum
gidin kendisine sorun
o da beni çýkaramaz
çok çok büyük dedemin
çok çok büyük annemle
hangi þartlarda evlendiðini de
bilemeyeceðim
hem o zaman Medeni Yasa henüz yoktu
ata binip binmediðimi bilmiyorum
ancak pek çok defa buharlaþýp
yaðmur olduðum da % 70 oranýnda gerçek
aþklarým hep birbirine benzemiþtir
hep güzelleri sevmiþimdir
bu anlattýklarýmýn þimdiki aþkýmla bir ilgisi yok
               5.8.1995//15.38










     muþmula

hiçbir kýz senin kadar güzel olamaz
ve senin gibi gülemez
desem
belki de yüz vermezsin bana bundan sonra
sen beni ne sanýyorsun
hiç kendi elimle koparýr mýyým
gülü dalýndan
sen çirkin bir kýzsýn
ve hiç de güzel gülmüyorsun
sen benim
muþmula suratlý sevdiðimsin
          1 nisan 1996






     mal bildirimi

demek aþkýmýz mal bildirimine kaldý
o halde iyi dinle
yeni bir pabuç aldým kendime
ucuz tarafýndan
eskiler de duruyor bir yaný yýrtýk
ne cebimde param var fazladan
ne de bankada
zaman kredi açmýyor, anlarsýn yaný
yakamdaki uður böceði arkadaþýmýn hediyesi





     Mobutu’nun demokrasiye katkýsý

eþek deðiller ya
bir diktatörü beslesinler
sanayileþmiþ
demokratik ve insan haklarý tutkunu
devletler
silah satmýþ olamaz Mobutu’ya
olsa olsa
sanayisi ve demokrasisi olmayan
küçük devletçikler
belki de Papua Yeni Gine yapmýþtýr bu iþi
               Eylül 1997





     nasýl vazgeç dersin

nasýl vazgeç dersin beni sevmekten
kýrk yýlda bir aþýk olmuþum
hem bu gönül özgürlük tutkunu
seni mi dinler
          ocak 86











     ne biçim aþk

bu ne biçim aþk kýþ gelirken
çuvala mý girdi baharlar
yoksa
anlayamadýðým birþeyler mi var
yoksa uzun gecelerde
daha mý sevimli görünür
domates salatasý     (26 Kasým 1990)






     onbeþ yýl öncesi

bugün onbeþ yýl öncesine götürüyor
çimenler beni
ve onbeþ yýl sonra
belki de bu günlere getirecek
          mart 1988














     ok mýzrak ve yay

adamlar medeni
bak bir tanesi yere tükürür
çöp yada kaðýt atar mý
burnunu karýþtýran birini göremezsin
devlet vatandaþ için var
parasý yok diye
kimsenin saðlýðý ile oynanmaz
kalkýp da bu medeni insanlarýn
Mobutu gibi bir diktatöre
ve antidemokratik
ve de teokratik
ayný zamanda iþkencenin kol gezdiði ülkelere
silah satmasýný bekleyemezsiniz
adý geçen sicili bozuk yönetimler
olsa olsa
ok mýzrak ve yay sanayinin geliþtiði
ve henüz coðrafya kitaplarýnda yer iþkal edememiþ
kabilelerden alýyordur silahlarý






     ölümsüzlük

bu maddeler
benden önce de vardý
ve ben ben olmaktan çýktýðýmda
yine var olacaklar
          10 Ekim 1988



     öyle dalmýþým ki

öyle dalmýþým ki aþk öykülerine
unutmuþum kendimi
unutmuþum damarlarýmda makine yaðý aktýðýný
ve yüreðimin yerinde
bir kompresörün çalýþtýðýný
unutmuþum







     öykü

küçük bir krallýk varmýþ günün birinde
öylesine küçükmüþ ki
hiç topraðý yokmuþ
askerler muhafýzlar þunlar bunlar da yokmuþ
kral bir gün dað bayýr gezinirken
bir de ne görsün “güzeller güzeli bir kýz”
hemen onu maydanoz güzeli seçmiþ
ve aþkýný anlatmýþ
ama maydanoz güzeli krala yüz vermemiþ
bu öykü de böylece bitmiþ









