Barýþý bulacaðýz. Melekleri duyacaðýz, göðün elmaslarla parladýðýný göreceðiz. -Çehov |
|
||||||||||
|
Düzce’ye ilk defa bir konferans vermek için gittim. Üniversiteden sýnýf arkadaþým olan Türk Dili Ve Edebiyatý Öðretmeni arkadaþým Müzeyyen Bayrý Özcan beni davet etti. Müzeyyen Hoca büyük bir organize yapmýþtý. Valiliðe çýkmýþ, projeyi anlatmýþ ve Valiliðin onayýný almýþtý. Tabii Osman Bölükbaþý Dara’nýn yardýmlarýný da yadsýyamayýz. Dolayýsýyla baþta Düzce Anadolu Öðretmen Lisesi olmak üzere Düzce’deki tüm lise okullarý bu konferansa katýldý. Öyle ki Düzce Belediye Kültür Salonu’nda iki oturum yapmak zorunda kaldýk. Basýn, olaya geniþ yer verdi. Davetliler oldukça fazlaydý. Salon tamamen doluydu. Öðrencilerle karþý karþýya geldiðimde öðretmenlik yýllarým aklýma geldi. Dile kolay tam 20 yýl öðretmenlik yapmýþtým. Bu nedenle öðrencilerle iletiþim kurmada hiç zorlanmadým. O günleri baþtan yaþadým. Konferansý metinden okuyarak vermeyi düþünmüþtüm. Bir de slâyt gösterisi hazýrlamýþtým. Fakat teknik azizliðe uðradýk. Getirilen bilgisayar programý tanýmadý. Görsellikten vazgeçmek zorunda kaldýk. Sonra baktým, öðrenciler sýkýlýyor, elimdeki metinleri de attým. Mikrofonu kaparak sahnenin en önlerine geldim. Onlarla daha içten, daha samimi olmak istedim. Ýyi de yapmýþým. Çünkü böyle olunca ilgileri daha çok arttý. Sanatýn öneminden, tiyatronun güzelliklerinden söz ettim. Öykücülükten ve tabii ki KKTC’nin genel yapýsýndan konuþtum. Ýlgiyle dinlediler… Öðrencilere Kýbrýs Türkü’nün tiyatroya olan sevgisini ve düþkünlüðünü dile getirdim. Gerçekten Kýbrýs Türkü tiyatroyu çok seviyordu. Çünkü tiyatro sayesinde en zor günlerini atlatmýþlar, birlik ve beraberliklerini saðlamýþlar ve moral güçlerini yükseltmiþlerdi. Tiyatro, Kýbrýs Türkü için çok önemliydi. Kýbrýslý Türkler, 1908 yýllarýnda tiyatro ile tanýþmýþtý. Maðusa Limanýnda bir ambardan bozma salonda Vatan Þairi Namýk Kemal’in yazdýðý “Vatan Yahut Silistre” oyunuyla buluþmuþlardý. Lefkoþa’dan trenle seyirciler gelmiþti Maðusa’ya. O gün Maðusa Limaný bir bayram havasý yaþamýþtý. Tiyatroyu izlemeye gelenler oyunun baþlama saatinden çok önce salon önüne gelerek özgürlük sloganlarý ve naralarý atmýþlardý. O gün, gün boyu konuþmalar, toplantýlar yapýlmýþtý. Oyun sonrasý da ayný hava teneffüs edilmiþti. Naralar gökyüzünü sarmýþ, nümayiþler (gösteriþ) yapýlmýþtý. Ýþte Kýbrýs Türklerinde tiyatro sevgisi o zamanlar baþlamýþtý. Burada bitmemiþ ve arkasý devam etmiþti. Yeni kurulan dernekler, tiyatro temsilleri veriyor, toplanan paralarla da yoksullara yardýmlar yapýlýyordu. Öyle ki Kurtuluþ Savaþý sýrasýnda tiyatro önemli bir görev üstleniyordu: Kýbrýslý Türkler, tiyatrodan elde edilen tüm gelirlerini Kurtuluþ Savaþý yararýna kullanýlmak üzere Mustafa Kemal Paþa’ya göndermiþlerdi. Burada Düzceli öðrencilerin alkýþlarýný görmeðe her þey deðerdi doðrusu. Onlara tam bu noktada Kýbrýs için özellikle Maðusa için iki Kemal’in önemli olduðunu söyledim. Bunlardan biri Mustafa Kemal, diðeri de Namýk Kemal idi. Her ikisinin de ortak yönü, özgürlüðe, eþitliðe, adalete, Hak ve hukuka düþkün olmalarýydý. Kýbrýs Türkü, bu iki önemli þahsiyetlerin düþüncelerini kendilerine rehber edinmiþti. Mustafa Kemal’den yýlmaz bir özgürlük tutkusunu, Namýk Kemal’den de bitmez bir vatan sevgisini almýþtý. KKTC bu gün Akdeniz’in ortasýnda bir inci gibi parlak, kuþlar kadar özgür ise bunu bu iki önemli þahsiyete borçluydu. Öðrencilerin alkýþlarý tüm salonu sarýyordu. Çünkü onlardaki özgürlük ve vatan sevgisi son derece harekete geçmiþti. Öðrencilerden gelen sorulara cevap verdim. Daha ziyade KKTC ile ilgili sorular geldi: “Orada hayat nasýldý?”, “Ýnsanlar geçimlerini nasýl saðlýyorlardý?” Buna benzer sorular geldi. Dilim döndüðünce cevapladým. Son söz olarak þunlarý söyledim:“Doðru yolda, doðru gidenler mutlaka doðruya ulaþýrlar. Doðruluktan ve dürüstlükten sakýn ayrýlmayýn” Alkýþlar, alkýþlar… Çýkýþta Düzce Valisi Sayýn Vasip Þahin Bey’i makamlarýnda ziyaret ettim. Sayýn Bakanýmýzýn selamlarýný ve hediyelerini ilettim. Vali Bey teþekkür ederek “Kýbrýs ile Türkiye’nin birbirinden ayrý düþünülemeyeceðini, her zaman KKTC’nin arkasýnda olacaklarýný” belirtti. O gece de Düzce Belediye Tiyatrosu’nun sahnelediði oyuna davet edildim. Oyun sonrasý sahneye çýkarak oyuncularý kutladým. Ýzleyenlere Kýbrýs Türkü’nün selamlarýný söyledim. Salonda büyük bir alkýþ tufaný koptu. Daha sonra sahneye Düzce’nin yetiþtirmiþ olduðu ünlü tiyatro sanatçýsý Mehtap Bayrý davet edildi. Çok duygusal anlar yaþadýk. Mehtap Haným gözyaþlarýný tutamayýnca hepimiz duygulandýk. Gerçi bir tiyatro oyunundan sonra böyle konuþmalar yapýlmaz. Ama o gece özel bir gece olmuþtu. Düzce’de adeta bir KKTC gecesi yaþanýyordu. Her þey çok güzeldi… Bu kadar ilgi göreceðimi beklemiyordum doðrusu… Bu güzel anlarý bana yaþatan sevgili dostlarýma, en baþta Müzeyyen Bayrý Özcan’a, Karadeniz Ereðlisi Gümrük Müdürü Osman Bölükbaþý Dara’ya, Sayýn Mehtap Bayrý ve Zeyneti B. Ünal’a, çok teþekkür ediyorum.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |