Şahin bakışlı, ahu gözlü, şirin davranışlı ve tatlı sözlü idi. -Fuzuli, Leyla ve Mecnun |
|
||||||||||
|
Her zaman başka bir gözle maddeyi değerlendirir, ısrarla ona anlamlar yüklerim. Bir çay kaşığına bakarken tebessüm ya da bir kahve fincanıyla gözümden yaş akabilir. Bu onlara baktığımda gördüklerimle ilgilidir. Bunu bu sayfayı açıp okuyan her sanat ruhlu insan anlayabilir. Üniversite yıllarımda yalnız kalmak istediğimde, dünyadan uzaklaşmak , ruhumu dinlendirmek istediğimde gittiğim bir yer vardı. Beyazıd'da üniversiteden çıkınca Cağaloğlu'na yürürken içerde, tüm kalabalıktan ve İstanbul'un gürültüsünden uzak, sessiz, sakin bir cami. Temizliğinde ruhumun arındığını hissettiğim, küçük gözlerden uzak bir camii. Su her daim yanında olana değil susuzluktan kavrulana tatlıdır. Bir şeyi çok istiyorsanız, yokluğunu çekiyorsanız ararsınız. O sizin için değer kazanır.Üniversite yıllarında İstanbul'un kalabalığı, derslerin ağırlığı, zamansız hayatın yükü insanı çoğu zaman bunaltır. Kaçmak istersiniz.En uzak neresi varsa oraya gitmek istersiniz. Zaman sizi boğar; mekan sizi daraltır.İşte böyle bir zamanda bu cami bana ilaç gibi gelirdi. Dersim biter bitmez canım sıkkınsa adeta koşar gibi gider,cami bahçe kapısına elim deyinceye kadar nefes alamazdım. Kapıyı yavaşça araladığımda İstanbul tüm keşmekeşiyle arkamda kalır, sesler uzaklaşırdı. Caminin bahçesindeki şadırvanın suyu kulaklarımdan ruhuma akar, sanki oradan kalbime yol bulurdu.Bir müddet orada bekler ,gözlerim kapalı, mekanın ve zamanın donmasını beklerdim. Orada başka bir zamana , bambaşka bir mekana kayardım.Zamanın ve mekanın gerçek sahibini düşünür, zamanda yok;mekanda na-mevcud bir halde kaybolurdum. Dört yıl cami avlusu gözyaşlarımı, sıkıntılarımı, yalnızlığımı paylaştı.Dört yıl sırdaşım, kadim dostum oldu.Son gittiğimde yine gözyaşıyla kıldığım namazımın ardından avlusunda uzun müddet kaldım.Hiç bir cami avlusunda orada hissettiklerimi yaşamadım. İnanın havasında ayrı bir alemin kokusu vardı.Hiç bir cami avlusunda o kokuyu bulamadım.Hiç bir şadırvanın suyu ruhumu yıkayacak durulukta olmadı. Sıradan, gözlerden ırak bir cami avlusuydu. Ama ben ona farklı baktım ya da o bana farklı göründü. Bütün hüner göze gör emrini verende...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Gülsüme Kaldıroğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |