Yalnýzlýk güzel birþey, ama birilerinin yanýnýza gelip yalnýzlýðýn güzel birþey olduðunu söylemesi gerekir. -Balzac |
|
||||||||||
|
Ayvacýk’ta araþtýrmacý gazetecilik yaptýðým, yani bitkiler konusunda araþtýrma yaptýðým bir dönemde, kavak aðacýnýn, çelik ile çoðaltýldýðýný öðrendim. Geçip bir kanada kavaðýnýn karþýsýna, senden ne kadar çelik çýkar diye hayran hayran bakýyorsunuz. Çelik dediðimiz kurþun kalem büyüklüðünde bir dal parçasý. Onlarca, yüzlerce, belki de binlerce. Bir kavak aðacýndan yüz tane kavak fidaný yetiþtirdik. Peki, yetiþen kavaklar birbirinin ayný mý. Büyük kavak ile ayný mý. Ya da hangisi büyük kavak, hangisi deðil. Deðil yok. Ayný bütünü parçalara ayýrýyorsunuz. Ama bir canlýlýða son vermiyorsunuz. Yoktan bir canlý da meydana gelmiþ deðil. Okaliptüslerin o küçücük tohumlarýnýn çimlendirildiðinde, çok hýzlý bir þekilde yüzlerce, binlerce fidana ulaþýyorsunuz. Tohumlar ana gövdenin ne kadar parçasý, bunu merak edebilirsiniz. Dut meyvelerinin içinde pek çok tohum olduðunu biliyor musunuz. Bir tane duta uygun ortam saðlarsanýz, ayný yýl içinde birçok fidanýnýz olabilir. Bir incir meyvesinin içinde kaç tane çekirdek olabilir. Oturup hesaplayabilirim. Ancak þu anda bu bilginin bir pratik yararý yok. Yüzlerce fidan yetiþtirmenize yetebilir. Ýnciri tohumdan çoðaltabileceðiniz gibi, çelik ile de yetiþtirebilirsiniz. Ýncir bahçesi kurmak için istediðiniz kadar çelik bulabilirsiniz. Ama sevmeniz gerek, isteyerek yapmanýz gerek.... Bir çuval cevize, kocaman bir ceviz ormaný gözü ile bakabilirsiniz. Bir avuç çam fýstýðý içir de ayný þey. Bir adet incirin kocaman bir incirlik oluþturduðunu düþünün. Bir avuç dut koca bir orman olacak, küçücük tohumlar dev aðaçlara dönüþecek. Dev sekoyalarýn tohumlarý ne kadar dersiniz. Küçücük... Konuyu daðýtmayalým lütfen. Kavak dallarý, ana kavak ile özdeþ mi. Birbiriyle özdeþ kabul ettiðimiz koca kavaklýklar. Binlerce kavak... Demek ki, tek parça halinde olmadan da bütün olunabiliyor. Burada azýcýk durup, düþünelim. Ayrý ayrý görünen parçalar aslýnda tek bütünü temsil ediyor. Bir kavak dalýndan yetiþen ikinci kavak öldüðünde, ana kavak veya onun diðer parçalarý ölüyor mu. Hayýr, ölmüyor. O halde yaþam devam ediyor. Tüm kavaklar yok olmadan, ana kavaðýn yok olduðunu, öldüðünü düþünemeyiz. Ýnsanlar için durum nasýl. Biz hangi ana parçanýn devamýyýz. Yukarýda sormuþtuk, her ulusun ayrý bir Adem ve Havva’sý mý var. Hayýr. Tüm insanlar, kavak örneðinde olduðu gibi, bir ana insanýn devam eden parçalarý. Aslýnda biz sevdiðimizle özdeþiz. Aslýnda biz insanlýðý severken, kendimizi seviyoruz. Sevdiðimiz insanda kendimizi seviyoruz. Baþka ülkelerde, baþka sýnýrlar içinde yaþayan parçalarýmýz, aslýnda bizden farklý deðil. Aslýnda biz onlarýz, onlar biz. Peki diyeceksiniz, diller, renkler, kültürler vs. vs. Bunlarýn bilimsel anlamda ciddi farklar olmadýðýný sanýrým ilgili bilim insanlarý açýklayacak. Ciddi farktan öte, uygarlýklarýn kökünde tesadüflerin bulunduðunu göreceðiz. Düþünün, Mýsýr devletini kuran insanlar þimdi nerede. Hititler, Babiller, Asur’lar, Fenikeliler... nerden geldi, nereye gittiler. Hiçbir yere gitmediler. O uygarlýklarý kuran insanlar, bizim parçalarýmýz. Biz onlarýz. Bunu söylerken, zamansal uzaklýðýn, coðrafi uzaklýðý ciddiye almayýn. Bu arada bakterilerden söz ederken, bakteri kardeþlerimiz diyen bilim adamýna sevgi ve saygýlarýmý gönderiyorum. Yine elektrik, elektronik, týb vs. bilim alanlarýnda çalýþmalarý ile bugünkü modern yaþamý hazýrlayan tüm insanlara sevgi ve saygýlarýmý yolluyorum. Ulaþým, inþaat teknolojisi, matematik, fen bilimleri ve düþünmeyi gerektiren her alanda çalýþan tüm insanlara sonsuz teþekkürler. Onlar benim geçmiþim ve yaþayan zamaným. Onlar benim parçalarým. Siz farklý bir þey düþünüyor musunuz; düþünmek serbest. Tanýdýðýnýz veya tanýdýðýnýzý sandýðýnýz veya tanýmadýðýnýz bir insanýn gözleri ile, dünyaya, insanlara bakacaksýnýz. Buyrun beraber gezinelim. hayal imparatorluðunun sonuna doðru gerçek diye yaþadýðýn hayaller yarýn son bulacaklar kendinle baþbaþa kaldýðýn zaman bir gülümsemelik zaman ayýr bana da 17 Kasým 2003 insanýn özü yaptýðý eþeklikleri gizlemek için yapmadýk þebeklik býrakmaz fazla mý özet oldu olsun sýnav sorumluluðu bu kadar Kasým 2003-16.08.2008 mektup sevgili domates þu an sýnav zamaný ne kadar sakin görünsem de fýrtýnalar kopuyor düþüncemde saat yaklaþýk 23 korkunç uykum var ve gidip yatacaðým biliyor musun umrumda deðil sýnavdan alýnacak not kim ölçer kimin yaþamýný ben kendime düþeni yaptým ve yapabileceklerim bu kadar irademi aþamam ben bir kimyasal düzeneðim senin gibi elimde olmadan yoruluyorum düþ görmem gerekiyor bir þeyler düþünüyorum çok þey düþünüyorum ve sevgili domates birþeyler anlatmam gerekli birileri beni dinlemeli anlamaya çalýþmadan þu an sen dinliyorsun ama sevdiðinden deðil elin mahkum da ondan yani mecburiyetten sen ki hayali sevgili sen ki rüya ve gerçek arasý garip bir duygu bak karþý koyamýyorsun anlattýklarýma biliyorum istesem beni seversin çünkü sen bir hayalsin ve iplerin benim elimde ama sevgili domates ne fark eder ki þu anda yalnýz ben hissediyorum gövdemin sýcaklýðýný ve yalnýzca ben duyuyorum yüreðimin çarpmasýný eðer yok edebilsek kendimizi düþüncemizle bizden baþkasý fark etmez yokluðumuzu ve biz de fark edemeyiz çünkü anlamý kalmaz yokluðun sevgili domates insaný yalnýzca kendisi anlar tam olarak ve o da çoðu zaman yanýlýr 25 Kasým 1986 iki adet suçsuz idam mahkumu iki adet suçsuz idam mahkumu yaþamýn anlamýný tartýþýyor demir parmaklýk arkasýnda üç ayrý gazetede beþ ayrý yalan ne demek lan þüpheden sanýk yararlanýr sen o kocaman gazetelerden daha mý iyi bileceksin olayý hem de itiraf etmiþsin aslanlar gibi biz de merak ediyoruz elbette kendileri dayanabilir mi iþkenceciler yaptýklarýna olsun idamý bekleyen onlar deðil zerre kadar acý duymazlar ve üzüntü sen iþkenceciden daha mý iyi bileceksin olanlarý üç gazete üç iþkenceci asýn hadi iki genci sahi yaþamýn anlamý demiþtik biz niye buradayýz yaþamýn anlamý hapishane mi peki insan yaþamý petrol kuyularý ile karþýlaþtýrýlabilir mi kaç dolar kaç sent eder ya insan haklarý mahkemesi ne yapar ya da bir þey yapar mý zaman mahkemesi bizi akladýðýnda gençliðimizi kim geri verecek 26.8.2000 bir baþka savunma ne demek not dediðin þey bilimsellikten uzak anlamsýz sayýlardýr sýfýr bile çok anlamlý bir sayý bu konuda ciltler dolusu kitaplar yazýlmýþtýr siz notlara anlamsýz sayýlar diyemezsiniz matematikte sayýlarýn büyük önemi var aðustos 2000 bir dekanýn diðer anýlarý fakülte bahçesinde elindeki ders notlarýný hafýzlamaya çalýþan öðrenciyi 10 saniye geç geldiðini gerekçe gösterip sýnava almadým var mý itirazý olan hem sýnava girse ne olur girmese ne olur notu ben veriyorum girse de hava alýr girmese de girmeden hava almasý usul ekonomisine de uygun olur patagonya üniversitesinden saygýlar bizi izlemeye devam edin aðustos 00 henüz dekanlýk görevine atanmamýþ bir müstakbel dekanýn anýlarý notlarý beðenmeyenler dava açsýn arkadaþlar sýnav kaðýtlarý bize geliyor bilirkiþi olarak sizin açýnýzdan sonuç deðiþmiyor bize ise tatlý parasý oluyor bilirkiþi ücretleri beyfendi patagonya üniversitesi hukuk fakültesinde dekan adayý idi dekan oldu vatana millete hayýrlý olsun üniversite holding a.þ. ekonomik girdiler kelle baþýna hesap edildiðinde çok öðrenci çok para demek sýnýfta býrakacaksýn arkadaþ bir yýl iki yýl....oniki yýl sorarlarsa -ki kimse sormaz- çalýþmýyor bu öðrenciler dersin bak geçenler nasýl geçiyor eylem iki öðrenci eylem yapsa oniki kiþi göz altýna alýnýr beþi dövülür yedisi mahkemeye sevk edilir ilahi patagonya komik yaratýk sefil köle canlýlýðýn þifrelerini iletmek için uzaklara çalýþýr aþýk olur yemek yer kavga eder aþký ve gururu için dünyalarý yýkar bilmez ki tek görevi þifre taþýmak ne dersin iþte komik yaratýk 3 eylül 2000 sevgilim ah sevgilim böyle bir aþký görmezden gelemezsin Ýsviçre ayakkabý Amerikan kot ve Fransýz gömlek giydiðimi bilmiyorsun bilmiyorsun ki son model mersedes ve dubleks bir evim ayrýca yatým ve atým var Ýsviçre bankalarýndaki paralarýmdan daha söz etmedim hem bir iki aya da kalmaz karýmdan boþanýrým ah sevgilim bir aþk ancak bu kadar yüce olabilir 31 Ocak 89 anlayamazsýn anlayamazsýn anlayamazsýn anlasan da zaten bir þey deðiþmez bir öðrenci lanet olasý öðrencilik sona ererken yorgun yüzücünün son kulaçlarýný atýyor sahile doðru 12 Aðustos 88 beni düþünme beni düþünme sakýn eðer yaþ yoksa gözlerimde aðlamýyorum ve eðer mezarlýkta deðilsem bil ki ölmedim düþünme sakýn ben hep böyleyim 13 Ocak 1980 sen bensiz de mutlusun sen bensiz de mutlusun ve yaþamak güzel ben her zamanki gibi karmakarýþýk bir dileðim isteðim özlemim yok benim olmayan hiçbir þeyi istemiyorum güller soldu güller soldu da tükendi mi çiçekler baharlar çuvala mý girdi düþüncem yok þimdilik yaþam hakkýnda her þey anlamsýz ve ben yalnýz yalnýzlýðým da anlamsýz doðal þey yaþamýnda yaptýðý en doðal þey aþýk olmaktý ve en büyük yanlýþ domatesi sevmekti þimdi her þey bambaþka hint kumaþý ne sen ne de ben kendimizden baþka bir þeyiz yazýk deðil mi Kadýköy’de Karaköy iskelesi saat 20.45, 16 Aðustos 91 görülecek birþeyler her zaman vardýr tam anlamýyla satýlmýþ bir delikanlý örneðini bile bulabilirsiniz Kadýköy’de az sonralar ve yarýn sabahlar kaçýnýlmazdýr dedim ya görülecek birþeyler her zaman vardýr yarýn iþin olmasa olmaz mýydý yazýk deðil mi bu delikanlýya 16 Að.91 istanbul’da güz yaðmuru Ýstanbul’da 4 Ekim akþamlarýndan biri asker olduðum piyadeleri oynuyorum bir yýldýr yarýn biryerlere gidecekmiþ bensiz kendim anlatamadým duygularýmý ama Balkanlar’dan gelen soðuk hava ve yaðmur isyan ediyor benim yerime yarýn biryerlere gidecekmiþ bensiz gitsin bakalým 4 Ekim 1991 külahýma anlat saðýmda saat kulesi solumda deniz Konak Meydaný ana-baba günü sen yalnýz olmadýðýný külahýma anlat ve aþkýný baharýný bilmem neni bilmem neni Konak 13 Nisan 1991 kimse demir atmaz kimse onsekiz yaþýna demir atmaz yolunun üstüdür uðrar ve geçer Ocak 1997 söyleþi 35 yýl yaþadýn baþka ne yaptýn 5 Mart 1997 býrak olduðu gibi kalsýn býrak Ahmet yemeði kahvaltýyý çayý sana mý kaldý stajyer avukatlarýn tanýþmasý daha güzel þeyler var Ýzmir sokaklarýnda kumaþ sanayinin yarattýðý harikalara bak bak bir kere terziler nasýl da konuþturmuþlar yeteneklerini 13 Mart 1990 iskeletlerin dansý dans ediyor insanlar genç ve güzel dans zaman çizgisinde gözümü kapayýp açtýðýmda iskeletler görüyorum ayný sahnede dans ediyorlar sarmaþ dolaþ sahneye çýkýyorum yanýmda doða harikasý bir arkadaþ gözümü kapayýp açtýðýmda kollarýmda bir iskelet kendime bakamýyorum 18 Aðustos 98 zamandan kalan harmana diktiðim çýnar aðacý ondördünü doldurdu onüç yýldýr hukukla haþýr neþir oluyorum öðrendiðim basit bir formül ensen kalýn deðilse boþuna konuþma hak hukuk adalet eþitlik gibi þeylerin aslýnda masum birer sözcük olduðunu öðretir zaman 21 Haziran 1997 nisanlar hep özel günlerdir nisanlar hep özel günlerdir bu çocuk için bak sevdiðim aþkýmýz sandýðýn gibi deðil yer ve zamanda yakýnlýk ve hormonlar arasý bayram havasý kazanan hep doða olacak 30 Nisan 95 maddenin komik hali sen bir madde yýðýnýsýn kalsiyum demir fosfat azot oksijen ve benzerleri ben bir madde yýðýnýyým ayný þekilde bu ne biçim komedi aþktan sözediyorsun Kasým 1996 papatyalarý yolma kalkmýþ nerelerden gelmiþ sevdiðin yakýn olmak için sen ise seviyor sevmiyor diye papatya yoluyorsun aslaným daha ne bekliyorsun Beyazýt ya da Taksim Meydaný’nda miting mi düzenlesin seviyorum diye 10.7.1998 ülke sýnýrlarý yapaydýr ülke sýnýrlarý yapaydýr kuþlar sýnýr tanýmaz hangi leylek hangi devletin vatandaþý bilen var mý bazý yasalar deðiþmez eþitsizlik içinde eþitlik olmaz kurdun yaþama hakký kuzu ile sürer maddeler canlý canlýlar madde olur zayýflar yok olup güçlü bünyelere katýlýrlar yaþama hakký özgürlük ve insan haklarý söylevleri mikroplar için hükümsüzdür aslýnda söylevciler de inanmazlar söylediklerine hak denilen þey ne ki havada uçuþan sözcükler garip bir komedi þimdiki zaman sahnesine koyup yaþadýklarýmý gelecekten bakýnca kendime garip bir komedinin orta yerinde görüp yaptýklarýmý eðleniyorum 13 Ocak 1989 B.B’ den bacak takviyeli demokrasi dersi Kurban bayramýnda kesilen hayvanlara nasýl da isyan ediyor B.B. haným Bosna’da Sýrp kasaplarý boðazlarken çocuklarý ve yaþlýlarý ve kadýnlarý yani insanlarý mehtaplý bir gecenin derinliðinde bacaklarý ve sair organlarý ile demokrasi dersi verir malum haným ve eþitlik ve insan haklarý ve benzerleri . alýþtýk alýþtýk artýk bu seslere adým adým arkamýzda yenilginin ayak sesleri olsa gerek zamana ve þartlara 19 ekim 1990 kargalar bir sen deðilsin ki güzelim beni görmeyen bak kargalar bile aldýrmýyor bu delikanlýya Maltepe 1991 sonbahar sonbahar türküsünü söylerken Karadeniz daðlarýnda kimse bilmez düþüncemde ne var haberi yok hiç kimsenin gözyaþlarýmdan terziler hayraným þu terzilere el kadar eteðe nasýl da sýðdýrýrlar bir karýþlýk yýrtmacý 22 Eylül 1989 insan haklarý insan yaþamýnýn bazen petrol kuyularý kadar bile önemli olabileceði söylenmektedir Aralýk 1992 gülümsüyordu Ýzmir Adliyesinde bir çocuk 7-8 yaþlarýnda sanki düðüne gidiyorlar diyordu boþanmak isteyen ana ve babasý için 1995’te duruþma beklerken aþk ve güzel en güzel çiçek hangisi ya en güzel hayvan peki aþýk olduðun þey bunlardan biri mi bana kalýrsa deðil aþýk olduðun þey güzellik deðil 13.8.1996 þekil almýþ enerji yumaðý ben herkes olabilirdim ve herkes ben dünyanýn en ilkel insaný ya da en sevecen ya da bunlar arasýnda bir þey ben her þey olabilirdim ya da her þey ben sonsuz evrende þekil almýþ bir enerji yumaðýyým aslýnda ben herþeyim herþey ben adýn soyadýn adresin söylesene ahmet kime ne senin türkünden gözünde yaþ gönlünde ateþ varmýþ ve fýrtýnalar kopmuþ düþüncende kime ne adýn soyadýn adresin sabah kahvaltýn ya da çorabýnýn markasý kimi ilgilendirir söylesene ahmet sen domatesi sevmiþsen kime ne bundan sen yoksun sen yoksun ahmet var olan senden bambaþka bir þey sen dünkü sen deðilsin ve yarýn asla bugünkü sen olmayacaksýn yine unutma adýn yalnýzca bir sözcük ama sen sözcük deðilsin mutluluk ayýn parladýðý yýldýzlarýn yandýðý yer bizim dünyamýz ve sonsuz yýldýzlardaki sonsuz dünyalar bir dileðim var duyarsanýz beni eðer mutluluk olacaksa herkesin olsun 9 Haziran 1983 tepeme çýkarma cinlerimi ey benim muþmula güzeli sevdiðim olup olmadýk yerde aklýma gelip de niye tepeme çýkarýyorsun cinlerimi ya aklýma geleceðine gerçekten gel ya da oynatýp durma beni 20 Þubat 1983 hizmetçi sadýk birer hizmetçiyiz bizler aþkýmýz sevdamýz karagözlü yarimiz ve ne varsa güzelden yana düþündüðümüz hepsi doðaya hizmet için 4 Eylül 1996 güzel kýz güzel kýz inmek zorunda mýsýn otobüsten gönlümü alýp gitmek hayallerimi yalnýz býrakmak zorunda mýsýn aklýndan geçse ya aklýndan geçse ya sokak lambasýnýn yanýnda soðuk duygusuz rüzgarlar ve yaprak seslerinin altýnda sevdalý bir kedinin kendini beðenmiþ kocaman burunlu bir güzele dizeler yazdýðý aslýnda biliyorum akýllý iþi deðil bu belki üþütmüþ olacaðým yarýn burnumu çekeceðim ikide bir daha sýký sarýlacaðým ceketime sýrf birkaç dize uðruna sýrf sevdirmek için kendimi sana 6 ocak 87 mavilim mavilim beni gördün mü yanýmdan geçerken hani Sungurlu’da yanyana dururken otobüslerimiz çýkýp serin havada gezinmiþtik ya sen benden habersiz ben ise dörtköþe mavilim olmuyor böyle 1989 varsýn eskisi gibi olsun varsýn eskisi gibi aksýn Yeþilýrmak eskisi gibi dalgalansýn Karadeniz boþver býrak anýlar baþbaþa kalsýn sen yabangüllerini kýr çiçeklerini anlat sevgi telinden çalsýn sazlar yaþamý sev yaþamý sev üç boyutu ile selam gönder zamanýn ötesine geçmiþteki ve gelecekteki dostlarýna ve yýldýzlara göz kýrp arada bir telefon kulübesinin önündeki kýza Tuzla’dan selam gönderiyorum takvimlerin acele ile geçiþtirdiði günlere Ýnciraltý’na saatlerle oynamak istemiyorum ve zamanla olmayan aþkýmýzýn pembe tablolarýna gülümsüyorum nasýl bir aþktý nasýl bir aþktý tatlý mý tatlý bir kýz zakkum gibi sevsen zehrinden vazgeçsen kahrýndan ölürsün ya da benim gibi divane dolanýr durursun tamamdýr bu iþ pembe gözlük tak demiyorum ama at gözlüðü de olmasýn gerçekçi ol bir nal bulduysan eðer sevin üç nal bir at daha bulabilirsin ama düþün ki bulamadýn ümitlerin var ve bir de nalýn boþver kalanýný pembe gözlük tak demiyorum gerçekçi ol yeter 21 aralýk 90 doyumsuz insanlar doyumsuz insanlarýn içkisi oldu kanlar kumar oynadýlar birimi insan olan paralarla kurallar kuralsýzlýklar ve silahlar konuþtu yine içkiler yine paralar ve silahlar yaðmur bugünkü yaðmurda Kadýköy’de ne iþin vardý yine kýz tavlamaya gittin yine kimse pas vermedi o yoktu deðil mi akþam karanlýðý akþam karanlýðý ve sis birbirine girmiþ çiseleyen yaðmur ile sürüyor Tuzla’da yaþam böyle zamanlarda herkes ve her þey birbirine benzer gerçek olan ile olmayan arasýnda ufak bir aldatmaca ya her þey düþ ya da tüm düþler gerçek sesler karmaþýk dünyalar gibi herkes çok yakýn birbirine ve çok yabancý Tuzla’da gün batýmýný dinlediniz 6 kasým 90 28 þubat 91 bu akþamýn þiirini de yazalým küçük ayýn son günü kafayý zamana takarak keçilerle uðraþmak istemiyorum benim hiç keçim olmadý keçi isterim aþýk mýyým yoksa isterim isterim bahar gelsin maydanozlar yeþersin zamanla uðraþmak istemiyorum bana sormuyor zaten geçsem mi diye köprüler ve sular karýþmýþ yirmi yýl mý geçti yazdýðýmýn üstünden yüze az kaldý geçmiþ zamana selam geleceðe selam yine son günü küçük ayýn salata burnu büyük biri olduðumu sanýyordu bilmiyordu ki iþin aslý domates salatasý ve ben deliler gibi seviyorum salatayý sen sardýn sen sardýn baþýma domatesi koþturdun beni Altay’a kadar koþturdun beni yaðmur altýnda þimdi de diyorsun olmaz böyle þey kim çarptý yamulttu seni kim diyorsun bilmez gibi sevdam ile kafa buluyorsun kendince ne sanýyorsun ne sanýyorsun daha mý çok düþüneceðim seni deðerin mi yükselecek borsada daha güzel þiirler mi yazacaðým benden kaçtýkça seni gidi seni iyi ki ekonomi okudun birinci sýnýfta kapýya vardýðýnda sen yine ders çalýþtýðýmý san bir baþýma kafeteryada rahatsýz etmemek için baþka masaya gidiyor havasýna gir selam bile verme geçerken yanýbaþýmdan gözlerini kaçýr aman göz göze gelmeyelim sonra bakýþlarýn gülümser merhaba der bana hatta hiç farketmemiþ gibi büyük harflerle espiri yap geçerken gülüþlerin masama kadar gelsin hem duymayayým hem de duymuþ olayým seni hiç etkilenmediðini göster varlýðýmdan çýkar cebinden metal parayý yazý tura at sanki baþka þeyler düþünüyor sanýrým seni ve giderken sakýn benden yana bakma öte yanýný dolan kafeteryanýn beni düþündüðünü anlamayayým kapýya vardýðýnda dönüp bakmayý unutma ardýna anlamam nasýl olsa bana baktýðýný gülümse içten içe kararsýzlýðýna gülümse bana gülümse o kalabalýkta acýmasýzca ders çalýþtýðýma ne kadar duygusuz olduðuma her þeye gülümse biliyor musun gülümseyince çok güzel oluyorsun 1 Þubat 1987/Samsun duruþma düzeni duruþma düzenini bozdu diye avukat cezalandýrýlmaz ama benim düzenimi bozdu diye domates cezalandýrýlýr salata yapar afiyetle yersin doðrar ekmeðinin arasýna kor öyle yersin elma gibi ýsýrýrsýn domatesine göre deðiþmek koþulu ile yalnýzca öpersin gönlümüz yaþýmýz büyüyor ama gönlümüz hala çocuk küçük þeylere üzülüyor küçük þeylerle mutlu oluyoruz karadenizde sen hiç Karadeniz'de çay içtin mi benimle ben her gün seninleyim baþkasýnýn gözü kendine baþkasýnýn gözüyle baktýn mý hiç örneðin bir an kendini benim yerime koyup dalgalý saçlý güzele göz kýrptýn mý seçme þansý bize yolculuk göründü seçme þansýmýz yok ölüm Allahýn emri ayrýlýk aþk yasasýnýn hiç düþündün mü ve hiç düþündün mü gideceðini seni beklemeden elveda demeden ve el sallamadan belki de hiç düþünmeden seni söyle gitti mi sevdiðin kaldýn mý kendi halinde biraz mahzun biraz düþünceli yapayalnýz saymayý öðrenince saymayý öðrendiðim zaman önce kendimi saydým acaba kaç taneyim diye elbette bir çýktý sonuç ama birþeyler kaldý kafamý karýþtýran acaba hangi bendim bir tane olan kedilerden sorulur bu ay kedilerden sorulur bu ay bahar, gökyüzü ve yýldýzlar ve çatýlar ve aþk salata ve domatesle avutmazlar ya kendilerini benim gibi üç yaný açýk kilitli kapýlar ardýnda bilmem hangi zamandaki dalgalý saçlý güzelin ayakkabýsýnýn numarasý tarihe karýþtý elbette leyleðin getirdiði çocuklar kedilerden sorulur bu ay bahar, gökyüzü ve yýldýzlar ve çatýlar ve aþk Maltepe 28 Mart l991 bir çizik çek gençliðime eðer kredi alabilseydim gelecekten ya da ilerletebilseydim ahbaplýðý zamanla bir kalem oynat deseydim çocukluðumda ya da bir çizik çek gençliðime belki de bambaþka bir ben olacaktým o zaman kim bilir belki þimdiki gibi düþünmeyecektim yani ben ben olmayacaktým o zaman yine de kararsýzým bu konuda öyle ben olmayacaktým da böyle ben miyim sanki sevda dediðin sevda dediðin bir çýkmaz sokak dönsen olmaz akþam oluyor ve gitsen...bütün yollar Baðdat’a varýyor uçmaktan baþka þansýn yok o da imkansýz hadi...Baðdat’a gidiyor ocak-þubat 98 savaþçý ölesiye vuruþur savaþçý gücü bitene kadar kazanýrsa eðer bu çarpýþmayý buruk bir yenginin mutluluðunu yaþar fakat ölürse ne yenilginin anlamý kalýr onun için ne de yenginin þubat 88 adým ahmet adým ahmet salata yapmayý düþünmüyorum hele yemeyi hiç aþk denen kavram bana göre palavra domatesi seviyorum 20 þubat 88 mucize bir mucize deðil mi rastlantýlar ve bir rastlantý deðil mi yaþamak þubat 88 þiir okur dalgalý saçlý güzel þiir okur dalgalý saçlý güzel meçhul sevgiliye ve bir hayal kahramaný düþüncelerin yarattýðý bir zavallý olduðunu anlayamadan coþkusunu yaþar saf hayallerin þubat 88 sýcaklar artýnca önce sýcaklar artar hafiften sonra ýsýnýr toprak tohumlar çimlenmeye baþlar ardýndan kýsalýr etekler tüm cömertliðini gösterir yýrtmaçlar bir kýz gülümser karþý masada karar veremem aþaðý mý baksam yukarý mý avucumu yalarým yavaþtan gençliðim böyle ciddi memleket meselelerine takýlýr gider ((Nisan 1-2-3 88) geçen yýl geçen yýl bir nisan günü sýrýlsýklam ýslanmýþtým yaðmurda ve sýrýlsýklam aþýktým ve oldum olasý aþka inanmadým 1 nisan 88 yarýn yarýn bu günü özleyeceksen eðer bugünü sevmek için yarýný ne diye bekleyeceksin 15 nisan 88 falcý kýz fala inanýyorsa eðer azýcýk iskambil karýþtýrýp da bana mutlu geleceðimi okuyan falcý o da seni seviyor dediðinde belki de anlamýþtýr neden kýzardýðýmý 4 temmuz 88 aþkýmla ilgisi olmayan þiir vazgeçtim sevdadan þiir yazmaktan ve seni düþünmekten þimdi yalnýz modern bir sera ve kýþýn ortasýnda domates yetiþtirmek gibi basit hayallerim var. yok vallahi bu þiirin aþkýmla bir ilgisi yok 30 ocak 87 bizim üniversite bizim üniversite yalnýzca bir dinleme ve yazma kurumu deðildir iyi not tutup güzel yazý yazan arkadaþlardan (ismi lazým deðil baþ harfi Ýbrahim) fotokopi alýnýr bizim üniversitemiz fotokopi ticaretinin geliþmesine kaynak yaratýr. yoksul prens zenginlik madde yýðýnlarýnýn sahibi olmaksa çok zengindi prens ama kendine bile sözü geçmedikten sonra zenginlik de prenslik de þurda kalsýn Galata’nýn sonuna doðru þimdi Ayþegül olmalý o günü konuþmalýyýz öncesi sonrasýyla þimdi karþýmda elinde bira ayný ezgiyi dinlemeliyiz ayný duygularla beni affet zaman bir yanlýþlýk yaptýysam farkýnda olmadan hiç içimden geçer mi kýrmak sevdiðimi beni affet zaman görüyorsun ki güçsüzüm karþýnda yapabileceðim her þeyi yaptým bundan sonrasý beni aþar kýrmamaya çalýþýyorum hiç kimseyi ve hiçbir þeyi benden bu kadar ezbere bu yol bu kaldýrým gökyüzü yýldýzlar köpek havlamalarý ve gecenin belirsizliði hep ezbere ezbere yürüyorum yol boyu dizeler üstünde o kaldýrým senin bu kaldýrým benim çarpmamak için baþýmý düþersem eðer taþlara ortasýnda yürüyorum asfaltýn ezbere seviyor ezbere özlüyoruz düþler güzeller ezber sarýþýn ve esmerler ela ve karagözlüler ve dahi mavi gözlüler hep ezbere Ýstanbul 4 Mayýs 91 nobel ödülü bu yýl da bana vermezler barýþ ödülünü ben ki sessiz çocuk ne okum mýzraðým var ne tank ve topum bir helikopterim bile yok hiç savaþ çýkarmadým hiç insan öldürmedim aklýmdan bile geçmedi böyle þeyler bu yýl da bana vermezler barýþ ödülünü ben ki ezici bir güce sahip deðilim savaþmak için barýþa kaç kuruþluk katkým olabilir 15 Eylül 1998 çok þey istiyorum çok þey istiyorum fakat param yok bedava vermiyorlar hiçbir þeyi ve kredi alamýyorum zamandan çay ocaðý kapanmýþ çay ocaðý kapanmýþ güzel kýz hala karþý masada ders çalýþýyorum Ýnciraltý’nda dün sabah dün sabah gidiyordum biryerlere sanki ben deðilim yolda giden yolmuþ giden bende bana çarpan rüzgar deðil rüzgara çarpan ben karþý þelaleden düþen damlalar sanki onlar ben ben onlarým garip gibi ama ben herþeyim herþey ben hukuk dersi söyler misin sayýn hukukçu þüpheden sanýk yararlanýr deðil mi sen öyle san boðazýna geçirilir ilmek þüpheler içinde can verir elin oðlu (20.6.97) otuzbeþe deðiþik bir yaklaþým yaþ otuzbeþ her tarafýndayým yolun ne çocukluðum uzakta ne de gençliðim yeteri kadar çocuk yeteri kadar gencim ne geçmiþ geçip gitmiþtir ne de gelecek uzak her gün ve her akþam toplanýp ben olan kafadarlar söyleþiriz çocukluðum bir yanda bir yanda onsekiz yaþým þimdiki ben ve geleceðim sevdiklerimizi birlikte düþünür birlikte gülümseriz kendimize 16 mart 1998 yeþil gözlü kýz hukuk fakültesindeki þiir tutkunu yeþil gözlü kýz nerde sevda kokan dizeler diye sitem etti adýnýn baþ harfini bir de gözlerinin rengini bilirim hepsi bu o da benden yana daha fazla bir þey bilmez ama ne sevimli öykü deðil mi taraflar birbirine aþýk haberi yok hiç kimsenin bir diðerinden sefil köle sen doða harikasý sefil hizmetçi ben sefil köle aþkýmýz sandýðýn gibi deðil ama yine de güzel nisan 97 roman kahramaný herkes kendi romanýnýn kahramaný ben dahil þu an geliþen olaylar ve az sonrakiler hep ayný romanýn parçasý kimse olacaklarý bilemez kahramanlar dahil yarýnlarý bilemeyiz ne siz ne de ben peki romanýn geçen bölümlerini biliyor musunuz nerden bileceksiniz sevdiði kýza ulaþýr kahraman ve kucaklamaya fýrsat bulmadan kaybolur gider aslýnda oyunun ortasýnda bulduk kendimizi oynadýk bunca zaman anlayamadan ne kadarýný biz yazdýk dersiniz romanýn ne kadarýný yazacaðýz birileri yazmýþ bizler figüran yol gelir bilinmezden ve gider ne demek sorun çevre kirliliði ne demek artýk savaþ çýkmayacak uçaklar düþmeyecek trafik kazasý asla yoksulluða son verdik açlýktan ölümlere son kanser ne demek hastalýk ne demek alýr Fransýz parlamentosu bir karar çýkarýr bir yasa son verir hepsine sonra AÝHM ‘ne baþvurup tazminat ister ilgililer yasaya göre oysa Koç’um yer çekimi yasasýný kaldýr bir yasayla artist olur çok para kazanýrsýn bir ayrýlýþ sahnesi anne inmiþti adliye merdiveninden gözlerini saklamaya çalýþarak sessizce aðlýyor ve gitmeye çalýþýyordu halasýnýn kucaðýnda kalan beþ yaþýndaki çocuk dur anne dur diye baðýrdý dur bir kere daha öpeyim sonra bize döndü annemi bir kere daha öpmek istiyorum Adana’ya gidiyorum otobüs gecikti Mut , Silifke, Mersin yolu uzattýk annesinin ardýndan haykýran genç kýzý düþünüyorum 5 yaþýnda sonra idamlýk iki delikanlýyý onlar da analarýnýn küçük çocuklarý onlar da beþ yaþýndaki genç kadar masum belki son kez öpmek istiyorlar analarýnI söyler misin sayýn avukat vicdanýn hesap vermeye hazýr mý o nasýl bir savunmaydý baþtan savma söyler misin sayýn savcý sayýn yargýç vicdanýn hesap vermeye hazýr mý ipe gidecekler sizin çocuklarýnýz olsaydý böyle mi olacaktý (10 Temmuz 1997 Mut-Silifke arasý) maddenin komik haline iliþkin bilirkiþi raporu dosya kül olarak bilirkiþiye gider toz-duman olup geri gelir maddenin komik halinden söz edip bir taþýn bir odunun þaka yaptýðý mý anlatýlýr ya da demirin bakýrýn çinkonun þunun bunun olmaz böyle þey davacý çok haklý hem o kadar çok haklý ki sormayýn gitsin not bilirkiþi ücretinin artýrýlmasý talep ediyorum karar dosya kapsamý ve toplanan kanýtlara göre ölümü iptal ediyorum ayrýlýðý yalnýzlýðý ve hüznü iptal ediyorum herkes sevdiði ile hep sevdiði ile sevginin sonsuzluðu mutluluk dostluk kardeþlik yalnýzca güzel þeyler yalnýzca olumlu düþünceler var olacak tüm olumsuzluklarý iptal ediyorum 17 Mart 2001 soykýrým anýtý katledilen doða için büyük bir anýt dikilmeli baþka bir þey yapamayýz biz zavallý düþünme özürlü insanlarýz ya da sinsi güzellikleri yeniden yaratmak süregelen katliamlarý durdurmak ve korumak doðayý çözüm olacakken anýt dikip betondan reklam yapmak deðiþik meclislerden yasalar çýkarýp türkü söylemek hep birlikte daha güzel anlatýr bizi 17 Mart 2001 duyun kendinizi çocuklarý seviyorsanýz eðer sýnýrlarýný çizin sevdiðiniz þeyin hangi çocuðu ne zamana kadar ve ne kadar annesiz babasýz sokaklarla dost olmuþ delikanlýlarýn yüreðinize zýpkýn gibi saplanýr mý çýðlýklarý yoksa bazý zamanlar bazý çocuklarý mý sever görünürüz Avrupa’nýn ortasýnda koltuk deðnekleri ile gezen çocuklar -ki bunlar þanslý olanlar- ne anlama gelir sözde eþitlik sözde özgürlük sözde demokrasi tutkunu Avrupalý için uzaða gitme Ýstanbul sokaklarýnda kir pas içinde karný aç yüreði paramparça çocuklar ve Ankara sokaklarýnda ve Ýzmir sokaklarýnda uzaða gitme belki yakýn mahallede belki bitiþik sokakta belki yanýbaþýnda bitiþik komþunda kendini kandýrma o çocuk senin o çocuk bizim söyler misin sevdiklerimiz için ne yapýyoruz maddenin en komik hali maddeler sývý katý gaz ve komik halde bulunurlar komik halin en komiði karnýný doyurup hatta bol miktarda semizleþtiði halde bir türlü gözünü doyuramayan zavallýlar neden seviyorum neden seni deli gibi seviyorum sanýyorsun biliyorsun ki aklým baþýmda olsa böyle bir hata yapmazdým senin gibi patlýcan burunlu ve çarpýk diþli bir domatese gönül vermezdim ayakkabýlý þiir sen benim ayakkabýsý olan tek þiirimsin kara gözlü sevdiðimin gönlüne giderken ayaklarýn aþýnmasýn diye sana aldým bu ayakkabýlarý bak sevgili þiir bu zamanda zor bir kýza beðendirmek kendini yakýþýklý mýsýn... farketmez kafan çalýþýyor mu... o da farketmez zengin misin... inan ama bu da önemli deðil kafasý çalýþan zengin ve yakýþýklý biri olmalýsýn laf aramýzda karakter sahibi haþin ve gaddar biraz da tarzanvari biliyor musun sýrf ayakkabýlarýmýn modasý geçtiði ve yaný yýrtýk biraz da bakýmsýz –yani boyasýz ve tozlu- olduðu için gömleðim kýrýþýk ve saçlarým daðýnýk diye bana dudaðýný bükerek baktý kara gözlü kýz kendimi hüzünlü düþünemiyorum dünya umrumda mý pabucum eski, cebim delik gömleðim kýrýþýk ve saçým daðýnýk ise ne fark eder sevgili þiir sana bir ayakkabý aldým ki boynu bükük, gönlü kýrýk olmayasýn kara gözlü kýzý gördüðünde yere saðlam basabilesin sevgili þiir elbette sen ayakkabý giyemezsin þiirler ayakkabý giyemez ki ama yine de ayakkabýlarýn var ne fark eder ben giysem senin yerine aþk her þeydi aþk herþeydi ve bu onun herþey olan aþkýydý baþlarken bundan baþkasýný sevmeyecekti ve biterken bu son olsun dedi her zamanki gibi iþte bu aþktý ve aþk herþeydi aþkýmýzýn büyüklüðü sorun aþkýmýzýn büyüklüðü deðil acaba neden bir baþka varlýða deðil de insana ve acaba neden bir güzele ve acaba neden seçmece karpuz gibi vücut ölçülerine ve acaba uðruna salaklarý oynadýðýmýz dilberler ne anlama gelir bir merkep için 6 mayýs 1991 alacaðýn olsun sana kim söyledi týbba git diye hukuk dururken bilmiyor muydun sana aþýk olacaðýmý laf olsun diye hastalanýp seni arayacaðýmý bilmiyor muydun beni hiç düþünmüyorsun alacaðýn olsun doktor güzeli bak yarýnki bütünlemeyi unutmuþ sana þiir yazýyorum 16 eylül l986 anasý ve oðlu bir sandalye varmýþ kapýdan girip saða dönünce tam karþýda masanýn üstünde dosyalar birkaç kitap ve bir çerçeve cin gibi bir çocuk çýkmak istiyor fotoðraftan anasý bu masada Barýþ ile baþbaþa dosya inceler 8.5.95 Akdeniz’in karþý ucu Akdeniz’in karþý ucunu görmek istiyorum miyop gözlerle seni çýlgýnlar gibi seviyorum ve biliyorum ki aslýnda sen de yediðin patlýcan, biber, domates ve içtiðin su ve benzerlerinin katkýlarý ile oluþmuþ bir bütünsün benim gibi biz seninle özdeþiz bu nedenle aþkýmýz olabildiðince anlamlý ve bir o kadar da anlamsýz Anamur 1 Temmuz 1993 bir resmimi çek bir resmimi çek fotoðrafçý bir resmimi çek gün batmadan gelecek gün çok uzak görünüyor bugüne o gün geldiðinde bu gün gitmiþ olacak bir resmini çek zamanýn fotoðrafçý kendimizi avutalým o resimlerle Ýnciraltý 8 Mayýs 1986 beþ dakika beþ dakika kendine ayýr ve yýldýzlara bir nokta bul sonsuz evrende nesin, necisin hangi bilmecenin neresindesin Kasým 1990 bir daha yanýlmak yok her gün yeniden söylüyorum bir daha ne gözlerim ne duygularým ne de mantýðým hiç biri yanýlmayacak yýllar önce söylemiþtim dün söyledim bu gün yine söylüyorum bir daha yanýlmak yok öyle sanýyorum ki son defa söylediðimde bu sözü o zaman biraz geç olacak o zaman ancak yarýný olmayan bir zaman olacak mart 1986 batýk geminin hazinesi yapma be güzel akþam akþam deli mi ediyorsun sarhoþ mu sersem mi nettiðin belli deðil halime bak beter mi beter artýk yeter baharýn geldiði sýcaklarýn arttýðý ve kanýmýn kaynadýðý zamanda cömert davranan yýrtmacýn yanda batýk geminin hazinesini gösterir gibi 22 Mart 1986 bir garip þeyler anlayamadýðým bir garip þeyler var ortalýkta bir sen ve bir de benden baþka herkes biliyor sevdamýzý bardaðýn dibindeki bira bardaðýn dibindeki bira bizi birlikte olmaya zorluyor ve biz sonsuza kadar var etmek istiyoruz bardaðýn dibindeki birayý 19 Haziran 1988 býrakýn çocuklar býrakýn çocuklar baklavayý böreði çaldýn mý adam gibi çalacaksýn kurtarýr mý Ýsviçre’den, Amerika’dan aþaðýsý otomobil çal, kamyon çal vergi kaçýr hayali ihracat yap sen bir kilo baklava ile þehir hatlarý vapuruna bile binemezsin Bayýndýr 1998 benim gibi yazdýklarýmý düþünseydi kalemim karma karýþýk olurdu kafasý ve anlasaydý gülerdi halime ve eðer hissetseydi çýlgýna dönerdi benim gibi domates tarlalarýný gezip þiir yazardý 4 Temmuz 1991 bu iþte bir cinlik var genç kadýn çekici mi çekici evli çocuklarý var nerden tanýþmýþ kocasýnýn mahpusane arkadaþý ile adamýn bir sürü cinleri var kulaðýna eðilip de seksi kadýnýn sizin bahçede bir küp dolusu altýn var fakat çýkarmak için üç kadýn ister cinler “lafý mý olur cinci bey” benden baþlasýnlar diðer ikisini buluruz dedi genç kadýn içi su dolu bir tas ile çekildiler mahzene genç kadýn tasý kavradý ve dikkatlice suya baktý cinci sýyýrdý ne varsa kadýnýn üstünde sonrasý bilinen þeyler iyi bir çalýþmaydý ve fakat cinler ikna olmamýþlardý yeni kadýnlar gerekiyordu genç ve güzel “lafý mý olur cinci bey” derken önce biri geldi güzellerin sonra biri, sonra biri yine tas, yine su ve bilinen þeyler cinler birini beðenmedi dedi cinci lafý mý olur daha genç ve güzeller var altýnlar henüz çýkarýlamadý tüm hýzýyla devam ediyor öykü tam anlatamadým galiba bu iþte bir cinlik var bizi izlemeye devam edin (1997) bir baþka dünya bir baþka dünyada görseydim sizi Neval haným ve siz beni bir baþka türlü sevecektim belki ve belki siz de beni bir baþka zamanda yaþasaydýk siz ve ben belki bambaþka olacaktý öyküler otuz yýl mý geçti son gördüðümden yüz yýl geçse ne yazar biz var olduk ve sevdik ve seviyorum .....seviyor musun Bayýndýr 24 mart 96 bilseydim baþýma gelecekleri bilseydim baþýma gelecekleri uyumlu bir çorap giyerdim pantalonuma ayaðýma adam gibi bir ayakkabý ve bir de gömlek eðer bilseydim belki týraþ olurdum bu sabah ama saçlarýmý mutlaka tarardým belki koku bile sürerdim yaðmurda ýslanmak mý kýþ günü suya bile girerdim senin için Karadeniz’de 6 Temmuz 1991 bir sað ayak bir sol ayak bir sað ayak bir sol ayak topuklarla yere basarak parmak uçlarý ile yaylanma hep ayný hareketlerle sürüyor yaþam herkesin bir iþi olmalý bir evi, sevdikleri amacý olmalý koþturmaya bir sað ayak bir sol ayak böyle sürüyor iþte oyun koþturarak Ýstanbul 3 aralýk 91 bir doktor sevdim inan doktor abla tutuldum sana aslýnda normalmiþ hastanýn doktorunu sevmesi ama alýþýlmýþtan öte seni sevmek geldi içimden biraz daha bekle bu adam adam olunca anlatacak aþkýný (9 Eylül Týp Hatýrasý) balýkçý kahvesi Ýnciraltý’ndayým Balýkçý kahvesinde keyfim yerinde sayýlýr kafa buluyorum kendimle 2 ekim 1987 cam kafanýn çalýþtýðýný biliyorum ama düþ olarak kalmayý baþarman o üstün zekandan mý yoksa yeteneksizliðinden mi bilinmez yine de gerçek olduðun zaman cam gibi kýrýlacaðýn da ortada iþte bu noktada bir anlaþýlmazlýk var Nisan 1987 dostluk insanlara güvenim sonsuz hepsi dost birbirine öyle ki bay ve bayan örümcek gibi ateþli aþk sahneleri sonrasý afiyetle yer biri diðerini ve topladýðý taze güç ile að örer dostlarýna ki hazýr olsun gelecek öðün davet ben küçük bir çocuðum yaklaþýk 11 aylýk falan boþanmak isteyen anne ve babama sesleniyorum nerden çýkardýnýz bu saçmalýðý oturup masanýn baþýna çözemediniz mi yemeðin tuzunu pýrasayý ve ýspanaðý annemi seviyorum babamý seviyorum onlarý beni sevmeye davet ediyorum 4.4.1995 duydun mu duydun mu arkadaþým uygarlýk denen bir garip þeyler olmuþ zor mu ölüyormuþ insanlar neymiþ de yumuþak huylu bombacýklar yapýlmýþ boþuna mý hep insanlýk uðruna topu topu bir defa ölüyorlar kýrk yýlda onu da uygarca ölsünler 7 Aralýk 1982 dinle güzel kýz dinle güzel kýz benim özgürlük tutkunu saçlarým var çoðu zaman darma daðýn senin saçlarýn da özgürlükçü ama daðýnýk deðil ben seni düþünmekten bu haldeyim belli ki sen beni düþünmüyorsun 30 Mart 1986 dalgýnlýk dalgýn rüzgarlar eser çarpar önüne gelene sanýr ki coþku onun eseri bilmez ki yapraðýn gönlü neþeli nisan 86 daðdaki alabalýk çok þey bilir daðdaki alabalýk dili yok konuþamaz güzel söylemiþ Ziya Paþa tahsil cehaleti giderir eþeklik bakidir daðdaki alabalýk nice yiðitler bilir ve nice eþekler sözüm sana Zeyno çok þey bilir daðdaki alabalýk sen de bilirsin biz de biliriz üçüncü kiþiler de bilir 18.7.1997 farkýna varmadým sene seksen dört Alsancak’ta Hukuk Fakültesi kantini o kadar tatlýydý ki masamda oturan kýz farkýna varmadým çayý þekersiz içtiðimin gezinen iskeletler ülkesi yüz yýl önceki insanlar için bugün ne anlama geliyorsa yüz yýl sonra bizim için de o anlama gelecek þimdi gülümseyen gençler çocuklar büyükler mutlu günlerini yaþayan sevgililer ve varlýðýndan bilgi sahibi olmadýðýmýz herkes aslýnda gezinen iskeletleriz 96 sonbahar garip þeyleri seviyorum insanlar garip oluyor ve garip þeyleri seviyorlar ben anlayamadýklarýmý seviyorum seni hiç anlayamýyorum ufaklýk hem de hiç anlayamýyorum 5 Eylül 1986 gel de þaþýrma pusulayý ereðim bir daðýn ardýnda beni bekliyor olsa koyulurum yola ona ulaþmak için ama daðlar bir deðil erek bir deðil yollar bir deðil hepsi binlerce bir ben varým bir olan gel de þaþýrma pusulayý Ayvacýk-11 Mayýs 1983 gitti dört çeyrekten biri ya iþte sayýn avukat adayý gördüðün gibi diplomayla bitmiyor her þey staj falan yaparken Ýzmir kaldýrýmlarýyla tanýþacaksýn yavaþ yavaþ görevin belirsiz bir koþturmaca ne bir iþin olacak yaþaman için ne de tümden iþsiz Tanrý abine bol para verirse o da sana gitti dört çeyrekten biri böylece baþarabilirsen Konak’ta köprü baþýna mendil açacaksýn Tanrý size siz bana 19 eylül 89 güzellik yarýþmasý seçici ben isem en güzel sensin seçici bir merkep ise onun güzeli baþka Aralýk 1994 insan haklarý (iki) insan haklarý iki adet sözcüðün oluþturduðu belirtisiz bir tamlamadýr insan bildiðimiz varlýk hak ise karmaþýk bir þey insan haklarý evrensel beyannamesi insanlarýn vazgeçilmez haklarýný saymýþtýr buradan çýkan sonuç beyannameyi hazýrlayanlar sayý saymayý biliyorlar elbette bilirler petrol kuyularýnýn yaþamsal önemi var ve insanlarýn en önemli hakký yaþama hakký istifa ediyorum Einstein’ýn bilmem hangi teorisi ve canlýlýðýn devamý üzerine kafa yormaktan istifa ediyorum kumaþ bulamayan terzilerin diktiði etekler daha önemli gözlem ve deney ille de bu ikisi elbette lahmacun satmýyorum Ýstanbul sokaklarýnda kafaný yorma güzelim aklýmdan ne geçmiyor ki karþýyakalý kýz Karþýyakalý kýz beni de alsana þemsiyenin altýna bir ortak yanýmýz var seninle öðrencilikten yana Karþýyakalý kýz bilmem gerek var mý söylememe yaðmurun yaðdýðýný 19 Kasým 1987 kendine benim gözlerimle bak kendine baþkasýnýn gözleriyle baktýn mý hiç örneðin kendini benim yerime koyup dalgalý saçlý güzele göz kýrptýn mý kayýp eþya bürosu aradýklarýný bulamamýþ gibisin bu çocukta elbette bulamazsýn güzelim ben kayýp eþya bürosu deðilim ki köþedeki kýrmýzýlý doktorlar da bakar çerçevenin üstünden ve göz kýrpar köþedeki kýrmýzýlýya mevsim bahar hava yaðmurlu Beyazýt’ta falanca tatlýcý 18 mayýs 91 saat 15.40 kaç paralýk her parasýz kalýþýmda kaç paralýk adam olduðumu düþünürüm sonra neden böyle düþündüðümü düþünmek zorunda olup olmadýðýmý belki de düþünmememin daha iyi olacaðýný düþünürüm kimlik adým ahmet ancak tapusu olmayan bir sözcük baþka bir þey de olabilirdi soyadým odabaþ bu da herhangi bir sözcük ben binlerce yýl öncesini de yaþadým biraz tipim deðiþmiþ olabilir Hamurabi amca yasalarý yazýlý hale getirirken ne yaptýðýmý tam anýmsayamýyorum gidin kendisine sorun o da beni çýkaramaz çok çok büyük dedemin çok çok büyük annemle hangi þartlarda evlendiðini de bilemeyeceðim hem o zaman Medeni Yasa henüz yoktu ata binip binmediðimi bilmiyorum ancak pek çok defa buharlaþýp yaðmur olduðum da % 70 oranýnda gerçek aþklarým hep birbirine benzemiþtir hep güzelleri sevmiþimdir bu anlattýklarýmýn þimdiki aþkýmla bir ilgisi yok 5.8.1995//15.38 muþmula hiçbir kýz senin kadar güzel olamaz ve senin gibi gülemez desem belki de yüz vermezsin bana bundan sonra sen beni ne sanýyorsun hiç kendi elimle koparýr mýyým gülü dalýndan sen çirkin bir kýzsýn ve hiç de güzel gülmüyorsun sen benim muþmula suratlý sevdiðimsin 1 nisan 1996 mal bildirimi demek aþkýmýz mal bildirimine kaldý o halde iyi dinle yeni bir pabuç aldým kendime ucuz tarafýndan eskiler de duruyor bir yaný yýrtýk ne cebimde param var fazladan ne de bankada zaman kredi açmýyor, anlarsýn yaný yakamdaki uður böceði arkadaþýmýn hediyesi Mobutu’nun demokrasiye katkýsý eþek deðiller ya bir diktatörü beslesinler sanayileþmiþ demokratik ve insan haklarý tutkunu devletler silah satmýþ olamaz Mobutu’ya olsa olsa sanayisi ve demokrasisi olmayan küçük devletçikler belki de Papua Yeni Gine yapmýþtýr bu iþi Eylül 1997 nasýl vazgeç dersin nasýl vazgeç dersin beni sevmekten kýrk yýlda bir aþýk olmuþum hem bu gönül özgürlük tutkunu seni mi dinler ocak 86 ne biçim aþk bu ne biçim aþk kýþ gelirken çuvala mý girdi baharlar yoksa anlayamadýðým birþeyler mi var yoksa uzun gecelerde daha mý sevimli görünür domates salatasý (26 Kasým 1990) onbeþ yýl öncesi bugün onbeþ yýl öncesine götürüyor çimenler beni ve onbeþ yýl sonra belki de bu günlere getirecek mart 1988 ok mýzrak ve yay adamlar medeni bak bir tanesi yere tükürür çöp yada kaðýt atar mý burnunu karýþtýran birini göremezsin devlet vatandaþ için var parasý yok diye kimsenin saðlýðý ile oynanmaz kalkýp da bu medeni insanlarýn Mobutu gibi bir diktatöre ve antidemokratik ve de teokratik ayný zamanda iþkencenin kol gezdiði ülkelere silah satmasýný bekleyemezsiniz adý geçen sicili bozuk yönetimler olsa olsa ok mýzrak ve yay sanayinin geliþtiði ve henüz coðrafya kitaplarýnda yer iþkal edememiþ kabilelerden alýyordur silahlarý ölümsüzlük bu maddeler benden önce de vardý ve ben ben olmaktan çýktýðýmda yine var olacaklar 10 Ekim 1988 öyle dalmýþým ki öyle dalmýþým ki aþk öykülerine unutmuþum kendimi unutmuþum damarlarýmda makine yaðý aktýðýný ve yüreðimin yerinde bir kompresörün çalýþtýðýný unutmuþum öykü küçük bir krallýk varmýþ günün birinde öylesine küçükmüþ ki hiç topraðý yokmuþ askerler muhafýzlar þunlar bunlar da yokmuþ kral bir gün dað bayýr gezinirken bir de ne görsün “güzeller güzeli bir kýz” hemen onu maydanoz güzeli seçmiþ ve aþkýný anlatmýþ ama maydanoz güzeli krala yüz vermemiþ bu öykü de böylece bitmiþ ok yaydan çýkmýþ ok yaydan çýkmýþ yaþamamak elde deðil gönlüm bir güzele tutulmuþ vazgeçmek elde deðil aslýnda hiçbir þey elde deðil kimin aklýna gelirdi Ýzmir’e gelmek hukuða gitmek ve 28 Aralýk 86’da sana aþýk olmak aramýzda kalsýn aþk salatadan baþka bir þey deðil ama bir vazgeçebilsem 28 Aralýk 1986 peri kýzlarý dans eder önümde Ýstasyon caddesindeki zeytin aðaçlarý ve direkler beni affedin sizlere çarpýyorsam elimde olmadan düþünün ki yaþ yirmibeþ ve peri kýzlarý dans eder önümde affedin kafa mý kalýr bu yetimde 9 temmuz 89 prenses genç kýz prenses olmak istedi masaldaki ülkede söz verdi baþka þey istemeyeceðine masal deðil mi bu genç kýz kendini orada buldu prensesti ama kendisiydi herþeyin ona yabancý olduðunu ve masallarýn masal kaldýkça güzel olduðunu hayretle gördü zor iþti prenses olup sonra da hayal kýrýklýðýna uðramak kendine dönmek istedi genç kýz sözünü düþünerek yoksa yalancý mý oluyordu zamana karþý eylül 97 sen varken düþüncemde Ýstasyondaydým az önce sahil niyetine bir çay söyledim kendime sonra bir ayran ve kahve gördüðün gibi kafam yerinde hep sen varken düþüncemde böyle oluyor haziran 89 suçsuzluk karinesi siz onu ahmetin külahýna anlatýn onca dayak ve sair uygulamadan sonra karine mi kalýr ortada babamý ben öldündüm abi falanca yerin bombalanmasý filanca kiþinin öldürülmesi ve benzer olaylar hep benim eserim bu ifadeyi hiçbir baský olmaksýzýn serbest irademle ve de avukat bulundurmaya gerek duymadan verdim babamýn yaþýyor olmasý benim sorunum deðil aslýnda filanca kiþi ölmemiþ de olabilir o da benim sorunum deðil onbeþ ayrý kiþinin ayný cinayeti itiraf etmesi de beni baðlamaz ben özgür irademle ifademi vermiþim arkadaþ 9.7.1998 sormayýn nasýlsýn diye sormayýn bana bilmiyor muyum bilemiyor muyum bilemiyorum 2 Aralýk 1985 seni bu diyardan alýp kaçamam seni bu diyardan alýp kaçamam ne gideceðim bir evim var ne de iþim ben baþýboþ bir serseri birþeyler düþünür birþeyler yazarým ama bunlar para etmez ekmek elden su gölden yaþar giderim seni bu diyardan alýp kaçamam 29 aðustos 1988 sevgi kutsaldýr sevecek nice deðerler vardýr ve sevgi kutsaldýr hayvanlarý seviniz dostlar hayvanlarý seviniz sayýn para ey sayýn para sayende ben bile bir baþka görüyorum kendimi aynada eh artýk ben bile böyle düþündükten sonra istediði gibi düþünsün herkes 16 nisan 86 þarap fýçýsýndan masalar þarap fýçýsýndan masa yapýp þarkýlar dinledik bacaklarý güzel kargalardan ille de insan haklarý arkadaþ bir yudum þarap bir yudum insan haklarý Bosna’da ölümler son bulacak mesele Kuveytteki petrol kuyularý bir yudum þarap bir varil petrol bir o kadar insan haklarý bizdense eðer en demokratik ve doðal hakkýdýr insan öldürmek bize rakip olacaksa sineklere bile saygý göstermesini bekleriz herkesin anlýyorsun deðil mi demokratik kardeþim bunca nutuklarý boþa mý atýyoruz nisan 93 toplantý insan haklarý konusunda yeni geliþmeler ve taným sorunu üzerine yapýlan toplantýda petrol kuyularýnýn bir mühendislik olayý olduðu ve tartýþma konusu ile bir ilgisinin bulunmadýðý oy birliði ile karar altýna alýndý toplantýya katýlanlar lüks bir lokantada yemeklerini yedikten sonra daðýldýlar 14.1.1995 vazgeçemediðimi yaz yastýðýn deðerini yastýksýz gecelere yaz güneþin sýcaklýðýný soðuk günlere ve gülümseyen sevgiliyi yalnýzlýða yaz yaban güllerini yaz kýr çiçeklerini ve vazgeçemediðimi bunlar da senin defterine 25 Ocak 1991 tüm insanlarý seviyorum Samsun’da lokantada 10 eylül 1986 saat 13.18 köfte söyledim ardýndan tatlý dýþarýdan belirsiz insan sesleri geliyor düþünüyorum da tüm insanlarý seviyorum kim varsa yoldan geçen tezgahýnýn baþýnda ve dükkanýnda kim varsa yaþayan hepsini seviyorum hepsi kardeþim benim ve hepsi beni kazýklamaya uðraþýyor sözleþmiþ gibi yýldýz bir yýldýz görürsem kayarken dilek tutacaðým senin için tüm dileklerin olsun diye eylül 87 yýldýzlara göz kýrp yaþamý sev tüm boyutlarý ile selam gönder zamanýn ötesine geçmiþe ve geleceðe ve yýldýzlara göz kýrp arada bir yaðmur yaðýyor bugün yaðmur yaðýyor Ýzmir’de Samsun da yaðýþlýymýþ yaþama sevinci duyduðumu söyleyebilirim bugün belki de daha coþkulu akacak Yeþilýrmak belki ben de bambaþka olacaðým 12 Kasým 1997 yemen türküsü ardýnda sevdiðini koyup Yemen’e giden delikanlýlar orada kaldýlar Yemen’e gideni gelir mi sandýn 1 Nisan 1996 yalnýzlýðýn bittiði yer yalnýzlýðýn bittiði bir yer var sonsuz yalnýzlýklarda bizim her þey ve her þeyin biz olarak zamanda var olduðu an yalnýzlýðýn bittiði yerdir zamaný öldürüyorum ne kara gözlü sevgili ne baharýn renkleri... felekten þikayetçi deðilim ne yapmam gerektiðini düþünüyorum verimli olmam gereken zamaný öldürüyorum Ayvacýk 1983 zavallýlar can güvenliði yok bosnada görev yapan kahraman UN askerlerinin ya Turayliç’i öldüren sýrplý yanlýþlýkla askerleri vursa idi kekliði düz ovada avlamak onca silahlarý tasarlayan binlerce beyin aslýnda balýk tutmayý sevmezler kekliði düz ovada avlamak gibi türkü söylemeyi de beceremezler silahlarýn tarýmsal üretim ile de bir ilgisi yok yaþasýn insan haklarý madem ki beni seviyorsun madem ki bu yürek benim madem ki seven ben düþünen ben Maltepe’nin bilmem neresinde bir öðlen vakti oturan ben þartlarla ve kendimle dalga geçen ben ve madem ki sen beni seviyorsun kim ipler Birleþmiþ Milletlerin bilmem hangi kararýný 17 Temmuz 91 dünya tek devlet olsa dünya tek devlet olsa bir kýsým insanlarýn hakký yenmez mi kim silah üretir kime satar insan haklarý diye en çok baðýran geliþmiþ pokemonlar kime satar silahý nasýl düzelir bütçe o insanlarýn haklarý nerde aç kalmaz mý silah tüccarlarý uçan canavarlar hýçkýrýklar içinde yataðýndan fýrladý Hamurabi uçan canavarlar gördüm taþ ve ateþ atýyorlardý Babil üstüne zamaný ve tarihi yýkýyorlar diyordu gözyaþlarý içinde 29.11.2002 naklen yayýnda katliam ýrak’tan söz ediyoruz açlýk hastalýk vs. doðal olaylar yýllar öncesinden haber verip naklen yayýnda insan öldürmek ise uygarlýðýn ürünü 17 mart 003 özgürlük (Baðdat için) özgürlük bulutlar üzerinde uçmak ise onlarca kiþi özgür oldu yüzlercesi sýrada füzeler ve bombalardan ölecek melek olup bulutlar üstüne çýkacaklar Mart 2003 Bir öðrencinin sorusu Sayýn baþkan sizin yakýnlarýnýz olsaydý Baðdat’ta yaþayan yine böyle duygusuz yaðacak mýydý bombalar Mart 2003 anlayamýyorum Baðdat’a bomba yaðdýran bir asker diyordu ki biz onlara özgürlük getirmek için buradayýz anlayamýyorum neden bizimle savaþýyorlar Mart 2003 esir serbest býrakýlan bir Iraklý esir (10-12 yaþlarýnda yaralý bir kýz) sedye ile götürüldü Mayýs 2003 güneþin çocuklarý adýný duymadýðým ülkenin güzelleri sizler de benim gibi güneþin çocuklarýsýnýz sizi sevmem için bir çok neden var seviyorum anlýyor musun ayný nedenler sizin için de var yer küreyi önüne al ve bu türküyü dinle güneþin senden baþka çocuklarý da var kendini sev kardeþlerini sev bir dost bir sevgili gibi 20 Temmuz 2004 bilmece aþýk olmak sevmek görevimiz aþk dediðin doða bilmecesi mi yine bilemedin 20 Temmuz 2004 Bildiðimizi sandýðýmýz gerçeklerin çoðu baþkalarýnýn söylediði yalanlardýr 29.04.2003 Abecesel þiir listesi 1. 28 Þubat 91 2. adým ahmet 3. adýn soyadýn adresin 4. akdenizin karþý ucu 5. aklýndan geçse ya 6. akþam karanlýðý 7. alacaðýn olsun 8. alýþtýk 9. anasý ve oðlu 10. anlayamazsýn 11. anlayamýyorum 12. aþk herþeydi 13. aþk ve güzel 14. aþkýmýzýn büyüklüðü 15. ayakkabýlý þiir 16. B.B den bacak takfiyeli demokrasi dersi 17. balýkçý kahvesi 18. bardaðýn dibindeki bira 19. baþkasýnýn gözü 20. batýk geminin hazinesi 21. bazý yasalar deðiþmez 22. beni düþünme 23. benim gibi 24. beþ dakika 25. bildiðimizi sandýðýmýz 26. bilmece 27. bilseydim baþýma gelecekleri 28. bir ayrýlýk sahnesi 29. bir baþka dünya 30. bir baþka savunma 31. bir çizik çek gençliðime 32. bir daha yanýlmak yok 33. bir dekanýn diðer anýlarý 34. bir doktor sevdim 35. bir garip þeyler 36. bir öðrencinin sorusu 37. bir resmimi çek 38. bir sað ayak bir sol ayak 39. býrakýn çocuklar 40. bizim üniversite 41. bu iþte bir cinlik var 42. cam 43. çay ocaðý kapanmýþ 44. daðdaki alabalýk 45. dalgýnlýk 46. davet 47. dinle güzel kýz 48. doðal þey 49. dostluk 50. doyumsuz insanlar 51. duruþma düzeni 52. duydun mu 53. duyun kendinizi 54. dün sabah 55. dünya tek devlet olsa 56. esir 57. eylem 58. ezbere 59. falcý kýz 60. farkýna varmadým 61. Galata’nýn sonuna doðru 62. garip bir komedi 63. garip þeyleri seviyorum 64. geçen yýl 65. gel de þaþýrma pusulayý 66. gezinen iskeletler ülkesi 67. gitti dört çeyrekten biri 68. güller soldu 69. gülümsüyordu 70. güneþin çocuklarý 71. güzel kýz 72. güzellik yarýþmasý 73. hayal imparatorluðu 74. hint kumaþý 75. hizmetçi 76. hukuk dersi 77. iki adet suçsuz idam mahkumu 78. insan haklarý (iki) 79. insan haklarý 80. insanýn özü 81. iskeletlerin dansý 82. Ýstanbul’da güz yaðmuru 83. istifa ediyorum 84. kaç paralýk 85. kapýya vardýðýnda 86. Karadeniz’de 87. karar 88. kargalar 89. Karþýyaka’lý kýz 90. kayýp eþya bürosu 91. kedilerden sorulur 92. kekliði düz ovada avlamak 93. kendine benim gözlerimle bak 94. kimlik 95. kimse demir atmaz 96. köþedeki kýrmýzýlý 97. külahýma anlat 98. maddenin en komik hali 99. maddenin komik hali 100. maddenin komik haline iliþkin bilirkiþi raporu 101. madem ki beni seviyorsun 102. mal bildirimi 103. mavilim 104. mektup 105. Mobutu’nun demokrasiye katkýsý 106. mucize 107. muþmula 108. mutluluk 109. naklen yayýnda katliam 110. nasýl vazgeç dersin 111. ne biçim aþk 112. ne sanýyorsun 113. nisanlar hep özel günlerdir 114. nobel ödülü 115. ok mýzrak ve yay 116. ok yaydan çýkmýþ 117. otuzbeþe deðiþik bir yaklaþým 118. ölümsüzlük 119. öykü 120. öyle dalmýþým ki 121. özgürlük 122. papatyalarý yolma 123. peri kýzlarý dans eder 124. prenses 125. roman kahramaný 126. salata 127. savaþçý 128. seçme þansý 129. sefil köle 130. sen bensiz de mutlusun 131. sen sardýn 132. sen varken düþüncemde 133. sen yoksun 134. seni bu diyardan alýp kaçamam 135. sevda dediðin 136. sevgi kutsaldýr 137. sýcaklar artýnca 138. sonbahar 139. sormayýn 140. soykýrým anýtý 141. söyleþi 142. suçsuzluk karinesi 143. þarap fýçýsýndan masalar 144. þekil almýþ enerji yumaðý 145. tamamdýr bu iþ 146. telefon kulübesinin önündeki kýza 147. tepeme çýkarma cinlerimi 148. terziler 149. toplantý 150. tüm insanlarý seviyorum 151. uçan canavarlar 152. ülke sýnýrlarý yapaydýr 153. üniversite holding a.þ 154. varsýn eskisi gibi aksýn 155. vazgeçemediðimi yaz 156. yaðmur yaðýyor 157. yalnýzlýðýn bittiði yer 158. yarýn 159. yaþamý sev 160. yazýk deðil mi 161. yemen türküsü 162. yeþil gözlü kýz 163. yýldýz 164. yýldýzlara göz kýrp 165. yol gelir bilinmezden 166. zamandan kalan 167. zamaný öldürüyorum 168. zavallýlar
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ahmet Odabaþ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |