"Yumuþak olma ezilirsin, sert olma kýrýlýrsýn." -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
dersin konusu, hatýrladýðým kadarýyla, hangi öðünlerde, ne yediðimizle ilgili bir þeydi. tahtanýn önünde dikilen öðretmenin söylediklerini duyduðum anda, beni bir korku ve heyecan almýþtý. o küçücük kalbimin göðüs kafesimde nasýl çýrpýndýðýný þu an bile çok iyi hatýrlýyorum. sýnýfta bir sessizlik olmuþtu. sanki herkes kahvaltýda ne yediðini unutmuþ, hatýrlamaya çalýþýyordu. öðretmen beni görüp sormasýn diye, önümde oturan çocuðu siper edip saklanmýþtým. çünkü biz kahvaltýda peynir, yoðurt, yumurta, reçel gibi þeyler yiyor, yanýnda da çay içiyorduk. annem bazen hamur kýzartýr, üzerine pekmez dökerdi. ama bu nadirattandý. ramazan bayramýysa ve annem baklava açmak için sabah erkenden kalkýp hamur tahtasýnýn baþýna oturmuþsa… þimdi ara sýra yediðim sucuk, salam gibi yiyecekler ise o sýralar henüz bulunmamýþtý sanýrým. bizden baþka hiç kimse kahvaltýda bunlarý yemez diye düþünüyor, herhangi birinin adýný söylemeye çekiniyordum. kahvaltýda ne yediðimizi kimse bilmemeliydi. baþka evlere girip çýkmýþtým elbette, ama hiç kimseyi kahvaltý yaparken görmemiþtim. o yüzden baþkalarýnýn kahvaltýda ne yediðine dair hiçbir fikrim yoktu. Utanýyordum. kahvaltýda peynir yiyorduk ve bu ortaya çýkacak diye hem korkuyor hem de utanýyordum. zaten o zamanlar her þeyden utanýyordum. hiçbir eksiði olmayan üniformamdan, her sene yeni alýnan ayakkabýlarýmdan, pantolonumdan, bacaklarýmdan, babamýn býyýklarýndan, evimden, kendimden… hayýr, ailem hiç de utanýlacak bir aile deðildi. yaþadýðýmýz yerdeki orta karar ailelerden biriydik. benim utancým baþkaydý. dünyadaki varlýðýmdan ve onunla iliþkili her þeyden ölesiye utanýyordum. utancýmdan kimsenin yüzüne bakamýyor, baþým hep öne eðik yürüyordum. ya da o anda sýnýfta yaptýðým gibi, birilerinin arkasýna gizlenerek bu dünyadaki varlýðýmdan kurtulmaya çalýþýyordum. birileri dünyada olduðumu fark ederse rezil olacaktým. öðretmen tahtanýn önünden ayrýlýp sýnýfýn içine doðru yürümeye baþladý. en arka sýradaydým. benim oturduðum yere ulaþana kadar birileri itiraf etmezse kahvaltýda ne yediðini, kabak benim baþýma patlayacaktý. sýramda bir nohut tanesi kadar küçülmüþtüm. daha da küçülmeli, yok olmalýydým. eðer her þeye karar veren bir tanrý varsa, benim o sýrada yok olmamý ya da korku ve utançtan bayýlmamý istemiyordu. benimle ilgili planlarý vardý sanýrým. birkaç kiþinin ayný anda “peynir” dediðini hatýrlýyorum, öðretmenin de geri dönüp söyleneni tahtaya yazdýðýný. ne duyduðuma ne de gördüðüm, okuduðuma inanmýþtým. baþkalarý da kahvaltýda peynir yiyordu. merakla bunlarýn kim olduðunu öðrenmek için baþýmý kaldýrdým. o sýrada “reçel” dedi, ön sýralarda oturan biri. saklandýðým yerden göremiyordum, ancak sesi tanýmýþtým: nilsu didem’di. onlar reçel yiyor olamazlardý. sýnýfýn en çalýþkan öðrencisiydi. kýrmýzý kurdeleyi ilk o almýþtý. üstelik okula beslenme çantasýyla geliyordu. birbiri ardýna geldi isimler: yoðurt, bal, yumurta… samet, bedirhan, cemal… cemal sýnýftaki en yakýn arkadaþýmdý. bir tek ondan utanmýyor, onunla konuþabiliyordum. birbirimize pörsük çüklerimizi bile göstermiþtik. yumurta yediðini bilmiyordum. içimi tuhaf bir sevinç ve þaþkýnlýk kaplamýþtý. duyduðum her kelimede sevincim ve þaþkýnlýðým artýyor, sanki bir tür arýnma yaþýyordum. saklandýðým yerden çýkmýþ, sýnýfýn dört bir yanýndan gelen yiyecek isimlerinin sahiplerini yakalamaya çalýþýyordum. ekmek, tereyaðý, helva… inci, kerim, gülþah… mutluluktan aðlamak üzereydim. gülþah bile… farkýnda olmadan ayaða kalkmýþtým artýk. bir elim havada, yerimde zýplayarak “çay” diye baðýrýyordum, ÇAY.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © kemal düzbay, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |