..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Öyle yaþamalýsýn ki ölünce mezarcý bile üzülsün. -Mark Twain
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Gülmece (Mizah) > Mehmet Önder




18 Þubat 2012
Memleket Ýhsan Çarper'le Gurur Duyuyor  
Mehmet Önder
Kimi insan çok hayal kurar. Olur olmaz. Hayal dünyasýnda kahraman olur, futbol yýldýzý olur, banka soyguncusu olur; hatta kanatlanýp uçar. Bu onun iç dünyasýdýr. Sakýncasý da yoktur. Ama bunlarý gerçek yaþamla karýþtýrmamalýdýr.


:AEFB:
MEMLEKET ÝHSAN ÇARPER’LE GURUR DUYUYOR


Kimi insan çok hayal kurar. Olur olmaz. Hayal dünyasýnda kahraman olur, futbol yýldýzý olur, banka soyguncusu olur; hatta kanatlanýp uçar. Bu onun iç dünyasýdýr. Sakýncasý da yoktur.
Ama bunlarý gerçek yaþamla karýþtýrmamalýdýr.



Ben Ýhsan Çarper’i tanýmazdým. Ta ki, bir akþam üstü babasý gelip
“Avukat bey, oðlum emniyet güçlerine saldýrmýþ, yaralananlar olmuþ!” diyene kadar.
      Karakolda “Ýhsan Bey için geldim” dedim. Maðdurlar da oradaymýþ. Üç tane iriyarý memur. Önce onlar yakýnmaya baþladýlar:
     - Ýhsan bizi telef etti, dedi birincisi.
      Ýkincisi karnýný, belini tutup nerelerine darbe aldýðýný iþaret etti, usulca.
Üçüncüsü çok acýlý olmalý “Iýýýhhh!” dedi yalnýzca.
      Baktým görünür yerlerinde yara bere yok:
- Ýç kanama filan olmasýn?

Üçü birden “Cuk cuk cuk” sesleri çýkarýp kulak memelerini çekiþtirerek, tahtaya üçer kez vurdular:
     - Kontrol altýndayýz.

     …

     Bir baþka memur Ýhsan’ýn bulunduðu odayý gösterdi. Ýçeri girdim, görevli iki memur ve koltuðun içine gömülmüþ biri.
- Ýhsan Çarper?
      Memurlardan biri, koltuðun içinde gömülü olaný gösterip “Bu” dedi.



     Ufak tefek bir þey. Yarý açýk bir sað, yanýnda çeyreði ile ayakta durmaya çalýþan bir sol gözün ardýnda, þiþmanlamýþ bir surat. Sol ayak sað ayaðýn üstünde; dayý edasý verilmeye çalýþýlan bir duruþ.
      Ben “Ýhsan beyle baþbaþa görüþebilir miyim” deyip, memurlar da çýkmaya hazýrlanýrlarken, Ýhsan baþýný zar zor memurlara çevirdi sert mizaçlý bir amir edasýyla direktifini verdi:
     - Dýþarýý!
Memurlar duymamýþ gibi yaptý.
Biz kaldýk Ýhsan’la baþbaþa:
      - Ne oldu? Dövdü, diyorlar.
Ýhsan’da aðlamakla gülmek arasý bir yüz ifadesi; “Dövmedin deðil mi?” diyorum, o kendi havalarýnda:
- Valla ne yalan söyleyeyim, az biraz hýrpaladým.
Eldeki veriler sözlerini doðrulamýyor ya “Ama, insan hýrpalamanýn yönü konusunda ikileme düþüyor” deyivermiþim:
- Sen, dedi, benim gözlerime bak bakayým.
Baktým. Ýki yumuk göz. Anlaþýlan, sola daha fazla çalýþýlmýþ.
     - Bu gözler yalan söyleyen birinin gözlerine benziyor mu?
Aslýna bakarsan göze de benzemiyor da…
- Hooop! Yüzüme iyi bak.
Eðilip iyi baktým.
- Ne görüyorsun?
Þimdi bu adamýn yüzünde ne görsem doðru olur, ne görmesem yanlýþ olur?
Açýkça “Caným abim, buraya kadar zahmet edip gelmiþsin. Ne olur boþ geçme” diye yalvaran bir surat. Hiç bir þey uyduramadým.
- Bilmem!
Bu kez yüzünü iyice ekþitti:
- Bilmezsin tabi; doðru adam gördüðünüz yok ki! Söylesene, bu surat yanlýþ bir adamda olabilir mi?
- ?
- Ne istiyorsun, her þeyi itiraf mý edeyim þimdi?
Ýçimden “Eh, biz de onu bekliyoruz. Beni eþek sudan gelene kadar dövdüler de, þikayetçiyim de” diyecem ama dinlemez ki. “Tabii” demekle yetindim; bu arada, doðru dürüst anlatýr diye de umutlanmaya baþladým.
- Dinle, dedi. Bende af yok. Kýzdýrdýlar bir yol. Öyle mi, öyle. Alýverdim elime sopayý. Oranýz mý ister, buranýz mý? Hele o býdik olaný var ya; yalvardý: “Kulun kölen olayým Ýhsan abi. Gözünün çapaðýný yiyeyim Ýhsan abi” feryatlarý mahalleyi inletti. Ama dediðim gibi, bende af yok.
Ýhsan’ýn en býdik dediði ile konuþmak için merdiven gerek. Ötekiler daha da maþallah.



- Peki, dedim, sen hep dövdün de, gelirken kamyon mu çarptý, bu yüzünün hali ne?
Geri adým atmýyor:
- Çarpmadý da; haydi sen þu karakolun kapýsýna kadar bir bak gel. Yýkýk dökük bir yer var mý.
Ha þöyle, dedim, Ýhsan normale dönüyor. Karakola yardým edecek, tamir isteyen, yýkýk dökük yer var mý? diye soruyor. Üþenmedim, gittim baktým, her taraf saðlam. Yeni de boyanmýþ.
- Yok.
Elini havaya kaldýrdý.
- Tamam, dedi, gelirken saða sola çarpmamýþým.



Anlaþamýyoruz.
- Peki, bu hale nasýl geldin? Sen bu adamlarýn yumruðuna göz mü attýn, ne yaptýn?
Onu da deðerlendirdi:
- Þöyle bir göz attým. Sýraya geçin, dedim. Verdim sopayý.
- O kadar da vurmasaydýn be Ýhsan.
- Ben ne yapayým abi, sinirli adamým. Biraz da elimiz aðýr.
      Artýk olmayacak, sinek ýsýrýðý türünden bir iki dürttüðünü de varsayýp, biraz daha þiþindireyim bari, dedim.
- Ýnsaný korkutuyorsun ama!
Bu sözlerim özellikle çok hoþuna gitti. Pek yüz denecek hali de kalmamýþ yüzüyle sinsi sinsi güldü.
- Otur otur, kendi avukatýmýza el kaldýrmayýz. Aile terbiyemiz izin vermez.


Bizimki, ayný dövdüm, çarptýmý zapta da geçirtti. Hem de ballandýra ballandýra. Son bir çabayla “Seni hapse attýrmamak için elimden geleni yapýcam Ýhsan” dedim. “Çok bilmiþlik etme” dedi.
Ýhsan’la, hakimin karþýsýnda, tam anlamýþla birbirimize girdik. Ben nasýl dayak yediðini anlatmaya çalýþýyorum; o sözümü kesip kesip nasýl dövdüðünü anlatýyor. Hatta, kurbanlarýnýn feryatlarýný taklit ediyor, yere yatýrýp tepelerinde zýplýyor. Arada duþaklanýp yere yuvarlansa da hemen kalkýp, hayalindeki oyununu sahnelemeye devam ediyor.
Ýhsan beþ gün tutuklu kaldý, çýktý. Uzun süre cezaevi anýlarýný anlatý çevresine: Çaysýz sigarasýz býrakmamýþlar. Yemeðini önüne koyup kaldýrmýþlar. Çýkarken “Bizleri unutma babaaa” diye yalvaranlar olmuþ.
Çokça hayraný var artýk. Her gittiði yerde “Memleket seninle gurur duyuyor” nidalarýyla karþýlanýyor.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.



Mehmet Önder kimdir?

30. 11. 1959'da Ýzmir'in Bayýndýr ilçesine baðlý Furunlu Köyü'nde doðdum. Ýlkokulu köyde, lortaokulu Çýrpý Mustafa Adanýr Ortaokulu'da okudum. Bayýndýr Lisesi'nde bir dönem okuduysam da devam edemedim. Sonra radyo tamirciliði baþta olmak üzere birçok iþte çalýþtým. Ege Týp Fakültesi'nde memur olarak iþe baþladým. Buradaki on bir yýla yakýn çalýþmam süresinde önce Ýzmir Namýk Kemal Akþam Lisesi'ni, ardýndan Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdim. Ýlk Beþ yýlýný Ýzmr merkezde, kalanýný Bayýndýr'da olmak üzere yirmi iki yýla yakýn bir süredir serbest avukatlýk yapmaktayým. Evliyim, Alp Deniz adýnda sekizinci sýnýf öðrencisi bir oðlum var.

Etkilendiði Yazarlar:
Aziz Nesin, Rýfat Ilgaz, Muzaffer Ýzgü


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Mehmet Önder, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.