Bilinç ruhun sesidir, tutkular ise bedenin. -Rousseau |
|
||||||||||
|
Yukarýdaki ayette, daðlarýn yeryüzündeki sarsýntýlarý önleyici özelliði haber verilir. Kuran’ýn indirildiði dönemde insanlarýn bilmediði bu gerçek, son jeolojik bulgular sonucu ortaya çýkarýlmýþtýr. Daðlarýn, yeryüzünün yüzeyindeki yükseltiler olduðu düþünülürken, yalnýzca yükselti olmadýklarý, dað kökü denilen kýsýmlarýnýn bulunduðu anlaþýldý. Dahasý dað köklerinin, daðlarýn boylarýnýn 10-15 katý kadar yer altýna doðru uzandýðý ortaya çýktý. Ýþte daðlar bu özellikleriyle, bir çivinin ya da kazýðýn çadýrý sýkýca yere baðlamasýna benzeyen bir iþleve sahiptir. Örneðin zirvesi 9 km yükseklikte olan Everest Daðý’nýn 125 km’den fazla kökü vardýr. Daðlar, yeryüzü kabuðunu meydana getiren çok büyük tabakalarýn hareketleri ve çarpýþmalarý sonucunda oluþur. Ýki tabaka çarpýþtýðýnda daha dayanýklý olan diðerinin altýna girer. Yukarýdaki tabaka kývrýlarak yükselir ve dað meydana gelir. Alttaki tabakanýn yerin altýnda ilerlemesiyle de aþaðýya doðru derin bir uzantý –dað kökü- oluþur. Bilimsel bir kaynakta daðlarýn bu yapýsýndan, “kýtalarýn daha kalýn olduðu daðlýk bölgelerde yer kabuðu mantoya derinlemesine saplanýr.” þeklinde söz edilir. Amerikan Bilim Akademisi eski Baþkaný Frank Press kendi yazdýðý Earth adlý üniversite ders kitabýnda, daðlarýn kazýk þeklinde yeryüzüne derinlemesine gömülü olduklarý söyler. Kur’an ayetlerinde, daðlarýn bu iþlevine, "kazýk" benzetmesi yapýlýr: Biz, yeryüzünü bir döþek kýlmadýk mý? Daðlarý da birer kazýk? (Nebe Suresi, 6-7) Yine bir baþka Kur’an ayetinde, "Daðlarýný dikip-oturttu" (Naziat Suresi, 32) ifadesi geçer. Bu ayette geçen "ersayha" kelimesi "sabit yaptý, demirledi, yere çaktý" anlamlarýna gelir. Daðlar, yeryüzü tabakalarýnýn birleþim noktalarýnda yer üstüne ve yer altýna doðru uzanarak bu tabakalarý birbirine perçinler. Ve yerkabuðunu sabitleyerek kaymasýný engeller. Kýsacasý daðlarý, tahtalarý bir arada tutan çivilere benzetebiliriz. Daðlarýn sabitlenme etkisi, izostasi olarak adlandýrýlýr. Ýzostasi, manto tabakasýnýn yukarý doðru uyguladýðý kuvvetle, yerkabuðunun aþaðý doðru uyguladýðý kuvvet arasýndaki dengedir. Daðlar erozyon, toprak kaymasý veya buzullarýn erimesi gibi nedenlerle aðýrlýðýný yitirebilir, volkanik patlamalar, toprak ve buzul oluþumu nedeniyle aðýrlýk kazanabilirler. Daðlar hafiflediklerinde sývýlarýn uyguladýðý kaldýrma kuvvetiyle aþaðýdan yukarý itilir; aðýrlaþtýklarýnda ise yerçekimi nedeniyle manto içine gömülürler. Yerkabuðundaki bu iki kuvvet arasýndaki denge, izostasi sayesinde saðlanýr. Bugün, yeryüzünün kayalýk dýþ katmaný, derin faylarla kýrýlmýþ ve erimiþ magma üzerinde yüzen parçalanmýþ plakalar halindedir. Yüzen bu plakalar, daðlarýn sabitleþtirici özelliði olmasaydý, dünyanýn ekseni etrafýnda dönme hýzý nedeniyle hareket halinde olacaklardý. Bu durumda yeryüzünde toprak birikmeyecek, toprakta su depolanmayacak, hiçbir bitki filizlenmeyecek; kýsacasý dünya üzerinde yaþam olmayacaktý. Bilimsel araþtýrmalar sonucunda ortaya çýkan daðlarýn çok yaþamsal olan bu iþlevi, birçok Kur’an ayetinde, Allah’ýn mucizevi yaratmasýna örnek olarak verilir. ... Arzda da, sizi sarsýntýya uðratýr diye sarsýlmaz daðlar býraktý... (Lokman Suresi, 10) Sizi sarsýntýya uðratýr diye yerde sarsýlmaz daðlar býraktý, ýrmaklar ve yollar da (kýldý). Umulur ki doðru yolu bulursunuz. (Nahl Suresi, 15) Yeryüzünde, onlarý sarsmasýn diye, sabit daðlar yarattýk ve doðru gidebilsinler diye geniþ yollar açtýk. (Enbiya Suresi, 31) Daðlar göründükleri gibi sabit deðildirler, hareket ederler. Bu özellikleri, yer kabuðunun hareketinden kaynaklanýr. Yer kabuðu, daha yoðun yapýya sahip manto tabakasý üzerinde adeta yüzer gibi hareket eder. Yeryüzündeki kara parçalarý 500 milyon yýl kadar önce birbirlerine baðlýydý. Pangaea adý verilen bu büyük kara parçasý Güney Kutbu’nda bulunuyordu. 180 milyon yýl kadar önce Pangaea ikiye ayrýldý. Bu bölünmeyi izleyen çeþitli zamanlarda Pangaea’nýn daha da küçük parçalara ayrýlmasýyla ortaya çýkan kýtalar, sürekli olarak kara ve denizler arasýndaki daðýlýmý deðiþtirerek, yýlda birkaç santimetrelik hýzlarla sürüklenirler. Yüce Allah daðlarýn hareketini Kur’an’da, “Daðlarý görürsün de, donmuþ sanýrsýn; oysa onlar bulutlarýn sürüklenmesi gibi sürüklenirler...” (Neml Suresi, 88) ayetinde ‘sürüklenme’ olarak bildirir. Bilim adamlarýnýn bu hareket için kullandýklarý Ýngilizce terim de ‘kýtasal sürüklenme’ anlamýna gelen ‘continental drift’dir. Bu bilimsel gerçeðin keþfedildiði döneme kadar insanlar, Kur’an ayetinde "daðlarý görürsün de, donmuþ sanýrsýn" ifadesiyle haber verildiði gibi daðlarýn hareketsiz olduðunu zannediyorlardý. Ayetin devamýnda ise mucizevi bir þekilde bildirildiði üzere daðlar, “bulutlarýn sürüklenmesi gibi sürüklenirler”. Kýtalarýn kaymasý 7. Yüzyýlda henüz gözlemlenmemiþ bir bilgidir; dahasý evrenin ve doðanýn hurafe, batýl inanç ve efsanelerle açýklandýðý bir dönemde Kur’an’da haber verilmesi kuþkusuz büyük bir mucizedir. Söz ettiklerim dýþýnda, bir Kur’an ayetinde daðlarýn "yankýyla ses vermesi" ifadesi, radyolarýn çalýþma sistemine iþaret ediyor olabilir. (Kuþkusuz doðrusunu Rabb’im bilir.) Andolsun, biz Davud’a tarafýmýzdan bir fazl (üstünlük) verdik. "Ey daðlar, onunla birlikte (Beni tesbih edip) yankýyla ses verin" (dedik) ve kuþlara da (aynýsýný emrettik). Ve ona demiri yumuþattýk. (Sebe Suresi, 10) Radyo iletiþiminde uzak mesafelerle iletiþim saðlamak için "tekrarlayýcýlar" kullanýlýr. Ýngilizce’de tekrar eden anlamýndaki "repeater" denilen bu cihazlar, zayýf sinyalleri tekrarlayarak güçlendirir ve uzak mesafelere iletilmesini saðlarlar. Bu tür cihazlar özellikle yüksek binalarýn ve daha çok daðlarýn üzerine yerleþtirilerek en yüksek etkiyi oluþturmasý saðlanýr. Ayette daðlara dikkat çekilmesi, ve "tekrarlamak, dönmek, sesi geri döndürmek" anlamlarýna gelen Arapça "evvibi" kelimesinin kullanýlmasý son derece dikkat çekicidir. Yukarýdaki ayette geçen "Ey daðlar, onunla birlikte (Beni tesbih edip) yankýyla ses verin" ifadesi söz konusu teknolojiye iþaret ediyor olabilir. (Kuþkusuz doðrusunu Rabb’im bilir.) Evrenin dehþet verici görkemli bir þölenle sona ereceði kýyamet gününü tasvir eden çok fazla sayýda Kur’an ayetinde daðlardan söz edilmesi de oldukça hikmetlidir. O dehþetli sarsýntý gününde, daðlar yerlerinden oynayarak ’etrafa saçýlmýþ’ renkli yünler gibi” olurlar. (Kaari’a Suresi, 5) “Ve daðlar darmadaðýn olup” (Vakýa Suresi, 5) ufalanýr, “yeryüzü ve daðlar titremeye-tutulur ve daðlar göçüveren bir kum yýðýný” (Müzzemmil Suresi, 14) haline gelirler. “Yeryüzü ve daðlar yerlerinden oynatýlýp kaldýrýlacaðý, ardýndan tek bir çarpma ile birbirlerine çarpýlýp parça parça olacaðý zaman.” (Hakka Suresi, 14), iþte o gün, doða kanunlarýný ve evrendeki tüm dengeleri altüst eden bu muhteþem olaylar karþýsýnda, insanlar yalnýzca Allah’ýn tek büyük güç olduðunu ve yalnýzca O’nun hükmünün geçerli olduðunu anlayacaklardýr. Allah’ýn sonsuz gücüyle yarattýðý nimet ve güzelliklere nankörlük edenler, telafisi imkansýz bir azap yaþayacaklar, daðlarýn sarsýntýsý gibi sarsýlacaklardýr. Ve onda sabit yüksek daðlar var etmedik mi? Size tatlý bir su içirmedik mi? (Mürselat Suresi, 27)
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Fuat Türker, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |