..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Herkesin derdi başka. -Orhan Veli
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > Melike Karaca




4 Ekim 2011
Ruh,farkındalık Hali ve Yollar...  
Melike Karaca
Ruh Ya bin yıl, ya bin asır sonra o gün gelecek. Koklarken küllerimi mezarımda bir böcek O kadar yanacak ki, bir yüksüklük toprağım, Yerden bir damar gibi kopup fışkıracağım! Ve birden bakacağım, her tarafım bitişmiş, Başım, toprak altında bir maden gibi pişmiş. Nefesten daha ince bir ipek kumaş derim; Fosfordan daha parlak, ince uzun ellerim. Dalacağım kendimin hayran hayran seyrine, Diyeceğim: Bu dönen şeyler eski yerine, Benim diye baktığım şeyler miydi bir zaman? Külümün rüyası mı yoksa gördüğüm?.. Aman! ... Necip Fazıl Kısakürek


:AHDC:
Bu aralar fazla ruh kelimesinden bahsediyorum biliyorum ama bu farkındalık öyle bir şey ki, insan bu noktaya gelince istese de bu kelimeyi kullanmaktan vazgeçemiyor. Bazen kendimizi çok kaptırıyoruz günlük hayatın rutinlerine. Belki haklıyız çünkü belli görevlerimiz var. Ev işlerine,iş hayatına,çocuklara ,anne babaya ,Tanrı'ya, evcil hayvanınıza,kocanıza,sevgilinize borçlanmak durumundasınız. Biraz fazla duyarlı bir insansanız (ki bencillikle duyarlı insan olmak arasinda sadece çok ince bir sınır vardır) daha iyisi daha güzeli için çabalarsınız .


Borçlarınızı ödemek için verdiğiniz çabanın adı hayattır aslında..Hayattır; fakat bazen yalan gibi gelir herşey ..Gözlerinizi kapattığınızda salt bir mavilik,beyninize baktığınızda bir dinginlik görmemeye baslarsınız. Son günlerde, sürekli kafatasınızın içinde dönüp duran ,susmak bilmeyen kelimeler artmıştır .

Gün gelir ki bu koşuşturmaca içinden hızla uzaklara kaçıp , yolun tam ortasında durup geriye bakmak istersiniz.. Fakat bu hengameden kaçarken yanınıza almadığınız bir şeyler olduğu hissine kapıldığınızda aslında sizi daha da farkındalığa sürükleyen şeyin kuşbakışı halini görürsünüz.

Ruhunuz mükemmelliğe,adanmışlığa çıkan virajlı yolun en başında belli belirsiz yorgun ,ifadesiz bir şekilde durmaktadir. Ve bu yol öyle bir yoldur ki , mekandan soyut ,yıllardan döşeli ;üstünden geçtiğiniz ama asla aşina olmadığınızı sandığınız incecik ipten bir çizgidir.

Bu farkındalık da yetmez insana. Geride kalan ruhunuza hayretle bakarken,başardıklarınıza şaşırır fakat asıl o incecik ip gibi yoldan nasıl geçtiğiniz farkındalığını zamansızlık boyutunda yaşarsınız. Aslında bazen keskin taşlardan çıplak ayakla geçmişsinizdir fakat uzaktan nedense ip gibi görünür o engebeli yollar.. Ruhunuzun yolun başında kaldığını, bedeninizde olmadığı için hislerinizin sizi aldattığı şeklinde düşünseniz de aslında sizin taş dediğiniz yollar iptir.

Sadece, sizin onu geride bıraktığınızı, bekleyip geri almanız gerektiğini size telepatik bir dille söyleyen ruhunuzun somut halidir o taş dedikleriniz. Ve siz ruhunuzu geride bırakmanın bedelini (her nekadar bir sonraki yolda iyileşeceğini bilseniz de) kanayan ayaklarla ödersiniz.

Bu yüzden ayaklarınız her kanadığında durup sakinleşin.Hayatınız ne kadar koşturmacalı da olsa,yüksekçe bir yere çıkıp gözlerinizi kapatın o maviliği görene kadar yolun başindaki ruhunuzu bekleyin.

Asıl farkındalığı ruhunuz geri geldiğinde yaşayacaksınız ki onun da ismi ' arınmak' olacak..



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kadın ve Kadınsal İsh'ler Üzerine... Türk (İsh) Japan (İsh)
Kuşlar,dişiler ve Kadınlar
Vatan Sağolsun
İlişkiler, Değişim ve Değiştirip Kendileştirdiğimiz İnsancıklar
Kutular ve Bulutlar


Melike Karaca kimdir?

Gözünü gerçek dünyaya açtığında lülelerini savurarak koşan çokça hayal kuran ,bolca da gülümseyen bir çocuktu. Genç kız oldu saf aşka koştu. Aşktan gözünü açtığında Arap ülkelerinden birinde çölün ortasındaki evindeydi. Anlamadığı arapça şarkıların saniyelerinde bolca küfretti yüklediği anlamlara. Baktı olmadı ; beyaz tarantulaya el salladı,çölden gelen efsunlu kediye göz kırptı . Alaaddin'in yumuşacık halısıyla ülkesine uçtu. Şimdilerdeyse Smyrna'da dolaylarında kaydettiği herşeyi silmeye çalışıyor. .

Etkilendiği Yazarlar:
Haldun Taner,Jorge Luis Borges,Murathan Mungan,Duygu Asena,


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Melike Karaca, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.