Umutlar, tersine çevrilmiþ anýlardýr. -Anonim |
|
||||||||||
|
Kur’an ahlakýndan uzak cahiliye insanýnýn durumu da þeytanýnki ile benzerlik gösterir. Þeytanýn mantýðýnda gördüðümüz gibi cahiliye insaný da, isyanýna ve inkarýna uygun bahaneler ileri sürer. Samimiyetsizliðini saklamak ve vicdanýný rahatlatmak amacýyla þeytan gibi demagoji yöntemini seçer. Þeytan, etkisine aldýðý insanlara içlerindeki ‘nefisleri’ yoluyla sürekli sinsice bahaneler ürettirir ve bunun yöntemlerini gösterir. Kiþi, þeytanýn sözcüsü haline gelen nefsinin ve sürekli doðru yolu gösteren vicdanýnýn sesi arasýnda sýkýþýr. Vicdan doðruyu fýsýldar ancak þeytan da her an ve her durumda yaklaþarak kiþiyi vicdanýndan uzaklaþtýrmaya çalýþýr. Þimdiye kadar yaþamýþ bütün insanlarýn dini yaþamamak için ileri sürdükleri bahaneler, teviller bu nedenle hep aynýdýr. Çünkü hepsinin kaynaðý aynýdýr; þeytan ve emrindeki sözcüsü nefis. Kuran’da da yüzyýllardýr insanlarýn ayný bahanelerle din ahlakýný yaþamaktan kaçtýklarý bilgisi verilir: Onlar bunu (tarih boyunca) birbirlerine vasiyet mi ettiler? Hayýr; onlar, ’azgýn ve taþkýn (taðiy)’ bir kavimdirler.(Zariyat Suresi, 53) Hayýr; onlar, geçmiþtekilerin söylediklerinin benzerini söylediler. (Müminun Suresi, 81) “Benim kalbim temiz, önemli olan da bu" ya da “Allah büyüktür, affeder” diyenler, iyi bir insan olduklarý için cennete gideceklerini düþünenler, yaptýklarý belli ibadetleri yeterli görenler yalnýzca kendilerini kandýrmaya çalýþýrlar. Aslýnda her ne kadar kendilerini kandýrmaya çalýþsalar da, bu kiþilerin gerçeklerin bilincinde olduklarý bir Kuran ayetinde þöyle haber verilir: O gün, ’sonunda varýlýp karar kýlýnacak yer (müstakar)’ yalnýzca Rabbi’nin Katý’dýr. Ýnsana o gün, önceden takdim ettikleri ve erteledikleri þeylerle haber verilir. Hayýr; insan, kendi nefsine karþý bir basirettir. Kendi mazeretlerini ortaya atsa bile. (Kýyamet Suresi, 12-15) Ayette de haber verildiði gibi her insan kendisine basirettir. Bu nedenle kiþinin mazeretler öne sürerek gerçekleri örtmeye çalýþmasý oldukça anlamsýzdýr. Kiþinin kendisinden daha kötü insanlarýn olmasý, annesinin ya da dedesinin dindar olmasý, arada muhtaç insanlara yardým etmesi ahirette ona yarar saðlamayacaktýr. “Ben Müslümaným” demesi de, Allah’ýn hoþnutluðunu gözeterek salih amellerde bulunmuyorsa kiþiyi kurtaramaz. Her insan, “Þüphesiz insana kendi emeðinden baþkasý yoktur. Þüphesiz kendi emeði (veya çabasý) görülecektir.” (Necm Suresi, 39-40) ayetleriyle de bildirildiði gibi Rabb’inin huzurunda yalnýz baþýna yapýp ettiklerinin hesabýný verecektir. “…Allah, hesabý çok seri görendir. (Nur Suresi, 39); Rabb’imizin huzurunda hesap, nefsi devreye sokamadan seri verilecektir. O nedenle tevil yapýp nefsi temize çýkarmaya çalýþmak anlamsýzdýr. Nefsin verdiði bir diðer telkin de, kiþinin ibadetlerini tam olarak yapamýyor olmasýna iþlerinin yoðunluðunun neden olduðudur. Bu mazeret ise asla geçerli deðildir. Kur’an’a tabi olmak isteyen her insan, önceliklerini yine Kur’an’a göre belirlemelidir. Allah’ýn sonsuz gücünden ve herþeyi kontrolünde bulundurduðundan gaflette olan kiþi, yine nefsinin þeytani telkinlerinin etkisiyle yaþamý boyunca gelecek korkusuyla yaþar. Bu insan þeytaný dost edinmiþtir ve nefsinin bencil çýkarlarýný tatmin edebilmek için artýk herþeyi yapabilecek duruma gelmiþtir. Ýmam Rabbanî, “Makam, reislik, yükselmek ve büyüklenme gibi nefsin arzu ettiði þeyleri ona vererek nefsi terbiye etmeye kalkýþmak; hakikatte, Allah’a düþmanlýk etmesi için ona yardým edip destek olmaktýr.” der. O halde, insanýn asla doymak bilmeyen nefsini beslemesi, en büyük düþmaný olan þeytana yardýmdýr; onu güçlendirmektir. Nefis insaný Allah’ý anmaktan, O’na kulluk etmekten ve tavsiye ettiði din ahlakýný yaþamaktan uzaklaþtýrmak için ‘boþ’ iþlere yöneltir. Kiþi amaçsýzca hiçbir yararý olmayan iþlerle oyalanarak vakit öldürür. Oysa vakit, öldürmek için deðil, kazanmak içindir. “Vakit geçirmek” deyimi de toplumda yerleþmiþ bir þeytani telkindir ve kiþi de o nedenle bunu çok meþru görür. Ýnsanýn, ölümün yakýnlýðýndan tedirgin olurken, zamanýný müsrifçe tüketmesi ne büyük yanýlgýdýr. Mümin ise, yeryüzünde Allah’ýn halifesi olduðunun bilincindedir ve yaþamýný Allah’a kulluk etme ve Kuran ahlakýný yayma görevi üzerine kurmuþtur. Yüce Allah, "(Yeryüzünde) Fitne kalmayýncaya kadar onlarla savaþýn..." (Bakara; 193) ayetiyle, müminin yaþama amacýný ve yeryüzündeki halifesi olmasýnýn getirdiði sorumluluðu açýklar. Samimi iman eden insan þeytanýn etkisiyle nefsinde bahaneler üretmez, günlük yaþamýnýn ve ibadetlerinin, tabi olduðu Kur’an’a uygun olup olmadýðý konusunda titizlik gösterir. Çünkü bilir ki, “…Þüphesiz Allah, sinelerin özünde saklý duraný bilendir. (Al-i Ýmran Suresi, 119)
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Fuat Türker, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |