Ah benim gezi parkým, protest þarkým, evim, barkým günlüðüm. Aylardýr sana iki satýr yazamadým, içimi boþaltamadým. Onun için þiþdim þiþdim de sevgili günlüðüm, þiþdiðim yerden patlayývereyazdým

Nasýlsýn, iyi min? Ben, her zamanki gibiyim. Çoluk çocuk, torun torba, gelin gaynana yuvarlanýp gidiyoz . Nereye gittiðimizi, ileride bizi neyin beklediðini bilmiyoz. Þöyle bi arpa boyu mesafe katedemedik milli basketbol takýmýmýz gibi. Sanki, çaktýlar bizi bi yere, debelenip duruyoz. Ihhh!

Okullar açýldý, torun galdýðý yerden okula baþladý. Zavallý çocuklarýmýz! MEB her sene ayrý bi sistem deniyor çocuklarýmýzýn üstünde. Gülden aðýr söz etmeye gýyamadýðýmýz çocuklarýmýz, bakanlýðýn kobayý oldular . Meselâ “seçmeli ders” diyorlar, ama çocuk istediði dersi seçemiyo; okul idaresinin istediði dersleri seçmek zorunda galýyo.

Yurt dýþýnda okuyan çocuklara, Türkiye’de sýnavla girilen okullara sýnavsýz giriþ hakký tanýmýþlar. Harç hurç, kayýt kuyut parasý da almayacaklarmýþ bu çocuklardan. Bizim çocuklar eþþekler gibi çalýþacaklar bu okullara girebilmek için; yurt dýþýnda malum okullarda okuyanlar Türkiye’ye gelip, sýnavla öðrenci alan okullara sýnavsýz girecekler. Bizim çocuklarýmýzýn hakkýný yiyecekler. Hani nerde fýrsat eþitliði?

Birileri de “ helal ürün” derdinde. Amaç, din sömürüsü yaparak, cep doldurmak. Helal Çorap çýkarmýþlar sevgili günlüðüm. Çorabýn da mý helâli haramý olur Allah aþkýna? Bu çoraplar ýslanmýyormuþ, abdestin bozulmuyormuþ ama ayný zamanda ayak, çorabýn içinde hava alabiliyormuþ. Islanmayan bi çorabýn içinde ayaðýn hava almasý inandýrýcý gelmedi. Ýþin içine ticaret girince, bu muþ- miþ’lere hiç inanmam. Helal- haram, günah – sevap diyerek kasalarýný dolduran bu zihniyeti, Allah nasýl bilirse öyle etsin. Nerdeyse Allah’ý bile piþman edecekler, kullarýndan helal yemelerini istediðine.

Burhan Kuzu, -- baþbakanýn dört gözle beklediði- baþkanlýk sistemini tartýþmak, vatandaþýn hayrýna olduðu için çok sevap demiþ. Þu saçmalýða bi bakýver hele sevgili günlüðüm. Hani utanmasam, “oha” diyecem. Ýktidar; istediði þeyleri uygulamaya geçirmek, vatandaþýn nezdinden kabul görmesini saðlamak için, dinimizin ipine sarýlýyo görünüyo. O ip umarým bi gün ayaklarýna dolanýr. Dürüst olun, canýmý yiyin. Ne diye vatandaþa helâl- haram, sevap- günah baskýsý yapýyorsunuz?

Bak sana bi þey daha deyverecem: Geçen akþam Memet Amcan, camiden söylene söylene geldi. Yaþlýlýktan dolayý dizlerini büküp oturamýyo diye, camide tabureye oturuyordu. Diyanet’ten tabure yasaðý gelmiþ, “Tabure, bizim dinimizde yok, Hýristiyanlýkta var.” diye. Camideki tabureleri toplamýþlar. Yani camide bile rahat yok sevgili günlüðüm.

Memet Amca’n bu tabure iþine çok sinirlenmiþ de gaymakama çýkacakmýþ. Ne yapacak gaymakam? Sayýn gaymakamýmýz, diyelim ki bu iþe el attý, sonuç alýncaya gadar tayini çýkar. Çünkü Mudurnu’ya gelen gaymakamlarý makamlarýnda rahat oturtmazlar. Çalýþtýrmazlar. Üç ayda bi, en fazla altý ayda bi gaymakamlarýmýzý deðiþtirirler. Yedi kocalý Hürmüz’e döndük. Bir, iki önceki gaymakamýmýzýn adý neydi, hatýrlamýyoz. Millet gaymakamlara hoþ geldin’e gitmekten yorgun düþtü. Yeni gelen gaymakama hoþgeldine gidiyorlar, bi iki ay sonra baþkasý geliyo, hadi tekrar gidiyorlar. Gaymakamlarýmýz; daha Mudurnu’yu tanýmadan, sorunlarýmýzý öðrenemeden baþka yere tayin ediliyorlar. Bizim gaymakamlarýmýzý bizimle, hiç olmazsa bir- iki yýl baþbaþa býraksalar ya. Mudurnu gâvur memleketi mi?

Artýk kalkayým da, bu sinirle bizim bahçenin merdivenlerini sarýlý gýrmýzýlý boyayým. Belki aycýk içim açýlýr, sinirim geçer sevgili günlüðüm. Bu da benim direniþim olsun. Hem bedava terapi. Memet Amcan aycýk kýzar, söylenir ama, umurumda deðil. Biber gazý sýkacak, üstüme tomalarý salacak hali yok ya. Zaten, baþbakan gibi sürekli fýrça attýðý için, alýþdým da, etkilenmiyom. Bi gulaðýmdan giriyo, öteki gulaðýmdan çýkýyo söyledikleri. Sýfýr etki, sýfýr. Etkisiz eleman, senin anlayacaðýn. Bazen, hiç duymuyom dediklerini. Aðzýnýn gýmýldamasýndan anlýyom gonuþtuðunu. Ama gabahat kendisinde. Çok gonuþursan, kimse seni ciddiye almaz. Az ve öz gonuþursan; herkes aðzýnýn içine bakar, susar, seni dinler, acaba ne söyleyecek diye. Bunu, Memet Amca’na bi türlü anlatamadým. Çünkü gart meþe bükülmüyo. Eee ben de gartlaþtým, o da beni bükemiyo. Ölmek var, bükülmek yok sevgili günlüðüm.