Þiir, tarihten daha felsefidir ve daha yüksekte durur. -Aristoteles |
|
||||||||||
|
Kemal Düz Vatan ve hürriyet þairi Namýk Kemal(1840-1888)’in ilk piyesi, ’Vatan Yahut Silistre’ oyunudur. 33 yaþýnda Gelibolu’da yazmaya baþlamýþ ve Ýstanbul’da tamamlamýþtýr. Saðlýðýnda sahneleþini gördüðü tek oyunudur. Eser vatanseverlik ve kahramanlýk duygularýný iþler. Piyes, 1853 yýlýnda Osmanlý Ýmparatorluðu ve Rusya arasýnda baþlayan Kýrým Savaþý’nda gönüllü olarak cepheye giden Ýslam Bey ile asker kýlýðýna girerek kimseye haber vermeden onun ardýndan Silistre’ye giden Zekiye’nin baþýndan geçenleri anlatýr. Türk askerinin vatan uðruna gösterdiði özveriyi canlandýrýr. 1 Nisan 1873 ‘de Ýstanbul’da Gedikpaþa Tiyatrosu’nda ilk defa oynamýþ ve halkta büyük coþku ve heyecan yaratmýþtýr. Gece oyunu izleyenler, ellerinde fenerler sokaklarda eserin yazarýný kutlamak için ararlar. Çok duygulanan halk galeyana gelir. Sokaklarda halkýn, coþkulu sesleri yükselir: ”Kemal Bey çok yaþa”, “Yaþasýn Kemal”, “Yaþasýn Vatan”. Böylece sokaklarda bir tiyatro oyunun yarattýðý olaylar meydana gelir. Oyun bir-kaç gün içinde gösterimden kaldýrýlýr. Ebüzziya Tevfik’le çýkardýðý “Ýbret” gazetesi süresiz kapatýlýr. Bu tiyatro eseri, uzun yýllar sadece “Silistre” adýyla anýlýr. Halkta ki bu hareketin büyümesinden endiþe eden Padiþah Abdülaziz, Namýk Kemal ve dört arkadaþýný yargýlamadan Ýstanbul’dan uzaklaþtýrýr. Ebuzziya Tevfik, Ahmet Mithat Rodos’a, Bereketzade Ýsmail Hakký Bey, Menapirzade Nuri Bey Akka’ya, Namýk Kemal ise Kýbrýs’a sürgün edilir. Namýk Kemal, Magosa’da otuz sekiz ay devam eden sürgünden, çýkan af ile serbest kalýr. Ahmet Hamdi Tanpýnar, Namýk Kemal için derki: “Türkiye’de insan haklarýnýn bayraðýný ilk kaldýran adam”dýr. Mustafa Kemal, Namýk Kemal’den çok etkilenmiþtir. Bu satýrlarýn yazarý, tam bir Namýk Kemal hayranýdýr. Tekirdað’da bulunan doðduðu evi defalarca ziyaret etmiþtir. Ayrýca, Magosa’da kalenin içinde, bulunan topraðýn derinliklerine doðru, Namýk Kemal’in yattýðý kuyu biçimli zindaný da görme fýrsatýný yakalamýþtýr. Bunun ötesinde, Magosa’ya sürgüne giderken Payas kalesinde dört beþ gün kaldýðý söylenen zindaný ziyaret etmiþ ve aydýnlanmaya adanmýþ hayatlarý düþünmüþ ve kederlenmiþtir. Ýskenderun’da, Namýk Kemal Ýlköðretim Okulu’na, bu adý verenleri þükranla anmaktadýr Kutsal emanetlerle ilgili olduðunu düþündüðüm Selim Ýleri’nin yazdýðý, “Kamelyasýz Kadýnlar” kitabýnýn 52’nci sayfasýnda yer alan “Nalýn Olayý” konusunu özet olarak aþaðýya çýkarýyorum: ‘Vatan Yahut Silistre’ oyunu sahnelenmeden önce; gazetelerde; ‘Nalýn Olayý’ haberleri yer alýr. Bu haberler günlerce basýnda yer alýr. Peygamberin nalýnýnýn ikinci teki Canik’de bulunduðuna dair haberler yayýnlanýr. Bu haberlere halk çok ilgi gösterir. Canik’ de bulunan ikinci nalýn, kutsal emanetlere ilave edilmek üzere, Canik’ten katýr sýrtýnda yola çýkarýlýr. Samsun’daki özel törene din adamlarý, medrese öðrencileri, yüksek dereceden askeri ve sivil devlet görevlileri katýlýr. Hükümet, nalýn’ýn tekini Ýstanbul’a gönderilmesi için özel bir heyet oluþturur. Nalýnýn getiriliþi sýrasýnda ilginç geliþmeler olur. Koyun sürüleri, kutsal nalýný taþýyan katýrýn ardýna takýlarak, uzun uzadýya ve hazin hazin melerler. Kötürüm yaþlý bir adam nalýn sayesinde yeniden yürümeye baþlar. Dört yaþýndaki kötürüm bir çocuksa, nalýnýn örtüsünün yýkandýðý kirli suyu içerek yürümeye baþlar. Bu iki konuyu yazmamdaki amaç Ýmparatorluðun son 50 yýlýnda Osmanlý basýnýnýn durumunu anlatmaktýr. Günümüz basýnýna bir göz atarsak, ciddi anlamda halkýn, sorunlarýna yer vermeyen, yüzeysel bilgilerle okuyucu avutan, uyutan bir anlayýþýn egemen olduðudur. Kültürleþme deðil de bir ‘kültürsüzleþtirme’ proðramýnýn aygýtý olarak yol aldýklarýný görmekteyiz. Nasýl ki, Ýstanbul’un fethinden önce papazlar meleklerin cinsiyetiyle meþgulseler, bizim basýmýzýn büyük çoðunluðu hayatýn çok dýþýnda... Toplumun çok önemli sorunlarýný görmezlikten geliyor. Bu durum da en çok basýnýn kendine zarar veriyor. PAYLAÞIM: Yaklaþýk 10 yýldýr Ýskenderun’da yayýnlanan ‘Ses gazetesi’nde yazýyorum. Yazýlarým daha çok araþtýrma ve inceleme dalýnda. Yazýlarýmý yazarken çok araþtýrma yapýyorum ve pek çok kaynaktan yararlanýyorum. Bu kaynaklarý da yazýlarýmda da belirtiyorum. Ýskenderun’da yayýnlanan 4 Nisan 2011 tarihli haftalýk bir gazete ( 27 Nisan 2010 tarihinde Ses gazetesinde ve Nisan 2011 tarihli 34 sayýlý Hatay Keþif dergisinde yayýnlanan ayrýca izedebiyat ve iskenderunforum internet sitelerinde yayýnlanan) “ Yitik Kent Myriandos” baþlýklý yazýmýn ‘ilk paragrafý’ný olduðu gibi, adýmdan bahsetmeden, bir inþaat firmasýnýn tanýtým haberinde kullanmýþ. Bu alýntý yazýyý görünce çok üzüldüm. Bunu emeðe saygýsýzlýk olarak düþündüm. Etik olmayan, basýn ve telif haklarýna aykýrý olan bu durum, beni çok üzdü. Bu maðduriyetimi okuyucularla paylaþmak istedim.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © kemal düz, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |