..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Tanrý insaný yarattý, insan da sanat yapýtýný. -Oscar Wilde
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Politik Olaylar ve Görüþler > Vuslat AKTEPE




18 Eylül 2011
Trajedi ve Komedi  
Vuslat AKTEPE
Trajediyi yaþadýk, Ya þimdi?


:BJIE:
Marx þöyle demiþti Luis Bonaparte'in 18 Brumaire'inde; "Hegel, bir yerde, þöyle bir gözlemde bulunur: bütün tarihsel büyük olaylar ve kiþiler, hemen hemen iki kez yinelenir. Hegel eklemeyi unutmuþ: ilkinde trajedi, ikincisinde komedi olarak."
14 Mayýs 1950 seçimlerinden sonra resmen baþlayan DP iktidarý dönemini bir hatýrlayalým isterseniz; Batý emperyalizminin ve özellikle de ABD emperyalizminin burnumuzun dibindeki Sovyetler birliðine karþý ileri, uç karakolu olma görevi tam anlamý ile eksiksiz bir þekilde bu dönemde kabul edilerek uygulamaya konmuþtu. Bu çerçevede gelen Marshall yardýmlarý, uzun vadeli krediler ve hibeler bu karakol görevini kusursuz yerine getirmekle mükellef Menderes iktidarýnýn bekasý adýna büyük bölümü iktidar yandaþlarý ve bürokrasisi tarafýndan yaðmalanmak ve palazlandýrýlmak koþulu ile (O dönemde þimdiki gibi oturmuþ bir iç sermaye sýnýfý daha nüve halindeydi) sus payý olarak, yardýmlar vb. biçimlerde daðýtýlmýþtýr. Hani sayýn Baþbakan’ýn bir baþka sað liderden alýntýladýðý ve CHP iktidarlarýný eleþtirmek için “Bunlarýn iktidarýnda ineðin memesindeki süt bile kesilir” söyleminin çýkýþý da yine bu döneme rastlar. O geleneðin sürdürücüsü olan sayýn baþbakan süt diyarý, hayvancýlýk bölgesi olan Anadolu’da, okullarda, her sabah çocuklara zorla Marshall yardýmlarý ile beraber getirilen süt tozlarýnýn kaynatýlarak içirilmesi hikayelerinin büyüsüyle(!) büyümüþtür þayet. Menderes iktidarý ineðin memesindeki sütü boþaltýp topraða dökmüþ o memeleri süt tozlarý ile doldurmuþtu hatýrlarsýnýz.
Ýktidara aydýn ve orta sýnýf Türk burjuvasýndan itirazlar gecikmemiþ, bir kýsým protesto gösterileri örgütlenmiþ, öðrenci hareketleri geliþmiþti. Bunun üzerine Menderes iktidarýnýn o büyük sansür dönemi baþlamýþtýr. Menderes karþýtý gazeteciler, aydýnlar, üniversite hocalarý (Menderes bu sonuncularý kara cübbeliler terimi ile anar, aþaðýlardý) birer birer gözaltýna alýnmaya baþlanmýþ, muhalif gazeteler sansürden dolayý boþ, beyaz sayfalarla çýkmaya zorlanmýþlardý. Elbette çeþitli yatýrýmlar da yapýlmýyor deðildi o dönemlerde. Ama bu hiç de öyle halk sevgisi, ilerlemecilik aþký ile deðil, dönemin iktisadi dilinin, retoriðinin Keynesgen, kalkýnmacý bir retorikle belirleniyor olmasý ile yandaþ çevrelerin palazlandýrýlmasýna kaynak aktarýmý adý altýnda yürütülüyordu. Ama burada bir kez daha altýný çizmekte fayda görüyorum. O dönem Keynes’ci kalkýnmacý retorik tüm dünyada krizlere alternatif olarak kabul görmüþtü zaten. Yani üçüncü dünyanýn batýya borçlanmasý karþýlýðýnda görece kalkýnmacý tutumu emperyalizm tarafýndan kabul görebiliyordu 1971 bunalýmýna dek.
Halk emperyalizmin ileri karakolu olma görevi karþýlýðýnda açýlan hibe ve yardýmlarýn tadýný çýkarýyordu. Dini ve muhafazakar söylemlerin sosuna bulanmýþ kanlý paralar hibe, yol, elektrik gibi hizmetler ile halka sunuluyor karþýlýðýnda koþulsuz sadakat isteniyordu. DP yanlýsý gazeteler her gün küçük Amerika olacaðýz, manþetleri ile çýkýyor, icraatlarý, iktidarý ve Amerika olma sevdasýný öven yazýlar yayýnlýyorlardý. Bu arada bizimle hiçbir düþmanlýðý olmayan bir ülke de, Kore’de, evlatlarýmýz ölüyormuþ, iþçiler iþten çýkarýlýyor, toprak reformlarý erteleniyormuþ, aðalar ve feodalizm yeniden palazlandýrýlýyormuþ, birinci cumhuriyetin görece ileri sayýlabilecek burjuva reformlarý bir bir rafa kaldýrýlýyormuþ, kimin umurunda… Emperyalizmin kanlý parasý halký susturmaya yeter artardý bile…
Ve sonunda tarihsel þartlarýn bir sonucu olarak silahý elinde bulunduran ama iktidar olamayan bir kýsým ilerici subay tarafýndan iktidar darbe ile düþürülerek o bilinen trajedinin vuku bulmasý saðlanýyor. Elbette Menderes iktidarýnýn düþüþü ve ardýndan geliþenler ile ilgili olarak uzun uzadýya tartýþýlabilir. Ama konumuz itibari ile bu tartýþmayý buradan dýþlýyorum.
Ne demiþti Marx; “………ilkinde trajedi, ikincisinde komedi olarak.”
Þimdi mevcut iktidarýn uygulamalarýný bir göz önüne alalým. 2002 seçimleri itibari ile göreve gelen AKP iktidarý, Sovyetler birliðinin yýkýlýþýna müteakip emperyalizmin deðiþen hedefleri doðrultusunda oluþan bir ihtiyaçtan doðmuþtur. ABD emperyalizminin Rusya-Çin bloðu ile girdiði rekabet koþulunca Ortadoðu coðrafyasýnda hem bir uç karakol olma görevini yerine getirecek hem de diplomatik anlamda tam bir facia olan küçük oðul Ýsrail’in yerine geçerek, diplomasisi ile tüm kapýlarý zorlayacak, açacak bir iktidara gereksinimi Türkiye’yi AKP iktidarý ve evangelist Ýslam tezi ile karþý karþýya býrakmýþtýr. Bu süre zarfýnda uzun süreli krediler, hibeler ile desteklenen Türkiye ekonomisi bir kez daha emperyalizmin kanlý parasý ile ve yine ayný din ve muhafazakarlýk söylemlerinin sosu ile halka sus payý olarak daðýtýlmýþtýr. Bu arada Menderes iktidarýndan farklý olarak yatýrýma deðil de özelleþtirmelere ve pazarýn emperyalist satýcý ve alýcýya sonuna dek açýlmasýna yönelik uygulamalar da at baþý devam etmektedir. Burada mesele ise yine halkýn ihtiyaçlarý deðil Keynesçi ekonomi modelinin tüm kapitalizm tarafýndan bir kenara atýlmasýna ve neo-liberal tezlerin, üretici olmayan, yaðma ve talana dayanan yeni biçimlerinin kabul görmesine sebep olan 1971 resesyonu sonrasý gelinen süreçtir. AKP iktidarý iktisat dilinde “sýfýra doðru koþu” dediðimiz üçüncü dünya maratonunda ona biçilen rolü uygulamaktadýr. Bir þartla, emperyalizmin bölge örneði olabilmesi adýna görece sallantýsýz bir ekonomiye ve belirli bir istikrara sahip olmasý koþuluyla. Böylece dün süt tozu kaynatarak ineklerin memelerinde ki sütü topraða döken gelenek bu gün ayný inekleri canlý canlý topraða gömerek dýþarýdan inek, ve süt almaktadýr. Bir kahramanlýk destaný daha(!) topraðý iþlemekten çoktan vazgeçilmiþ, domates, salça Ýtalya ve Çin’den daha ucuza gelmeye baþlamýþtýr. Vs. bu örnekler çoðaltýlabilir…
Muhalif aydýnlar, gazeteciler, yazarlar, sanatçýlar ve hatta sanat eserleri (Örneðin Kardeþlik Heykeli) tutuklanmýþ, kovuþturmalara uðramýþ, basýlmamýþ kitaplar yasaklanmýþ, yok edilmiþtir. Öðrenci gösterilerine ve halk eylemlerine ileri demokrasinin yeþil polisi eli ile insanlýk dýþý standartlarda þiddet ve komplolar ile müdahale edilmiþtir. Bir farkla ki tarihi iyi okuyan iktidar, kendinde olmayan, yani iktidar olamayan silahý sahibinin elinden alarak kendine baðlamayý bilmiþtir.
Halk emperyalizmin bir kez daha ileri karakolu olma rolünde yaðan kanlý paralar ile susturulmuþ, gözü bir önceki ekonomik krizin travmasý ile korkutulmuþ, açlýkla ýslah edilmiþ ve dilencileþtirilmiþtir. Dün zorla süt tozu içirenler bu gün Makarna kutularý daðýtmýþ, Bodrum’da bile kömür daðýtmaya kalkmýþtýr. Bu arada her gün olan çatýþmalarda gençlerimiz ölüyormuþ, bizimle hiçbir ilgisi olmayan yaný baþýmýzdaki komþumuza müdahale tehditleri havada savruluyormuþ, iþçiler iþsiz kalýyor, köylüler topraðý ekemiyormuþ, kimin umurunda… Halk halinden memnun ya!
Bir kez daha hatýrlayalým ne demiþti Marx: "Hegel, bir yerde, þöyle bir gözlemde bulunur: bütün tarihsel büyük olaylar ve kiþiler, hemen hemen iki kez yinelenir. Hegel eklemeyi unutmuþ: ilkinde trajedi, ikincisinde komedi olarak."
Ýlkinde trajedimizi yaþadýk, ya komedi? Sizce Marx haklý deðil mi?



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn politik olaylar ve görüþler kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Barbarlýðýn Özgürleþmesi

Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bu Gece Bir Aydýn Öldürüldü

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Veda Duasý [Þiir]
O Büyük Gün [Þiir]
Fýrýn Ýþçisi [Þiir]
Hepimiz Geldik G. Te [Þiir]
Murtaza [Þiir]
Karaborsa [Þiir]
Ýyi Geceler Güzel [Þiir]
Sarhoþ 1. Bölüm [Þiir]
Benim Ýstanbul'um [Þiir]
Ýleri Demokrasi [Þiir]


Vuslat AKTEPE kimdir?

Beyaz Geceler adlý küçük romanda ki küçücük bir rus karakterine benzetmiþimdir hep kendimi. Hayalperest!

Etkilendiði Yazarlar:
Rus gerçekçiliði benim için miheng oluþturur


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Vuslat AKTEPE, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.