..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Doðallýk sahip olunan deðil, kazanýlmasý gereken bir erdemdir. -Cervantes
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Deneysel > Taner SARGIN




30 Nisan 2011
Sakarý Boyu Hikâyeleri Ýle Seyr - Ü Sefer - 2  
Taner SARGIN
Karnýný da doyurmuþ olan Arda, düþüncelere dalmýþken uyku bastýrdý. Kentte yaþayan bir insanýn asla yaþayamayacaðý bir sessizlik vardý. Bu sessizliði uzaktaki çoban köpeklerinin havlamalarý bozuyordu. Arada bir çevredeki tilki ya da çakallarýn, piknikçilerin býraktýðý yiyecek artýklarýný ararken çýkarttýklarý çýtýrtýlar uzaktan da olsa geliyordu. Aþaðýdan doðru gelen esinti dallarýn hýþýrtýsýný getiriyordu. Arada bir rüzgâra kapýlan su þýrýltýlarý duyulur gibi oluyordu. Gece iyice bastýrýnca uçsuz bucaksýz bir sessizlik aldý götürdü Arda’yý. Rüya âlemine dalmýþ sonsuz bir huzur içinde uyuyakalmýþtý.


:BDJI:
Ýnhisar þirin bir beldedir. Üç tane lokantadan biri içkilidir. Lokantalarýn biri hemen ana yol kenarýnda içkili olan meydan giriþinin saðýnda kahvehaneden önce gelen eski bina, biri de çýnarlardan ileri devam edince marketin ilerisindedir. Hayvancýlýk yaygýn olduðundan müþterilere etli yemek çeþitleri bolca sunulur. Ýnhisar, genelde eski ve damlarýnda eski tarz kiremitler olan evlerden oluþur. Meydanlýk alanda haftanýn bir günü Pazar kurulur. Tarým ve hayvancýlýkla uðraþan civar köyler haftanýn o günü ihtiyaçlarýný buradan giderir. Ýnsanlarý þakacý ve þen þakraktýr. Arda, motorla geçerken çýnar aðaçlarýnýn dibinde olan çeþmenin yanýndaki bankta oturan Ýsmail amcayý tanýyordu. Çýnarlarýn alt tarafýnda kahvehanenin bahçesine doðru minibüsünün kapaklarýný açmýþ olan halýcý Hamdi ayaküstü çayýný yudumluyordu. Burada oyalanmasý ona zaman kaybettirecekti. Bu nedenle nar bahçelerinin arasýnda kývrýlan yoldan devam etti. Yolun alt tarafýndaki, Ýsmail amcanýn nar bahçesinde daha önce budamýþ olduðu dallar aðaçlarýn diplerinde duruyordu.



Ýnhisardan çýktýktan hemen sonra sola ayrýlan ve köprüden geçerek ulaþýlan Karaaðaç av yapmayý seven Þenol’un köyü idi. Þenol normal zamanlarda Eskiþehir’de oturuyordu. Av yapacaðý zamanlarda köyüne geldiðinde kullandýðý evi ýrmaðýn diðer yakasýnda aðaçlarýn arasýndan görünüyordu. Karaaðaç, Ýnhisar’ýn Mahallesi gibidir ve çok yakýndýr. Coðrafi olarak yakýn olduðu kadar insanlarý da birbirine yakýndýr. Buradan geçtikten bir süre sonra saða ayrýlan yoldan Tarpak’a çýkýlýr. Arda, buralara uðramadan yoluna devam etti.



Bilecik il sýnýrlarýný aþtýktan sonra Eskiþehir’in az nüfuslu ve kýrsal yerleþim yerlerine ulaþýlýr. Karaoðlan köyü içinden geçen yoldan devam ederseniz direk Mihalgazi’desiniz. Karaoðlan köyü’nün içinde saða sapan yoldan devam ederseniz Demirciler köyü yanýndan geçip Sakarýýlýca köyüne varýrsýnýz. Karaoðlan köyü nüfusunu yitirmeden önce önemli bir üzüm üreticisiymiþ. Karaoðlan yolu boyunca üzüm baðlarý dikkat çekicidir. Demirciler çoðu göç ettiðinden boþ ve bakýmsýzlýktan yýkýlmak üzere olan evlerle doludur. Sakarýýlýca köyü verimli topraklara sahiptir. Arda Karaoðlan’dan direk Mihalgazi’ye ulaþan yola girdi.



Mihalgazi’ye girmek üzere iken hava kararýyordu. Giriþte solda Hacý amcanýn çalýþtýrdýðý akaryakýt istasyonu vardý. Hacý çok titiz bir adamdý. Çok dürüst olduðundan civar köy kasabalarýn çoðu ondan alýþveriþ yapardý. Arda, istasyona girdi, motoru stop etti. Ýki oðlu olan hacý, büyük oðlu ile iyi geçinirdi. Küçük oðlu istasyonda pek durmazdý. Ýstasyonda Hacý yoktu. Hacý’nýn büyük oðlu pompanýn baþýna geldi:



- Hoþ geldin.

- Hoþ bulduk abi. Hacý amca yok mu nerelerde?

- Yukarýda dinleniyor. Bugün þehirde biraz iþleri vardý.

- Buraya gelene kadar yakýt almýyorum bir yerden, sizin benzini koyunca motorumun sesi deðiþiyor.

- Tabii bizde öyle, bak nerelerden geliyorsun bizi tercih ediyorsun.

- Ýþler nasýl gidiyor. Satýþlar iyi mi?

- Ýyi olmasýna iyi de buralarda biliyorsun millet soðan sökmeye, marula, oraya buraya patpatlarla gidiyor. Adam on liralýk benzin alýyor günlerce uðramýyor.

- Onlar için en iyisi bu patpatlar. Bizim tarafta öyle deðil iþte. Aldýklarý traktörler mazot canavarý. Gösteriþ olsun diye millet birbiri ile yarýþ halinde model ve marka takip ediyorlar.

- Sizin oralarý da biliyorum bir keresinde Ýznik gölünün kenarýndan giden yolu kullanmýþtým. Ýznik, Orhangazi, Gemlik buralarda dað taþ zeytin aðacý elma armut kiraz her þey var. Onca iþi görmek için güçlü traktör lazým.

- Sen de haklýsýn aslýnda.



Motorun yedeðe düþen deposu fullendi. Vakit kaybetmeden karnýný doyurup Sakarýýlýca kaplýcalarýna çýkýp orada konaklayacaktý. Ödemeyi yapýp ayrýldý.



- Haydi, Hacý amcaya selam söyle, sana da kolay gelsin.

- Aleyküme selam. Sað ol.



Arda, Pazar kurulan tek ana caddesi olan yol üzerinden devam edip saða Sakarýýlýca’ya ayrýlan yola doðru bakarak ilerledi görebildiði kadarý ile Sakarya neredeyse köprünün hemen altýna kadar yükselmiþti. Lokantanýn önünde durdu. Buranýn ustasýnýn oldukça lezzetli kendine has yaptýðý kebabý vardý. Karnýný doyurduktan sonra yolun karþýsýndaki kahvehaneye gidip çay içmek istiyordu. Kahvehanenin sahibi yaþlý þeker ve tansiyon hastasý muhabbetçi bir adamdý. Kahvehaneyi oðlu çalýþtýrýyordu. Lokantacýnýn oðlu, hesabý ödeyip çýkmak üzere olan Arda’ya:



- Karþýdan çay söyleyeyim.

- Ben de oraya gidiyordum.

- Ýçerde sýkýlýrsan dýþarý sandalye atayým iki çay içelim?

- Peki tamam.



Dýþarý oturdular çaylar geldi. O sýrada berber Musa amca yoldan geçiyordu. Arda’yý fark etmedi. Görseydi kesin yanýna gelirdi. Arda sokak ortasýnda insanlara seslenmeyi sevmeyen biri idi. Sonra görürüm diye düþündü.



- Bu saatte pek iþ olmuyor galiba?

- Bu saatlerde pek müþteri olmaz. Küçük yer burasý, birazdan kahvelerde de kimse kalmaz. Millet evine daðýlýr.

- Haftanýn yedi günü çalýþýyorsun

- Evet, burada vakit geçirecek gençlere uygun yer de yok. Bazen arkadaþlarla toplanýp minibüs kiralýyoruz.

- Nereye gidiyorsunuz?

- Eskiþehir’e tabi. Yazýn Sakarýýlýca kaplýcalarý biraz hareketli olur, bazen de oraya takýlýrýz.

- Tabii ki insan arada bir kendine zaman ayýrmalý.

- Sen iyisin abi motorla her yeri geziyorsun?

- Belki bir gün sen de gezersin. Bana müsaade çay için teþekkür.

- Yine bekleriz abi.

- Hadi hoþça kal.

- Güle güle.



Arda, motorun yönünü çevirdi, az ileriki kavþaktan sola köprüye doðru yöneldi. Sýð arazi kesimlerinde çukurlarda su birikmiþti. Köprüden karþýya geçip Sakarýýlýca köyüne girdi. Karaoðlan üzerinden Demircilerden gelen yol da Sakarýýlýca köyü içinde birleþiyordu. Arda’nýn ýlýcalara birkaç kilometrelik yolu kalmýþtý. Ali babanýn pansiyonunu geçip yukarýdaki tesislere çýktý. Burada her keseye göre odalar kiralanýyordu. Sobalý kaloriferli tek oda ya da iki üç kiþilik odalar mevcuttu. Arda bir oda tuttu. Resepsiyondan anahtarýný aldý, dýþarý çýktý. Odasý karþý tarafta Eskiþehir yolu üzerinde idi. Köprüye doðru yürüdü karþýya geçti. Hamamlardan gelen sýcak su akarken dere yataðýndan buharlar çýkýyordu. Su akarak aþaðýda Sakarya nehrine karýþýyordu. Suyun bir kýsmý yukarýdaki boðazdan geliyordu bir kýsýmda banyolardan katýlýyordu. Su yeraltýndan 57 derecede çýkarýlýp vücut için en uygun sýcaklýkta hamamlarda ve özel banyolarda kullanýlmak üzere dinlendiriliyordu. Arda, karþýya geçtikten sonra yol kenarýndaki çeþmenin hemen üzerindeki odasýna geçti. Motoru resepsiyonun yanýndaki park yerinde kalmýþtý. Gerekli malzemesini koyduðu küçük çantasýndan defterini çýkartýp masanýn üzerine koydu. Diþlerini fýrçalayýp üzerini deðiþtirdikten sonra defterine karalamaya baþladý. Ne çok yer gezmiþim bugün diye düþündü. Sonra kafasýný yastýða koydu.



Sabah kalktýðýnda önce hafif bir kahvaltý yaptý sonra malzemelerini alýp banyolara gitti. Umumi banyolarýn ortasýnda havuz vardý. Herkes giriyordu ama girmeden önce havuzun çevresindeki kurnalarda ya da duþlarda bir güzel yýkanýyorlardý. Burada suyun ýsýsýný ayarlama þansýn vardý ama havuzda suyun döküldüðü yer çok sýcaktý. Su sürekli devir daim olduðundan saðlýklý idi. Arda, karþý taraftan suyun ýsýsýnýn en az olduðu yerden girdi havuza. Yavaþça ortalara doðru yüzdü. Sonra geri gitti bir süre vücudunun alýþmasý için suyun içinde yapýlmýþ olan yere sadece kafasý dýþarýda kalacak þekilde oturdu. Bir süre sonra uykusu geldi. Havuzun kenarýna çýkýp bir süre sýrt üstü yattý biraz kendine geldi. Tekrar duþ aldý ve dýþarý dolaplarýn olduðu yere çýktý.



Ilýcalara þifa bulmak için gelen bir gurup yaþlý, oturmuþ sohbet ediyorlardý. Bunlarýn içinde, Arda’nýn sonradan tanýþtýðý Nizamettin Serteser anlatýyordu:



- Sene bin dokuz yüz atmýþ üç, bir tane Skoda otomobil aldým. Sarýcakayalýlar ve sonradan adý Mihalgazi olan Gümeleliler rahatsýz olduklarýnda beni çaðýrýrlar onlarý Daðküplü yolundan Eskiþehir’e hastaneye götürür getirirdim. Ve böyle bir zamanda Sarýcakaya’ya gittiðimde kýþ mevsimi idi ve gece yol kayar seni kurtlar yer dediler beni misafir ettiler. O gece Sarýcakayalýlarýn anlattýklarýndan bir hikâye kaldý aklýmda.



Yaþlýlardan biri:



- Anlat bakalým Nizamettin Bey.

- O zaman Sarýcakayalýlar eþeklerle katýrlarla Eskiþehir’e gelir Sakarya ýrmaðý kenarýnda yetiþtirdikleri sebzelerini satar geri dönerlerdi. Üç eþekle sabahýn þafaðýnda gelin kaynana ve kayýn peder altý küfe yük ile yola çýkarlar. Mallarýný pazarda satar ihtiyaçlarýný satýn alýr küfelere koyarlar. Bunlarýn geri dönüþleri akþam olur, yolda karanlýk çöker. Önde kaynata ortada kaynana en arkada gelin vardýr. Daðküplü, Güvece civarýnda gelinin uykusu gelir. Öbürlerinin de uykusu gelmiþtir aslýnda. Etraf karanlýktýr ve eþekler yolu bildiði için yola devam etmektedir. Gelin der ki ‘’ana benim çok uykum geldi.’’ Kaynana da ‘‘dýngýlýve geldiyse ‘‘ der. Bir müddet daha geçer. Biraz sabreder. Yine derki ‘’anaaa benim çok uykum geldi’’. Kaynana ‘’Dýngýlýveeee dedim ya gýzým’’ der. Gelin biraz daha dayanýr ve bu sefer ‘dýngýlý verir’. Diðerleri yola devam eder. Kaynata, kaynana Sarýcakaya ya inerler. Bakarlar ki arkalarýnda gelin yok.’ Sarýcakaya ya indikten sonra gelinin gerçekten dýngýldýðýný fark ederler. Kaynana der ki’vayyyy canýndan yanasýca gelin dýngýlýve dediydim. Gelin dýngýlmýþ hadi gidem gelini bulam.’ Üç gün ararlar beþ gün ararlar. On gün sonra uçurumun yedi minare boyu dibinde gelinin ölüsünü bulurlar. Arkadaþlar bana anlatýlan bu. Ben Sarýcakayalýlarýn yalancýsýyým.



Gülüþmeler olur. Bir tanesi onaylar.



- Doðrudur.



Bu bölgede kendine has bir þive vardýr. Gidem gelem demek gidelim gelelim demektir. Bir seferinde Çifteler’den olup Sarýcakaya’dan evlenmiþ olan Yaþar ile tanýþýp ve arkadaþ olmuþtu. Arda’ya ‘hadi gidem çay içem’ dediðinde tek baþýna gidip çay içeceðini zannetmiþti ama Arda’yý kolundan tuttuðu gibi çay içmeye götürmüþtü. O zaman anladý ki gidip çay içelim demek istemiþ. Hal hatýr sorarken ‘napan’ derler bu ne yaparsýn nasýlsýn iyi misin demektir. Bu þive hemen hemen Sakarý boyunca kullanýlýr. Sakarya Nehrinin adý burada ‘Sakarý’dýr. Bazen Sakarya boyu kastedilirken ‘dere’ denir.



Arda, yaþlýlarýn muhabbetini dinlemiþtir, sessizlikten yararlanarak kendisini tanýtýr ve sohbete katýlýr. Oldukça sýcak insanlardýr çoðu civarýn insanlarýdýr. Eskiþehirliler özellikle yaz mevsiminde hafta sonu tatillerini geçirmek için hem piknik yapmak amacý ile hem de hamamlara girmek için Sakarýýlýca kaplýcalarýna gelirler. Dýþarýdan doktor tavsiyesi ile gelenler de vardýr.



Nizamettin Serteser karayollarýndan emekli olup Eskiþehir’de oturmaktadýr. Nizamettin beyin babasý Afyon Devlet Demir yollarýndan 1940’lý yýllarda emekli olur. O zamanlar 6 yaþýnda olan Nizamettin Bey Afyondan ev halkýyla eþyalarla bir vagona doluþup, Eskiþehir’e geliþ hikâyelerini anlatmaya baþlar:



- Demir yolu Müdürlüðü’nün 548 tahsis numaralý vagonuna bindik. Kaç günde geldiðimizi tam olarak hatýrlamýyorum. Ama bir lokomotif gelir bizim vagonu takar bir süre yol alýr ve kör bir yola bizi atardý. Günlerce gelen giden olmaz biz araziye yayýlýr ocaklar yakýp yemeðimizi yapýp karnýmýzý doyurur beklerdik. Gelen giden olmazsa eþyalarýmýz vagonda olduðundan bir yere ayrýlamaz vagonun içinde barýnýrdýk. O götürecek bu götürecek bizi haftalarca bekletirlerdi. Afyondan gelen tren býrakýr Ýzmir’den gelen takar. O býrakýr baþka bir tane gelir. Bir sürü karmaþýklýk yaþanmýþtý.



Arda, bu hoþsohbet gruptan vedalaþarak ayrýlýr. Motorunu Gümele’ye doðru sürer. Sebze halinin yanýndaki kahveye gelir bir çay içer. Tam kalkacakken berber Musa amca gelir.



- Hoþ geldin dayýnýn napan.

- Ýyilik Musa dayý dün akþamüstü gördüm seni ama iþin vardý herhalde motorla geçtin.

- Görmedim, çay içem de mi?

- Ben bir tane içtim ama seni kýrmam.



Berber Musa ufak tefek beyaz tenli yaþlýca biridir. Kafasýnda sürekli kasket taþýr. Berber Musa geçmiþ bir tarihte çevre köylerde saç sakal týraþý yapmak için eþekle gezermiþ. Onun gençliðinde civarda berberlik yapan pek yokmuþ. Onun ustasý yanýna birkaç çýrak almýþ ama sadece Musa dayý baþarýlý olmuþ. Musa dayý’nýn ustasý yaþlanýnca da berber takýmlarýný ona býrakmýþ. Musa dayý’nýn gençliðine dair anlattýklarý hemen birkaç anýsýndan ibaretti. Çok fazla konuþmaz ama dinlemeyi severdi. Bir süre sonra masaya sarýþýn iri yapýlý yaþlý biri yaklaþýr selam verir. Berber Musa:



- Benim adaþ bu dayýnýn

- Adý Musa yani öylemi

- He onun adý da Musa.

-

Masaya oturur:



- Hoþ geldin evlat.

- Hoþ bulduk amca. Nasýlsýnýz?

- Ýyilik saðlýk.

-

Berber Musa söze girer:



- Dayýnýn bak ben fazla bilmem ama adaþým dünyayý gezmiþ biridir. Çok bilgilidir.

- Yok, benimki bilgiçlik deðil tabi de, gezdik gördük iþte.

- Nereleri gezdin amca?

- Avrupa da özellikle Almanya’da çok kaldým. Orta doðuyu gezdim. Suudi Arabistan, Afganistan, Pakistan, Suriye'yi gezdim.

- Maþallah amca herkese nasip olmaz

- Bizimkisi çalýþmak iþçi olarak gittim gezdim evlat.



Bir süre havadan sudan konuþulduktan sonra anlatmaya baþlar Arda’nýn tarihe coðrafyaya meraklý olduðunu anlayýnca anlatýr da anlatýr. Konu döner dolaþýr yakýn çevreye gelir:



- Hemen yukarda Demirciler köyü vardýr.

- Evet biliyorum.

- Osmanlý imparatorluðu döneminde Demirciler köyünden bir Emin aða varmýþ, parayý çok severmiþ. Parayý çok sevdiðinden eþkýyalara yataklýk yaparmýþ. Monçak isimli bir eþkýya varmýþ onunla iþbirliði yaparmýþ emin aða. Monçak bu çevrede hus olurmuþ o nedenle kurt misali buralarda yaðma yapmazmýþ. Beypazarý, Nallýhan tarafýnda belki de daha baþka yerlerden köyleri yaðmalar paralarýný vermeyenleri kýzgýn saca oturturmuþ.

- Ýlginç bir hikâyeye benziyor.

- Evet, bir gün Monçak Emin aða ile otururken ‘Emin aða, sen parayý seviyorsun.’der. Emin aða ‘para sevilmez mi be Monçak’. ‘Emin aða sana bir teklifim var’ Emin aða merakla bakar. Monçak der ki ‘sen bir küpün içine gir. Ben küpün içini altýnla doldurayým. Sadece kafan dýþarýda kalsýn. Küpün içinden çýkabilirsen altýnlar senin, çýkamasan da senin.’



Berber Musa dikkatle dinlerken birden söze girer:



- Görüyon mu adaþýmý neler biliyor.

- Merak ettim sonu ne olacak.



Diðeri anlatmaya devam eder:



- Ýþte, Emin aða teklifi kabul eder. Eder ama küpün içinde altýnlar iyice sýkýþtýrýr. Kurtulmaya çalýþtýkça sýkýþýr sýkýþtýkça yukarýdan altýn dökülüp hiç boþluk býrakýlmaz. Emin aða çýkamayacaðým bu kadar altýn yeter dökmeyin gari der.

- Çýkarmýþlar mý küpün içinden Emin aðayý?

- Çýkarýrlar mý? Çete reisi Monçak, adamlarýna ‘alýn Emin aðanýn kellesini’ der. Emin aða ‘böyle konuþmamýþtýk hani çýkamasam da benim olacaktý altýnlar’ der. Monçak ‘yine senin olacak gövdeni bu altýnlarla gömeceðim’ der. Adamlarýna döner ‘gömün Emin aðayý altýnlarýyla çürüyünceye kadar burada kalsýn, çürüdükten sonra yine bizim nasýl olsa’ der.

- Vay be gerçekten ilginç bir hikâyeymiþ. Monçak’a ne olmuþ sonra?

- Kurtuluþ savaþý yýllarýnda Monçak haritalarý toparlar Ýstanbul’a büyük adadaki kilisenin papazýna gitmek üzere yola çýkar. Sandalla adaya geçerken dalga çýkar. Gömü haritalarý suya düþer. Haritalarý almak isterken Monçak boðulur. Haritalarla beraber boðazýn sularýna gömülür.

- Onun sonu da böyle bitti demek ki.

- Öyle tabii ki, etme bulma dünyasý denir, boþuna mý?



Bir süre de yurt dýþýnda yaþadýklarýný oradaki gözlemlerini anlatýr. Uzunca bir muhabbet olmuþtur aslýnda.



- Bana müsaade yine görüþürüz inþallah.

- Nereye evlat?

- Hekim daðýna doðru çýkacaðým.

- Ne yapacaksýn orada?

- Bu akþam çadýrýmý kurup tertemiz havada uyuyacaðým.



Arda, vedalaþýp markete gider yaylada atýþtýrabileceði kahvaltý türü zeytin, peynir, domates, ekmek alýr. Hekim daðý geçidi yaklaþýk 1200 M. rakýmlý olup Sakarýýlýca ile Eskiþehir’in Muttalýp köyüne baðlanan yol üzerindedir. Zirvede Taþköprü köyü vardýr, hayvancýlýkla uðraþýrlar. Arda zirveye ulaþmadan saða dönüp yaylaya geçecektir. Ormanýn içinde otlaklar vardýr orada gündüz piknik yapanlar olur. Hayvan besleyenlerin aðýllarý ve birkaç yayla evi vardýr.



Yol kývrýmlarla yükseðe ulaþtýkça aþaðýda müthiþ bir manzara görünmektedir. Arda yol alýrken buradan ilk çýkýþý aklýna gelir. Buraya ilk geliþinde zirveye ulaþtýðýnda yol düzlemiþ þarampolden akan erimiþ kar sularýnýn Arda’nýn geldiði yöne doðru akmasý onu oldukça þaþýrtmýþtý. Yol gidiþ yönünde irtifa kaybediyor hissi uyanýyordu ama su farklý yöne akýyordu. Bunun sebebi dik rampalarý aþtýktan sonra yolun biraz düzleþir gibi olmasý yanýlsama yaratmasýydý.



Arda, sola sapýp çayýrlýk alanýn ortalarýnda bir yerde durdu. Önce saða sola bakýp çadýrýný kurabileceði en uygun yeri seçti. Burasý Hekim Daðýnýn Mihalgazi’ye bakan tarafýnda hafif eðimli olup çevresinde ormanlýk alanlar olan bir yerdi. Aþaðý doðru baktýðýnýzda Mihalgazi’nin tepesinde yükselen dik kaya görünüyordu. Bu dik kaya ilginç bir oluþumdu: Bir tepenin üzerinde gökyüzüne saplanmýþ ucu sivri bir hançerdi adeta. Motorundan malzemeleri indirip çadýrýný kurdu. Çadýrýn etrafýna küçük küreði ile hendek açtý. Belli mi olur gece aniden bir yaðýþ olursa su altýnda kalmak da var. Rüzgâra karþý çadýr direklerinden çektiði ipleri kamalar ile topraða bir güzel çaktý. Þimdi karnýný doyurabilirdi.



Kýþýn müthiþ kar tutan Hekim Daðý’nýn bu yaylasýnda bahar ve yaz mevsimlerinde sürekli bir esinti vardý. Aþaðýdaki ýlýcalardan buharlaþan sular boðaz boyunca sürekli bir bulut oluþturuyordu. Bu durum insanda her an yaðmur yaðacak hissi uyandýrýrdý. Bir yandan da doðruydu aslýnda bu bölgeye düþen yaðýþ miktarý oldukça fazla idi. Yaðýþlý geçtiði zamanlarda Sakarya nehri bulanýk su ile dolup taþardý. Bazen Eskiþehir’e doðru sallandýðýnýzda bile sis nedeniyle deðil Eskiþehir’i önünüzü bile göremezdiniz.



Bir keresinde Eskiþehir’e yöneldiðinde sisten önünü göremiyordu. Eskiþehir’e de yaðmur yaðmýþ ve kesilmiþti. Bir düzlükten sonra iniþe geçerken dönemeci alýyordu ki, buluttan çýkar çýkmaz müthiþ bir manzara ile karþýlaþmýþtý. Eskiþehir müthiþ bir sürpriz yapmýþtý. Arda, o an havada buluttan çýktýðýný ve altýnda asfaltýn kaybolduðunu hissetti. Arda için bu müthiþ bir duygu idi. Sanki uçuyordu. Bir an tereddüt etti ama baktýðýnda motorun asfaltta yol aldýðýný gördü. Ovanýn ekili arazisinin parseller halinde ve ilerde þehrin net görüntüsü cezp ediciydi. Yaðmur sonrasý tertemiz hava billur gibi bir manzara sunmuþtu ona. Arda bundan dolayý kendisini ayrýcalýklý hissediyordu. Evinde miskin oturan biri böyle bir aný yaþayabilir miydi?



Karnýný da doyurmuþ olan Arda, düþüncelere dalmýþken uyku bastýrdý. Kentte yaþayan bir insanýn asla yaþayamayacaðý bir sessizlik vardý. Bu sessizliði uzaktaki çoban köpeklerinin havlamalarý bozuyordu. Arada bir çevredeki tilki ya da çakallarýn, piknikçilerin býraktýðý yiyecek artýklarýný ararken çýkarttýklarý çýtýrtýlar uzaktan da olsa geliyordu. Aþaðýdan doðru gelen esinti dallarýn hýþýrtýsýný getiriyordu. Arada bir rüzgâra kapýlan su þýrýltýlarý duyulur gibi oluyordu. Gece iyice bastýrýnca uçsuz bucaksýz bir sessizlik aldý götürdü Arda’yý. Rüya âlemine dalmýþ sonsuz bir huzur içinde uyuyakalmýþtý.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn deneysel kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Sakarý Boyu Hikâyeleri Ýle Seyr - Ü Sefer - 3
Sakarý Boyu Hikâyeleri Ýle Seyr - Ü Sefer - 1

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Hayal Gücünün Paradigmasý - 5
Hayal Gücünün Paradigmasý 1
Hayal Gücünün Paradigmasý 4
Kaktüs ve Akrebin Kýsa Tarihi
Dünyanýn Herhangi Bir Köþesi, Bilin Bakalým Neresi?
GDO'yu Beklerken
Masal Bu Ya/ Eke'yi Beklerken 2
Hayal Gücünün Paradigmasý 2
Hayal Gücünün Paradigmasý 3
Ben ve Ben

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Git Kendinde Kaybol Arama Beni [Þiir]
Keþiþ Daðýnda Erguvan Kokusu [Þiir]
Müþküre [Þiir]
Topraktan Gelen Sesler [Þiir]
Ýçimde Bir Þiir Ölüyor [Þiir]
Yavaþ Yavaþ Ölürler Neruda"yý Nazým"ý Tanýmayanlar [Þiir]
Kayýp Þiirler Þehrinde Yitirdiklerim [Þiir]
Hava Kar Yaðýp Buz Kesiyor [Þiir]
Geceye Saçlarýndan Dökülenler [Þiir]
Filler ve Çimen (*) [Þiir]


Taner SARGIN kimdir?

Yakamozlarý yazmaktan çok, içine girmemin getirdiði duyguyu yazmayý tercih ederim.


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Taner SARGIN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.