Her gün yeniden doğmalı. -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
Başbakanın, ODTÜ öğrencileri için ne dediğini duymadı mı ki bu çocuk? Başbakanı protesto etdile diye; yüzlerce polisin nasıl saldırısına uğradıklarını ve geçici gözaltına alındıklarını da mı duymadı? Başbakan “Öğrenci dedikleri terör örgütü mensubu.”; hocaları için de;“Sizin yetiştirdiğiniz öğrenciler bunlarsa; ülkemiz batmış, gitmiş. Böyle hocalara ihtiyacımız yok.Yazıklar olsun!" demedi mi? Gözaltına alınan öğrencile sebebiyle derse girilmedi diye; çözüm bulmak yerine, “Girmezseniz girmeyin” demedi mi? Dedi. Artık ODTÜ’den, ODTÜ’lerden ne köy olur, ne gasaba. Çünkü mimlendile bi sefer. Torun, hangi mesleği seçeceğini düşünmeye başladı. Edebiyatı, yazmayı çok seviyomuş. Büyüyünce roman, öykü yazabilirmiş. Hatta bi gastede köşe bile yazabilirmiş. Allah bu çocuğa akıl fikir versin. Köşe yazarı olup da başına iş mi açacan? Başbakanın, mevcut hükümetin aleyhinde yazdığın gün, hakkında tazminat davası açarla. Nerden bulacan kaybeledeceğin davaların paralarını? Babanın, dedenin üç guruşluk mayişine mi güveniyon? Resim yapmayı çok seviyomuş. Ressam da olabilirmiş.Gazara aycık açık- saçık resim yapacak; başbakan- bakan gelecek diye sergide ters çevirecekle resimlerini. Sergiyi irticacıla basacak. Madem öyle; ben de heykeltıraş olurum demesin mi! Eşeğini sağlam gazığa bağlamayı ne zaman öğrenecek acaba? Yapacağın heykelleri “ ucube ” diye yıksınla, sana “yarım porsiyon sanatçı” desinle diye mi heykeltıraş olacaksın akılsız, dedim. Tiyatro yazarlığına bi itirazın yoktur bubanne diyo saf saf. Siyasi bi oyun yaz da, oyunu sahneleyecek yer bulabilecek misin bakalım. Başbakan, biz beğendiğimiz oyunlara sponsor oluruz dedi. Nasıl beğendirecen yazdıklarını başbakana ? İşte o zaman yüzü asıldı. Köyümüze geri döner, çiftçi olurmuş belki.Tarlalarımızı eker biçermiş. Hiç olacak iş değil sevgili günlüğüm. Bırak mısırı, pirinci; samanı bile yurt dışından alıyoz. Çiftçinin ürünü para mı ediyo? Çiftçi, satamadığı ürününü denize döküyo. Ama; beş liraya mal ettiğini üç liraya satarsan Nasreddin Hoca gibi, o vakit başka dedim. Ağlamaklı oldu. Büyükbaş hayvan yetiştirebilirmiş. Yağdan, sütten, peynirden para gazanabilirmiş. Kendini Hollanda’da zannediyo besbelli.Turp elle mi çıkıyo yoksa belle mi, haberi yok. Çocuğun; köylünün sattığı sütün sudan ucuz olduğundan malumatı yok.Yurt dışından süt tozu aldığımızı da bilmiyo anlaşılan. Büyükbaş yetiştirecekmiş. Hıh! Senin gurbanlık hayvanların şurda meleyip dururken, yurt dışından angus getirir satarla, sen de mel mel bakarsın. Bu memleketin yerli danası öküz olmaz oğlum dedim. Medya, memlekâtın gerçeklerini yazmazsa; bu çocukla da milli sorunlarımızdan böyle habersiz olurla. Ihhh! Peki, bu çocuk ne iş dutacak sevgili günlüğüm? Asker olsa, vatandaş kendisine darbeci gözüyle bakar. Dokdor olsa, sezaryenle doğum yaptırmak zorunda galır, başına iş açılır. Mühendis olsa; dayısı olmayınca hiç bi yolun, hiç bi inşaatın ihalesini alamaz. Vekil yeğeni değil ki; mesleği imamken, gitsin Denizli’de Kültür Turizm Müdürü olsun. Bülent Arınç’la hemşeri değiliz ki Allah verdikçe versin. Ihhh! En sonunda çocuk ne dedi biliyo musun sevgili günlüğüm.” En iyisi okumamak bubanne, hiç bi işde çalışmamak; gahvede altmışaltı oynamak. Gelirim yok diye bana yeşil gart çıkarırla. Sosyal yardımlaşma kömürümü verir, çocukların kitapları da zaten bedava. Gurban bayramı, ramazan bayramı, gandili, miracı, regaibi derken beş altı defa da yardım verirle. Eee gızılay da yardım eder. Seçim zamanlarında yardım paketleri de gelir. Bundan iyisi, Şam’da gayısı.(Bu son cümleyi, kesin Erman Toroğlu’ndan öğrendi.) Oh! Gel keyfim gel. İşim olmayınca algım olmaz, vergim olmaz. Stopajdan, kdv’den, bilmem ne priminden haberim olmaz. Çalışanla, vergilerin altında ezilirken, bi işsiz olarak keyfime bakarım. Çalışıp da başıma bi sürü dert açacağıma; işsiz olursam, başım ağrımaz.” demesin mi sevgili günlüğüm! Aslında, dediklerinin hepsi doğru da, benim ağzım dilime varıp da “ haklısın ” diyemedim. Galkayım da akşama yemek bişirim diye lâf gavutladım. Bu çocuğu bu hale getirenleri, Allah nasıl bilirse öyle yapsın diyecem de başka bi şey demeyecem sevgili günlüğüm. Ihhh!
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |