Sanatçý, toplumda uzun çalýþma ve çabalardan sonra alnýnda ýþýðý ilk duyan insandýr. -Atatürk |
|
||||||||||
|
Yýllardýr radyo- televizyonlarda yapýlan bilgi ve kültür yarýþmalarýnýn deðiþmez sorulardan birini de Divân-ý Lügât-it Türk ve de onun yazarý Kaþgarlý Mahmud’ un teþkil ettiðini hepimiz biliyoruz. Yarýþmacýlar bunu bazen bilseler de, çoðu kez cevabýný ya hatýrlayamaz veya Ali Þîr Nevâi ya da Dede Korkut gibi ilgisiz kiþi isimleri ile hatalý bir þekilde cevaplarlar. Ancak ne kadar ilginçtir ki, býrakýn bilgi ve kültür yarýþmalarýndaki yerini, ilköðretim, lise ve hatta genel yüksek öðretim müfredatlarýnda dahi, ne Lügât’ ýn kapsamý, ne de yazarýnýn biyografik bilgileri hakkýnda doyurucu açýklamalara rastlanmaz. Bizim öðrenim hayatýmýzýn Türkçe ve edebiyat derslerinde sadece bu Lügât’ in ne kadar önemli bir tarihi kitap, Kaþgarlý Mahmud’ un da büyük bir âlim olduðundan övgü ile sözedilmekle yetinilir dururdu.Þimdi de aynen öyle midir, deðilmidir bilemiyorum. Eðer öyle ise tabii ki çok yazýk. Bu ülke çocuklarý, dilinin ve tarihinin ne kadar eski, kýymetli ve renkli olduðunu bilememenin talihsizliðini halen yaþamakta oluþundan, ülke siyaset ve idaresinin etkili ve yetkili zümresinin vicdan azabý duymasý gerektiðine inanýyorum. Ýlk Türk dilbilgini, etnograf, haritacýsý, diyalektoloji biliminin kurucusu ve toponomist (yer adlarý bilgini ) olan Kaþgarlý Mahmud’ un hayatý hakkýnda bu meþhur eseri dýþýnda pek fazla bir þey bilmiyoruz. Kâtip Çelebi’ nin Keþf-üz-Zünûn adlý eserinde, O’ nun künyesi Mahmûd bin Hüseyin bin Muhammed olarak yazýlýdýr. Tahminen 1025 yýlýnda doðup, 1090’ lý yýllarda vefat ettiði sanýlmaktadýr. Araþtýrmlar sonucunda 1983 senesinin Temmuz ayýnda bulunan kabri , Kaþgar’ a 35 km. uzaklýktaki Gobi Çölü kýyýsýndaki Azak köyündedir. Yaþadýðý dönemde Müslümanlýðý kabul eden ilk Türk devleti olan Karahanlý hanedâný , diðer ilim adamlarýna olduðu gibi, Kaþgarlý’ nýn da gezi ve araþtýrmalarýna büyük destek verdiðini anlayabiliyoruz. Türkçe’ nin o devirde geliþmesine en büyük katkýyý Kaþgarlý Mahmud ile onun çaðdaþý Yusuf Has Hacib ( Balasagunlu - Kuzordulu – Yusuf) vermiþ, her ikisi de çalýþmalarýyla Türk birliðinin kurulmasý ve yüzyýllarca haþmetli bir þekilde yaþamasýnda önemli rol üstlenmiþlerdir. Sadede gelirsek ; 25 Ocak 2012 günü itibariyle, Kaþgarlý Mahmud’ un “ DÝVAN-I LÜGÂT-ÝT TÜRK “ isimli sözlüðünün yazýlýþýnýn bu yýl 940. Yýldönümündeyiz. Kaþgarlý Mahmud’ un o devirde bütün Türk topraklarýný karýþ karýþ gezerek yazdýðý ve 12 Þubat 1074 tamamlayýp, 1077 seneside Abbasî Halifelerinden Muktedî Biemrillâh’ýn oðlu Ebü’l-Kâsým Abdullah’ a sunduðu bu eser,çeþitli Türk boylarýndan derlenmiþ bir aðýzlar sözlüðü karakterini taþýyan, içinde kelime, bilgi ve þiir demetleriyle çok önemli bir sözlük, antoloji ve Türkçe’ nin 11. Yüzyýldaki dil özelliklerini belirten, ses ve yapý bilgisine ýþýk tutan bir dil bilgisi kitabýdýr. Sözlükte bütün aðýzlarýn fonetik ve morfolojik deðiþimleri üzerinde de hassasiyetle durulmuþtur. Kaþgarlý eserini yazarken bütünüyle bizzat gezdiði Türk illerinden derlediði dil malzemesini kullanmýþtýr. Bu yüzden de, bütün Türk boylarýnýn aðýzlarý üzerinde kendi tesbit ve karþýlaþtýrmalarý sonucunda önemli sonuçlara varmýþtýr. Hatta öyle ki, kendi ifadesiyle “ Türklerin hemen hemen bütün illerini, obalarýný, bozkýrlarýný gezip gördüðünü, Türk, Türkmen, Oðuz, Çiðil, Yaðma, Kýrgýz boylarýnýn dillerini zihnine nakþettiðini, her Türk bölüðünün aðýz ve þivesini en ileri bir surette ortaya koyduðunu…” belirttikten sonra da : “ Türk aðýz ve þivelerinin en kolayýnýn Oðuz, en dürüst ve kullanýþlýsýnýn Yaðma ve Tuhsi þivesi, edebî þive olarak da hanlarýn konuþtuðu devlet dili olan Kaþgar Türkçesi olduðu…” hükmünü verir. Kaþgarlý’ nýn fikirleri 11. Asýran bu yana yüzyýllardýr kesintisiz olarak, mukayeseli aðýz çalýþmalarýnýn rehberi niteliðinde olmuþtur. Bunlarýn yanýnda ilginçtir, Türk kavimleri içindeki yabancýlar tarafýndan kullanýlan diller ve onlarýn konuþtuklarý Türk aðýzlarý ‘ na da yer vermiþtir. DÝVAN-I LÜGÂT-ÝT TÜRK’ te esas itibariyle Karahanlý Türkçesi ‘ ndeki kelimeler esas alýnmýþ olmakla birlikte, Oðuz Türkçesi’ ndeki kelime baþlýklarýna da önemli yer ayrýlmýþtýr. Kitapta Oðuz boylarýnýn tamamýna ayrýntýlý bir þekilde deðinilmiþtir. Ayrýca Türk topluluklarýnýn örf ve âdetleri, mitolojisi, folklor, atçýlýk, binicilik, tarým, mutfak bilgileri ve týbb’ý tedavi metodlarý gibi bir yýðýn konu hakkýnda önemli bilgiler veren çok yönlü bir ansiklopedik eser niteliðini de taþýmaktadýr. Ayrýca Lügât içinde çizilmiþ haritanýn, dünya tarihinin en eski Türk dünyasý haritasý olduðunu da gözden kaçýrmamak gerekir. Bu harita ayrýca Türklerin yaþadýðý bölgelere komþu ülke insanlarýndan da söz edilmektedir. Harita renklendirilirken, Kaþgarlý, daðlarý kýrmýzý, denizleri yeþil, ýrmaklarý mavi, kumluk alanlarý sarý ile boyamýþtýr. Haritanýn merkezini BALASAGUN ( Orta Asya'da, bugünki Kýrgýzistan sýnýrlarý içerisinde Aral Gölü'nün doðusunda yer alan ve Türgiþ, Karahanlý, Karahitay ve Türk-Moðol devletlerinin baþkentliðini yapmýþ þehir. ) þehri teþkil etmiþ, diðer yerler hep bu þehre göre konumlandýrýlmýþtýr. Söz konusu harita daire þeklinde çizilmiþ olup, üzerinde Doðu, Batý, Kuzey, Güney yönleri belirtilmiþtir. Harita’ nýn Batý’ sýnda iþaret edilen yerler Ýdil boylarýna, yani Kýpçaklar ve Frenk’ lerin oturduklarý bölgelere kadar uzanýr. Güney-Batý’ da Habeþistan'a, Güneyde Hint, Sint, Doðuda Çin ve Japonya gösterilmiþtir. Lügât’ ýn yazýlýþýndaki ana amacýn, Türk milletinin yüceliðini anlatmak, Türk dilinin, o zamanki Ýslâm coðrafyasýnýn baþat dili olan Arapça’ dan eksik olmadýðý ve Araplara bu dili öðretmek amacýyla kaleme alýndýðý anlaþýlmaktadýr. Eser’ de bütün baþlýklarýnýn tamamý Türkçe, açýklamalarýn bütünü ise Arapçadýr. Sözlük yazýlýrken,tamamen Arap imlâ kurallarýna uyulmuþ, yani kelimeler sahip olduklarý ünsüz harf sayýsýna göre dizilmiþ, Arap harf sistemi içinde bulunmayan p,ç,g gibi harfler kullanýlmamýþtýr. 1071-1077 yýllarý arasýnda Baðdad’ da da yaþayan Kaþgarlý, bu kitaba ilâveten yazdýðý, ancak günümüze gelene kadar bir tek nüshasý da kalmayýp, kayýp olan “ KÝTÂB-U CEVAHÝRÜ’ N- NAHV FÝ LUGATTÝ’ T TÜRK “ isimli kitabýyla , Türkçe’ yi Araplara öðretmek amacýyla önemli bir misyonu yerine getirmiþtir. Anýlan kitaplarýyla ayrýca hem Türkçe’ nin geliþmesi, hem de Türk birliðinin saðlanmasýnda önemli katkýlar saðlamýþtýr. Divanü Lügati't-Türk’ ün günümüz Türkçesi ile anlamýnýn karþýlýðý Türk Diyalektleri Sözlüðü olup , Türkçe-Arapça olarak yazýlmýþ olup, ayný zamanda Türkçe’ nin bilinen en eski, en kapsamlý ve en önemli sözlüðüdür. Kaþgarlý Mahmud, Divânü Lügati't-Türk' üne þu önsözle baþlar : Esirgeyen, koruyan Tanrý'nýn adýyla "Allah'ýn, devlet güneþini Türk burçlarýndan doðurmuþ olduðunu ve Türklerin ülkesi üzerinde göklerin bütün dairelerini döndürmüþ olduðunu gördüm. Allah onlara Türk adýný verdi. Ve yeryüzüne hâkim kýldý. Cihan imparatorlarý Türk ýrkýndan çýktý. Dünya milletlerinin yularý Türklerin eline verildi. Türkler Allah tarafýndan bütün kavimlere üstün kýlýndý. Hak’tan ayrýlmayan Türkler, Allah tarafýndan hak üzerine kuvvetlendirildi. Türkler ile birlikte olan kavimler aziz oldu. Böyle kavimler, Türkler tarafýndan her arzularýna eriþtirildi. Türkler, himayelerine aldýklarý milletleri, kötülerin þerrinden korudular. Cihan hâkimi olan Türklere herkes muhtaçtýr, onlara derdini dinletmek, bu suretle her türlü arzuya nail olabilmek için Türkçe öðrenmek gerekir..." Eserde ayrýca Türklerin tarihi, coðrafi yerleþimleri, boylarý, lehçeleri ve yaþama þekillerine iliþkin kýsa bir önsöz ve metin içine serpiþtirilmiþ bilgilerde vardýr. Kaþgarlý daha sonraki sayfalarda : " Ben bu kitabý hikmet, seci, atalar sözü, þiir, recez (Vezni altý defa müstef'ilün'den ibaret olan bir nevi þiir veya bahire denir. ), nesir gibi þeylerle süsleyerek hece harfleri sýrasýnda tertip ettim. ... Bu lûgat kitabýný baþtan sonuna dek sekiz ayýrýmda topladým…” Kelimelerin yapýlarýna göre ayrýlmýþ bu sekiz bölüm de : 1) KÝTÂBÜ’ L-HEMZE : (Hemze kitabý ) Baþýnda hemze bulunan, yani a, e, ý, i, o, ö, u, ü harfleri ile baþlayan bölümdür. 2) KÝTÂBÜ’ S SÂLÝM : (Sâlim Kitabý) Yapýsýnda harf-i illet denen " و , ي " (vav, ya harfleri) yani v, y ünsüz harfleri bulunmayan ve bir kelimede harflerinden birisi ayný cinsten yan yana iki harf bulunmazsa ona "سَلِم salim " denir. 3) KÝTÂBÜ’ L MUZÂAF : (Muzaaf kitabý ) Yapýsýnda ayný cinsten, iki harf yan yana gelir, birinci harf sakin, ikincisi hareketli olursa buna muzâaf " مُزاَاَف “ denir. 4) KÝTÂBÜ’ L MÝSÂL : (Misal kitabý) Lügât’ te, kelimenin ilk harfi harf-i illet denilen ( y ) harflerinden biri olursa buna "مِسَل misal" denir. 5) KÝTÂBÜ ZEVÂTÝ’ S SELÂSE : ( Üçlüler kitabý ) Lügât’ te ortasýnda elif, vav , ye üçlüsünden bir harf bulunanlarla baþlayan kelimeler bölümüdür. 6) KÝTÂBÜ ZEVÂTÝ’ L- ERBAA : ( Dörtlüler kitabý ) Kelimelerin son harfi elif, vav, ye harflerinden herhangi birisinin bulunduðu bölümdür. 7) KÝTÂBÜ’ L GUNNE : ( Gunne kitabý ) Bünyesinde genizden gelen bir harf bulunan kelimeye " غُنّأ gunne li “, bu harflerden meydana gelen bölüme de gunneli denir. 