[[I]] "Şayet sıcacık bir yorgan ise istediğiniz, iliklerinizi ısıtacak bir güneşten vazgeçmiş olabilirsiniz..."[[/I]] Elinden düşen kadehin parçalarına uzun uzun baktı kadın... Bir intiharın eşiğinde otururken ayaklarının çektiği yöne baktı ve gülümsedi. Bazen bir derin nefes kadar kolay, bazen bir derin nefes kadar zor yaşamak diye kıpırdattı dudaklarını. Oysa hedef ile başbaşa bıraktıkları on ikiden vurmuştu. Bu bir bakıma iyi olabilirdi, kırılan kadehin parçalarının çatı süsü oluşu gibi. Sallanan ayaklarının altında salınan aşıklara baktı bir süre. Belki kendini bırakacağı boşlukta onların hayalleriyle kavrulacaktı ama yine de var gücüyle onların hayallerine ortak olmaya çalıştı. Konuşmakta zorlanıyordu. İçinden geçenlerin bir tanesini dahi yakalasa tutunacaktı hayata ama kayıp gitti her şey tüm varlığı gibi... Elleri arasında gerilen bir uçurtmanın mutlu ettiği çocuğu gördü kadın... Bir uçurtma ile mutlu olmak veya bir uçurtmayla uçmak. Belki olmak ya da olmamak. Kim bilir en ufak bir hamle kimsenin tarifini yapamayacağı bir başlangıca işarettir. Belki ufuk çizgisinin rengi kadar berrak Belki en mavi deniz suları gibi düşsel bir güzellik yaşanacak... Koltuğunun altında bir gül ve arasına sıkıştırılmış mektup ile hızlı yürüyen bir genç gördü kadın... Kadın gördü usta. Görebilmeyi öğrendi. Sonra aşağıdan yükseldi hızlı yürüyen gencin öğütleri Tercih etmemektir vazgeçmek, Kırılmak değil; dökülmektir. Günahsız şarkıların nakaratıdır, Gelinin veda anıdır vazgeçmek. Her ne kadar vazgeçmeyi bilenler alsalar da hayatın tadını Asla takdir edilmeyenlerdir onlar Şimdi sen vazgeçeceksin Ve Bazıları Çocukların ulaşamayacakları Yerde Saklayacaklar Seni
|
|
İrfan Kurudirek kimdir? | | Flu bir görüntüden geriye kalan güçlü bir sarhoşluk abidesi. Etkilendiği Yazarlar: Yelda Karataş, Sibel Buğdaycı, Sezen Aksu, Murathan Mungan, Irwin Yalom, Adam Fawer, |
|
|