..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
640K bellek herkese yetmelidir. -Bill Gates, 1981
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Sanat > demir can




24 Temmuz 2012
Sanat Sepet İçindir...  
deneyiş

demir can


sanata panoromik bir bakışsal açı türlü sübjektibvite vü at gözlülükten sıyrılım.. aşırı şişnmenin zararları felan fıstıkl..


:BGEJ:
ohş.. muihtişam olmuş.. yürekinize sağlık.. yürek sesiniz hiç susmasın.. kaleminiz daim olsun.. bana şiir zevki yaşattınız..

.. işte biz bu şiirler ile muassır medeniyet seviyesi yakalayıp.. bu şiirler ile gümrük birliğine gireceğiz..

yok bonomo yedinci olmuşmuş.. efendim.. şairlerimiz birinciliğe oynuyor.. dünya bizim çeviri şiirlerimizi okuyacak.. adımızdan söz edecek.. ülke tanıtımına katkı sağlıyacak.. şair gibi şair.. şairlerimiz yetişiyor siz nelerden bahsediyorsunuz..
.. şükür melmeketin ekonomik.. sağlık.. hukuk.. eğitim meğitim.. ulaşım terör merör.. iletişim gibi sorunları çözüldü.. nirvana noktasındayız.. sayın başefendimiz bile... şiir okuyarak ülke yönetiyor..

işte bu çalışma azmini.. bu bu şevki.. bu ruhu veren ana arter.. edebiyat sanat.. ustalarımız müthiş eser çıkarıyor ortaya.. tabak gibi ortada.. emek çaba..

..dün akşam bir ayı aşkın süre kentten kopukluk ardı.. şehre ineceğim sevinci.. ne orman içre toplayıp.. sapını kopardığım.. sonra ters çevirip.. köz üstüne oturttuğum meşe mantar.. ne o ocak üstü sulandığında..
.. çakı ile usta bir yarık.. domatesten sıktığım birkaç damla.. şapkası içre kaynayan meşe mantar suyuna sepelediğim tuz.. ne bandığım ekmek..

közlenmiş yeşil biber bile beni bu şiir denli bahtiyar kılmadı.. el değmemiş doğa.. yeşilin kırk bin tonu.. her yanda ötüşür envai kuş dahi.. içimde bitevi kopan fırtınayı nebze dindirmedi..
odamda.. hangi çeyiz zamanlarının hangi genç kız eli nakşetti.. beyaz kılıfında rengarenk lebalep bahar.. işlemesi ile.. iki yanından kadife yüz fışkıran başımı gömdüğüm yastık bile acılarım zerre azaltmadı.. ben bu şiir ile bu gün bu saat hayat buldum..
başta seçici kurul olma üzre.. bu şiire layık olduğu methi geçen yorumcuları ve yazan büyük usta şairi kutluyor alkışlıyorum.. işte şiir bu yaa.. duygu seline gark oldum .. gözyaşlarım deniz oldu.. bi şiir beni sarstı kendime getirdi.. teşekkürler bu duyarlı çalışma için..

bu ara derede.. kıytırık üç otuz paralık.. sözüm ona şiir adı altı.. naciz karalamamı.. günün şiiri seçen.. seçici kurul başta olma üzre..

o her yanından vıcık vıcık.. duygu sömürüsü akan.. okurun gözüne gözüne..

-gördünüzmü dizüstü bilgisayarı yokmuş kız ayol garibin.. fikri enjekte eden.. yazmasam delirirdim adlı ucubemi günün şiir varsayıp yorumlayan herkese şükran sunar.. şakşaklarım..

şakşakı yağcılık yalaklık ile bir tutmama gerektir.. çünki..
..diğeri menfaat çıkar.. al gülüm ver gülüm ilişkisi içre hayat bulurken..
diğeri beklentisiz.. samimi içten.. türk şiirinin gelişimi.. yeni şair adayının.. şevki.. modivitesi için harekete geçer mekanizmadır..

şak şak esnasında..kas harekete geçer.. vücut ısınır..ter yolu ile zararlı organizmalar dışarı atılır.. başta sindirim sistemi olmak üzere bedenin diğer organları faliyetini rahat yürütür.. enzim üretir.. çünki..

şiir safra kesesi ile yazılır..

daha önce defalarca yazılmaktan.. adeta sakız haline gelmiş.. laçkalaşmış.. sözcükler.. dile geldiğinde.. safra kesesinden gelen salgı...kusma hissine sebebiyet verip.. o şiirin kağıda yazılmasına.. izin vermezler..

şiir eskilerin işkembei kübra dediği mide ile yazılır..

işkembei kübra ile bulunan her sözcük.. vücudun savunma mekanizması.. safra kesesinin tüm uyarılarına rağmen.. bu cümle kokuşmuş bayat bunu şiire katma demesine rağmen.. siz onu yazmakta israr edin.. adamın midesi olacak bulanacak ki onu yazmıyacak..

ben şairi nefes alışından.. adım atışı .. aksırışı öksürüşünden tanırım..

şairin gölgesi olmaz.. şair tabureye oturup sağ bacağını sol bacağı altından geçiip.. amiyane tabir bacak bacak üste atıp.. sağ ayakı ileri uzatıp.. sağ ayak serçe parmağı tırnağını.. sol ayak serçe parmağına sürtüştürerek yazar şiiri..

ben şiir yazacak adamı bilirim.. en vasat şaiirin bile alnında 135 kırışık olmalı şiir yazma için..

şiir kürek kemiği ile yazılır.. kürek kemiği kol kaslarını harekete geçirir baş parmak ile işaret parmağının kalemi kavrıyabilmesini sağlar.. bunun için enerji sarfına dolayısı ile gıda alımına ihtiyaç vardır..

.. şiir oniki parmak bağırsağı ile ve ince kalın bağırsak ile yazılır.. yediğimiz gıdalardan şeker yağ su karbon hidrat alan bu iç organlar bunu kana zerk edip.. beyine kan pompalayacak kalbi harekete geçirir...

şiir kalp ile yürekle yazılır.. şiir dalak ile yazılır.. şiir şaiir boşu boşuna beygir gibi koştuğunda.. dalak şişer yavaş ol yiğidim sinyali gönderir beyine.. beyin çalışmıyorsa o şiir beyinsiz ise.. o şiir şiir değildir.. ben şaii gözünde çakan şimşekten bilirim ben şairi giydiği şalvardan tanırım..

şaiin kuyruğu olur ve her zaman dik duran kuyruğu.. topluma ayıp olmasın diye şalvar içre hapseder.. adap budur edeb budur.. şiir kuyruk ile tüy telek ile yazılır.. vücudu saran tüy olmasın o beden üşür.. organlar çalışmaz.. kıl tüy telek deriyi muhafaza eder.. şiir sağlam kafa sağlam beden sağlam ruh ile yazılır..

ben şiir yazacak adamı.. çok afedersiniz su döküşünden bilirim.. kubura ayaktan beygir gibi şor şor şor.. olmaz.. ayıptır.. edeb edebten gelir..

çıkarsın.. kuburu çevreleyen hela taşına kırkbeş derecelik açı ile tutturum.. şor şor sesini keser şair adam..

şair adam organıun biri çalışmıyor.. diyelim iki kolu yok.. ordan birine rica eder.. ayak parmağı arasına kalemi sokturur.. diyelim kağıdı yok.. kulağı arkasına yazar yine yazar..

şiir yazacak adam ister bir kaç organı olmasın ister kör olsun.. ister sağır.. ister.. iki kol iki bacağı olmasın.. ordan geçen birine rica eder.. yeterki dili olsun şunu yazabilirmisiniz der.. kağıdı yok ise bacağı yok ise göbeğine yazdırır yine yazar..

ben yazacak adamı bilirim.. ben şairi kokusundan.. ben şairi sesinden beş duyu organımdan tanırım.. beş duyu organı iş yapmaz ise.. şair iç organı iş yapar.. bu deli saçması bu zırva yığını bu manasız sözcükler... laçkalaştı bayatladı desin beyinden gelen sinyal..

şair gibi şair.. beyni dinlemedi eli ile dokundu dağılıverdi o söz gözü ile baktı rengi soluk.. burnu ile kokladı.. kötü leş kokusu geliyor.. haala o0 sözleri o cümleleri kullanmakta ısrarlı ise.. safra kesesini dinlemedi mideyi dinlemedi o şiiri yedi yazdı ise.. yeterki bağırsak çalışsın o şiiri atar savunma mekanizması.. şiir.. böbrek ile böbrek üstü bezlerle yazılır.. pankreas ile yazılır şiir.. şiir kulakla yazılır.. şiirin musikisi olur.. akademisyen abi abla işitmez ama kulak sahibi kemancı şair yere düşen bardak do mu dedi lamı dedi bilir.. ben şairi kulağından tanırım.. kulak çanak anten vazifesi görür sesleri çeker.. en alelade merkep kırk günlük yoldan merkebi kulak ile görür.. merkep şiir yazmaz yazamaz.. bizim şairlerimiz.. işte böyle güzel şiir yazar alkışlıyor şakşaklıyorum..

sonra yazıceksinde noolucek.. levi lobisi bununda kolayını bulmuş.. o stüdyosunu açtığı tiviğciye önceden şart koşuyo.. bak diyo dünyada dünya kadar filim çevriliyor ama sen sadece.. benim hulivuttaki üstat biraderleriminkini yayınlıyacak.. sadece.. bizim lobinin bireyi filanca şarkıcıyı lanse edicen.. haa sizdende birine pantolon giydirin bi gece koşsun meşhur olsun mirkelam pürkelam şart koşuyor..

önce balon gibi şişiriyorlar.. sonra sünger gibi emdir gitsin türk tivi izleyicisi radyo dinleyicisine..

nasıl her on film kareleri arasına foka mola resmi koyuyorlar.. biz görmeden bilinç altı serinletici içme fikri enjekte ediliyor.. biz görmeden.. ahanda.. hande yener şarkıcı ahanda.. filanca yapımcı ahanda şoonla şooda şair fikri enjekte ediliyor.. bize göre hülya ile sibel en güzel kadın ötekiler çirkin..

beyin yıkama havuzlarında.. ozon suyuna yatırıyor.. dünya medya devi..karteli senin adına lanse ediyor aha bu yazar diğeri yazarda ne yazar.. illa arkan olacak hacı aha şucu aha bhucu aha.. cemaat ferdi ayağına kendini bi süre daha yuttur ne zamana kadar..
bi yerde tıkanır insan.. şükür böyle şair böyle şiir yetişiyor imdada.. hakkını vererek.. enfes ötesi.. bu çalışma mükeerrer kutlarım saygılar ile.. alkışlarım çatlayana dek avuçlar.. yürek sesiniz hiç susmasın.. çok güzel olmuş çok..

şiir zincir ile yazılır şiir takoz ile yazılır şiir çekme halatı ile.. daha neler..
yazacak adam çıkar.. erkek gibi.. kalemi yoksa odun kömürü ile.. oda yoksa dudak boyası ile salon aynasına.. traş köpüğü ile banyo aynasına.. şiir okul duvarına.. şiir çöp konteynırına.. şiir apartmanın merdiven boşluğuna yazılır..

ben şiir yazacak adamı bilirim yazıcak adam çıkar adam gibi ben şiir yazmk istiyorum ama kalemim yok der.. karlı kış günü kardan adamı yer.. idrarı çoğalsın diye.. yediği kardan adam ile karın üzerine gider sağ ayağını kaldırır yazar yine yazar..

yazamayacak oynayamayacak aha yerim dar aha çok yorgunum kıvırmasın çevirmesin ben yazacak adamı amortisöründen tanırım.. yazacak adamın menteşeleri yağlı olur.. gıcırdamaz.. keman gıcırdar.. yazacak adamın süt dişi dökük olur.. sağ alt çenede yirmi yaş ile üst çenede bir kaç köpekdişinden başka dişi olmaz şairin..

ben şairi ısırışından.. ben şairi cırmalayışından bilirim.. şairin.. burnu küçük olur.. şairin burnu aya değmez.. yoksa burun baskısından ay pestil olup ezilir..

şiiri berbat eder.. şiir beyin ile yazılır.. beyini çevreleyen.. kafatası ile yazılır.. şiir sağlam kafa sağlam beden sağlam ruh ile yazılır.. tuz ruhu nane ruhu lokman ruhu bunlar şiirin aksesuarları kendisi değil..

ben şiir yazacak adamı.. yerde kıvranışından karnım ağrıyo deyişinden tanırım.. nasıl ki dilenci beni ikna edemedi.. git çalış kazan utanmıyormusun diyor isem duygu sömürücü şair beni ikna edecek.. hangi aza noksan delikanlı gibi çıksın desin kafam bozuk motorum şanzımanım bozuk sorun bu desin.. segman dağıldı balata sizlere ömür lastik patlak desin.. bu gerekir.. organı ölü şair organsız.. midesiz akciğersiz şiir olmaz.. şiir de ruh olur şairde ruh olur.. bu var ise.. şiir şiir.. yok ise.. zırva.. bu kadar basit. hepsi bu..
yürekininize sağlık bu baş yapıt bu şaheser için şakşaklarım ile.. kalem sesiniz hiç susmasın atardamarınız aortunuz kalp kapakçığınız daim olsun.. adem elmanıza gerdanınıza sağlık..

ekinler başak açtı
ahırda at eşek açtı
eşeği saldım çayıra
at attığım taşa kaçtı..

..şiir böyle yazılır.. ardarda makineli gibi car car car gereksiz kuru gürültü olmaz.. insanlar yaşamaktadırlar ve mutsuzdurlar.. mutsuzluğun temel sebebi ilk dizede belirtilir.. dünyada nimetler o denli bol iken.. birileri açtır.. giriş segmesi..

fakat üzülmemek gerekir.. dünyada ne kadar kötü var ise iyiler eksik olmaz film mutlu son ile bitecek.. eşek çayıra salınır.. gelişme segmesi..

.. fakat kötü niyetli at.. filmin kötü adamıdır.. o ekin başaklarına aşık olmuştur onları yemek ister.. nasibine düşen çayır onu tatmin etmez.. kahramanımız mücadelesini verir ata taş atar.. kötü gider iki, iyi baş başa kalır.. sonuç segmesi..

şiir budur.. filim budur.. şimdi ortada bir sevgili var.. bak aktör ve kötü adam var.. aradan iyimi çekilsin yani.. sanat.. doğadaki güzelliği tuale fırça ile yansıtmak.. notadaki güzelliği kulağa mızrap ile.. yay ile.. üfleyip nefes ile vermek ise.. şiir de.. hayatın güzelliklerini okura yansıtma aksettirme hikaye etme olayı.. gözünde canlandırma.. dejavu etme bende buna benzer şey yaşamıştım ah keriman beni terketmiştin dedirtme olayı.. olgusu.. ön koşulu da.. anlaşılır yalın sade.. ve ölçülü.. dil..

sevgilim seni görmesem ölecekmiş gibi olmuş oluyorum..
sen bana sürahi ol ey yar. ben sana dökülüp doluyorum..

işte ben böyle iki dize istiyorum.. kim nerde ne zaman.. olay ne.. basit anlaşılır sade..

ben şiir olduğu iddia edilen nesnenin başlığından bile onun ne olduğunu sezinlerim.. gel gör ki vicdanım beni rahat bırakmaz..
- ön yargı toplumsal hastalık.. mühim olan iç güzelliği.. seninde faça bozuk ama.. karekter nispeten iyi idi vicdan sahibi idin başlıkla yetinmez okurdun gitgide karekterin bozuluyo.. der.. o sebeb tıpkı pazardan aldığım elma çok parlatılmış ise.. lezzetsiz olabileceği gibi.. pek ellenmemiştir ama evde beni şaşırtır ya.. iki dizeye bakarım.. şiir olup olmadığını iki dize ele verir.. ustalarım altı yedi saniye diyor ben onlardan daha kısa süre üç saniyede anlarım neyin ne olduğunu.. bir şişeyi kafaya dik sumu.. çocuk zırzopluk yaptı idrarmı anlamak kaç saniye çeke..r en çok üç saniye.. haa onlar benden usta başlıktan anlıyabilir saygı duyarım.. ama dizede ben onlardan öndeyim..

ben sadece iki dize istiyorum şiir gibi iki dize.. altına az dişini sıkıp iki dize daha eklesin.. ama dörtlük tamamlanıp kıta olduğunda.. hah bu bir şiir kıtasıdır diyeyim.. ben doktor isem neren ağrıyor diye sorduğumda.. en basit edebiyat bilgisinden yoksun hasta..

- ahanda garnımdan keklik kibin sesler geliyor
yürekte yaralı tohtur bey.. aşk acı.. bağrım deliyor..

şeklinde kısa öz derdi sıkıntısını anlatsın.. kalkıp bana..
-dün ireçil yidim yatağa girdim garabasan gibi bi ağrı üstüme çöktü sankı omuzumdamı gumbar bağpursuğumdamı disem garıncalanma gibi yil gibi bişiy saplandı gibi oldu tür ağız oyunları kelime şaklabanlıkları.. sözcük hokkabazlığı ile şiir olduğu iddia edilen nesneyi şişirip sonuçta..
şizofren tanısı için hastane hastane dolaşmasın.. hepsi bu..

sen avukatsın beni savunama.. sen hastasın derdi anlatama.. sen doktorsun hastayı bilgilendireme.. sen sunucusun eee sayın izleyiciler.. nası desem sayın vatandaş bi olay oldu ama nasıl anlatsam böyle habercilik olurmu yaa.. kekeme adam maç sunar.. şebekler hava durumu verebilirmi.. şiiir dil ile yazılır.. dilini daldırırsın mürekkep hokkasına.. şiir okurun bağrına bağrına yazılır.. şiir destan şeklinde.. şiir.. segah şiir koşma şiir hiciv şiir güzelleme.. şiir divan şiiri şiir aruz şiir serbes şiir hece.. ön koşul şiiir şiir gibi yazılır..

milli hislerime hitap ettiği denli.. duygu yoğunluğumu açığa çıkarıp beni yesie garkeden.. bu.. büyük vatan şairi.. bu büyük halk ozanı.. bu ulvi şair değerimizi.. tebrik ediyor başarı devamı diliyorum.. nerdesin ey sevgili..gözyaşımı paspas ile siliyorum..

abacı dağına saldım sığırı
sırtlarım bağladı nasır yağırı
insaf edip ağla akıt gözyaşın
sevgilim ben sana açsam bağırı..

işte ben böyle bir şiir istiyorum.. yoksa rahmetli ebemde yazardı..

karlarmı yağmış yirmilinin dağına
dostlarım kına yaksın eline
palaskanı.. sıkışş bağla biline
çetindir zabidin.. döver a yavrum..

.. yazardı dediğime bakmayın okuması yazması yoktu ebemin.. dil ile söyler aklında tutardı.. biri birine haksızlık yapsın haksızlık yapan.. garip biri hakkında kötü söyleyen horlayan kimse az varlıklı ise.. ineği ölmüş bi fakir için iyi olmuş nalete dedi ise..

bir gün olur seninde.. çarkını.. kırarda felek
ya kalbur satarsın yada elek..

a gavur köpeeğnin kızı diye iki dizeyi anında uydurur anında söylerdi.. o da şair olamadan ayrıldı bu fani dünyadan rahmetli dedemde.. her araba ile geçene baktı baktı..

aaah dedikçe bağrım kütüüür kütür kütüier
merkebin iyisine bindi bizden kötüler.. dedi durdu.. o da şair olamadan göçtü fani dünyadan..

şair olma başka.. şair adam.. kırk adım öteden.. iki sineğe bakar..aşk ile birbirlerine sevgi sözcüğümü fısıldıyor.. kavgamı ediyor bilir.. öyle keskin göz olur şair adamda..

şair adam.. kırkpınarlarda.. yağlı serbes grekoromen.. kulakları kırık olur.. ben kulağına bakınca bilirim o adamın şairlik yapıp yapamayacağını..

ses en basit tanım ile.. akciğere alınan havanın... gırtlak borusundan .. ses telleri ile titretilip.. dilin tezene gibi mızrap gibi kullanılması sureti ile.. nameli hale getirilen.. molekül haldeki oksijen nitrojen 0nbinde bir diğerin.. bir verici gibi boşluğa salınıp..

kulakta bir verici gibi toparlanıp..örs çekiç östaki borusu kanalından süzülen bu ince küçük hava zerreciklerinin.. kulak zarında oluşturduğu etki ise.. siz kalkıp adamın kulağı dibinde kese kağıdı patlatabilirmisiniz..

adamın kulağı dibinde.. borozan çalıp dinamit atıp el bombası sallayabilir.. ulu orta kişneyebilirmisiniz..

işte şiirde.. mürekkep vasıtası ile harf formuna dönüştürülmüş.. ses özlerinin.. kağıt adı verilen.. zara çarpıp.. okur gözü ile temas anından itibaren..

sırası ile.. başlık.. düzen şekilce önce gözüne hitap edecek.. girişte kötü koku barındırmayıp bilakis okur iştihası açar.. giriş gelişme sekmeleri arası bol bol gül çiçek esans yayılıp.. sonuçta.. börtü böcük ile sonuç sekmesi şişirilirken.. börtü iken börtü böcük iken böcük bu şiire doluşmuş ben niçin nektarlanmayım ana fikri anfaje edilip.. okuma arzusu kamçılanacak..

bu yapılırken.. çatlak sesler.. kakafonik.. kulak tırmalar gürültüden kaçınılıp.. aşk sevgi sözcükleri fısıldanıp okur cezbedilecek.. onu çok az ölçekte gerilime tabi tutup akabinde gevşetecek sözcük masajları çekeceksin.. bir rüya aleminde.. bir hisseli harika kumpanyasında dolaştıracak attaya bindirecek.. deveaynasında.. komik görüntüsüne güldürüp dönen salıncaklarda uçurucaksın.. yoksa ebemde yazar..

a nın öldüğünemi yanıyın hay yavrum
b nin iki kolu yandı onamı yanıyım
suriyemin bacaklarını kestiler onamı ağlayım..

şair adam çıkar.. adam gibi.. ne söyleyecek sözü ne özetler.. şiir kuralı kaidesi içre.. onları kalıba yatırır.. üzerine ağırlık kor bi gece bekletir düp düzgün.. bu dergahtan içeri yamuk odun sokmuyacaksın kardeşim.. benim aklım ona erer..

bu güzel bu güzide bu düzgün.. bu devenin gıpta ile baktığı enfes çalışmayı tebrik eder.. şuraya kırk günün başı tütün almaya geldim akşam dönecektim köye bu enfes şiir yüzünden.. gidemedim.. mesaj çektim hocam yarın gelecem diye.. bu harkulade çalışmayı kutlarım ne desem az.. nasıl yazdınız bu enfes şiiri dokuzuncu harika olmuş bu aday gösterilmeli.. alkışlıyorum..

aah pardon... dalmışım.. şimdi güzel yorumlarınız okurken farkettim.. Kemal beyciğim.. berhüdar olun.. bilakis ben sizleri ziyadesi ile özlemişim daha doğrusu hep aklımdasınız.. ah işte şu güzelim şiirin güzellik yokmu beni benden aldı mest oldum.. bi selam sabah hasbihal edemeden dalmışım.. otoban ankara çeltikci yol ayrımı 5 kilometre öte abacı jeositi civarı sığır güdüyorum doğa ile baş başa bi yol düşerse hele şu sıra meşemantar zamanı çayda demlerim.. doğal güzellik kirmir çayı.. enfes.. akşam kendim yerde yatar misafir ağırlarım köy odamda yol düşerse.. bi mukabele herkese çok selam çok teşekkür hüsnü karşılama.. hüsnü niyetiniz çün.. selam arap naci bey selam lara hanım.. osman bey nerdeler.. abdülillah beyler çokca selam ederim.. bugün kaçırdım otoposu bu güzel şiir yüzünden.. soranlar herkese çok cok selam büyükler eli küçüğk gözlerinden öperim.. efendim.. berhüdar olun hepiniz..
yok sanat bünyede güç takat içinmiş.. yok özürlü sakat içinmiş.. bilmem ne bilmem ne bilmem ne..

üç beş bremen mızıkacısımı karar vericek neyin ne olduğuna..

'' sanatı ne kadar sanırsan san at.. onu tutabilmesi ve binmek sanat..
akşam arpası çok gelmiş ise.. sabahın yemi az noksan at..'' hee..

yok pınar çeşme gibi hayır hasenat.. yok topluma sadaka fitre zekatmışmışda.. bilmem ne bilmem ne bilmem ne..

neymiş efendim..

'' sanat sanat gel beni yak kül et.. parçala vur cilet.. deş bağrımı kanatmışmış..'' peeeh..

onu şurda az eli makas tutar kasaplığa öykünen.. asgari ilköğretim mezunu bir berberde yapar..
az okuma yazmayı sökmüş cerrahta..

esasen içini yakmadan.. kavurup dilini kabartmadan.. amele yanığına çevirmeksizin sok solaryuma.. bronz ten yap.. bakır renk ver çek cila parlat.. sanat buu..

doğayı olduğu gibi al.. resmet bumu yani.. onu potuğraf makinesi de yapar.. sen sanatkarsan kendinden güzellik katacaksın.. hepsi bu..

el değmemiş doğa da.. amorf'a (non figüratif.. no şekil..) biçem vericen.. o fırça o sivilceyi silip.. o fırça gamze konduracak yanakın iki yana..
koyun gibi bel bel bakan göze.. güçlü bir fırça darbesi az zeka pırıltısı.. az ışık vericek..

dudakın en matah kıvrımı yakalayıp.. en güzele yakın güzellik katacak.. gözbebeğin atardamarı solda.. toplardamarı sağda olacak..
kılcal damarlar ağ gibi sarıcak her yanı.. sanat buu..

yoksa ebemde bilir.. hüsnü mutlaka yakın güzelliğin ilahi güzellik olduğunu.. henüz en güzel şiirin yazılmadığı en güzel resmin yapılmadığını..
orta düzey dini bilgiye vakıf biride bilir.. taşrada rasgele imamda..

senin güzelliğe katacağın güzellik.. altın oranı geçmiyecek.. yazı ile bir bölü üç.. en çok.. bir bölü üç buçuk..

yoksa.. dedemde yapar.. koy oraya m harflerini.. arkalara ufak ufak.. önlere büyük büyük.. çek koyu maviyi.. al sana deniz..
en yukarı açık mavi gökyüzü.. bir kaç m martı.. tepeye yuvarlak o ohhooo al sana güneş.. bumu yani..

sen o denizi öyle bir resmedeceksinki.. gemi bağlantı halkaları hayli yukarda.. deniz aşağıda.. palamar koptu kopacak.. gemi düştü düşecek..

insan şapşal olsa.. o denizde bir noksanlık olduğunu anlıyacak.. mantık yürütecek..

'' ben şehriye çorbasının taneyi süzer iken.. yahut hoşafa saldığımda kaşık..tanesini yer suyu bırakırsam su azalır.. öyle ise deniz az.. eşittir..
bu denizin balığı yok.. midye karides noksan.. hee balık çıkınca içinden su çekildi.. ise eşittir..bu güzellik içinde ki güzellik bölü mana derinliği eşittir..
doğayı yok etme bilinçsiz avlanmaya dikkat çekme'' diyebilecek..

ak deniz ise m koyu ak fon süt beyaz.. karadeniz ise m kara fon kapkara olup.. yalnız köpükler gökkuşağı renkleri barındıracak..

sen o heykeli öyle yontacaksin ki.. her iki kesik eli yerde.. kelepçesi ayak dibinde.. özgür kalmış tutsağın kolları sevinç ile havada açılacak..
ağız neşe ile kulaklara varıp.. karşısında cellat şaşkın durucak.. bakan hürriyete bir kez daha aşık olucak..

yoksa laf ebeliği yüksek okulunu başarı ile bitirmiş ortalama bir yazarda yazar.. Ulucanlarda amedi memedi astılar diye..
sen yazarsan sanata dönüştüreceksen bu işi..
''urgan için yirmi teneke yağ almıştı cellat.. sabaha kadar kururmu bu yağ'' diye..milli serveti iç eden.. devlet malı deniz yemiyen domuzcuları..
öyle bir yedireceksin ki o metnin içine..

tipik bir ev kadını mentalitesine sahip vasat memur bile.. sistemin çarklarındaki gıcırtının sebebinin aşırı yağsızlıktan değil.
.ödeneklerin böyle yağmalandığından kaynaklandığını sezebilecek..

şairsen el değmemiş doğada.. glikoz şerbetsiz.. kekik geven kestane çam.. bilmem ne bilmem ne bilmem ne.. halis püren.. kağıt gibi beyaz..
kendi peteğin kendi etmiş genç oğulun balı süz tülbentten.. çek dolma kalemine.. yazdınmı.. okur o şiiri okur o kağıdı yalar..

dize aralarına az eroin serpiştirki.. okur bağımlı olup.. hep senin şiiri okusun.. tat damakta kalsın heee..

ortak paidesi.. müşterek faide imiş..
işte şarkıcı cozefin.. işte fare ulusu.. işte meşgalesi yat kalk meserret.. her günü bayram kelaynak kuşları..

adamı şeytmesinler.. aptal yerine koymasınlar.. ben şiir yazılı kağıdı elime alınca.. haşırt huşurt edişinden bilirim..
gerçek şiir yazılı kağıdı 52 lik deste içine ko.. kar.. aç masaya desteyi.. 52 kağıt içinden.. maça papazı kupa kızı içinden..

'' yandım anaaaaam.. çıkarın beni burdaaan.. ben bir şiiriiiim'' diye.. bağırıp fırtar..

şiir yazıcak adam bir oturuşta.. dört ekmek.. iki kasa sardalya ızgarayı götürür.. balıkta fosfor olur.. fosfor beynin karanlıkta kalmış..
örümcek bağlamış ücra köşelerini aydınlatır.. bilinç üstü olur.. çok güzel olur çok..

aşk şiirini çıkaran etmen.. istenen doygunluğa erişememe.. açlık ne denli uzar ise şiir o denli besleyici olur..
yok zigmondmuş.. yok froytmuş.. bilmem ne bilmem ne bilmem ne.. benim elma yememe nevtonmu karar vericek..

yoksa kamyon şoförüde yazar..

'' sollama beni.. severim kayın valideni'' diye.. bumu sanat..

batıda aşk şiiri yazıcak adam elli sene manastıra kapanır.. dünyadan el etek çekip.. şiir başarısız olursa '' er çıktım galiba'' der..
sen güveç yeme aşkı yanıp tutuşma.. güveç pişirme sanatı yapabilirmisin..

şiir aşkla yazılır.. şiir şevk.. şiir zevkle.. şiir iştahla yazılır..
şiir amuda kalkarken.. şiir havada palente düz takla.. şiir elim sende pişpirik oynayım esnası.. birdirbir yakan top uzun eşşek bilmem ne bilmem ne bilmem ne..

şiir alafıranga helana kurulmuş.. sabah gazeteni okurken.. sol köşeye lavabo kenarına tabakı.. kahve fincanını kor.. ara ara yudumlarken..
şiir gerdan kırıp bel bükerek.. şiir uyur.. şiir uyanıkken yazılır..

şair adamı silkelediğin zaman.. ceplerinden akrep dökülür.. koynundan yılan çıkar.. paçalarda çıyan oynaşır.. şair duya duya.. hissede hissede..
kıvrışa kıvrana yazar.. 3 dakikayı geçmez.. beş on şiiri yazar.. sonra akrebe yılana sokturduğu yerleri emip emip tükürür..
'' bugünde ölmedim anne buba'' der.. ne olacaktı.. bir şiir için 40 yılmı uğraşacak.. 60 senemi kaybedecekti..

şairin dış deriyi sarmalayan hugh bozonu.. ilahi parçacık.. ışın hızı ile sözü hızlandırır.. muhteva tankından aldığı cümleleri.. şekil mengenesinde kalıba sokup presler..
ışık hızı.. o üç dakika okuma.. imal hatası varmı ona bakma.. getirisi ne götürüsü ne inkisap kısmı.. okuru bağlamaz..

yoksa kahvehanecide yazar kor oraya..

'' teklif etme veresiye.. döverim seni bekçi polis gelesiye'' diye

yoksa.. marangoz kalfalarıda.. umum hela kapılarına yazarlar..

'' yazı yazma buraya..sokarlar seni sıraya.. ekip otosu bindirirler.. kaldırıp kaldırıp indirirler copu'' diye.. bumu sanat..

yemişim sanatını.. sen bana kanat ver.. kanatla besle beni..
kanat işi mangalı yak.. at közün üstüne.. arada çevir ki yanmasın kazın kanat değil..

kebab işini zenaat edinmiş biri ciğer kebab yapıcaksa.. sinirlerinin alınması gerektiğini bilir.. diğer ciğer kebab zenaatkarından ayrılıp..
ciğer kebabı sanatcısı olarak arzı endam edicekse.. kuşbaşından büyük doğranmıyacağını.. aksi takdir içi aşırı sulu çiğ kalacağını..
tersi çok küçük olursa kıtır kıtır yanıcağını bilir..

öyle tavuk mavuk ciğerinden tirit çıkmıyacağını..hakiki dana tosun bilmem ne bilmem ne bilmem ne..

kanat dediğin öyle kırk günlük civcivi besiye çek şişir piliç diye kökle gitsin değil..anacından iri tavuk ön çıkıntıları.. bir gece evvelinden..
pul biber kara biber domates ve kızıl biber salçası.. kekik döğülmüş sarmısak zeytinyağı bilmem ne bilmem ne bilmem ne..

terbiye şart.. köz çok harlı iken coplama yapıp çok kısa sürede dağla ki.. su borucukları lifler kapanıp.. kıvam kaçmasın.. sonra al orta har yanar közlü kısma... içli dışlı hepsi bu..

oturt köze domatesi.. közle yeşil biberi.. dış zarı soy.. tencerede köpürdete köpürdete tereyağını kızdır.. kabuğu soy kaşıkla domatesi yay köz yeşil biberi maydonozu kıy..
az sirke tuz.. kaynat.. ısıtılmış porselen tabağa çek kanadı.. bir kaşık sos tepesine.. iki kaşık sağ kenara.. bandırsın bandırsın yesin okur..

sen berbersen leylek yuvasını andırır o başa makası öyle indir ki..
'' bir gelin başıda benmi yaptırsam'' desin.. genci yaşlısı.. o tırnağa öyle bir pedikür çekiceksin ki..nalbant dediğin o toynağın birini eyfel.. birini pizza.. birini olimpos birini..bilmem ne bilmem ne bilmem ne..

işte adam dövme sanatı..
'' elinize sağlık azizim.. kulunçlarıma bir iyi geldi ki sormayın.. size zahmet şu menisküslü bacağımı kıvırıp büker.. şu fıtıklı beli kütürdetirmisiniz'' desinler.. sanat bu..
işte dayak yeme sanatı.. inlemeden ağlamadan sindire sindire.. sinsi sinsi içinden kızma.. bozuntuya vermeden ince ince giydirme sanatı..

tüm tişört istihsalcileri.. ellese mellese ay em bed may em bed.. yazarken senin..

'' akıl akıl come my back takıl'' yazman.. gerçek şiir süt süzme tülbentinden geçtiğinde.. ardında bir tek gübre kıl tüy kalmaz tertemiz olur..

bana herifcioğlu gelip çinden capunyadan.. telefon kol saati bilmem ne bilmem ne bilmem ne..
bana kalkıp kaliforniyadan.. pirinç.. filoridadan ayna tarak.. ıraktan petrol mısırdan mercimek nohur hollandadan peynir..
bana elin oğlu hırvatistan zırvatistan kanada arabistan her bi şey ihraç eder.. satar.. bana şiir satamaz..

şiir anadolu bağrından kopacak..bu ülkenin atmosferini soluyacak.. bu ülke gölünde ördek kaz olup dalıcak.. şair dediğin bana annesi portekiz babası tayvan değil..
bu ülkenin tarhanasını tavuksuyuna şehriyesini içecek..

'' ey tavuğunun.. kanedi buduna.. suyuna salınır çorbası pilavına kurban olduğum..
doyduğumda.. ve yastığa başı koyduğumda kendimi bulduğum vatan'' diyecek..

'' tedbiri bırakma elden.. kıvranırken pençesinde illet..
ilacın ecel imiş.. çekinmeden.. bi tereddüt iç.. ey aziz ve sevgili millet..'' diyecek..

'' tuzluğundan billur gibi saf halde tuzlar akar ya.. öyle akardım sana ey dumlupınar sakarya'' diyecek..

bu vatanın bağrını demir çarıkla..(kendileri içi yünlü gonçlu deri bot giyip.. bize kauçi ağacından özsuyu negri dediklerri zencilere toplatıp..
lastik yapıp şambiel yapıp satar.. o şambieli bizim ustalar demir çarığa çevirir.. ucu kıvrık kıvrık..) adım adım yarıp.. hasat vakti anadut ile..
kağnıya sap atıp dırmık çekicek tırpan sallayacak..

harman yerinde buğday saplarını dövenle sürerken.. kölük yerde afedersiniz.. boglaa denir.. az kasketi gömleği kirli olana
'' öküz boglaası gibi olmuş git yıka şunu'' denir.. öküz kuyruğu kaldırınca bu kısa saplı eski kürek altına tutulup.. mayıs buğdaya karıştırılmaz..
boglaa sayesi.. o kol pazu yapıcak.. o el yaba gibi olacak..

kalem öyle kazma sapı tutar gibi.. kalem öyle kürek sapı tutar gibi tutulmaz..
kalem o parmakların arasında.. kendi gidip kendi gelicek.. kendi kendine yazacak..

kimi tavuk yumurtasını delip tadına bakar.. yumurta yapar ama kendi arzusu ile değil.. şair adam tavuk gibi şuursuz bilinçsiz..
folluğa oturur gibi masanın başına oturur.. sadece kalem tutar.. kalem ıkınmadan gıdaklamadan cooorruk gok gok gok gudaak demeksizin gider gelir..
kalem durunca.. kimi şair kalemi bırakıp kağıda bakar güzel olmuşmu diye..

şiir yatarken şiir kalkışta.. şiir havuzda şiir denizde yağmur yağış kurakta.. şiir kaşınır esner şiir böğürür kişnerken yazılır.. şiir hayal alemi dalışta
şiir rüya düş görürken yazılır.. ön koşul: şiir şiir gibi yazılır..

şiir şiir gibi yazılmazsa ne olur.. anasının nikahı olur.. o nikah kağıdına belediye memuru zevcin adını soyadını doğum yeri göbek adını yazar..
şiir okumuyacak düz yazı okuyacaksa.. gitsin o nikah senedini okusun.. öyle değilmi ama..

imam nikahı ise.. imam gelir dua okur.. şiir okumayacak dua okuyacak 32 farzı öğrenecekse.. ilmihal alsın namaz hocası alsın amenna..
ama şiir okuyacam diye direten adamında.. şiirin naıl olduğunu bilmesi gerekir..

gerçek şiir yazılı kağıdı ateşe tut.. kağıt yanar ama şiire bir şey olmaz.. sadece sahte şiirler yanar..

sahte şiir ben öznesinden anlaşılır.. ben öznesi bir tane ise o şiir sehte ve kötü.. ben öznesi iki ise sahte ve çok kötü
üç ve daha fazla ise hem sahte hem berbattır..

gerçek şiir yazılı kağıdın öznesi biz siz o onlardır.. gerçek şiir yazılı kağıdı katla gemi yap.. üstüne taş ko.. suya batmaz..

ben gerçek şiir yazılı kağıdı ışığa tutup filigranı görmesemde.. hatta gözümü bağlasınlar.. pütür pütür dalgalı kabartmalı yüzeyinden yine bilirim..
şiir adamı şiir yazacak şair adam her harfi yelken yapıp seni edebiyat ummanında gezdirir.. kanatlandırır bu alemden gayrı..
yedi kat arşı ala.. berzah alemine götürür getirir..

Türkler şiir yazmıya başladığında.. fransuva kıralı lui henüz sarayının bahçesinde keçi güdüyordu..
övünmek kibin olmasın ben şairi kokusundan tanırım.. gerçek şairin açlıktan nefesi kokar..

havlamaya hazır bir köpek gibi papuçların ön tarafının kösele ile irtibatı kesilip..ökçeler aşınıp..çivilerden bir kaçı ayak topuğuna saplanır..
şair dediğin mıh yemiş katır gibi yürür..

gerçek şair sağ iken.. hain mürted dinsiz yamyam vampir gomonis gammaz her şey olur.. şair olamaz.. şair olma başka..



o ancak ölümünden sonra verilen paye.. çam sakızı çoban armağanı iadei itibar girişimidir..
sanat yokluk içinde sefalet içinde gelişir..ya anti demokratik yada çok çok ileri demokrasilerde türer sanat..
yok öyle üç kuruşa köfte.. şair ot kökü ile çalı dalları ile beslenir.. yalın ayak baş kabak münzevi hayat şiiri orta yere çıkaran..

şair dediğin şurda yazacak bir şey bulamadı.. sokar gübre yığınına kolunu.. işaret parmak yığın içine yazar..
herkes okuyamaz.. yalnız kalp gözü açık olan okur.. burnuna gözlüğü oturtur eşeler okur..

'' işte ben böyle gübre yığını içinde yazıyorum
uzak dur ilişme buradır kabrim kendime kazıyorum'' yazar orda.. arif olan anlar.. eşelediği yeri kapatıpii okur okumaz şairi rahat bırakır..

öyle evkaf dairesinde mümeyyiz.. öyle yangel yat osman şiir yazamaz.. sabah iş akşam ev.. beeele evde.. komşu kadınları güne çağır..
börek bohça kanepe tıkın ye iç.. şişince.. aaah kalbim çarpıyor aşk acım galiba.. şiirim geldi kız ayol..

özüm tözüm mözüm.. yandım kaldı geride közüm.. sevgili geçmez sana sözüm.. ağladım şiştiğ gözüm.. ey kaşı langa salatalık gözü üzüm..
sana kavuşmak ereğim aah kavruluyor yüreğim sen sandal ben küreğim.. vah canım kalmadımı gereğim..

zembereği salınıverildiğinde.. sevgili nerdesin pilavda zerdesin.. katarakt oldum gözde perdesin baş kafam serdesin bilmem ne bilmem ne..

kokuşmuş bayat.. çiğne çiğne sakız olmuş laçkalaşmış.. bumu sanat..

öyle yılbaşında fidanları süsle müsle felan fıstık değil.. onu dedemde yapar.. dört yanda kesip biçip noel baba yakıcaksın ki..
ışıl ışıl çam ormanı olsun her yanda sanat bu.. ben buna şapka çıkarırırım..

yoksa pınar inşaası çalışan amelede yazar.. ustası malasını yıkarken çaktırmadan taze betona çivi ile..

'' bu çeşmecik efendiler su içme tası yok
attırma kafamın sigortayı takacak ustası yok'' diye nedir yani bu mu sanat..halbuğsem durum başka..

sanat sepet içindir..

çamaşır sepeti.. çilek sepeti karamürsel alışveriş zeppelin sepeti.. bilmem ne bilmem ne bilmem ne..

sanatçıya lazım olan hepi topu iki sepet.. biri çöp sepeti.. biri sanat sepeti..
yaz eserini.. kıvır kıvır buruştur.. çöp sepetini yakına ko sanat sepetini az uzağa.. basket et at..
az ağır oturaklı.. ağır okkalı olanı sanat sepetine at.. gerisini hafif ileri gidecek durumda olmayanı yakınına.. çöp sepetine..

ileri tek tük düşen içinde.. işe yarayanı halk karıştırsın.. var ise bir kaç bağıra basılacak.. yaraya tampon edilecek.. o karar versin..

onun sanat eseri olup olmadığına.. sanat müziği diye bizim vıttırıvızzıkların.. kaçı kulağına girdi halkın..
doktor ise reçete yazsın.. şiir başka.. şiiri şair yazar.. hekimse beste yapsın güfte onu aşar..

şiir çinli için şiir capon için şiir ingiliz alman bilmem ne yazılmaz.. şiir türk halkı için yazılır...

Türk halkı neyin ne olduğunu bilir..nice zengin var arabası az çizilince çöpe atıyor..
ne zenginler var yemek döküyor paltosuna çöpe atıyor cüzdanı ile metresine aldığı elmas taşlı yüzük ile ceketi pantolu çöpe atıyor..

büyük şeherlerde çöp evlere sınırlama getirilsin..adam panka emeklisi çöp karıştırıyor..
adam valilikten tekaüt olmuş ihtiyacı yok tamah sebeb çöp ev yapıyor.. çöp karıştırmak fakir halkın hakkı.. verilmez alınır.. kota uygulanmalı..
varlıklı kesim yaklaştırılmamalı o mahale..

Türk halkı çöp sepetinde para bulur götürür karakola verir gelir.. altın beşi bi yerde karakola teslim eder..
pırlanta elmas yakut zümrüt bilmem ne bilmem ne bilmem ne..
Türk halkı çöp sepetinde şiir bulsun.. öpüp başı üstüne kor.. bağrına basar.. onu patislere sarar.. asırlar boyu el üstü tutar..
türk halkı kendi karar versin şiirmi değilmi bassın bağrına..

bunu gavurda demiş..

'' aah o yeşil cüppe ak sarıklılar olmasa biz sizin ülkenizi alırdık'' diye..

kıbrısta jetini sürerken pilot subayımız.. ansızın omzuna bi el dokunmuş..

'' oğlum rotanı şu yöne çevir.. lövyeni az yukarı kaldır.. hah tamam şimdi dalışa geç.. yavaş hız kes şimdi.. '' diye talimatlar vermiş..
sonra bir yere gelince..
'' haydi tas tamam şimdi at bombayı'' demiş subayımız atmış.. arkasını dönmüş ak sakallı dede kaybolmuş.. biz kıbrısı öyle almışız..

özne o.. tasvir uçan jet ve içinde pilot.. ne zaman ansızın.. nerede kıbrısta.. kim yeşil cüppeli
gelişme.. oğlum rotanı değiştir.. sonuç harbi kazandık..
anafikir.. muhtaç olduğun kudret ve kuvvet bazen civarında olabilir..

hacı bayramın arksaında gülbaba türbesini yıkacak olmuş dozerci aygıtı sürememiş.. belediye başkanı kızmış in aşağı demiş.. kendi sürecek olmuş..
dozerin bıçağı kırılmış.. dozer devrilmiş başkan son anda ezilmekten kurtulmuş.. sonra bırakmış gülbabayı yolun ortasında..
yol iki yanından geçecek şekilde yapılmış..

işte kısa öz giriş gelişme.. sonuç.. al sana realist akım.. destanlaşmış gerçek halk edebiyatını yalın sade duru.. yediden yetmişe sular seller gibi ezbere..
kim nerede nasıl.. domuz bulunmuş üniformalı.. depremden sonra.. israilden dansöz getirilip oynatılmış.. duru sade akıcı.. kısa öz..

işte best seller olmuş halk bağrı taht kurmuş gerçek edebiyat gerçek sanat.. bunları destan hali türk okuruna aktarmak.. işte sanat bu..

'' yoğurt koydum dolaba dillere vay
bu gün başım galaba dillere vay
seni doğuran ana dillere vay
olsun bana kaynana dillere vay''

işte dinlediğinde insan ciğer iç yağını şıpır şıpır eriten.. halk bağrı taht kurmuş gerçek şiir..
yoksa davar keçi gibi böğür.. kar çimentoyu dök betonu kalıbın içine .. güya heykel diye ver.. içine tüküriiim öyle sanatın..
halktan kopuk bir avuç zümreye bir avuç sözüm ona elite.. caz maz elektro saz.. operet moperet.. bunları dinletme bana kerpetenle bünyemden kopart et

yoksa adliyeden emekli beli az kambur arzuhalcide yazar..

'' davalı alirıza kızı kezban evcimek
davacı vecdi oğlu necmi mercimek '' diye.. bumu sanat..sanat yapacak adam çok afedersiniz sifonun şamandırası bozuk ise.. lüle lüle onu
öyle bir kıvırır ki.. öyle bir çevirir ki.. manastır dö la sümela.. sen basili katedrali.. mısır piramidi haline getirir..

kendisinden sonra oraya giren.. saygı ile eğilir..
'' ben buraya ne için gelmiştim hatırlıyamadım ama böyle bir eser ile müşerref olmak başlı başına bahtiyarlık'' diyebilsin..

'' bende yandım hatca gızın mor fistanınaaaa'' dizelerini işittiği vakit.. ciğerlerinin yağı cıkır cıkır erisin.. şıpır şıpır aksın..
'' eğer hatca kızın mor fistanına böyle yandı ise.. hatcanın kendine kavruluşunu sen düşün'' diyebilsin.. işte sanat bu..

yoksa üç otuz paralık emlak komisyoncusu da yazar kor oraya..

'' kiralık daire.. çocuksuz evliye yahut bayan ozan şaire'' diye bumu sanat..
işkembeden salla uydur uydur at.. nur topu gibi evlat adını koydum sanat hee..

yoksa telefon operatörü de gönderir..

'' Aylık 499 kuruşa canım türkiyem paketini tıkla
tokturunu ara dert yan.. kalma lumbago belde fıtıkla'' diye.. nedir yani..

o yumurta o tereyağı unun içinde eriyecek.. yoğura yoğura taş gibi bi hamur.. yağla fırın tepsisini..
kızarıp köpürüp cozurdasın.. pooğça dediğin ağızda dağılacak.. damakta lezzet patlaması yapıcak.. sanat bu..

o şiir kornet dondurması gibi olucek.. dışının külahı hamur kalmıyacak.. çok kavrulup yanmıyacakta..
çıtır gevrek olacak.. en başta kapak altı çukulata olduğu gibi en diptede çukulata ile bitecek şölen..

okur onu ısırsın bol kaymak yoğun süt.. iri antep küçük küçük pralinler..okur onu yalasın.. okur onu emsin..sanat bu..
soğuk soğuk hararetini alsın..yürek yangınını söndürsün.. hepsi bu..

türkler atı sever.. at kişner.. at teper.. ak köpüklü boyunları heykel olur şehir meydanını süsler..
sen.. '' uzun kulaklarını son bir kez salla'' dedimmi başka dostlar başka aşklar hatırlansın sanat bu..

kaşmış gözmüş ağız burun oda yüz buda.. sen o yüzü tabloya çeviricen..üst kirpik hafifçe yukarı..
alt kirpik aşağı kıvrık olacak.. rimel çekip tercihen maviye boyamalı..
ikinci kıta buruna hızma.. üçüncü kıta dudağa ruj öyle kasap dükkanında et sergiler gibi olmuyacak..
incecik bir hat..etekler pileli yaka fırfırlı kol ağızları dantelalı olacak..

kulaklara küpe ayaklara manikür bacaka epilasyon bilmem ne bilmem ne..
sen oraya kırış kırış bakımsız yüz getirebilirmisin..

kulakmış saçmış kılmış.. oda adam buda.. gidip adam gibi banyo.. sinek kaydı bi traş.. surata çektimmi losyonu..
o cilt kendini bi toparlasın.. hatlar çizgiler dizeler orta yere dökülüp saçılsın.. gerekse saçı boya..
kulakta burunda kılmış tüymüş bilmem ne dağla gitsin..

şiir musakka değil ki.. şiir karnıyarık..patlıcan kabukların sütun gibi boyuna boyuna soyulduğu görülecek..
saltanat kayığı gibi sofraya kurulduğunda.. üste dilim domates.. sağında yeşil biber..
bir kıymaya daldıracan çatalı.. bi patlıcanı dola gitsin..

yımışacık pambık kıvam.. hepsi bu.. senin orda ruhun.. senin orda özverin emeğin çaban tabak gibi çıksın ortaya..
işte sanat desinler.. türk yemek sanatında..yok grammış dirhemmiş yarım kaşıkmış miligrammış olmaz.. göz kararı..
az pul biber az tuz biraz salça haline vaktine göre kıyma.. o maydanoz yaprağının serpilişi göze hitap edecek..
o oklava ince ince açacak pazıyı.. o cevizin dış kabuk alınıp döğe döğe.. senin orda hünerin senin orda sanatın..
senin orda höşmerimin ekmek kadayıfın paklavan bilmem ne..

ben şiir ekspertiziyim.. şiiri duman duman nemli.. ığıl ığıl çiğ..yabangülü iğde çiçeği kokusundan bilirim..
şelale sesi.. yağmur ormanı serpintisi.. ara ara özenle serpiştirilecek dize aralarına..

lepistesler rengarenk.. tatlı su karidesleri duyargaları ile saçılacak kıtalara.. ateş böceği yakamoz yapıcak..
gerçek şiir üç gün öncesinden okurun rüyasına girer..iki tavus kuşu gagaları arasına aldığı gerçek şiir yazılı kağıt rulosunu..
getirir.. sonra biri sıkı sıkı tutarken.. diğeri süzülüp kağıdın ucunu açar.. rüyada siyah beyaz değil rengarenk yakut
zümrüt harflerle.. incik bonuk bilmem ne..

yoksa huysuz vircinde yazar..
'' kız ayol ayak topukun ne gadder güzel
ya bu eteklik ne demeli.. diktirttinmi kendine özel ..'' diye.. nedir yani..

herkesin zeka ileri gidecek diye bir şey yok.. şiir zeka geriliği olan okur içinde yazılabilir.. şiir onun en doğal hakkı..
sık sık yinelenen klişeler kullanılıp.. algılama ezberde tutma sağlanır..zeka geriliği olan şiirde..
dikkati dağıtır hece aruz gibi vezinler yerine..o an için zihinden geçen sözcükler gelişi güzel saçılabilinir..
aslolan şiirin kendisinin geri zekalı olmamasıdır.. şairin geri zekalı olmamasıdır..

geri zekalı şiir ekolünü başlatan süreç.. şiirin işitsel ve görsel sanatlar karşısında zayıf düşmesi idi..
özellikle yetmişli yıllarda başgösteren.. evde tivi karşısında hapsolmuş bireye.. sinemayı tekrar cazip kılma..
tiyatorayı şirin gösterme amaçlı..
okullardan beher öğrenci başı yirmi lira söğüşlenip.. belediyehotoposlarına tıkıştırılan biçareler.
.ali babanın bir çiftliği var sloganı ile şaklabanlık sergileyenlerin.. tiyatora endüstrisini besledikleri denli..

sinemacılar konusu banyoda yatak odası salonda geçen filimlerini yem olarak atarken.. genç delikanlıları keşfettiler..
aynı yıllar plastikler kalıba dökülüp.. naylon biblolar.. naylon hamurundan heykelcikler.. ucuz fiyatlar ile evlere servis edilirken..
kullan at kullan at tihniyeti ile..traş bıçaklarına plastik saplar..ankrajlandı..mıktar çakmağının papuç dama atılıp..
kauçuk meme.. silikon dudak.. plastik sidi kaset naylon çakma çakmak plastik saat bilmem ne.. plastik çocuk plastik adam..

20. yüzyılın son çeyreği.. edebiyat sınaine.. geri zekalı kurgu.. gerizekalı fantastik.. ile ayakta kalma realitesini dayatırken..
şiir işletmeleri bu süreçte.. okur için geri zekalı şiir akımı başlatma lüzumu duydular..

öyle ya..makineleşmiş.. duyguyu kaybetmiş.. mekanik bir topluma.. kalkıp kerem ile aslı leyla vü mecnunmu verecektiniz..
realist katı gerçekçilikmi enjekte edicektiniz..

pencere kenarına tıkaç.. sayfadan yırtılıp külah eylediğinizde kabak çekirdeği leblebi doldurabileceğiniz argüman
3. hamur kağıda basılıp maliyeti düşük tutulurken.. beklenmiyen kontrikasyonu.. kaşıntı deride döküntü..
şairin kendini tatmiğn ihtiyacı denli.. okurunda benzerini yazmıya şairliğe öykünmesi..
taklit.. beraberinde ezeli bir tekrar..sürgit ve akut olma sorunu ortaya çıktı..

şükürki.. posta gazetesi gibi ciddi bir müessesenin dört kıtayı geçmeme kotası..
yurdum şairlerini frenler bu dahiyane buluşu takdire şayan iken.. 21. yüzyılın ilk çeyreğindede bu ekolün kitleleri etkisi altına alacağı aşikardır..

kaldı ki.. nazımdan sonra en büyük şair diye 2012 de inceyi gösterebilecek denli küstahlaşabilen..
medya devlerinin spekülasyon uğraşısı.... şiir pazarlamanın.. şair pazarlamanın..
rant elde edim getirisinin halen küçümsenmeyecek boyutta olduğu
tabak gibi ortadadır..

geri zekalı şiir ekolünün son temsilcilerinden ersöze göre.. şiirin muhtevası anlamsızlık üzerine kurulu iken..
şekilden simetriden söz etmek çok saçmadır.. şiirde şekil dikdörtgenden ibarettir..

buda gelişi güzel sallanılan sözcüklerin.. üstüste istifi ile sağlanmalıdır..
karşı görüşcüler ise.. üçgen pentagram yamuk daire küre piramit prizma ısrarcı iken..
hepsinin karışımından.. potpori ekolü yakındır..

kitleleri a poltize ettiği denli.. deşarz kanallarından biri olduğu yadsınılamaz bu türde..
küçük sorunlar büyütülerek.. abartılı bir kavrulma yanma acıma üçgeninde..

yer yer isyankar.. yer yer sitemkar serzenişler ile aşk sevi çerçevesinde.. gevelenip..sevgilinin dönmesi için temenni dile getirilip..
yokluğunda kendi zavallı pejmürde biçareliğinin artışa geçtiği.. aksi takdir dönmedi..
kendine karşı yada ona karşı eylemle sonuçlanacağı dillendirilmektedir..

ya benimsin ya toprağın ana fikri yer yer.. ya herrooo ya merrooo gibi değişik nüanslar versiyonlar türevler ile şekil bulmaktadır..

konservatuarlara.. trt bünyesi ve devlet tiyatoraları ile opera ve balesine.. orkestıra şefi..
balet darbukacı oyuncu gibi ad adı altı kimi haybecinin alınıp.. santçı diye lanse edilmesi..
devletin süreğenliği için kaçınılmazdı.. doğru olanda bu idi.. çünki devletin olmadığı bir ortamda sanattan bahsedilemezdi..

ancak buda sanat kavramının içinin boşaltılmasına.. izleyicinin dinleyicinin kafasında.. sıvamacılık döşemecilik..
ototamirciliği kalaycılık gibi meslek ve zenaat dallarının.. sanat olarak algılanmasına sebeb oldu..
bilhassa ekonomik darboğazlar müsebbib faktör.. sanat kolda altın bilezik diye eti senin kemiği benim teslim edilen evladı bülentler..
kente göç ve tüketim toplumu olgusunu beraberinde getirdiler..

buda ne üretsem yer.. ne dayatsam yutar mentalitesinin ana dinamiğini oluşturdu..
nitelikten ziyade nicelikce artış müteakip.. kitle iletişim aygıtları ile bilinçlenen fert.. kolları sıvayıp..

'' kendi filmimi kendim çeker korum yu tuba.. kendi şiirimi yazar asarım foruma..'' bilmem ne bilmem ne bilmem ne..

doğrusu hanedanlık sistemi.. geçmişin kavuklularının yeşilçam figüranlarının torunları dizilere senaryo yazıp..
oynuyor.. bağrışıp çağrışıp duruyor.. ama gerçek yazarın varoş bebesi içinde olduğu.. hayatı içinde yaşıyan ile..
dış dünyayı sezgi yolu tanımıya.. tanımlamıya çalışanların aynı başarıyı gösteremeyeceği tabak gibi ortadadır..

kaldı ki peruk takıp erkekken kadın kılığı girmişbiri.. abartılı karadeniz şiveli saf adam figürü..aşiret ağası maraba şarklı
basmakalıbı klişesinden kurtulamama kısır döngüsü.. dış dünyada ulu orta akıp giden hayatı..
paattis soğan yoğurt bozacıdan ibaret gibi algılayım.. sanatı dar çerçevede.. kendi kendine ket vurur hale getirmekte..

bir umar bir çıkış kimse ses edemez.. nede olsa ulvi uhrevi kavram..öte yana gitme gelme duman bulutu içre hödük tip tipler..
burada dönüşü olmadık yerdesiniz.. bilmem ne bilmem ne..
yetmedi reklam olur.. alma sigara görüntüsünü kapat.. hedef kitle sıfır altı yaş unutma.. bilmem ne..

kendi sanatını kendin yap fikri bile sanat bence..
ki gerçek sanatçının sivrisinek olduğu tabak gibi ortada.. adamı mest eden harika sesi ile.. kendinden geçirtip..
ücreti bir kaç damla kanı alır.. tınmaz.. alkışlama kucaklama istersin.. ama o

'' laubalilik istemez '' der sıvışır.. sanat vantilatör kayışı değil ki.. vantilatörün ta kendisi.. püfür püfür..
o kayışta o kemerde o ayna.. incecik beli sarıp sarmalarken.. kem gözün dikkat kemer nakışında..
aynasında toplanıp kişiye nazar değdirmeyecek sanat bu..

saçmalamak kişinin en temel hak ve hürriyetlerinden birisidir..
hiç kimse diğer kimseyi saçmaladığı için suçlayıp baskı altına alamaz.. ancak bu tür şiirinde ''zırva'' başlığı altında verilmesi gerekir..
sanat kadar içi boşaltılmış kavram yok.. aslolan içi boşaltılmamış kavramla gel.. sanat bu..

yoksa büyükşehirde sıradan bir işportacıda yazar..
'' ayna tarak.. ustura bıçak.. çakı çakmak..kayış kemer.. boya cila ile sünger.. radyo pil bide fener..
tesbib ipi don lastiği.. çek asıl fıstık kibin süner.. mum al belkim gece lamba söner'' nedir yani..

saçma sapan absürt bir film.. geri zekalı dizi senaryosu.. vasat bir zeka ile yazılabilir.. çünkü hedef kitle..
tam olgunluğa kavuşması zaman alır.. ancak nüfusca çoğunluk 0 6 yaş gurubu dahil ve küçük bir asil azınlık iken..
şiir öyle değil..en az +18 yaş gurubu.. dolayısı ile vasat üstü şart..

sınaatlı bir şiirde.. cümle sonları uyaklanmalı.. yer yer zorda kalındıkça.. ses uyumu daha cılız olan redife yönlenmeli..
sınaatlı söz söyleme sanatında..kulakta hoş intiba bırakır..okyanus dalgası.. ordan oraya koşuşturur sincaplar..cırıldaşan çekirgeler..
beyaz ak köpükler felan fıstık..
yutulabilir milyonla baloncuk..suda erir karbon dioksit glikozlu kabarcıklarla.. mineralize edilip besin değeri artırılmalı..
kakafonik kulak tırmalar sesler nötrolize edilmelidirlerdir.. yoksa dedemde yazar..

'' ben arpa ekiyom komşum yulaf ekiyor
yar sana bakmayım canım karpuz çekiyor'' diye nedir yani.. edip dediğin sözcükleri alıp kıvırır kıvırır ip eder.. dilinin altından geçirir..
o çene zig zag zig zag dantel eder o cümleyi.. güpür yapar.. aralıklarından gün ışığı sızar..
gece tabak gibi mehtabı seyret.. martı çığlığı dolsun odana.. o gözeneklerden saten renk.. süt gibi ak..
oku oku doyamazsın.. oralarda kar gibi beyaz kokain zerrecikleri.. okuma bağımlısı eder..

içine çeke çeke sindire sindire okur elinden bırakamazsın.. sahte şiirin başlığı görsen kaşıntı başlar..
bir dize okusan kafandan aşağı kaynar su dökülür.. ikinci dize karabasan afakan bilmem ne bilmem ne..


gerçek şiir okurun eline yapışıp kalır.. ovalarsan ufalanmaz.. kaygan ve yağsız olur.. gerçek şiirde doğal şeker yanı sıra aromatik ve egzotik tatlar olur..
gerçek şiir anutçu basın emekçisi köşe yazarının..

'' yeni bir şiir kitabı okudum pek güzel olmuş'' çığırtkanlıklarına ihtiyaç duymaz..

gerçek şiir forum köşelerine yerleştirilmiş naylon şakşakcılara.. zembereği boşalınca..

'' arkadaş yakınımdır ben beğendim sende beyen '' çığırtkanlıklarına itibar etmez..
bu tür çıkışlara gebe kalma zarureti hasıl olmaz.. sanat sinei millette filizlenir.. halk bağrı yeşerip serpilir.. çok güzel olur çok..
sanatlı bir şiirde harf şekercikleri kristal halde kalmaz... şair ciğeri yağında diş ile tırnak ile sözcüğü eritip yüreği harında cümleyi kavurur..
işlenmiş tel tel dizeler pişmaniye pişmaniye dökülür..

şiir helvası kabına tane tane daldır çatalı ııh çatala yapışmaz.. sok altına çatalı üzerinde durur.. döğülmüş fıstıkı ile sanat bu..
yoksa ninemde yapar kavur unu dök pekmezi bumu sanat.. sen ona azmini sen ona sabrını sen ona yüreğini..
bir şey üretme çabanı paylaşma arzunu.. sen ona gündüzü geceni.. ömrünü gözlerinin aynasını bu lazım bu çok güzel çok..

sahte şiirde yüklem m harfi ile biter..
yanmıştı(m) kavrulayazdı(m) öleceği(m)

gerçek şiirde ise n r z sesleri ile biter..

yanmışı(n) kavrulayazıyo(r)la(r) öleceği(z)

sahte şiir ben merkezli döngüsünde kendi iç dünyasını dar çerçeve yansıtırken..
gerçek şiirde.. geniş perspektif ile ele alınacak şair haricinde bir dış dünya vardır..gerçek şair bu dış dünyada..
ferdin.. tek başına ferdin kararmışlığını saymazsak..sahte şairin gökyüzüne kondurduğu toz pembe fonun aksine..
daha gerçek renklerin hakim olduğu..

yer yer sararmış otlar.. yer yer yeşil fonda.. gökyüzü yer yer gri.. bulut yer yer karabuluttur..

bu karabulutun menşeinde.. hiroşimada önüne çıkan herşeyi yerle bir eder dev yangınlar olduğu gibi..
küresel ısınmaya götüren sanayi bacaları.. eksoz gazları yanısıra.. dikkatsiz yada bilinçli..
arazi rant amaç çıkmış çıkarılmış yangınlarda dahil.. alev alev bir dünya.. iiçre siyah renk sarı sarı yalım arası..
kızıl tonlar çevresi küçük bir detaydır..

sahte şiir karamsarlığına hafif bir optimizm katma arzusu taşıdığında.. geçmiş başarılar ile böbürlenip..

'' payidar olsun cihanda şanlı jet uçağı filomuz'' derken.. gerçek şiir..

'' söz ola kese savaşı'' der..

ve saatte yüzbin dolar yakıt yakan uçağın bir günlük keyfi harcaması önüne geçilse..
kaç garibanın doyasıya mercimek çorbası içeceğinin hesaplarını yapar..

sahte şiir.. uber poe gayesinden ırak.. unter poe sıçrayışları.. keçimsi hamleleri ile..
bulut eteği tutmak.. kol daldırıp yakamoz çıkarıp.. boynuna deniz dalgası dolama gayretşinaslığı içre..
gökten yıldız koparma ben merkezine güneşin halesini sağıp gelme hevesi çırpınırken..

gerçek şiir.. bunu bilimsel metod mekanik sistemler ile sal bireysel ferdi insan mutluluğu değil.. toplumsal amaç için..
aklın ve ilmin rehberliği araçlar .. makul mantıklı mentaliteyi düstur edinip bu yönde hareket eder..

gerçek şiir suda kaynatılıp hamur edilse.. elde yuvarlanıp parmak kalınlığında çubuk yapılsın.. ve iki uctan bükülüp..
yarım daire etmeye çalış.. bükülme yönünün aksi sırtta çatlak oluşmaz..
sahte şiirde bırakın çatlağı ortadan kopuverir..

sahte şiir her sahte ürünün pazarlanmasında olduğu gibi.. parlak sarı yaldızlı jelatinlere..
fiyonk kordelalı ambalaj başlıklara.. dize üstü fonda.. gelincik tarlası menekşe.. su taşır genç kız motiflerine yatırılıp servis edilir..

yine sahte şiir kıvrım kıvrım kuyruklu yazı stillerine ihtiyaç duyarken gerçek şiir en kolay okunur yazı karekteri ile.. sade ve yalın
anlatımı gaye edinir..

şiir ilhamla yazılır şiir esinle yazılır.. emek sarfetmeden.. ilham perisi afedersiniz.. orta malı gibi ordan oraya değil..
çok gezen tavuk paçalarıyla.. eve çok çok bela getirir..

peri dediğin.. hanım hanımcık oturur.. gider Allahın emri peygambein kavli.. şair oğlumuza istersin..
çay kahve içilir.. şair oğlumuzun meziyet sayılır dökülür.. maaşallah çok bilgili..
çok kültürlü.. entellektüel düzeyi yüksek.. dile hakim.. elinden her iş gelir..

- maaşallah maaşallah.. şair oğlumuz ne iş yaparlar..

- valla her iş gelir elindenn de sorun burada.. bu güne dek şair oğlumuz bi paltaya sap olamadı..
işsiz güçsüz aylak takımından..

- ha ha ha verdik gitti alın hayrını görün..

gerçek şiir hamisi.. kartvizitinde şairlikten başka.. eleştirmen yazar fikir adamı fırdolacı bilmem ne bilmem ne..
sıfatlar taşımaz..şiirinin harflerinden adı d harfleri daha büyük olur.. şiirini mirkoskobla okursun..

gerçek şiir.. gerçek şair elinden çıkar.. ben gerçek şairi kamyon sürüşünden bilirim..
gerçek şair yokuş aşağı kamyonu tomruk yüklü iken vites boşta gider.. dönemeçmiş virajmış bilmem ne..

yeterki balata sağlam olsun difransiyel segman debriyaj şaft..dingil sağlam olsun..
fren tertibat buji silecek bilmem ne bilmem ne..

gerçek şair tahtakuruları ve bitler arasında serpilir.. gerçek şair alt ranzaya terfi edene dek üstlerde koğuş kokusu solur..
ciğer verem eder.. gözü ışık alır.. asgari dört kez hücreye çıkar..

gerçek şair büyük diktatoryalar.. ve ultraöte temohgrasilerde.. gerçek şair kan ve barut kokuları..
morarmış ceset yığınları arasında fışkırır..

kilometre kareye 800 pisikolok ve bakmakla yükümlü olduğu 2400 ruh hastası pisikopat düşen ameika gibi normal demokrasilerde..
birbirinin aynısı.. best seller diye kakışlanan 3. sınıf aşk hikayeleri..bilim kurgu adı altı zırva.. avantür tür saçma sapan varken..

polisiye fantastik öte gitmezken.. tolstoy gogolbüyük acılar maksim gorki kafka henüğz devrim sancısı çeker derebeyliklerde filizlendiler...

yoksa sıradan bir akrobat muavinide yazar..

'' müdür beyin yeşil kürkü
şu hayat öyle zor ki,müdür beni kovaladı
iş buldum medrano sirki'' diye.. bumudur sanat..

şiir turşu değil ki.. ekşili köfte.. eee yersen.. şairin asli görevi şiir yazacak.. angarya işlerde çalıştırılamaz..
git araba sür git temizlik yap git palyançoluk akrobasi bilmem ne..

gerçek şair imbiğinde tek feylozofiya muğlak ve bulanık akarken..
esame fizik kimya skolastik.. etnomorfologiya.. sibernetik simya riyaziye cebir terminologi bilmem ne
damıtık ve berrak akar..

sahte şairler gelişmekte olan ülkelerde.. bilişim teknolojilerinin hayata geçmesi ile..
edebiyat siteleri sayfasında.. bir gecede mantar gibi türer..
sabahleyin temizlik işçileri bunların kalem kalemtıraş şiir yazılı kağıtlarını silip süpürür..
ancak sahte şairlerin silinmesi süpürülmesi on yılları bulabilir..

kendini şair sanma hastalığının tedavisinde ön teşhisin önemi yadsınamaz.. sağlık bakanlığının
yetişkin personel istihdamını sağlaması yanısıra.. ilgili polikliniklerin devreye sokulması techizat eksiğinin giderilmesi hayati önem arzeder..

hastanın hasta olduğunu kabullenmemesi tedaviyi aksattığı gerçeği ile.. hasta yakınlarınada büyük sorumluluk düşmektedir..
her türlü manevi desteğin sorunu gidermede olumlu adım olduğu yadsınılamaz..

ilk etapta hastanın kağıt ve kalemle ilişiğini kesmenin yaratacağı travma.. ileri aşamalarda..dış dünyaya ilgisizlik aşağılık kompleksi ile nükseder..
paralelinde karamsarlık intihar eğilimi.. agresiflik gibi sorunları beraberinde getirir.. bu sebebledir ki..kademeli olarak yavaş yavaş azaltma yoluna gidilmeli..
başlangıçta haftada beş tomar kağıt.. 20 kutu kalem verilen ferde zamanla haftada 1 tomar kağıt dört kutu kaleme düşürülmeli..
üçüncü ayın sonunda tamamen kesilmeli..hasta çevresine gazete peçete selpak tualet kağıdı sigara kağıdı sokulmamalı.. yanmış odun kömürü..
tuğla kırığı ve tebeşirle olan irtibatı kaldırılmalı..

yoksa asabiyenin en kıdemlisi remzi heceveznide yazar..

'' hem okudum hemde yazdım
giyindim uzun kol göynk bembeyazdım'' diye bumu sanat..

bir çok insan doğuştan mutlu olarak doğar.. onlara her şey mutluluk kaynağıdır.. herkesin çocuğundan farklı olduğunu sandıkları..
herkesin çocuğundan farklı olarak gökten gümüş beşik.. altın zembil ile indiğine inandıkları kendi çocuğunun.. altını temizlemek..
pişpişlemek..bu bile onları mutlu eder.. önemli olan mutsuz insanlkarı mutlu edebilme.. sanat buu..

sanatçının kulakları kesik olur.. sanatçı kendi göbek bağını.. kendi göbek kordonunu kendi keser..

zarif teyzem alibeylerde.. karadut yerken dut dalından düşünce.. bizim oralarda duttan düşen eşek olur diye rivayet vardır..rahmetli ismail hakkı dayım..

- duttan düşen eşek olur.. demiş.. zarif teyzem çocuk aklı ağlamış ağlamış.. gözleri kan çanağı olmuş.. sonra aklına şu gelmiş yine çocuk aklı..
- amaan kulağımı kuyruğumu kestirir gene insan olurum demiş..

şiirin kulağı kuyruğu kesilecek.. eşek olmaktan kurtulacak.. o mermeri o taşı yontucan.. taşlıktan çıkacak..
o boya tualde tabloya sanata dönüşecek.. sonra yumuşak bir kadife bez ile parlatacaksın..

gerçek sanatçı aday adayları.. at6 çiftlikleri süt besihanelerinde yetiştirilmeli.. bir yıllık staj sonrası..
girdikleri mülakatta.. ekşi ekşi ter ve sidik ile haybvan pisliği kokusundan dem vuranlar elenmeli..
'' ben o tayın gözbebeklerinde.. rüzgar ile yarış etme aşkını gördüm.. ben o süt sağımında paylaşım gibi bir duygunun süte kattığı artı değeri okudum..
o lezzeti tattım'' diyenler ayıklanıp.. pentatlon yarışına alınmalı..

yoksa ispanyada sopa yiyen baskı gören kızgın öfkeli dana da dana.. bizde elden karpuz kabuğu yemiye alışkın.. adamın yüzünü adamın saçını elini yalıyan şirin danada dana..
nedir yani.. aşk her şeyin iksiri.. sevgi sanatın başı.. şefkat işle yaklaşmak sanat severe sanat buu..

ömrü boyunca bişr kez bile kullanılmamış.. pırıl pırıl nice beyin vardır ki.. hiç bir işlev ve fonksiyonu yerine getiremeden kara toprağa girer..

gerçek şiir yıpranmış yorgun düşmüş.. çalışmış ışılamış beyinlerin mahsülüdür..
şiir beyin kalp el kol parmak ağız dil ekip çalışmasının bir ürünüdür.. yüreğin harında kavrulan una.. ciğerin şıpır şıpır akan içyağı ilave edilir..
dilden akan şeker şerbeti katılır helva yapılır.. har olmasın o şiir kavrulmaz.. ciğer yağı yok o şiir yanar.. aslolan yakmadan kavurmak o unu..
aslolan yakıp kömüre çevirmeksizin.. dilden sızan şeker şerbetini kuru kuru ısıtıp.. karamela kıvamı elde etme..

erimeden aroması çıkmadığı gibi.. unu şekeri sarıp sarmalamayacak.. çok kızgın harda yakıp kötü kötü kokutmadan..
o ciğer içyağını cozur cozur köpürdüğünde.. un krem rengini alınca.. kat karamela kıvam şekeri.. helva olmadı dimi..
olmaz tabiii ona az çöğen ona az tahan ona gıdım limon tuzu..

türk şiirinin ölçüsü olmaz.. az dere otu az maydanoz bi tutam karabiber türk helvası ölçüsü yok..az fındık fıstık estek köstek. bilmem ne..
yakmadan kavurmak yürekin ciğerin iç yağında bu gün ve yarında bak bu lazım çok güzel olur çok..





gerçek sanatçı.. sanat ayı.. gerçek sanatçı sanat yıldızı.. sanat deresi tepesi bilmem ne..
gerçek sanatçı siyah olan derisini beyaz yapar.. sonra vazgeçer.. kavurmadan yakmadan yine maykıl ceksın olur..

gerçek sanatçı kadın olan cinsiyetini değiştirir.. sanat takım yıldız kümesi.. sanat şebeği sanat maymunu olur ama sanatcı olamaz..
insan mebbus olur kral kraliçe olur.. deve olur adam olur ama sanatçı olamaz..
sanatçı olma başkaa..

sanat kendinden başka her şey olma türlü kılığa girme.. asabi adamken.. komiklik etme..neşeli olduğun esna sinirli adam karekteri canlandırma..
hiç yaşamadığın ve yaşanması kabil olmadık ve fakat yaşanabilir bir aşkı paketleyip ambalajlayıp okura tattırma çabasına angaje olum..senden başka her şey oluş..
topluma mal olmak.. toplumun malı olum.. amaç insan mutluluğu ise aracı olum.. ve türlü eleştiri okları ile yergi mızrakları arasında kuyruğu dik tutuş çaban..
emin ağır adımlarla yol alım.. kıldan ince kılıçtan keskin ve türlü kuyruk acıları ile birlikte.. işte sanat buu..

ben şiir yazıcak adamı.. ben şiir üretecek beni ademi insan evladını.. ben nevi beşeri havva kızını.. gece bile abiye kıyafetinden bilirim..

gerçek şair gururlu ve onurludur.. sahteleri..

''beni bırakma ölürüm eğerki sen yoksan damarımda kan noksan..
ne olur sevgili beni evli barklı adam sınıfı soksan
terketme gitme gel bekliyorum.. ah ölüyocasınayım kalp tekliyorum''

diye salya sümük yakarırken.. gerçek şair..

''ölürsem kabrime istemem gelme
yaşarken taktın sen bana çelme..'' şeklinde hata kusurları dışa vurur.. gerçek şair okuru aydınlatıp bilgilendirir..

''bu hökümet giderse.. yerine daha kötüsü gelir.. arkadaş ben bunu biliiir bunu gonuşurun..'' der..

ona göre.. şiir okumak okuru melankolik yapar.. pesimizme sürükler dış dünyadan soğutur.. depresyona hatta intihara götürür..

'' biz okuduk ne oldu ey sevgili okur
git bir sevgili bul kendine.. sana çorap.. halı kilim dokur '' diye.. aşka sevgiye yelken açtırır..
el ele tutuşmayı salık verir.. ıraktan ırağa platonik növrozlardan alıkor.. sanat buu..

ben sanatçıyı.. ben sanat icra edicek adamı arkasında duvarı delip.. ayağı dizden kıvırıp büküp o deliğe gelicek biçem kendine topal görüntüsü verişinden..

'' ooğluyun kızıııyn başı için bi sadaka acımdan ölüyom..
velevki verme geç harakiri edip kendimi bölüyom'' diye kendini yerden yere atışından bilirim.. amaç insan mutluluğu ise..
bireyin vicdanbını rahatlatma.. diğer duygu sömürüm zenaatkarı içinden sıyrılma.. sanat bu..

ben sanatçıyı darbuka çalışından bilirim hiç bir şey bulamadı açar göbeğini parmaklarıyla yine çalar..
şiir yazıcak adam kanıyla yazar diliyle yazar dişi tırnağı ile yazar yine yazar.. ben şiir yazıcak adamı eleştiriye açık..burnunda kıl olmayışından..
kirpikinde çapak yok uykusuz gecesinden bilirim..

yazıcak insan çıkar erkek gibi yazar.. yazıcak insan kadın gibi genç kız gibi yazar..
bakın antolocinin yeni yüzünün profiline.. hiç ömründe şiir yazmasın yine olur.. çünkü kendisi şiir..
her kadın şiir yazamaz.. eli erbab olacak.. koca tencereyi şiir ile doldurur.. iki dize yiyemezsin.. az pişirecek öz yazacak..

bol bolamaç yapmış kim yer.. hijyen kurallarına mutlak uyacak.. başına şapka bone eşarp bilmem ne bilmem ne..
dünyanın en güzel şiiri de olsa içinde bir tek kıl çıksa bile o şiiri yenmez yapar.. şiir kılsız şiir kılçıksız bilmem ne..

tırnak aralarının kirli olduğu düşüncesi bile o okuru şiirden soğutur..ya toplu iğne başı ile tırnak içini tamizleyip ya oje ile kamufle edilmelidirlerdirler..
dizeler pembeleşince yakmadan bu sotelenmiş harc ilave edilmeli..aşırıya kaçmadan su eklenmeli.. türk şiirinde soğan pembeleşmez..
yanmadan kavrulmuş soğan rengini kızartılmış yeşil biber rengini alır..
'' yenile tükendi cebimin şarzı
ne güzel şey sevgili seninle gezmesi arzı
yine sevdiğim taam spagettidir
hani pişirilse italyan tarzı'' diye az öz leziz sanat bu..
yoksa..
''ağladım gözüm şişti cebin şarzı üçten bire düşltü
hasretin sebeb yemekti aştı yiyemiyom
gözün kör olmasın herif sana bi şey diyemiyom'' nedir yani..
eli erbab kadın olacak böyle.. tamammı.. o pilava bir sefer kaşığı salar.. yarısını sola yarısını sağa yatırır.. o pirinç tane tane yapışır kaşığa..
o şiirin fasulyası dermasol cinsi olucak iri iri bi gün önceden ıslanacak.. yağlı kuzu kemiğini emicek o dize.. salçası helvelenecek böyle banıcan o suya..
erbab kadın sini dibine bi parmak su kor.. güvece apardığı maaallebiyi sürer fırına.. o maallebinin üstünü yakmadan yakar..
o maaallebi damakta infilak eder.. kül etmeden yakmadan yakar..
sanat insanı çıkar insan gibi 2 dize.. sanat insanı çıkar şair gibi bir kıta..sanat insanı çıkar şiir gibi şiir iki kıta yazar.. sanatçı el öpmez el öptürür..
sanatçı yağ yakmaz.. sanatçı yalakalık yapmaz..sanatçı sen güçlüsün zenginsin sana yancı yazılmaz..sanat insanı halkın yanında.. hakkın yanında adaletin yanında olur..
sanat insanı çeşme akarken küpü doldurayım.. halktan kopuk ihtirasların..depreştirdiği gözü para hırsı bürümez.. gerekirse cebinden harcar..
geleceğe az öz kültürel miras sanat adına bir şey bırakmaya çalışayım der.. baştan başa tüketim çağında küçük çap bi üretimim olsun az olsun öz olsun der.. kimini sanat sepetine kimini çöp sepetine..
100 atıştan birini basket etsin yeter.. 1000 atışltan biri sanat sepetine düşsün yeter.. bir şair bir şiirle anılır..bir mıh bir nal bir nal at at sanat yacak yiğit kurtarır.. hepsi buu..
'' başvurmak var iken deh demek gibi sanata
incinir bir meşin kırbacı vurursan ata
in hemen hayvanın gönlünü almaya çalış..
şefaat etmez sonra bak.. boş durursan ata'' bi yerde..
literatürümüze '' popülarite sarhoşluğu'' olarak giren rahatsızlık.. başarılı çalışma ardı gelen şöhretin verdiği rehavetle.. kendini koyverme..
sanatı önemsememe.. gibi belirtilerle ortaya çıkıp.. doğuştan şair birsini bile.. sonradan olma.. ancak azimli sebaatkar.. çalışma neticesi..
muvaffak olmuş şairlere dahi postu kaptıracak denli.. popülasyonun büyülü dünyasına kendini kaptırım derinlik sarhoşluğu ile eşdeğer.. yukarı çıkamama..
şiir şah damarını koparmasına kural kaide bilmesine rağmen.. kendini yeterli gelişimden uzak tutuş.. vasatta ısrarlı olma tutumu gibi..
sanat levelinin düşük kalmasına yol açan hayli önemli sorundur.. yer yer eleştiri dirgeni ile dürtüklenmesi gerekirken..
şartlı reflekslerin alkışa adapte olumu.. bu yönde yanlış tutum..saman çöpü gibi asır içinde onu eritecektir..
gerçek şair gerekirse çakma isimlerle.. çalışmalarını sık sık yem olarak sarkıtır.. eleştirel yaklaşımlara göre gerçek ad ismine bu eskizleri ilave eder..
popülarite grafikini yüksek tutayım yer yer müstehcenlik yer yer tribünlere oynayım şaklabanlıklarına soyunmaz..
ne olmuş sanatçı olmuşta..başı göğemi ermiş..inmişmi göbeğinin şişi..
dünyada milyonla insan aç.. dünyada milyonla insan ev barksız.. işsiz sefil..
milyonla çocuk okuma oyun çağında çalışma zorunda.. parasızlıktan tedavi olamıyor .. aile içi şiddeet ölümle iç içe..
dünya ekonomik krizler pençesi kıvranırken.. amanın ne.. aşık olmuş.. acımış yüreki.. ağlamışmış.. bunun dışında.. üç beş avutucu söz..
dünya savaşların.. dünya doğal felaketlerin.. eşiğinde.. bir kaç iyi olur inşallah temennili dize.. bir kaç lay lay lom kıta.. bumu sanat..
önce insan olmalı.. sanatçı dediğin alçakgönül tevazu sahibi olur.. ben sanatçıyım demez.. derse büyüsü sihri bozulur..
okur oturabilirsin demedikçe.. başı önde el pençe divana durur..
sanatçı gazoz kapaklarının.. açma halkalarının içinden çıkmaz.. 1525e şifreni gönder beleş konser kazan zırtapozluklarına soyunmaz..
sanat gazoz kapaklarına.. sanat komodin gözüne bilmem ne.. rezervuar dolaı sifonlar içre sığınmaz.. sanatın yeri halk bağrıdır..
yoksa dedemde karar alçı çimentoyu dök kalıba onlarca ucube.. bumu sanat.. sen onu murçla.. sen onu çekiç sen onu keski ile..
diğer bütün taş oyma mermer işleme zenaatkarı gibi yont.. sonra onların yapamadığını..
o dudak çatlaklarını çuvaldız ile çiz.. o göz bebek etrafında çizikler.. o damarlar iğne ile o kirpikler arasına kıl testere ile giricen tek tek..
tüm zenaatkar gelip gıpta ile.. imrenerek şapka çıkarsın işte sanat desin.. arada belirgin çizgi ön pilana çıksın.. sanat bu..
çok afedersiniz.. dizeleri üstüste.. şey gibi apartuman gibi kaba inşaat yığmak değil..sen o kolonlaron 16 lık demirleri.. etre aralıklarını..
sen o kirişlerin yük taşırlılık oranına göre yükseklik uzunluk ve genişlkiği.. bilmem ne bilmem ne..
o hasır beton o kıtaları taşıyacak..iki sekiz buçukluk tuğla arasına izocam.. ses yankı yapmıyacak.. iç duvar hitong elbise askısını taşısın .. arkaya profil demir çek..
dübelle vidala..
zemine elektrik kablo geçirme borusu ko betondan evvel..ıslak zemine pis su çekeri deve boynu ihmal etme ki şiir kokmasın..kaba sıva ince sıvba..ilkin dolgu sonra saten alçı..
cıcıl cıvıl bi renk boyamı az matmı olsun..o şiir parıl parıl süsleme kartonpiyer avize..o şiir şekille muhtevayı harman etsin..
akustik olarak kubbe ve kemer mimari en ince tını ile versin sesi.. şiirin öz musikisi orta yere çıksın..
havalandırma öyle camı aç kapa değilki.. emiş egzost.. ocak üstü davlumbaz bilmem ne..
sanatın diğer blok birleşim yerlerinde çekomastik olur.. ufak tefek depremde sarsıntıda sanat sallanır ama kolay yıkılmaz..
sanat seni beni dede ebeni gönderir ama kendi yerinden kıpırdamaz.. uzun ömürlü olur.. sanat sanat gibi olur..
filim gibi filim yapma sanatı.. şiir sanatı söz söyleme sanatı.. müzik bestesi müzik güftesi yapım sanatı.. bestelenmiş güfteyi farklı yorumlama farklı icra etme sanatı..
sinema tiyatora potuğraf resim heykel karikatür bilmem ne bilmem ne..
geleceğin bilgisayarları klavyesiz.. geleceğin kompütürleri faresiz olacak.. yeni stiv copslar lazım.. ordan sil dedimmi silecek.. şu adireseye gir dedimmi girecek..
kopyala demenle..
'' hangi kısma kadar'' diye sorduğunda..
'' oğplum sen hele kopyalamaya bi başla ben dur dur dediğmde durursun'' dendiğinde..
'' peki efendim'' diyecek.. yapıuştır demenle yapışacak kalıcak.. in demen imleci aşağı çık demen yukarı götürecek..
işte hayatı kolaylaştırım sanatı.. işte tasarım sanatı..
yoksa dedemde yazar..tuşlara basıp basıp.. takkudu tukkudu diye.. bumu sanat.. hedele hödele höt zöt diye şiirmi olur allaaseen..
yok kreyzi idea imiş yok dahilik delilik bilmem ne.. bilmem ne..
ben sanat yapıcak adamı.. dirsek hizasına kadar gömlek kolunu sıyırışından.. ben sanat adamını.. diz kapaklarının az üzerinden pantolonu hafifçe çekip..
ondan sonra oturuşundan.. ben sanatçıyı.. papyon gravatının üzerinden geçirdiği normal gravatını.. tam ortadan geçicek şekilde bağlayışından bilirim.. sanat buu..
gerçek eleştirmen ben okudum haz almadım ben okudum beğenmedim deme lüksüne sahip değildir.. gerçek eleştirmen okumadan eleştirir..
içi kan ağlasada eleştiri sanatını bir görev bir misyon olarak addeddiği sebeb sepeti.. gerekirse öz baldızı bacanağınıda eleştirir.. haz aldığı şiiride.. işte sanat bu..
gerçek eleştiri sanatkarı.. ben buna baktım tipini beğenmedim.. bundan bi şey beklenmez onun için okumadım.. diyen adamdır..
eleştiri yapan adam gözünde siyah meşin bantla gezer..eleştiri yapıcak adam elini bağlatırki.. el yordamı.. şiirini eleştirdiği dayısımı yeğenimi..
amcası teyzesi özge ağyarmı anlıyamasın.. hısıma gelince hım hım.. ele gelince meee.. bumu sanat..
ben eleştiri yapıcak adamı ağızının açık oluşundan hiç kapanmayışından..
ben eleştiri yapıcak adamı özeleştiri.. yaani kendi kendini eleştirme yapamayışından..
daha doğrusu kendi diye bir şeyin olmayışından.. kendini yiye yiye bitirip tüketişinden anlarım..
yok mtoplumsalmış.. yok bilmem ne.. sanat suskunluğa sanat şekilsizliğe.. sanat durgunluğa inat içindir..
sanat gelecekte.. sanayileşime paralel soyu tükenecek..
'' geçmişte böyle ulaşım aracı vardı'' diye yontulu bırakılacak bin at içindir..
o uşak görele kazısı çıkmış.. karun hazinesi en değerli parçası.. o pigasusa.. baktımmı insan..
'' bunu insan değil cinler yapmış'' diyecek.. o pigasus kanatlı at kolyenin boyna geçen kısmı.. o teller tek tek böyle öre öre.. sanat bu..
o pigasusun altından sarkan mercimekten az büyük her parçanın beher parçanın üzerine tek tek ayrı ayrı işli o atlı adam..
o vaktin gravürcüsü.. iğne ile desen çiziktirdi.. sanat bu..
gertçek sanatçı hap imiş içki imiş.. az sivri biber yesin sesi açılırmış.. yok ot kafa yapar ilham gelirmiş..fasa fiso..
gerçek sanatçı çıkar.. erkek gibi delikanlı gibi yazar şiirini..
gerçek şair gökdelen gibi yığıp okuru altında bırakmaz.. okur şiir sonunda..
okumanın verdiği huzursuzluk baş ağrısı bel sırt ağrısı ile ayrılmamalı.. bilakis iç huzuru ferahlık ile kalkmnalı şiirin başından..
şair onun yaralı yüreğine iki damla gözyaşı akıtmalı..
bir uçak 250 kilo boya ister.. 250 kilo boya üç adam demek.. 1000 uçaklık thy dahil 100 ülke 100 bin uçak demek..
250 kilo boya yerine günde 300 bin kişiyi taşıyacak uçak kapasitesine.. saçma sapan bir içgüdü ile boya vuruyorlar..
çıplak alimünyum dururken.. ana harcanan emek ona harcanan para.. tuvale şiire harcanmalı..
dumansız issiz küresel ısınmasız.. illa bu yakıtı narcıyacaksa aptal bir boyayı taşımaya değil eş değer insan..
alnım akı yüzüm karası insan taşınmalı sanat bu..
davincinin sahtekar.. mikelanjelikonun düzenbaz olduğunu bilmiyenmi var.. pikasso ayyaşlın teki.. dali ise gerçek bir şizofren..
içlerinde tek van gogh akıllı gibi duruyor.. ama onunda ruhsal sorunları var..
yok bodlermiş yok alen poe imiş yko vörlin sadr bilm em ne bilmem ne..
sen bana alaaddin gaybi ver.. alaaddin gaybi ile coştur beni.. kaz dediğin öyle kaynat al getir değilki..
bi kere soğuk ayazları yiyecek.. o tuzu çekecek.. odun çek ateş yak kaynat suyuna pilav..bilmem ne bilmem ne..
gerçek şair dibe dalar.. sonra başını kaldırır..
yukarda uçuşan binlerce balık görür.. çıkar yukarı elini kıyıdaki kayaya kor.. amuda kalkar.. gökyüzünde yüzen onlarca kuşun..
niçin karınları yukarda.. sırtları aşağıda olduğunu sorgular.. sanat bu..
şair adam okurun kafaya şair kişi okurun beynine murç ile çekiç ile balyozla vura vura.. sarsa sarsa titretir..
hayatın anlamını yaşamın hakiki değerini.. ömrü neye verme gerektiğini sorgulatır.. kırlangıçların köstebeklerin..
küçük bir toprak topağı içinde hayat bulma sanatını irdeler.. bizim gep geniş çoğrafyada..
birbirimizi yeme alışkanlıklarımızı gözden geçirtir..sanat bu..
ben neyin ne olduğunu bilirim.. kül yutmam..numara yapma dostum sen de en az ben kadar.. bunun süreç olduğunu..
sanata giden yolda aşılmaz sarp kayalık.. derin koyak vadiler olduğunu..
yolları birbirine bağlar asma köprüleri tutan.. yer yer kalas yer yer kereste..düz tahta döşeme.. bilmem ne..
hepsinin basamak olduğunu.. üzerine basarak yol alındığını.. bildiğine kalıbımı basarım..
yoksa dedemde yazar..
'' basmayım gırılır iğdenin dalı.. yarim bin piskelete ben olam ayak pedalı'' diye bumu sanat..
toplumsal miyopsi okyanus dibinde petrol.. toplumsal miyopsi yeraltı zenginlikleri.. demir cevheri..
bakır madeni metrelerce altta taş kömürü mineralleri doğal gazı hortumlarken..
burnunun dibinde gerçek cevheri sanatçıyı görmez..
onu kilometrelerce uzakta gtönül gözü hipermetroplar görür.. çünkü mum dip aydınlatmaz..
sanat sanatçı itilip kakılmaya horlanmaya hükümlü..gerçek sanatçı yarı deli muamelesi görecek bir kürek mahkumudur..
o küreği çekecek yaba gibi avuç o avuca kan pompalar mangal kibin yürek lazım.. bak işte bu lazım.. çok güzel olur çok..
gerçek sanatçı
'' uçak muçak boyası ile ne kast ediyor bu'' fikri aşılar.. gerçek sanatçı makiyaja harcanan para ile yenicek sandviç
ara döner yollu beyine protein pompalanacağının wsinyalini verir..
güzelliğin aynaya baktığın an kaybolan pırıltı.. boyanın ise o pırıltıya ket vurur göz bağı olduğu mesajını okura iletir..
gerçek sanatçı.. incikli boncuklu elbiselerin.. göz kamaştırır mücevherlerin arkasına gizlenmez.. gerekirse çul çuval gerekirse.. çıplak sanat bu..
gerçek şair kendisini efbieyin mossadın dinlediğini bilen paranoyaktır.. halkın domates gibi ezildiğini dizelerinde yansıtır..
'' aynasız panzeri her kıyı köşe
mecburen salçalı oldu yemekler
aracın egzosa patates döşe
o vakit pek boşa gitmez emekler'' şeklinde.. analitik geometrinin çözüm kümelerini verir..
gerçek şairin içinde kırk mum yanar.. 39 u zamanla söner ama birisi hep yanık kalır..
omuza atılsa düzgün.. süzgün güzele süs verir.. yünlü ve ipek şallarının..
utangaç hasta ikızgın insan yüzü basar soluk renk mor ile allarının..
itici sempatik ve şirin türlü beşer hallarının..
resim heykel şiir filim bilumum sanat dallarının.. genetik kodları.. medyen şifreleri dilerim birgün çözülmüş olur..
amaç ebedi saadet ise.. leylada dahil.. dilerim herkes aradığını bulur..
nerden sevgili bir ben bıraktın mehtaplı gece kurt gibi ulur.. aman aman heey..
sanat sanatçı olmayınca olmaz.. ama sanatçı sanat olmasada olur.. sanat buu..
her devir her iktidar her çevre.. her zaman her yer.. ayakta dimdik devrilmden hacıyatmaz kalabilme.. hepsi bu..
herkese sanatlı sepetli günler dilerim..
nikah şekeri sepeti.. düğün nişan şekeri.. karamela sepeti.. bilmem ne.. hayatımın çöp tenekesi sepeti.. ehü ehü.. eh eh eh..



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Manifesto

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Azmı Hamam Edelim Sürtüştürem Ben Sana Kese [Şiir]
Sür Git Piyasaya... [Şiir]
Hayat Yalnız Seksten İbaret Değil [Şiir]
Salya Sümük... Salya Sümük... Salya Sümük... [Şiir]
Daniskasından Aşk Şiiri [Şiir]
Çanakkale Geçilmez... [Şiir]
Haddi Hududu Bilmeli... [Şiir]
Beni Unutmadınsa... [Şiir]
Gıdım Gıdım Gidiyoruz... [Şiir]
Ey Yurdum Şairleri [Şiir]


demir can kimdir?

öyle amatörce yazıyom

Etkilendiği Yazarlar:
yok


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © demir can, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.