Geçmiþ ölmedi. Henüz geçmedi bile. -William Faulkner |
|
||||||||||
|
Arpaçay’ýn Bacýoðlu köyünden arabasýný koþan 82 yaþýndaki Hacý Dedem, batmak üzere olan akþam güneþinin son ýþýklarýnýn altýnda Cedere istikametinden Meydancýk köyüne girerken; elli yýldýr torununun hafýzasýndan silinmeyen þu sözcükleri söylemiþti: “Geldik balamýn kendine...” Bala, yani torun Rus yapýsý taþ bina mektebe kaydolacak ve okuyacak. Nur içinde yatasý Hacý dedem, soranlara: “Torunum okusun, karayý seçsin yeter...” diyor. Bunun anlamý: “Okuma yazmayý söksün yeter, daha ötesi lâzým deðil...” Fakat, daha sonra fikir deðiþtirecek; o günkü parayla Ýstanbul’da iki daire alýnabilecek bir miktarý ben ve kardeþimin tahsil parasý diye bankaya yatýracaktýr... Merâmým kendi çocukluðumu anlatmak deðildi de, bir anekdot ile “Karayý Seçmek” in ne anlama geldiðini vermekti. Sanýrým maksat hâsýl oldu... *** Söze kýrk takla attýrmadan baþlýktaki konuya geleceðim... Bir internet baðlantýsý, bir bilgisayar ve bir Türkçe klavye(bir kýsmýnda o da yok ya!) sâhibi olan ve karayý seçen herkes; köþe yazarý oldu çýktý baþýmýza, iyi mi! *** Tamam, bu ülkede futbol izleyen herkes birer futbol uzmanýdýr. Eyvallah... Gerek ülkemizin en deðerli ilim yuvalarýndan, gerek dýþ dünyanýn en gözde üniversitelerinden mezun; oralarda 20-30 yýl dirsek çürüterek ünvan elde etmiþ gerçek hocalarý süründürüyorken: Futbol sahalarýnda “bir düdük” öttüren hâkemlere hoca muamelesi çekiyoruz. Çaresizlikten hadi buna da eyvallah... Dil bilgisi nedir, imla kuralý neye denir, yazý tekniði neyin nesi, kimin fesidirden haberi olmayanlarýn köþe yazarýyým diye ortaya çýkmalarýna da mý eyvallah? *** Aðabeyimizin ya da ablamýzýn Türkçesi, günlük konuþma dilinden ibaret! Kelime daðarcýðý en çok üç yüz elli-dört yüz civarýnda... Dikkat ediniz “en çok” diyorum... Noktalar, virgüller, iþaretlemeler falan tatile çýkmýþlar. Ya da yanlýþ pist üzerinde tango müziðiyle baþbar oynuyorlar... Adamým, “þimdi” yazacakken “sýmdý” yazýyor. Neden öyle yazdýn diye soracak olsan: “Türkçe klavyem yok aaaabi ya!” Türkçe klavyen yoksa “ý” nereden çýktý a benim ebleh balam?! "Baþtan sona devrik cümlelerin, hemen hepsi de yüklemsiz bitiyor..." “Yanýlýyon aaabi, ben o programý yükledim, benim pc’de var...” “Ayrý yazýlmasý gereken 'de, da, ki' leri bitiþik, bitiþik yazýlmasý gerektiðinde de ayrý yazmýþsýn?” “Ossun aaabi... Onlar birbirlerini çoh seviyolaaa, ayrýlsýnlar istemiyom da o yüzden. Ama bazen istemeden gaçýyolaaaa...” “Bir sürü zýt anlamlý kelimelerle cümleyi þiþirmiþsin. Paragraf içindeki cümlelerin hepsi birbirinden kopuk, anlam yitimine uðramýþlar. Bari aralarýnda bir köprü kursaydýn!” “Ohooo, sen daha uyuyon aðabey! Baþbahan açýkladý; koprü moprü deel, yeni bir boðaz açýya... Ýstanbul’a ganel yapýya, ganel... Ýki yanlarýna da yüz gatlý apartumanlar dikecek... Þimdi de iki yahaya birer yeni þeher gonduracah! Ohooo, sen daha koprüye dahýlýp galmýþsýn aðabey...” Allah’tan ya aaabi ya da aðabey diye hitap ediyor... Bakalým ne zaman “sen çok cahil kalmýþsýn” deyip yüzümü kýzartacak!.. “Hani, diyorum ki; sen biraz blog mlog açsan... Bir süre oralarda yazsan. Baþka yazarlarý bol bol okusan, hem Türkçe bilgilerini artýrsan, hem de kelime hazineni zenginleþtirsen ve yazý tekniðini geliþtirsen. Kýsaca biraz piþsen diyorum...” “Haaa! Ben o þiiri ohumuþtum. Hatta bi keresinde Twitter’da da paylaþmýþtým. Ne yalan söyliim, çok hoþuma getmiþti. ‘Yunus miskin çið idik; piþtik elhâmdülillah’...” Piþkin... Allah’ý var, hem de çok piþkin... “Bak, þurada çok uzatmýþ, lüzumsuz yere bir çuval lâf etmiþsin. Halbuki bir mecaz-ý mürsel sanatý yapabilirdin...” “Hööö??? Mürsel Hicaz’a mý getti? Yoh, aðabey sen yanýlýyon gene, Mürsel’i daha dün gayfede gördüm. Arhadaþlarýynan at yarýþý geyiði yapýyoduuuu...” *** Yok, ben, biraz edebî terimlerden falan bahsetmek istemiþtim caným... Hani yazý yazýyorsun ya! Teþbih, Teþhis, Ýntak, Tecahül-i Ârif, Hüsn-i Ta’lil, Tevriye, Telmih, Târiz, Tekrir, Tenâsüp, Tedric, Ýstifhâm gibi söz sanatlarýndan ne derece hâlisin diye bilmek istemiþtim... Haltetmiþim... *** Bu yazý, 13 Mayýs 2011 tarihinde HaberX adlý haber sitesinde yayýmlandý. Madem ki Ýzedebiyat'da da yayýmlýyoruz; o zaman þu notu da düþmüþ olalým: Ýzedebiyat, eskiden gelen yazý ve þiirleri onaydan geçirmek suretiyle yayýmlýyor, kaliteden taviz vermiyordu. Sonra baktýlar ki, bir sürü edebiyat sitesi türedi ve "Sazýmýn telleri pekmez" diyen herkesi þair, "Bozoðlaný bozdurdum" diye yazan herkesi de yazar olarak takdim ediyorlar. Böyle olunca da 10 binden fazla üye sayýsýna ulaþýyorlar. Doðal olarak Ýzedebiyat'ta kalite engeline takýlan herkes de o sitelere kaçýyor. Hâl böyle olunca, Ýzedebiyat yönetimi karar deðiþtirmiþ olmalý ki, yukarýdaki tarife uyan bir sürü "yazarcýk"a da direkt þiir ve/veya yazý giriþi izni verdiler... Doðru mu ya da yanlýþ mý yaptýklarýnýn takdiri elbette ki onlara aittir. Lâkin, bizim de hicvetme hakkýmýz vardýr... Cahit Kýlýç
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Cahit KILIÇ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |