..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Umutlarým her zaman gerçekleþmiyor, ama yine de her zaman umuyorum. -Ovid
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Özgürlük ve Eþitlik > Kazim Bayar




8 Temmuz 2012
Kur’an Ayetiyle Kadýnlarý "Döven" Din Âlimleri - 1  
Nisa Suresi 34. Ayet

Kazim Bayar


Ey Diyanet! Kadýný dövme… Topla ulemaný, Kur’an ayetinin mealini deðiþtir! Diyanet Ýþlerini, önce Türkçe “deyimler” konusunda biraz test yapalým; - Ben bu yola baþ koydum. - Sen bu söze kulak asma. - Kelle koltukta geziyor. - Her kapýya baþvurmak. - Ýþin baþýný kim çekiyor. - Eþimi çok kýrdým. - Bu iþte kimin parmaðý var. - Kafa yormak. - Baltayý taþa vurmak…


:BCGH:
Diyanet Ýþlerini, önce Türkçe “deyimler” konusunda biraz test yapalým;
- Ben bu yola baþ koydum. - Sen bu söze kulak asma. - Kelle koltukta geziyor.
- Her kapýya baþvurmak. - Ýþin baþýný kim çekiyor. - Eþimi çok kýrdým.
- Bu iþte kimin parmaðý var. - Kafa yormak. - Baltayý taþa vurmak…
Soru-1: Deyimler baðlama göre anlam kazanýr mý?
Soru-2: Sözcükler mecaz anlamda kullanýlýr mý?
Soru-3: Sözcüklerin birden fazla anlamý var mýdýr?
Yukarýdaki deyimlerde kullanýlan sözcüklerin, mecaz anlam ve sözlük anlamlarýný araþtýralým. Bu sorularýn cevaplarýný öðrenelim, defterimize onar defa yazalým. Ödev az mý oldu? O halde aþaðýdaki yazýyý da beþ kez okuyup iyice belleyelim…

Meallerde “kadýnlarý dövün” yazýlan ayet
Olumsuz ama zihninizde þöyle bir sahneyi kurgulayýn;
“Namuslu, dürüst, eþini ve çocuklarýný çok seven bir baba var. Her gün iþten evine yorgun argýn dönüyor. Eve girer girmez eþi asýk suratla salonu terk ediyor. Evde gergin bir hava, yemek yok, bulaþýk çok… Mutfak kir, pas; tezgâh üzerinde hazýr yemek ambalajlarý… Ýlerleyen gece boþ geçmiyor. Kadýn çok agresif, yüksek perdeden baðýrýyor; “Sen adam mýsýn? Kaç para kazanýyorsun ki? Bizi bir tatile mi götürdün? Filan erkek karýsýna neler neler alýyor! Sen de erkeðim diye yataðýma geliyorsun!” Çocuklar mahzun ve kýrgýn, sabah okul için uyumalarý gerekiyor, kahrederek yataklarýna çekiliyorlar; içlerinden en küçükleri hýçkýrýklarla yorganý baþýna aþýrýp umutsuz ve karanlýk dünyasýna kapanýyor…”
Evet, eþi tarafýndan horlanan bir baba… Çocuklarýnýn önünde azarlanýp deðersizleþtiriliyor. Akrabalara þikâyetler, komþulara gýybetler…
Erkek, ailesi için büyük bir çabayla beslenme ve diðer ihtiyaçlar için çýrpýnacak, onlarýn üzerine titreyecek; buna karþýlýk sevgi, saygý ve iltifat beklerken ailenin diðer yarýsý, kýymetli eþi tarafýndan aþaðýlanýp hor görülecek!
Kadýnýn erkeðe yaptýðý nüþuz; yani aþaðýlamasý budur. Erkeði incitme, küçük görme ve aile sýrlarýný ifþa etme biçiminde ortaya çýkar. Bu aþaðýlama ve küçük düþürme; erkeðin ekonomik geliri, sosyal konumu, eðitim durumu, fiziksel görünümü ve cinsel davranýþýnýn eleþtirisi þeklinde farklý konularda görülebilir.
Ýþte bu duruma gelmiþ bir ailenin hal-i pür melali için; en güzel ve en veciz ifadeyle çýkýþ yolunu kim gösterebilir?
Kadýn; bu halde bile olsa incitilmeden uyarýlmalý, sadakate ve iyiliðe çaðýrýlmalýdýr. Erkeðe fazilet/itibar yükümlenmeli ve kutsal/þerefli olan aileyi koruyacak yol gösterilmelidir. Aksi olamaz. Muhtemel çýkacak bir þiddet, huzursuzluðu daha da artýracaktýr. Çünkü taraflardan birine yerleþen saygýsýzlýk ve nefret; hem aile kurumunun kutsallýðýný zedeler hem de üzüntü ve mutsuzluðun toplumsallaþma olasýlýðý artar. Çocuklarýn veya iki tarafýn da kiþiliklerinin korunmasýndaki tedbirler, nazikçe ve ýsrarla ortaya konulur. Her çaða ve her topluma uygun olacak bu yol gösterimi elbette ki, Yüce Allah’tan gelmektedir…
Yukarýda kurgulanan olumsuz ve üzüntü veren manzaranýn marifeti(!), Yüce Kitabýmýz Kur’an-ý Kerim ‘in deyimiyle; maalesef “nüþuz yapan bir kadýna” aittir. Kadýnýn erkeði aþaðýlamasý konusu; birçoðumuzun zihnine yerleþtirilmiþ olan, “Erkekler kadýnlardan üstündür.” ve “Kadýnlarý dövün.” yanlýþ yargýsýnýn çýkartýldýðý; Nisa suresi 34’te, aile itibarý hakkýnda oldukça veciz bir tanýmlamayla erkeklere rehberlik yapýlmýþtýr.
Ne yazýk ki, Türkçemizde mevcut olan meal ve tefsirlerin çoðu insanýmýzýn zihninde, bu ayetin icazetine gölge düþürmeye yetmiþtir! Hâlbuki bilinenin aksine bu ayetten “erkek üstünlüðü ve kadýn dövme” yargýlarý zorla üretilmiþtir, nasýlsa?
Arapça NÞZ kökünden türetilmiþ nüþuzun, "çýkýntý, tümsek, yükselmek, þiþmek, ortaya çýkmak, meydana gelmek, ayaða kalkmak, normalin dýþýna çýkmak, isyan etmek; karý-koca birbirine karþý incitici kavgaya giriþmesi ve üstünlük kurma ve dayatma, büyüklenip diðerini aþaðýlama " anlamlarýnda kullanýldýðýný görüyoruz...
Bu makale, Arapça gramer dersi vermek için yazýlmamýþtýr. Verilse de “din adamý” ikna olacak bir sýnýf deðildir. Türkçemize Kur’an meali verenler; sözcükleri kurallý bir sýrayla; cümle oluþturma usulüne uyarak, baþka bir dildeki “sözcük karþýlýðýna” çevirerek ayeti kendi dilindeki baðlam ve ruhundan koparmýþlardýr. Sözcükleri baðlam dýþý olarak; yani gramer kurallarýna göre çevirmiþlerdir. En azýndan bu ayette böyledir…
Mevcut meallerin oluþturduðu ‘erkek üstünlüðü ve kadýlarý dövün’ yanlýþýna son vermek için; “kadýnýn nüþuzu” ayetini, 30’a yakýn Türkçe “mealden” farklý olarak, dindara ve din adamýna ders olacak çevirisini yapalým.
Nisa-34. ayetin çevirisi;
Bu ayet lafzýnýn Türkçe sözcüklerle ya da “Dilsel Kavrayýþ Çevrisi” þöyle olmalýdýr;
“Allah’ýn erkeklere verdiði erdem, topluma karþý ailesinin onurunu koruyan ve geçimi için onlarýn üzerine titreyip, mallarýný ve kazancýný (bu uðurda esirgemeden) harcamasýndandýr. (Buna karþýn); eþlerine (kocalarýna) saygýlý, iffetli/hayýrlý olan kadýnlar ise; nasýl Allah, onlarýn haklarýný ve mahremiyetini (evli olduklarý erkek vesilesiyle) koruduysa onlarda (eþlerin birbirleriyle paylaþtýklarý) özel hallerini ve namuslarýný baþkalarýndan korurlar. (Þayet bunun aksi olarak); erkeði aþaðýlayýp topluma karþý küçük düþüren ve mahremiyeti korumayan (korkulan bir durum varsa o) kadýnlara; önce öðüt verin. Sonra (eðer aþaðýlamaktan vazgeçmezlerse) size yapýlana karþýlýk yataklarýnýzý ayýrarak (birleþmeyip), bu yolla incinen duygularýnýzý ciddiyetle (aile itibarýný korumak için) onlara gösterin. Eðer aile hukukuna saygýlý olurlarsa (tepkinizi uzatmayýn; eþinize sevgiyle yaklaþýn) baþka yollar aramayýn. (Aileye deðer veren) Allah, çok yücedir ve büyüklük sahibidir.
Arapça sözcüklerin, ayetin kontekstiyle iliþkisine dayalý; yani “Türkçe Baðlam Çevirisi” ise þöyle olmalýdýr;
“Allah’ýn size verdiði aile þerefi; yalnýzca eþine baðlanan onu koruyup geçindiren erkeklerle, onlara gýyabýnda saygý gösterip ve Allah’ýn evliliðe verdiði mahremiyeti koruyan iffetli kadýnlara baðlanmýþtýr. Kadýnlardan erkeklerin itibarýný yok sayan, aþaðýlayýcý davrananlara karþý yapmanýz gereken; güzel sözle doðruluða çaðýrmaktýr. Durumun deðiþmesi için, size yapýlanýn ciddiyetle karþýlýðý; birlikte yatmaktan kaçýnmanýzdýr. Bu tepkinizi, aile içi saygý ve huzur geri gelinceye kadar; ýsrarla sürdürün. Eðer saygýya dönerlerse sevginizi güzelce ortaya koyun. Aileyi koruyan Allah çok yücedir, çok büyüktür.”
Evet, þimdi din âlimine soralým;
Nerede “erkeðin üstünlüðü”?
Nerede “kadýný dövün” emri?
Nerede “kadýný evden uzaklaþtýrýn” ya da “ayrýlýn” emri?
Ayette geçen “faddalallahu”, kendi baðlamýnda “Allah’ýn verdiði itibar” da diyeceðimiz “erdem” ya da “þeref” anlamý kazanmýþtýr; yönetici veya cinsiyet (kazanç ve kaba güç) üstünlüðü deðil… Burada aileyi geçindiren, sahiplenen, gözü evinde olan erkeðe; aile þerefinin bir ortaðý olarak, iffetli bir kadýnla beraber kurduðu ailesi için fazilet/erdem sýfatý verilir. Kadýna karþý bir galibiyet deðil, eþit ortaklýk verilmiþtir. Kaldý ki, erkeðin kazancýyla kadýný geçindirme olgusu, birçok kimse için göreli durumdadýr; Peygamberimizin ilk eþinde olduðu gibi…

Kadýnýn erkeðe duygusal darbesi/Nüþuz
Nüþuz, duygusal alanla iliþkili bir kavramdýr. Kibirlenme, kötü duygularý oluþturan bir zemindir; öfke, nefret ve düþmanlýk üretir. Bu olumsuz duygular, muhatabýný küçümseyip kendisinden uzaklaþtýrmak ister. Öyleyse kadýnýn nüþuzu, erkeðe yapýlan duygusal bir darbe/vuruþ olarak anlaþýlýr. “Darbe” sözcüðünün ise dilimize Arapçadaki birden çok anlamýndan yalnýzca biri geçmiþtir; o da vurmaktýr.
Halbuki Arapça DRB kökü (sözlükte) mastar olarak "vurmak, dövmek, yapmak, býrakmak, ayrýlmak, göstermek, etmek, eylemek, koymak" vb. birçok anlama gelir.
“Örneðin; baský yapmak, zorlamak (darb); kota uyguladý (darabe hýssa); iðne yaptý (darabe hagn); çadýr kurdu (darabe heyme); vergi koydu (darabe darîyb); misal verdi, örnek gösterdi (darabe mesel); para bastý (darabe nugt); telefon etti (darabe'l-hatife); vuruþmak, dövüþmek (tedârub); kývranmak, çýrpýnmak, bocalamak, telâþlanmak, çalkalanmak (idtýrâb); grev, iþ býrakma, iþi terk etme, ayrýlma (idrâb); çalkantý, kriz (idtýrâb); sýnýf, cins, nevi, (darb); vurguncu, spekülâtör (müdârib); ticarî rekabet, ticarî ortaklýk (müdârebe) gibi birçok kelime bu kökten türetilmiþtir… (R. Ý. Eliaçýk) ”
Görüldüðü gibi “DRB” fiilinin yaygýn olarak bilinen ve kullanýlan Türkçesi “vurmak” manasýyla beraber; çaðrýþtýrdýðý bir anlamý da “temastan gelen tepkidir.” Ayet baðlamýndaki kullanýmý, “eylemek, göstermek” çekiminde; yani “bir duygusal tepkiyi göstermek, eylemek” olarak çevrilebilir. Zaten fizikteki “etki-tepki yasasý” diye bilinen kural da bunu açýklar ve basitçe þudur; “Her etkiye karþý eþit ve ters yönde bir tepki oluþur.”(Newton). Yani “Çarpýþan/vuruþan cisimlerde; çarpan cisim kadar, vurulan cisim de ayný oranda tepkime gösterir.” Ayrýca çarpýþan cisimler birbirlerine gösterdikleri “etki-tepki” sebebiyle birbirlerinden uzaklaþýr veya buna eðilim gösterirler…
Böylece ayetteki “ve’dribûhunne” çekimli haliyle darebe fiili; “onlara (kadýnlara) (yaptýklarýna karþýlýk) tepkinizi gösterin.” Yani “ve onlarýn size karþý gösterdiði (nüþuza) duygularýna karþýlýk, artýk siz de onlara incindiðinizi, darýldýðýnýzý gösterin/getirin” Ya da “sabýrla hapsettiðiniz dargýnlýðý/incinmeyi siz de karþýya yansýtýn” þeklinde kullanýldýðý en güçlü ihtimaldir. Bu incinmenin göstergesi, ayetteki “güzelce konuþmaktan” sonra gelen “birlikte yatmama” tepkisi olarak ortaya çýkarmaktýr. Yani, ve’dribû’den önceki cümlede; erkekten ýlýmlý/yumuþak davranmasý; kadýnýn nüþuzundan gelen sert etkiyi absorbe eden (süngerin suyu emmesi gibi) tutumun gösterilmesi istenir. Böylece sert vuruþa karþý, yumuþak tepki/vuruþ gelir. Ayette çözüme götüren taraf erkek olduðu için ýlýmlýlýk; ciddiyet ve onurlu olan bir duruþu gösterir, artýk birlikte yatýlmaz… Ayetin baþýnda tanýmlanan erdemliliðin tepkisi, bu “dargýnlýk ve yatak ayrýlýðý” þekilde olandýr. Erkeðin incinmesini, kadýn kavrayýncaya/hissedinceye kadar uygulamanýn devamý isteniyor. Aile birliðinin devamý için olmasý gereken tahammül, “kadýnýn doðruyu anlamasýna” kadardýr. Erkeðin itibarý ve varsa çocuklarýn; ruhsal saðlýklarý tamamen elden gitmemelidir. Sonuç, “ve’dribû; doðruya çaðýrma ve yatak ayrýlýðýný tepki olarak ortaya koyun” anlamýna gelir. Eðer kadýn iþin ciddiye gittiðini fark edip güzel söze dönerse aile birliði kurtulur. Aksi durumda Nisa-35. ayet önerisi devreye girer; çözüm toplumsallaþtýrýlýr. Mevcut sorun, kadýn ve erkeði nikâhlayan hukuk sistemine devredilir…
Nüþuzu; sevgi, sadakat ve memnuniyet gibi olumlu duygularýn yokluðu besler. Böyle duygusuzluðun çatýþma ortamýnda; saygýn bir iliþki ve mutlu aile birliði saðlanamaz, ortaya “þiddetli geçimsizlik” çýkar. Bu þartlarda bir de kalkýp kadýný mý döveceksiniz? Böyle bir davranýþ, psikolojik olarak aradaki gerginliði daha da artýrmaz mý ey din âlimi! Zaten nüþuz yapan kadýnýn amacý da tam budur; iliþkinin onarýlamaz noktaya gelmesidir. Bir fiske dahi, erkeði aþaðýlayan kadýnda yanardað etkisine dönüþmez mi? Ama ne yazýk ki, din âliminin “geleneksel erkek egemen kültü” kadýný ikinci sýnýf ve mazbut hale getirmiþtir. Böylece ayeti, “kadýnlarý dövün” diye çevirir. Lakin kendi doðrusunun(!) þüphesinden kurtulamaz; parantez içinde “hafifçe, yavaþça” gibi sözcüklere sýðýnýr…
Nisa-34; kadýnýn erkeðe karþý, onur kýrýcý (kýskandýrýcý; eþler arasýndaki özel hayatýn gizliliði ve korunmasý hakkýnýn ihlal edilmesi durumunda), kadýnýn evlilik iliþkisinde erkeði aþaðýlayýcý bir tavýrla üstünlük gösterip, bu tutumunu aile içi geçimsizliðe götürmesinin getirdiði anlaþmazlýða bir çözümdür. Burada aþaðýlanan, küçümsenen ve incitilen erkeðin; bunu yapan eþine -kadýna- karþý dik duruþu, insan -koruyucu erkek/kavvam- onurunun ve aile þerefi için nefsi müdafaaya geçmesi isteniyor. Aile içi özel durumlarýn, dýþ dünyayla paylaþýlýp aileden sorumlu kocanýn (çocuklar ve babanýn) aþaðýlanamayacaðýnýn altý çiziliyor. Burada -karakter veya tavýr olarak- çekinik de olsa bir erkeðin, aile huzurunu ve sýrlarýný -özel yaþamýn gizliliði- koruma hakkýnýn tarafý olduðu belirtilmektedir. Böyle bir durumda, yataklarýn ayrýlmasý ve kadýnla (eþiyle ikili olarak) ikna edici -aile þerefi ve mutluluðunun korunmasý konusunda - bir konuþmaya gidilmesi isteniyor. Bu tutum sonuç getirmiyorsa eziklik ve rýzadan uzak bir ciddiyetle -kamuya da açýk olarak- onurlu duruþa geçilmesi isteniyor. Yani itibarsýzlaþtýrmaya karþý protesto isteniyor. Buradaki “ve’dribûhunne” (kadýnýn yaptýðýna karþýlýk duygusal bir tavýr gösterme) kadýnýn dýþ dünyaya ilan ettiði aþaðýlamaya karþý tepki olarak; erkeðin de dýþ dünyaya ve kadýna karþý onurlu duruþunu göstermesidir. Yani, “Beni aþaðýlayan bu durumu onaylamýyorum; bana ve aileye yapýlan hakarete rýza gösteremem. Bu durum bitmezse yollarýmýzý ayýrýyorum; þerefimi ve çocuklarýn huzurunu daha fazla çiðnetemem…” ilanýna geçerek boþanmanýn kapýsýna gelmiþ olunuyor. Eðer sorun çözülür ise her iki tarafýnda birbirini incitmekten vazgeçip, aile içi þeref ve huzuru (mutluluðu) pekiþtirmesinin doðruluðu hatýrlatýlýyor. Bir sonraki (Nisa-35.) ayette ise eþlerin arasýný düzeltmek için her iki taraftan birer yakýnýn, aile barýþý için hakem olmasý ve taraflarýn arasýný yapýcý bir çaba içine girmesi istenerek; aile biriminin toplumsal müdahaleyle korunmaya alýnmasý; ayrýca bu konuda kurumsal ve yasal düzenlemenin de gerekliliði gösterilmektedir.
DEVAM EDECEK...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn özgürlük ve eþitlik kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Allah; Tek Eþlilik Ýstiyor!

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Yusuf; Kuyu ve Zindan [Þiir]
Savaþ ve Çocuk [Þiir]
Ötzi'yi Kim Öldürdü? [Öykü]
Türkiyeli Ermeniler, Bayraðýmýz ve Ýstiklal Marþý [Deneme]
Hz. Davud ve 99 Diþi Koyun - 1 - [Deneme]
Hz. Davud ve 99 Diþi Koyun - 2 - [Deneme]
Hac ve Kurban [Ýnceleme]
Ötzi'yi Habil Öldürdü [Ýnceleme]
Bu Yazýyý Okuyan Müslüman Oluyor [Bilimsel]


Kazim Bayar kimdir?

Kazým Bayar Biyografi 1964 yýlýnda Malatya’nýn Arapkir ilçesinde doðdu. Ýlk-Ortaokul ve Liseyi Arapkir’de bitirdi. Ýnönü Ünv. MYO Muhasebe ve Anadolu Ünv. Eðitim Fak. Fr. Öðretmenliði Bölümlerini okudu… Ýnsan Yayýnlarý, Haftaya Bakýþ Dergisi, Sýnav Dergisi ve Biliþim Yayýnlarýnda çalýþtý. Aktif Sýnavlara Hazýrlýk, Artýnet Yayýncýlýk ve Kalsiyum Yayýnlarýný kurdu… Ýslam ve tarih konularýnda araþtýrma ve yazarlýk yapmaktadýr.

Etkilendiði Yazarlar:
M. Akif Ersoy


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Kazim Bayar, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.