8) KÝTÂBÜ’ L CEM : ( Ýki harekesiz harfin birleþmesi kitabý ) Yapýsýnda lç, lk, lp, lt; nç, nk, nt; rç, rk, rs, rt, rp; st, þt gibi ünsüz harf gruplarý bulunan kelimelerle baþlayan bölümdür. Kaþgarlý kelimeleri yapýsal durumlarýna göre yukardaki þekilde sekiz bölüme ayýrmaktan baþka, bir de her bölümdeki kelimeleri harf sayýlarýný esas almak suretiyle, yani önce iki harfli, sonra, üçlüler, dörtlüler, beþliler, altýlýlar ve yedi harfliler olarak sýralar. Lügât’ te her bölümde önce isimler, sonra fiiller sýralanarak açýklanmýþtýr. Eser aruz vezni ölçüsüyle yazýlmýþtýr. Ancak Kaþgarlý Mahmud, bazý Türkçe kelimelerin Arap vezinlerine uymadýðý durumlarda kendisi bunu kurguladýðý yeni ölçülerle gidermiþtir. Madde baþlýðý olan kelimelerin açýklamasý yapýlýrken, anlamlarýnýn daha belirgin olmasý açýsýndan konu, atasözleri, vecizeler ve þiirlerle desteklenir. Bunlarýn Arapça tercümeleri de bire bir þekilde yapýlmýþtýr. Lügât içinde yaklaþýk olarak 290 tane deðiþik atasözü konu edilmiþtir. Verilen örnekler, Lügât’ ten sonra yazýlan edebîyat literatürüne de bir kaynak olmasýný saðlayacaktýr. Gerekli görülen yerlerde, madde baþlýklarýný kapsayan konu Kur’ an’ dan âyetler ve Hz. Peygamber ( s.a.v.) in hadisleri ile de açýklanmýþtýr. Türk dilinin en eski ve deðerli sözlüðünün, ne yazýk ki elimizde sadece bir tek yazma nüshasý bulunmaktadýr. Bu da 13. Yüzyýlýn ikinci yarýsýnda Þam'da yaþayan müstensih (El yazmasý eserini el yazýsýyla kopya eden kimse. ) Muhammed bin Ebû Bekir ibn Ebi'l-Feth es-Sâvî ed-Dimaþki tarafýndan 1Aðustos 1266 tamamlanan nüshadýr. Bu yazma nüsha 638 sayfadan ibaret olup, madde baþlýðý olarak toplam 8000 tane Türkçe kelimenin ve cümlenin ayrýntýlý bir þekilde açýklamasýný yapar. Bu nüsha Fatih Millet Kütüphanesi raflarýnda saklanmakta olup, (Arapça nr.4189 ) ile kayýtlýdýr. Bu nüsha da 20. Yüzyýlda, II. Meþrutiyet’ in ilânýndan sonraki yýllarda Ýstanbul’ da bulunmuþ, meþhur Kütüphâneci Ali Emirî Efendi tarafýndan 30 altýn karþýlýðýnda satýn alýnmýþtýr. Bu yazma eser, önce Kilisli Rýfat Bilge tarafýndan incelenerek, üç cilt halinde ( h.1333-1335) 1914-1916 yýllarý arasýnda Arap harfleri ile basýlýp yayýmlanmýþtýr. Basýlýþýndan sonra gerek kitap ve gerekse yazarý Kaþgarlý Mahmud hakkýnda yurt içinde ve yurtdýþýnda yoðun bir araþtýrma-inceleme çalýþmasý baþlar. Kitap baþta baþta Fuat Köprülü, Zeki Velidi Togan, Besim Atalay olmak üzere ülkemizin bir çok ilim adamý yanýnda, Alman, Rus, Macar ve Fransýz ilim adamlarýnýn da araþtýrma konusu olur. Yabancý araþtýrmacýlar içinde kitap üzerinde en ciddi çalýþmayý Alman oryantalist Carl Brockelmann yapar. Brockelmann kitaptaki þiirleri, atasözlerini, ses taklidi kelimeleri ve dilbilgisi kurallarýný makaleler dizisi olarak yayýmlamýþ ve kitabýn Almanca bir indeksini de hazýrlamýþtýr. Eser Türkçe’ ye ilk defa Besim Atalay tarafýndan çevrilmiþtir. Kitap Küitür Bakanlýðý tarafýndan 1990 senesinde aslýna uygun ve týpký basým olarak yayýmlanmýþtýr. K A Y N A K Ç A : Besim Atalay, Divanü Lügati't - Türk, Türk Tarih Kurumu Yayýnlarý, Ankara 2006 ISBN 975-16-0405-2. http://ferahnak.wordpress.com/2012/01/24/yazilisinin-940-yilinda-divan-i-lugat-it-turk-u-hatirlamak/
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Salih Zeki Çavdaroðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |