..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Kendi görüşlerim var -sağlam görüşler-, yine de her zaman onlara katılmıyorum. -G. Bush
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




29 Ağustos 2013
İnsan 1  
Bayram Kaya
İnsan olmak bir ayrıcalık mıydı, bir üstünlük mü? İnsan eşrefi mahluk mu? İnsan nerden geliyordu? Yoksa insan tarihselliği olan bir sosyo toplumsa kültür müydü?


:AJAH:
Dünyamız ittifakı döneme değin, İNSAN anlamında ne bir varlığı bildi, ne de böyle bir varlığı tanıdı. Hem cinsimiz uzun bir tarih sürecinden sonra, İNSAN OLMA vakti geldiğinde ancak İNSAN OLDULAR. Yoksa türümüz yüz binlerce yıl benzer türleri içinde yüksek bir primat olmaktan pek öte gidemediler.

İttifakı dönemle insan, insan olmakla kalmadı, diğer canlılar da insan gözünde insan anlamasıyla ya eşek, ya karga, ya it, ya aslan, ya öküz, ya tilki, ya maymun, ya goril gibi vs. oluşla anlamı insanlarda mündemiç varlıklar olmuştular

Vücut yapıları iç organı ve metabolizma işlevi oluşla, pek bir mahiyet ayrılığı olmamakla da diğer canlılara göre pek bir farkları yoktu. Genel adı hayvanat olan canlılar gibi organik yoldan besleniyor kendi enerji dönüşümlerini yapıyorlar. Böylece hayat denen düzen ilkesini kuruyorlardı. Diğer canlılar gibi bir tür hayat inşa kalıbıydılar.

İnsan, ne zaman insan oldu? Tarih olarak tam bilemesek te yaklaşık yine de 2000 yıl artı eksi oluşla 8 bin yıldan bu yana insan oldular.

Hem cinsimiz gruplar halinde komün yaşam içindeki süreci, üreten hünerli emek haline getirdikten itibaren, farklı girişmeler içinde çevredeki gruplarla temasa geçilmenin; çevredeki kendi gibi grupları bilmenin süreçleri başladı.

Nasıl grup ve sosyal yapı ile bir beden gibi kendilerini sosyal organizma olarak büyüttü iseler; totem meslekli üreten grup ilişkileriyle de, ekonomik anlamda kendi ilişkilerini büyüttüler.

Temas eden süreçler ve ittifakları başladı. ittifak eden gruplar, kendi aralarında önce kutsal yer buluşmaları içinde olmanın temasını başlattılar. Sonra da kutsal yer çevresinde yerleşen, bir arada yaşayan; giderek kaynaşan ittifakın birleşen gruplarını ortaya çıkardılar.

Bu girişmeler çok sancılı ve çok çatışmalı oluyordu. Bunun nedeni grupların kendilerini başka başka atasoy oluştu totem orijininde geldiklerini var saymalarının bir inancıydı.

Farklı farklı söylemli ata soydan gelmenin inancı, insan denen ittifakı kültür kavramıyla kırıp, aşmanın kültürel inşasına başladılar. Böylece ittifakı dönemle birlikte İNSAN OLMAnın da vakti gelmişti. Kabaca 8 bin yıldan bu yana İNSAN OLMAYA uğraşıyoruz. İnsan olmak ne bir mahiyet ayrılığı ne bir eşrefti. İnsan olmak bir kültürdür. Hala insan olamamakla ve insan olmaktan kaynaklı utandığımız pek çok yönlerimiz vardır.

Kısacası insan doğmamıştık. Milyonlarca yıl kimse bize, biz de başkalarına, insan dememiştik. Bu gün insan olmak demekten ne anlıyorsak, neyi kendimize uygun görüşle meşrulaşıyorsak; dünde buna benzer anlamaları her totem grup kendisi için kendi totem kültürü içinde anlıyordu. Kendisi için anladığını, kendi totemde si dışındakine dahi yakıştıramıyordu.

Kendi dışındaki totem grupları da, kendisi gibi anlamıyordu. Hoş o günlerde diğer totem grupları kendisi gibi anlaması için de hiç bir sebepte yoktu. Diğer totemilerle ne bir ilişkileri, ne bir bağıntıları ne de böyle bir zorunlulukları vardı. Ta ki İTTİFAKI DÖNEM ortaya çıkana değin bu böyleydi.

Artık İTTİFAKIN İNSANI, OLMANIN ve İTTİFAKIN İNSANINI, YARATMANIN tek tanrılı dinler versiyonlu mitolojisi, pek çok kez okunan duyulan bilinen şeydi. Ama hiç doğru dürüst anlaşılmayan bir şeydir.

İnsan ve insanlık kavramının yaratılması çabaları aslında her biri ayrı ayrı oluşla birbirini dışlayan erken dönem totem aitlikleri, ittifakın totem aitliği olmaktan çıkarmaktır. Süreç yavaş yavaş bu sıyrılmalarını çeşitli aşamalarla izole ve sembolize etmenin, seremonizesini ve zihinsel düşünce edinilmesini; ittifakın entegre kültürel süreçleri içinde olgunlaştıra olgunlaştıra becerecekti.

İnsan ve insanlık kavramının yaratılması, totemi anlayışın değişip dönüşmesinde de giderek açılan bir cephe olacaktı. Her bir totemi aidiyet işareti olan totem damgası, dövme, saç tipi vs. gibi temsilcilikler insanların insan olma bağlacı önündeki engellerdi. Totemi temsilcilikler o günler için hazmedilir bir sosyal bağ doku oluşla bir arada bulunmanın insan bağlacı olamıyordular.

Her bir sosyal birlikçi gruplar aitti kişisi, o totem ata soydan olmanın amuletini, işaretini, her tür takı ve süslenmesini, giyiniş gibi sembollerini, kendi anlayışları doğrultusunda iftiharla taşıyordular.

Sosyal kültür sizin kendi aitliğinizi taşımanızı ön görüşle grup aitliğinizi ve gruba katılımla, grup içinde rağbet görmenizi destekliyordu. Oysa toplumsa yapı, sosyal kültürlerle organize olamazdı. Hele de ittifak öncesinin anlayışı olan birbirini başka totemin (ittifak süreci haliyle başka tanrıların) aitleri (çocukları) olarak görmenin, bir çeşit ötekileştirmesi ile toplumlar işlerleşemezdi.

Karşısındaki başka bir totem aitti kişisini, kendi gibi kabul etmek hayli zor bir sosyal kültür basıncıydı. Başka başka totemlere ait olmanın o gün için genel geçer kural olmasının kutsallığı, bir başka totemi aitlik kutsallığı olan tapınak adamları eliyle sembolize edilecekti.

Devamı var ama bir bölüm yayınlanacak.

28.08.2011



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın felsefe kümesinde bulunan diğer yazıları...
El Bel Baal 2
Tarihsel 2
İrade 1
Tarihsel 1
Anlamak Gerek 71
Kurtuluşun Felsefesi (Açkı 2)
Sosyal İlişki Toplumu Hedeflemez 2
Anlamak Gerek 43
Anlamak Gerek 70
Anlamak Gerek 55

Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Müruru Zaman 14
Sahiplik İmanı 1
Hatırlama 1
Mal mı, İnsan mı?
Mamon'du Belirme 1
Müruru Zaman 7
Denge ve Dengesizlik Süreçleri 24
Anlamak Gerek 26
Bağ Enerjisi 1
Sistem 15

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Aslına Yüz [Şiir]
Vah ki Vah [Şiir]
İsis Dersem Çık Ereşkigal Dersem... [Şiir]
Görmez Şey [Şiir]
Tekil Tikel Tükel [Şiir]
ve Leddâllîn, Amin [Şiir]
Mavi Yare [Şiir]
Mevsimsel [Şiir]
Yıkılışa Direniş Direnişe Yıkılış [Şiir]
Meşrep 3 [Şiir]


Bayram Kaya kimdir?

Dünyayı yaşantılaşan çabalar içinde duygunun önemi hiç yitmezse de, payı giderek azalmaktadır. Sosyo toplum bazlı, genel bir açılımla başlayan çalışmalarım da; bilim felsefesi içinde olunma gayreti güdüldü. Bu nedenle yazıların tarisel, sosyo toplumsal evrimli ve türlü doğa bilim verileri güdülü çalışma olmasına gayret edildi. Genel felsefem içinde bir bilgi; ne kadar çok bağıntısıyla söylüyorsanız, o bilgi o kadar bilinir bilgidir.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.