..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Kötü insan korkuya itaat eder, iyi insan sevgiye. -Aristoteles
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Toplum ve Birey > Şevket Başıbüyük




7 Şubat 2012
Kentlinin Otobüse Binme Kuralları  
Şevket Başıbüyük
Oysa büyük şehirlerde daha çok kalabalıklar var. Büyük şehirlilerin/kentlilerin bu konuda yoğunluğu bizimkilerden kat be kat fazla olmasına rağmen onlar bizim bindiğimiz gibi binmiyorlar otobüslere… Onlarda kural; herkes sırasına bekleyecektir… Otobüs var ya da yok; tek sıra halinde, (ya da çift sıra) ama nizami, ama hiç kimse kimseyi arkadan itmeden, kakmadan, ayaklamadan (güçlü göçsüzü ezmeden) sırasını bekler…. Lütfen ama…


:BGFC:
Kentlinin otobüse binme kuralları

Bu yazıyı bir arkadaşın tavsiyesi ile sipariş üzerinden yazıyorum…

Sipariş yazılarına ben de eskilerde pek sıcak bakmaz, hatta sipariş üzeri yazıldığı için bilinmedik bir mahcubiyet duyardım.

Ama şimdi; ‘talep var ki sipariş veriliyor’ düşüncesiyle, benden kaleme almam talep edilen bu yazıyı yazarken keyif alıyorum.

Sipariş üzerinden kaleme aldığım bu yazıdan keyif alıyorum çünkü bu yazıyı yazmakla hem verilen siparişi yerine getirmiş oluyorum hem kamuoyunun irin toplanmış bir yarasına neşter attığımı düşünüyorum.

Efendim, bu girizgâhtan sonra konuya girmek istiyorum…

Benden sipariş verilen “kentlinin otobüse binme kuralları” konusuna geçmeden önce bu konuya mevzubahis olan olayın fotoğrafını göstermek/vermek istiyorum.

Otobüs durağındayız.

Vakit, günün erken saatleri yani insanların işe geç kalma telaşıyla otobüs beklediği bir zaman…

Her gelen otobüse adeta bir saldırı var, itiş-kalkış var…

İşe geç kalma telaşıyla kimin o an ne yaptığı belli değil. Kim kimi itip kalkıyor, kim kimi kucağına almış arkadan bastırıyor ya da ayağının altında kalma tehlikesi geçiriyor bellisiz…

Sonra kimisi de –benim yaptığım gibi- “of be… Allah belanızı versin, aha da ben çıkıyorum, binmiyorum, işe geç kalsam da binmiyor, binmeyeceğim bu şartlarda…” diyerek öfkeyle kalabalığı yarıp itişilen kakışılan o kaos ortamdan uzaklaştığı fotoğrafa bir bakın…

Aynı fotoğraf karesinde bir da yaşlıları ve bayanları görün…

Tüm olup biten bu rezalet niçin?

Neden?

Nasıl bu hale geldik?..

Benden bu konuyu kaleme almamı tavsiye eden arkadaşa göre, tüm bu olup bitenler otobüslere binerken, bir kentli kültürüyle değil de; bedevi kültürüyle yani köylü kültürüyle binmemizden kaynaklanıyor.

Sizce ne olabilir?

Sanırım hepiniz- hepimiz aynı düşünüyoruz bu konuda…

Peki, hepimiz ve hepiniz aynı düşünüyoruz da, otobüsler, henüz perona yanaşmadan yaşadığımız bu fotoğraftakiler ne?

Bu fotoğrafın karesinde biz yoksak kim var?

Oysa büyük şehirlerde daha çok kalabalıklar var.

Büyük şehirlilerin/kentlilerin bu konuda yoğunluğu bizimkilerden kat be kat fazla olmasına rağmen onlar bizim bindiğimiz gibi binmiyorlar otobüslere…

Onlarda kural; herkes sırasına bekleyecektir…

Otobüs var ya da yok; tek sıra halinde, (ya da çift sıra) ama nizami, ama hiç kimse kimseyi arkadan itmeden, kakmadan, ayaklamadan (güçlü göçsüzü ezmeden) sırasını bekler….

Oysa biz de yarın-o bir gün Büyükşehir olacağız…

İşte tam da zamanı gelmişken…

Gelin bu konuda hepimiz ve hepiniz aynı duyarlılığı gösterelim…

Lütfen ama…

Otobüslere binerken kimse kimseyi şey etmeden, yani ayakaltı etmeden; kırmızı görmüş boğa gibi otobüslere saldırmayalım…

Otobüsler bizim/halkın otobüsleri bunlar, zarar vermeden binebilmeyi öğrenelim.

Sonra bu halk bizim, yani biz bizeyiz, kendi kendimize zarar vermeden, birbirimizin şeyine geçmeden yani haklarına geçmeden sıramızı bekleyelim ve medeni kentlilerin yaptıkları gibi otobüslere binelim…





Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplum ve birey kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnsanlar Keveşe Gibi…
Ez Dinalîm…
Dilin Keskinliği
Sıra Dışı Bir Vali…

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
At Sineği
"Ötesiz İnsanlar"
"Ben Yoruldum Hayat"
Hayırsız Evlat
"Keno Ölmüş Duydunuz Mu?"
Oruç ve İbadetlerimiz
Adıyaman Gelişiyor
Bitkisel İlaç Satan Şarlatanlar…
Duy Beni!…
"Orduzu Gecesi"

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Cennet Gülleri [Şiir]
Tüm Türkiye Üşüdü Koca Reis [Şiir]
Tüm Türkiye Üşüdü Koca Reis [Şiir]
Çocukluğum [Şiir]
Duvardaki Saat [Şiir]
Olma Geveze [Şiir]
Özgürlük [Şiir]
[Şiir]
Bizim Kadir de Ehliyeli Olunca… [Öykü]
Vay Sözüm Vay… [Öykü]


Şevket Başıbüyük kimdir?

Edebiyatın karın doyurmadığını bile bile aç kalma pahasına yazmaktan imtina etmeyen, hayal gücünden çok izlenim ve gözlemlerini yazmaktan büyük keyif alan, yazarken adeta orgazım olan sıradışı bir yazar

Etkilendiği Yazarlar:
Roman, Hikaye, Şiir, Biyografi, Gezi


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Şevket Başıbüyük, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.