Yazar Tanıtımı | Bir bahar çocuğu adem dönmez…
Soğuk bir kış sonrasında kuşlarla beraber gelmiş dünyaya, uzunca bir süre leyleklerin getirdiğine inanmış kendini, iki abi ve bir abla ya sahip, evin en küçüğü, el üstünde, göz nuru… Annesi halime, babası muharrem,
Ahşap süslemeli bir Safranbolu evinin en küçük odasını vermişler ona… Hayaller kursun, yazılar yazsın diye… Yalnızlığı sevsin diye…
Miladi 30 Haziran 1985 doğumlu…
İlk orta ve lise eğitimini Safranbolu da tamamlamış. Okumayı yazmayı altısına varmadan öğrenmiş, susam sokağında… En belirgin özelliği annesine anlattığı masal ve hikâyelermiş çocukken… Ağaçlar arasına kurulmuş salıncaklarda uyumayı severmiş… Un kurabiyesi ve patates kızartmasına asla hayır diyemezmiş…
Çocukluğunu tavuklar, kediler, ağaçlar ve yemyeşil bir dünya
İlk erginliği korku, yalnızlık ve ilk aşk, ilk kavga
Lise yıllarını ÖSS, fen bilimleri, gelgitler ve arada kalmış bir günlük
Olarak tanımlıyor…
Üniversite eğitimi için İstanbul a gelmiş 2003 yılında. Yıldız teknik üniversitesi kimya mühendisliği bölümünü okuyacakmış ama o cümle mühendisi olmak istiyormuş. Şimdilerde okulunu bitirmek ve sırf babası evin duvarına assın diye diplomasını almak ve ona vermek istiyormuş.
Lise yıllarında tanıdığı Dostoyevski hayata bakışını şekillendirmiş.
Yıl 2008 mevsim kış. Yirmi artı üç sene geçmiş hayatından. İlk beşini hatırlamıyor, ikinci beşini ise her gün bir daha yaşıyor, sonraki on seneye dönmek için bir zaman makinesine ihtiyacı var… Sonraki üç seneyi ise hiç yaşanmamış sayıyor…
Hiçlikten sonsuzluğa bir yolculuk bizimki, hatırlanmak ve iyi işler bırakmak ardımızda…
Yazı çalışmaları ile kendini geliştirmeye uğraşıyor bu günlerde. Yazmanın yolu okumaktan geçer diyor ve okuyor, teknolojiye inat eski kitapların sayfalarını koklayarak yaşıyor.
En çok hikaye ve romanlara vurgun… Ve hayattan istediği şey iyi romanlar sunabilmek kendine, ilk romanını da bitirmek üzere…
Adem dönmez i tanımak çok kolay, yalnızlık, gece ve sessizlik... hayatını tanımlayan üç şey…
Asitle bazı karıştırdım,
Dünyayı yaşanabilir bir hale getirmek için…
Hidrojen bağları ile kurdum dostluk bağlarımı…
Kırılabilmesi çok zor olsun diye…
|
Yazısının Özellikleri | hayalperest |
Edebi Etkiler | hikayeci |
Benzer Yazarlar | tarzımı kimseye benzetemiyorum |
Özgeçmiş | 1984 Karabük doğumluyum. Üniversite öncesi hayatım bu şehirde geçti. 2003 yılında İstanbul’a geldim. Yıldız Teknik Üniversitesi’nde mühendislik eğitimi aldım.
Edebiyata ve yazmaya olan bağlılığım ilkokul günlerime dayanıyor. İlk okul öğretmenimin gayretleri ve annemin anlattığı masalların etkisiyle yazmaya başladım ve katıldığım bazı çocuk yarışmalarında ödül aldım. Lise yıllarımda fen bilimleri eğitimi almama karşın dünya edebiyatını takip ettim ve özellikle Rusya ile İngiliz edebiyatından farklı yazarların kitaplarını okudum.
Üniversite sınavına girdiğimde aklımdaki tek düşünce İstanbul’a gelmek ve edebiyat dünyasıyla tanışmaktı. İlk sene bütün kültürel aktivitelerde boy gösterdim. Yazılarını ilgiyle takip ettiğim tüm yazarlara ulaşıp onlara yazın hayatının nasıl geliştirildiği hakkında sorular yönelttim. Yıllar geçtikçe de kendimi bu hayatın içine sokmayı yavaş yavaş başardım. 2006 yılından bu yana Otuzuncuharf edebiyat ve düşünce dergisinin yayın kurulundayım. Bazı hikaye ve denemelerim değişik edebiyat dergilerinde yayınlandı.
Hayatımdaki tek hedefim yazdığım romanı ve hikayeleri kitaplaştırabilmek.
Saygılarımla…
|
Bulunduğu Yer | |
|
Kim derdi ki,
Düştü benim yazdıklarım
Düşte kalan…
Düşte tamamlanan…
Ve hayatı düşe yazdıran.
Ama
Sadece
Benim düşüm.
Ben düştüm…
Sen düştün…
/Bütün yaşadıklarımız bir düşten ibaretti/
Kısaca
Her şey düştü…
/Düştü, her şey…/
|
|