..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Ama gene de dünya dönüyor! -Galilei
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Düşler > H.İhsan Sönmez




6 Aralık 2013
Kederli Yüzümün Hoyrat Gölgesi  
Kırgın değilim ama kederli yüzümün hoyrat gölgesi suda kırılıyor. Suya düşen varlığımın gölgesi; aklımdan geçenleri suya yazarken, derinleşen kâinatın ruhu, seni; bana anımsattığı kadar gerçek?

H.İhsan Sönmez


Bugün elimi ayağımı kıyıdan; gözlerimi, doldurduğun mavi bir boşluktan çekerek, yalnızlığa doğru yürüyeceğim. Olmadık bir uğultu, kentin üzerine kabûs gibi çökerken; neredeyse unutmak üzere olduğum sesini, yalnız düşçülerin duyabileceği bir gürültüyle kabûstan koparıyorum.


:AEGI:

Dağın gölgesi; hayallerimi, suda canlı gibi gösteren bir an kadar gerçek. Evrenin bütün yükünü çeken acımtrak ahenk, biri utangaç biri gizemli iki yabancı bulutun arasında, sardunya çiçeği kırmızısına bürünerek birkaç saat sonra gözden kaybolacak. Bu dakikaların albenisi geçici olabilir! Geçici olmayan büyük gerçekse, mavi ve doğanın; seni, hep aynı saatte hatırlatıyor olması!

Dev fabrikanın bacaları, ağızlarından batıya doğru duman üflüyor. Deniz otobüsünden ürken iri dalgalar, önümdeki iskelede patlayacak birazdan. Küçük balıkçı teknesi deniz beşiğinde nasıl sallanıyorsa, düşüncemin denizinde bende öyle sallanıyorum.

Bugün elimi ayağımı kıyıdan; gözlerimi, doldurduğun mavi bir boşluktan çekerek, yalnızlığa doğru yürüyeceğim. Olmadık bir uğultu, kentin üzerine kabûs gibi çökerken; neredeyse unutmak üzere olduğum sesini, yalnız düşçülerin duyabileceği bir gürültüyle kabûstan koparıyorum. Bu an ne yaptığımı sorarsan iki ses ve bir nefes arasında ilk defa yürüdüğüm bir yolda, susuzluğum için düş sarnıcı arıyorum. Yolun kıyısındaki yemyeşil ağaçların şimdilik tek anlamı, dalları rüzgârla savrulurken; vadilerdeki kuru ağaçların kahkaha atıyor olması!

Dakikalar ilerledikçe; benliğimde, düş sarnıcını bulamamanın şüpheli ve tedirgin kurguları oluşuyor. Ya bugünde bulamazsam? İşte sevimli bu kurguyla, kendimi aldata aldata yalnızlığımın neresine doğru yürüdüğümü anlamaya çalışıyorum? Yalnızlık yollarında tek sayılmam ama bu sefer inan senin kadar safkan yalnızım, en az senin kadar!

Düş sarnıcından vazgeçti halimle rastladığım bir düş pınarındayım şimdi. Kırgın değilim ama kederli yüzümün hoyrat gölgesi suda kırılıyor. Suya düşen varlığımın gölgesi; aklımdan geçenleri suya yazarken, derinleşen kâinatın ruhu, seni; bana anımsattığı kadar gerçek?

“Bir hayâlin aksi, suya düşünce; güneş bile dokunmaz” yazdığım şu sözü, beni izleyen bir çalıkuşunun bana yazdırdığıysa olağanüstü bir gerçek!

On dakika önce sudan izin alarak ve güneşin affına sığınarak, derin bir ormanın gizeminde buldum kendimi. Kokulardan en hoşunu seçmekle, kuş seslerinden en anlamlısını seçmek arasında pek bir fark yok. İkisinin de ortak noktası gizlilik. Bu gizlilikte kurgular, uğultular, ve sevgili düşlerim bir bir beni terk ediyor. Görüşmek üzere hepsine uğurlar olsun ve güle güle!

Kestane çiçeğinin kokusunu ahududu çiçeğinden ayırmaya kalksam, araya vadiden rüzgârla gelen başka bir koku giriyor. Koku alma duyularımı tetikte tutarak; bunların içinde; acaba sevdiğim kadının kokusu da var mı diye düşünüyorum? Yani nereden aklıma geldi inanın bilmiyorum. Galiba bir düşü burnumun ucundan geçiriyorum. Ama aklımı okuyan lapis rengi, kanatları nar kırmızısı, küçücük bir orman kuşu; sesiyle ilgimi çekerek uçuyor. Az ilerdeki böğürtlen dikenine konduğunu görmek, hiç de yalnız olmadığımı gösteriyor.

Akşamın sarmalındayım. Ormanın bitiminde bir yaban bestesi dinlerken; kim bilir hangi canlı yeni bir güfte yapıyor ormanın ta derininde şaşkınlıkla izliyorum?

Güneş; gün çöplüğünden işe yarar ne kadar hurda varsa sırtına yükleyerek dağı aştı. Çakal sesleri gitme vaktinin geldiği haber veriyordu. Bense vadiye yansıyan mavi esmer bir koyuluk içinde yalnızlığımla hesaplaşıyordum. Yalnızlığımdan ayrılmadan önce ilk ve son kez şu soruyu sordum.

“ Beni terk etmek için ödemem gereken bedel ne?”

Uzun uzun düşündü. Sonra körfezden yansıyan hiç bakılmamış bir ışık huzmesini kalem gibi tutarak, dağın karanlık yüzüne şunları yazdı.

“ Güneş doğana kadar buraya yalnız bir şiir bırakacaksın ”…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın düşler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kuzeyli Unutkan Rüzgâr
Kendinden Başka Bir Şey Arama

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Dil Kuşları [Şiir]
Kahinin Aynası [Şiir]
Beyhude [Şiir]
Siyanür Sancısı [Şiir]
Çatıdaki Akrep [Şiir]
Göçmen Kuşlar Hazeli [Şiir]
İmgehan Tapınağı [Şiir]
Mağma [Şiir]
Persialı Kadın [Şiir]
Öpme Hayat [Şiir]


H.İhsan Sönmez kimdir?

beni okumayın dağılırsınız


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © H.İhsan Sönmez, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.