     ok yaydan çýkmýþ

ok yaydan çýkmýþ
yaþamamak elde deðil
gönlüm bir güzele tutulmuþ
vazgeçmek elde deðil
aslýnda hiçbir þey elde deðil
kimin aklýna gelirdi Ýzmir’e gelmek
hukuða gitmek
ve 28 Aralýk 86’da
sana aþýk olmak
aramýzda kalsýn
aþk salatadan baþka bir þey deðil
ama bir vazgeçebilsem
          28 Aralýk 1986





     peri kýzlarý dans eder önümde

Ýstasyon caddesindeki zeytin aðaçlarý
ve direkler
beni affedin sizlere çarpýyorsam
elimde olmadan
düþünün ki yaþ yirmibeþ
ve peri kýzlarý dans eder önümde
affedin
kafa mý kalýr bu yetimde
          9 temmuz 89





     prenses

genç kýz prenses olmak istedi
masaldaki ülkede
söz verdi baþka þey istemeyeceðine
masal deðil mi bu
genç kýz kendini orada buldu
prensesti ama kendisiydi
herþeyin ona yabancý olduðunu
ve masallarýn masal kaldýkça güzel olduðunu
hayretle gördü
zor iþti prenses olup
sonra da hayal kýrýklýðýna uðramak
kendine dönmek istedi genç kýz
sözünü düþünerek
yoksa yalancý mý oluyordu
zamana karþý
               eylül 97






     sen varken düþüncemde

Ýstasyondaydým az önce
sahil niyetine
bir çay söyledim kendime
sonra bir ayran
ve kahve
gördüðün gibi kafam yerinde
hep sen varken düþüncemde
böyle oluyor
          haziran 89

     suçsuzluk karinesi

siz onu ahmetin külahýna anlatýn
onca dayak
ve sair uygulamadan sonra
karine mi kalýr ortada
babamý ben öldündüm abi
falanca yerin bombalanmasý
filanca kiþinin öldürülmesi
ve benzer olaylar
hep benim eserim
bu ifadeyi hiçbir baský olmaksýzýn
serbest irademle
ve de avukat bulundurmaya gerek duymadan verdim
babamýn yaþýyor olmasý benim sorunum deðil
aslýnda filanca kiþi ölmemiþ de olabilir
o da benim sorunum deðil
onbeþ ayrý kiþinin ayný cinayeti itiraf etmesi de beni baðlamaz
ben özgür irademle ifademi vermiþim arkadaþ
               9.7.1998






     sormayýn

nasýlsýn
diye sormayýn bana
bilmiyor muyum
bilemiyor muyum
bilemiyorum
     2 Aralýk 1985


     seni bu diyardan alýp kaçamam

seni bu diyardan alýp kaçamam
ne gideceðim bir evim var
ne de iþim
ben baþýboþ bir serseri
birþeyler düþünür
birþeyler yazarým
ama bunlar para etmez
ekmek elden su gölden
yaþar giderim
seni bu diyardan alýp kaçamam
          29 aðustos 1988





     sevgi kutsaldýr


sevecek nice deðerler vardýr
ve sevgi kutsaldýr
hayvanlarý seviniz dostlar
hayvanlarý seviniz











     sayýn para

ey sayýn para
sayende ben bile bir baþka görüyorum
kendimi aynada
eh artýk ben bile böyle düþündükten sonra
istediði gibi düþünsün herkes
               16 nisan 86





     þarap fýçýsýndan masalar

þarap fýçýsýndan masa yapýp
þarkýlar dinledik
bacaklarý güzel kargalardan
ille de insan haklarý arkadaþ
bir yudum þarap bir yudum insan haklarý
Bosna’da ölümler son bulacak
mesele Kuveytteki petrol kuyularý
bir yudum þarap bir varil petrol bir o kadar insan haklarý
bizdense eðer
en demokratik ve doðal hakkýdýr
insan öldürmek
bize rakip olacaksa
sineklere bile saygý göstermesini bekleriz
herkesin
anlýyorsun deðil mi
demokratik kardeþim
bunca nutuklarý boþa mý atýyoruz
               nisan 93



     toplantý

insan haklarý konusunda
yeni geliþmeler ve taným
sorunu üzerine yapýlan toplantýda
petrol kuyularýnýn bir mühendislik olayý olduðu
ve tartýþma konusu ile bir ilgisinin bulunmadýðý
oy birliði ile karar altýna alýndý
toplantýya katýlanlar
lüks bir lokantada yemeklerini yedikten sonra
daðýldýlar
               14.1.1995






     vazgeçemediðimi yaz

yastýðýn deðerini
yastýksýz gecelere yaz
güneþin sýcaklýðýný soðuk günlere
ve gülümseyen sevgiliyi yalnýzlýða yaz
yaban güllerini yaz
kýr çiçeklerini
ve vazgeçemediðimi
bunlar da senin defterine
          25 Ocak 1991







     tüm insanlarý seviyorum

Samsun’da lokantada
10 eylül 1986
saat 13.18
köfte söyledim
ardýndan tatlý
dýþarýdan belirsiz insan sesleri geliyor
düþünüyorum da
tüm insanlarý seviyorum
kim varsa yoldan geçen
tezgahýnýn baþýnda
ve dükkanýnda
kim varsa yaþayan
hepsini seviyorum hepsi kardeþim benim
ve hepsi beni kazýklamaya uðraþýyor
sözleþmiþ gibi









     yýldýz

bir yýldýz görürsem kayarken
dilek tutacaðým senin için
tüm dileklerin olsun diye
          eylül 87




     yýldýzlara göz kýrp

yaþamý sev tüm boyutlarý ile
selam gönder zamanýn ötesine
geçmiþe ve geleceðe
ve yýldýzlara göz kýrp arada bir




     yaðmur yaðýyor

bugün yaðmur yaðýyor Ýzmir’de
Samsun da yaðýþlýymýþ
yaþama sevinci duyduðumu söyleyebilirim
bugün belki de daha coþkulu akacak
Yeþilýrmak
belki ben de bambaþka olacaðým
               12 Kasým 1997





     yemen türküsü

ardýnda sevdiðini koyup
Yemen’e giden delikanlýlar
orada kaldýlar
Yemen’e gideni gelir mi sandýn
          1 Nisan 1996





     yalnýzlýðýn bittiði yer

yalnýzlýðýn bittiði bir yer var
sonsuz yalnýzlýklarda
bizim her þey
ve her þeyin biz olarak
zamanda var olduðu an
yalnýzlýðýn bittiði yerdir






     zamaný öldürüyorum

ne kara gözlü sevgili
ne baharýn renkleri...
felekten þikayetçi deðilim
ne yapmam gerektiðini düþünüyorum
verimli olmam gereken zamaný
öldürüyorum
          Ayvacýk 1983




     zavallýlar

can güvenliði yok
bosnada görev yapan
kahraman UN askerlerinin
ya Turayliç’i öldüren sýrplý
yanlýþlýkla
askerleri vursa idi

     kekliði düz ovada avlamak

onca silahlarý tasarlayan
binlerce beyin
aslýnda balýk tutmayý sevmezler
kekliði düz ovada avlamak gibi
türkü söylemeyi de beceremezler
silahlarýn
tarýmsal üretim ile de bir ilgisi yok
yaþasýn insan haklarý




     madem ki beni seviyorsun

madem ki bu yürek benim
madem ki seven ben düþünen ben
Maltepe’nin bilmem neresinde
bir öðlen vakti oturan ben
þartlarla ve kendimle dalga geçen ben
ve madem ki sen beni seviyorsun
kim ipler Birleþmiþ Milletlerin bilmem hangi kararýný
                    17 Temmuz 91












     dünya tek devlet olsa

dünya tek devlet olsa
bir kýsým insanlarýn hakký yenmez mi
kim silah üretir
kime satar
insan haklarý diye en çok baðýran
geliþmiþ pokemonlar
kime satar silahý
nasýl düzelir bütçe
o insanlarýn haklarý nerde
aç kalmaz mý silah tüccarlarý
          






     uçan canavarlar

hýçkýrýklar içinde
yataðýndan fýrladý
Hamurabi
uçan canavarlar gördüm
taþ ve ateþ atýyorlardý
Babil üstüne
zamaný ve tarihi yýkýyorlar
diyordu
gözyaþlarý içinde
          29.11.2002










     naklen yayýnda katliam


ýrak’tan söz ediyoruz
açlýk
hastalýk vs. doðal olaylar
yýllar öncesinden haber verip
naklen yayýnda insan öldürmek ise
uygarlýðýn ürünü
          17 mart 003







     özgürlük
     (Baðdat için)

özgürlük
bulutlar üzerinde
uçmak ise
onlarca kiþi özgür oldu
yüzlercesi sýrada
füzeler ve bombalardan ölecek
melek olup
bulutlar üstüne çýkacaklar
          Mart 2003






     Bir öðrencinin sorusu

Sayýn baþkan
sizin yakýnlarýnýz olsaydý
Baðdat’ta yaþayan
yine böyle duygusuz
yaðacak mýydý bombalar
          Mart 2003










     anlayamýyorum

Baðdat’a bomba yaðdýran
bir asker diyordu ki
biz onlara özgürlük getirmek için
buradayýz
anlayamýyorum neden bizimle savaþýyorlar
               Mart 2003






     esir

serbest býrakýlan
bir Iraklý esir
(10-12 yaþlarýnda yaralý bir kýz)
sedye ile götürüldü
          Mayýs 2003




güneþin çocuklarý

adýný duymadýðým ülkenin
güzelleri
sizler de benim gibi
güneþin çocuklarýsýnýz
sizi sevmem için
bir çok neden var
seviyorum anlýyor musun
ayný nedenler
sizin için de var
yer küreyi önüne al
ve bu türküyü dinle
güneþin senden baþka
çocuklarý da var
kendini sev
kardeþlerini sev
bir dost bir sevgili gibi
     20 Temmuz 2004






bilmece

aþýk olmak
sevmek görevimiz
aþk dediðin doða bilmecesi mi
yine bilemedin
     20 Temmuz 2004




     Bildiðimizi sandýðýmýz gerçeklerin çoðu baþkalarýnýn söylediði yalanlardýr 29.04.2003























Abecesel þiir listesi

1.     28 Þubat 91
2.     adým ahmet
3.     adýn soyadýn adresin
4.     akdenizin karþý ucu
5.     aklýndan geçse ya
6.     akþam karanlýðý
7.     alacaðýn olsun
8.     alýþtýk
9.     anasý ve oðlu
10.     anlayamazsýn
11.     anlayamýyorum
12.     aþk herþeydi
13.     aþk ve güzel
14.     aþkýmýzýn büyüklüðü
15.     ayakkabýlý þiir
16.     B.B den bacak takfiyeli demokrasi dersi
17.     balýkçý kahvesi
18.     bardaðýn dibindeki bira
19.     baþkasýnýn gözü
20.     batýk geminin hazinesi
21.     bazý yasalar deðiþmez
22.     beni düþünme
23.     benim gibi
24.     beþ dakika
25.     bildiðimizi sandýðýmýz
26.     bilmece
27.     bilseydim baþýma gelecekleri
28.     bir ayrýlýk sahnesi
29.     bir baþka dünya
30.     bir baþka savunma
31.     bir çizik çek gençliðime
32.     bir daha yanýlmak yok
33.     bir dekanýn diðer anýlarý
34.     bir doktor sevdim
35.     bir garip þeyler
36.     bir öðrencinin sorusu
37.     bir resmimi çek
38.     bir sað ayak bir sol ayak
39.     býrakýn çocuklar
40.     bizim üniversite
41.     bu iþte bir cinlik var
42.     cam
43.     çay ocaðý kapanmýþ
44.     daðdaki alabalýk
45.     dalgýnlýk
46.     davet
47.     dinle güzel kýz
48.     doðal þey
49.     dostluk
50.     doyumsuz insanlar
51.     duruþma düzeni
52.     duydun mu
53.     duyun kendinizi
54.     dün sabah
55.     dünya tek devlet olsa
56.     esir
57.     eylem
58.     ezbere
59.     falcý kýz
60.     farkýna varmadým
61.     Galata’nýn sonuna doðru
62.     garip bir komedi
63.     garip þeyleri seviyorum
64.     geçen yýl
65.     gel de þaþýrma pusulayý
66.     gezinen iskeletler ülkesi
67.     gitti dört çeyrekten biri
68.     güller soldu
69.     gülümsüyordu
70.     güneþin çocuklarý
71.     güzel kýz
72.     güzellik yarýþmasý
73.     hayal imparatorluðu
74.     hint kumaþý
75.     hizmetçi
76.     hukuk dersi
77.     iki adet suçsuz idam mahkumu
78.     insan haklarý (iki)
79.     insan haklarý
80.     insanýn özü
81.     iskeletlerin dansý
82.     Ýstanbul’da güz yaðmuru
83.     istifa ediyorum
84.     kaç paralýk
85.     kapýya vardýðýnda
86.     Karadeniz’de
87.     karar
88.     kargalar
89.     Karþýyaka’lý kýz
90.     kayýp eþya bürosu
91.     kedilerden sorulur
92.     kekliði düz ovada avlamak
93.     kendine benim gözlerimle bak
94.     kimlik
95.     kimse demir atmaz
96.     köþedeki kýrmýzýlý
97.     külahýma anlat
98.     maddenin en komik hali
99.     maddenin komik hali







100.     maddenin komik haline iliþkin bilirkiþi raporu
101.     madem ki beni seviyorsun
102.     mal bildirimi
103.     mavilim
104.     mektup
105.     Mobutu’nun demokrasiye katkýsý
106.     mucize
107.     muþmula
108.     mutluluk
109.     naklen yayýnda katliam
110.     nasýl vazgeç dersin
111.     ne biçim aþk
112.     ne sanýyorsun
113.     nisanlar hep özel günlerdir
114.     nobel ödülü
115.     ok mýzrak ve yay
116.     ok yaydan çýkmýþ
117.     otuzbeþe deðiþik bir yaklaþým
118.     ölümsüzlük
119.     öykü
120.     öyle dalmýþým ki
121.     özgürlük
122.     papatyalarý yolma
123.     peri kýzlarý dans eder
124.     prenses
125.     roman kahramaný
126.     salata
127.     savaþçý
128.     seçme þansý
129.     sefil köle
130.     sen bensiz de mutlusun
131.     sen sardýn
132.     sen varken düþüncemde
133.     sen yoksun
134.     seni bu diyardan alýp kaçamam
135.     sevda dediðin
136.     sevgi kutsaldýr
137.     sýcaklar artýnca
138.     sonbahar
139.     sormayýn
140.     soykýrým anýtý
141.     söyleþi
142.     suçsuzluk karinesi
143.     þarap fýçýsýndan masalar
144.     þekil almýþ enerji yumaðý
145.     tamamdýr bu iþ
146.     telefon kulübesinin önündeki kýza
147.     tepeme çýkarma cinlerimi
148.     terziler
149.     toplantý
150.     tüm insanlarý seviyorum
151.     uçan canavarlar
152.     ülke sýnýrlarý yapaydýr
153.     üniversite holding a.þ
154.     varsýn eskisi gibi aksýn
155.     vazgeçemediðimi yaz
156.     yaðmur yaðýyor
157.     yalnýzlýðýn bittiði yer
158.     yarýn
159.     yaþamý sev
160.     yazýk deðil mi
161.     yemen türküsü
162.     yeþil gözlü kýz
163.     yýldýz
164.     yýldýzlara göz kýrp
165.     yol gelir bilinmezden
166.     zamandan kalan
167.     zamaný öldürüyorum
168.     zavallýlar





Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn toplumcu kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
1001 Gece Masallarý
Odabaþ Tüm Þiirler
Kuklacý Amca
Zaman Geçermiþ
Odabaþ Tüm Þiirler 2
Çocukluðumu Aramýyorum
Yanlýþ
Libya"nýn Gözyaþlarý
Biraz Daha Fazlasý
Eylül - Ekim,kasým, Aralýk 2011 Günce (Þiirler)

Yazarýn þiir ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Kukla
Buluþalým
Çay Koy Ortak
Çay Koy Ortak
Geliyorum Ortak
Zamanýn Yaptýklarý
Akrabalar
Çýk Aradan Samsun
Sevgili Ortak
Aþkýn Anatomisi

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Kitaplar Üstüne [Öykü]
Suriyeye Anayasa [Öykü]
Yanký [Roman]
Masum Bir Gen'in Ýtiraflarý [Deneme]
Rastlantý ve Uygarlýk [Deneme]
Köy Enstitüleri Neden Kapandý [Deneme]
Eðitim, Hukuk Eðitimi, Ölçme ve Deðerlendirme [Deneme]
Trabzon - Ýzmir [Deneme]
Ulusal Arpalýklar ve Üretim [Deneme]
Edirne'den Hakkari'ye [Deneme]


Ahmet Odabaþ kimdir?

1963 Çarþamba/Samsun doðumluyum. Serbest avukat olarak çalýþýyorum. (Ýzmir'de)

Etkilendiði Yazarlar:
Karacaoðlan, Pir Sultan Abdal, Hayyam, O Veli, Aziz Nesin,


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ahmet Odabaþ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.