Evet; susmak mı, konuşmak mı
Bir köşeye çekilip gün saymak mı Yoksa gerçeği unutup kaçmak mı kendinden
Nedir yaşamak? Yeniden başlatmak mı hayatı,
yeniden kurmak mı saati? Dün gençtik, yanardağdı bakışlarımız
Lav püskürürdü gözlerimizden, alev alevdi yüzümüz
Şimşekler çakardı kaşlarımızın arasından
Eklenirdik bir uçurtmanın kuyruğuna Havalanırdık göklere, gök mavi, umutlar mavi
Mavi güller toplardı ellerimiz, hayat çok güzeldi
Papatyalar açardı yanaklarımızda sarı-beyaz
Biz çok güzeldik, çok mutlu, çok umutluyduk
Gençliğin çatısı altında kocamandı dağlar ...
Eskiden zamanı kandırır, durdururduk akreple, yelkovanı
Ama şimdi zaman bizi kandırıyor
Her gün yeni bir masalla çekiyor çine ömrümüzü
Kırık sevinçler, derin kaygılar yaşıyoruz
Kendimizden öteye düşmüyor sözlerimiz
Gönlümüz yaralı , bakışlarımız nemli
Gecenin göğsünde uyanıyoruz sabaha
Gerçekler bize, biz gerçeklere yabancı...
Kabul etmeliyiz ki artık yaşlandık
Deniz olup dalgalanamayız, kıyılar istemez bizi Rüzgar olup esemeyiz, ay olup geceye doğamayız Oturup bir nehrin kıyısına yeniden yıldız toplayamayız
İşte bu yüzdendir onca telaşımız...Mazur görün gençlerimiz(!)..
Rukiye Çelik 16.5.2022/ANKARA
|
|
Rukiye Çelik kimdir? |  | Ne yağmurla ıslanır bu deli yürek, ne bulutla sürüklenir. Dağlar aşar, zifiri karanlıkta yıldız olur parlar, öylesine dostluk aşkı taşır ki o yufka yüreğinde, aklından bile geçiremez uzanan bir elin çiçek yerine dikenle kendisine merhaba diyeceğini...Daima dürüstlüğün durağıdır onun yeri. Sana-bana-ona değil; yalanadır isyanı...Yüreğinde yaşattığı ikizler, güzellik ve iyiliktir yalnızca... Dayanamaz ne ayrılığa, ne de acıya....Sevmez, ne hüznü ne de kederi. Tüm içten dostluklara merhaba...
. |
|
|