Kur’an ahlâký, dünyada iyi bir yaþam sürebilmek ve sonsuz hayata hazýrlanabilmek için Allah’ýn kullarýna bir lütfudur. Din ahlaký insanýn fýtratýna en uygun yaþam tarzýdýr. Ýnsaný yaratan Allah, onun ihtiyaçlarýný, nasýl yaþarsa saðlýklý, mutlu ve huzurlu olacaðýný en iyi bilendir.

Yaþam rehberimiz Kur’an’da namaz kýlmak, zekat vermek gibi belli ibadetlerin yanýsýra, yaþanmasý emredilen bir ahlâk anlayýþý tüm detaylarýyla tarif edilir. Allah’ýn razý olacaðý pek çok davranýþ þekli Kur’an ayetlerinde haber verilir. Bu davranýþlarýn her biri Yüce Allah’ýn buyruklarýdýr ve ibadettir. Ýnsanýn 23 saatini Allah’tan uzak yaþayýp, günün yalnýzca 1 saatini -namaz kýlarak- ibadet için ayýrmasý kuþkusuz yanýlgýdýr. "Þüphesiz benim namazým, ibadetlerim, dirimim ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah’ýndýr." (En’am Suresi, 162) ayetiyle bildirildiði üzere Allah’a kulluk ve ibadet insanýn tüm gününü, yaþamýnýn tamamýný kapsar.

Yardýmseverlik, baðýþlayýcýlýk, güleryüz, ince düþünce, hoþgörü, özveri, vefa, adalet, sadakat, tevekkül, ihlas, þevk, temizlik, dürüstlük, þefkat, vicdan, tevazu, kanaatkarlýk, sabýr… Kur’an ahlâkýnýn bu güzel özellikleri, insan fýtratýna uygun, yaþayan kiþiye mutluluk ve huzur veren, Allah’ýn beðendiði ve övdüðü davranýþlardandýr.

Kur’an ahlâkýný yaþamak, insanýn üzerindeki tüm baðýmlýlýklarý, kýsýtlayýcý ve zorlayýcý aðýrlýklarý kaldýrýr, zincirleri kýrar. Her þeyi yaratan ve her an kontrolünde tutan Allah’a güvenip dayanmak ve yalnýzca O’nu dost ve vekil edinmek, O’na teslim olmak, insanýn yaþamýndaki korkularýn, endiþe ve sýkýntýlarýn sonu anlamýndadýr.

Kur’an’dan uzak yaþayan toplumlarda çarpýk bir ahlâk anlayýþý yerleþmiþtir. Ruhlarýndaki bencil tutku ve dünyevi hýrslarýn yönlendirdiði bu ahlâký yaþayan insanlar, kibirli, bencil, acýmasýz ve zalimdirler. Bu kiþilerin diðer kötü ahlâk özellikleri arasýnda ise þirk, kýskançlýk, yalan, alaycýlýk, gýybet, pislik, fitne, israf, öfke gibi Allah Katýnda beðenilmeyen davranýþlar vardýr. Allah’ýn kullarýna emrettiði ahlâk bunun tam aksidir.

Ýnanan insanýn sorumluluðu kuþkusuz, Allah’ýn bildirdiði güzel ahlâký en ince detayýna kadar uygulamaktýr. Kiþi, yaþadýðý cahiliye toplumundaki çarpýk ahlâk anlayýþýnýn etkisinden sýyrýlmalý ve bu rahmanî ahlâk özelliklerini kazanmak için çaba göstermelidir. Ýnsan her davranýþýný dikkatle Kur’an süzgecinden geçirerek, sapkýn ve ilkel kültüre sahip cahiliye ahlâkýndan tam anlamýyla uzaklaþabilir.

Samimi bir iman ve derin bir Allah korkusu, insaný her an Allah’ýn beðendiði ahlâký yaþamaya, þeytanýn ve nefsinin telkinlerinden sakýnmaya yönlendirir. Allah’a duyduðu içli ve saygý dolu korku, insanýn aklýný ve þuurunu açar, vicdanýný her an devrede tutar.

Mümin, Rabb’inin kendisini her an gördüðünün ve iþittiðinin bilincindedir. Ýnsanlarýn arasýndayken de yalnýzken de, her durumda Allah’ýn her þeye þahit olduðunu bilir. Vereceði hesaptan korktuðundan güzel ahlâkýný her ortamda korur. Ahlâkta sabitlik ve kararlýlýk gerekir.

Zor Zamanlarda da Güzel Ahlâk

Dünyadaki imtihanýn bir parçasý olan zorluk, her insanýn yaþamý süresince karþýlaþabileceði bir gerçektir. Ýnanan insan için yaþanan zorluklar, Rabb’ine olan aþkýný, sadakatini ve güzel ahlakýný gösterme vesilesidir; ecir fýrsatýdýr. Ancak Allah’tan uzak yaþayan kiþiler için ise umutsuzluk, isyan ve mutsuzluktur.

Allah, "Andolsun, Biz sizi biraz korku, açlýk ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceðiz. Sabýr gösterenleri müjdele." (Bakara Suresi, 155) buyurarak kullarýna imtihan baþlýklarýný verir. Ýnsan aceleci yaratýlmýþtýr ancak imtihan zamanýnda acelecilikte güzel ahlâk ortaya çýkmaz. Allah için güzel bir sabýrla sabretmek çok güzeldir. Samimi kullara düþen, imtihanýný güzel vermek ve alacaðý notlarýn yüksek olmasýna çaba göstermektir.