..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Şiir, tarihten daha felsefidir ve daha yüksekte durur. -Aristoteles
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Aşk ve Romantizm > Özcan Nevres




21 Eylül 2001
O'nu Unutmalıyım  
Özcan Nevres
O'nu düşünüyordum.Telefonun sesiyle irkildim


:BJBF:


O’ NU UNUTMALIYIM

     Radyomu hafif bir sesle açmış Neşe Can’ ın şarkılar proğramını dinliyorum. Proğramda en çok sevdiğim şarkılardan biri olan, seevda yaratan gözlerini her zaman görsem yer alınca iyice kendimden geçmiştim. O’ nu düşünüyordum. Telefonumun sesiyle irkildim. Ahizeyi kaldırıp kulağıma dayadım. O’ nun sesiydi. Bana dinlemekte olduğum şarkıyı dinletiyordu. O halde sende dinle diyerek radyomun sesini biraz daha açtım. Şarkıyı sonuna kadar beraber dinledik. Şarkı bitince radyolarımızı kapattık. O hıçkırıklarla boğulurcasına
     Bir şarkımız vardı. Onu silmedin değil mi diye sordu. Portatif teybimdeki ayrılsakta beraberiz şarkısını kastediyordu.
     Hayır silmedim dedim.
     Onu daha da silmeyecek misin?
     Evet yaşadığım sürece de silmeyeceğim.
     Seni se..... Sözünü tamamlayamadı. Tiz bir hıçkırık sesiyle telefonu kapattı. Üst üste defalarca aramama rağmen cevap alamadım. Bir burukluk çöktü içime. Ağlamak istiyordum, hem de onun gibi hıçkıra hıçkıra. Boğazımda bir şey düğümlenmişti sanki. Ne ağlaya biliyor ne de yutkuna biliyordum. Boğulur gibiydim. Teybi önüme çektim, tuşuna bastım. Yüzümü masaya kapatarak, şarkımızı dinlemeye,bir yandan da geçmişimizi düşünmeye başladım. Onunla el ele tutuşur, Bahri Baba Parkında, Fuarda gezerken dünyayı unutur, ne geçmişimiz ne de geleceğimiz umurumuzda bile olmazdı. O günkü mutluluğumuzun ömer boyu süreceğine öylesine inanıyorduk ki. Ne bilirdik hayalle gerçek arasındaki korkunç uçurumu. İkimizin’de başında kavak yelleri esiyordu.
     Son buluşmamızda çok üzgündü. Nedenini sordum?
     Hiçbir şey sorma bana, üzgünüm işte o kadar diye yanıt verdi. Israr ettim ağlamaya başladı. Yine ısrar ettim. Kendisini iyice toparlamış ve kendisinden oldukça emin tavırla
     Bu artık son buluşmamız olacak dedi.
     Niye?
     Annem böyle olsun istiyor da ondan.
     Peki anneni dinleyecek misin?
     Maalesef evet.
     Neden dinleyeceksin?
     Hiçbir şekilde annemi kıramam. Annem beni bir akrabamızın oğluna sözlemiş, annemin hatırı için o akrabamla evlenmeye mecburum.
     Peki bu durumu iyice düşündün mü? Mutlu ola bilecek misin? Sonunda pişman olmayasın.
     Belki mutlu olurum belki de olamam, bundan sana ne. Tepemin tası atmıştı. Bir öfke selinin içinde bulmuştum kendimi.
     Mutlu olamayacağını biliyorum:İyi düşün ve kararını hemen ver. Ya şimdi benimle gelirsin, ya da bir daha bir birimizi görmemek üzere ayrılırız.
     İyi düşündüm ve ayrılmakta da kesin kararlıyım. Hiçbir şekilde annemi kıramam.
     Ben de sana son sözümü söyleyeyim; gün gelir pişman olursan, geri dönmek istersen, dönme isteğini asla kabul etmeyeceğim.
     Merak etme, sana hiçbir zaman geri dönmeyeceğim. Elimi uzattım
     O halde yine de dostça ayrılalım dedim. Uzattığım elimi tutmadı bile. Arkesını döndü, isteksiz adımlarla yürüdü gitti. O uzaklaşırken gözlerimi hiç ayırmadım üzerinden. Sanki beynime kazımak istiyordum gidişini. Başını iyice önüne eğmiş, belki de ağlıyordu.
     O an ölümün özlemiyle yanıp tutuşmuştum. Günlerce aç kalmış bir insanın hayalinde sıralanan yiyecekler gibi, ölümün her türlüsü geçti gözlerimin önünden. Ağır, ağır, ayaklarımın bilinçsizce sürüklediği yere doğru yürüyorum. Bir ara kendimi toparlamaya çalıştım. Büyük sinemanın önüne geldiğimi fark ettim. Ta Çankaya’ dan buraya kadar nasıl yürümüştüm hiç fakında değilim. Her şey öylesine bulanık ki, ne yapacağımı, nereye gideceğimi bir türlü kestiremiyorum. Öylesine perişanım.
     Her şeyi oluruna bırakmaya karar verdim. Afişlere göz attım. Proğramdaki filmin ne olduğunu anlamadan gişeye yöneldim. Biletimi alarak içeriye girdim. Yerime otururken, yer göstericiye yüklü bir bahşiş verdim. Gürültülü bir şekilde teşekkür ederek ayrıldı. Başımı tokmaklayan düşüncelerden bir türlü kurtulamıyordum. Antrakta çıkıp gitmeye karar verdim.
     Işıklar yandığında,gitmek üzere kalktım. Birden aynı sırada sol tarafımda oturan güzel bir kızın ısrarlı bakışlarıyla karşılaştım. Bakışları çok etkilemişti beni. Tekrar yerime oturdum. Uzun uzun bakıştık. Gözlerinde hüzünlü bir anlam vardı. Sanki ağlamaklıydı. Gidip , yanındaki boş koltuğa oturdum. Tepeden inme
     Sizinle tanışmak istiyorum demiştim.
     Çok cüretkarsınız
     Sizde çok güzelsiniz.
     Doğrusu çok merak ediyorum, gerçekten dediğiniz kadar güzel miyim? Yoksa her gördüğüne iltifatlar yağdıran bir yalancıyla mı karşı karşıyım.
     Ben gerçeği söylüyorum, siz nasıl isterseniz öyle yorumlayın. Yüzüme dikkatle baktı. Hüzünlü gözlerini harelendi en gir kirpiklerini hafifçe oynatarak
     Size inanmak isterdim ama; erkek milleti değil misiniz? Ne de olsa pek inanmaya gelmez.
     Bana inanmalısınız. İnanmanızı istiyorum. Zamanla beni daha iyi anlayacaksın. Işıklar sönmüş, film başlamıştı. Heyecandan her tarafım tir tir titriyordu. Yavaşça elimi uzattım. İnce uzun parmaklı elini avucumda sıkmaya başladım. Eli yumuşacıktı. Uzun uzun yüzüme baktı.
     Yapma ne olur, canımı acıtıyorsun. Hem de bir gören olur. Elini çekmek istedi, bırakmadım.
     Söz ver hiç ayrılmayacağımıza, söz deyinceye kadar da bırakmadım. Film bitince beraberce dışarıya çıktık. Bir taksiye binerek fuara gittik. Küçük Göl Gazinosunda meyve sularımızı yudumlarken, o bana kendisini, ben de ona kendimi tanıttım. Her olasılığa karşı biri birimize adreslerimizi verdik. İki gün sonra tekrar buluşmak üzere ayrıldık. Sevinçten uçuyordum. Birkaç saat önce dünyası yıkılan sanki ben değildim. Yıkılan dünyamın yerine yep yeni bir dünya kurulmuştu, hem de umutlarla dolu. Buluşmamız peş peşe devam ediyordu. Her geçen gün bizi, biri birimize daha çok yaklaştırıyordu. Hele ailelerimizin iznini aldıktan sonra, iki aile arasında gerçekleştirilen sade bir nışan töreninden sonra hiç ayrılmaz olmuştuk.
     Başımı masadan kaldırdım. Neden onu düşünüyorum, diye kendime sordum. Onunla aramızda her şey bitmemiş miydi? Kendime yeni bir dünya kuran ben değil miydim? Hem de ışıl ışıl umut dolu bir dünyaydı bu. Işıklı, umut dolu dünyamda artık onun yeri yoktu. Kim olursa olsun. Nışanlımla arama en küçük bir gölge düşürmemeliydi. Ayrılsak beraberiz şarkısın tekrar çalacak şekilde ayarladım teybimi. Silici düğmesine basarak çalıştırdım. Şarkıyı yıkılan eski dünyamın enkazı altına gömdüm. Telefonun zili çaldı. Ahizeyi kulağıma dayadım. Yine o idi.
     Şu anda ağladığımı ve gururumu ayaklarının altına atarak sana dönmek istediğimi anlıyorsun değil mi? Dedi.
     Ağlaman boş, bana tekrar dönmenden söz edilemez bile. Biliyorsun nişanlıyım ve nişanlımı da ölesiye seviyorum.
     Peki ben ne olacağım. Beni hiç düşünmüyor musun?
     Bir tek şey biliyorum. O da seni unutmaya mecbur olduğumu ve bunu başardım da.Sen de unutursun. Annenin hatırı için.
Anemin Allah belasını versin diyerek kapattı telefonu.
Birkaç gün sonra bir mektup aldım. Zarfın üzerindeki yazıdan mektubun ona ait olduğunu anlamıştım. Merakla zarfı açtım. İçinden çıkan mavi pelür kağıda sadece Nokta Noktam şiiri çıkmıştı. Şiirden başka hiçbir şey yoktu mektupta. Pelür kağıtlarını ince ince yırttım ve çöp sepetine attım. Sabırsızlıkla nışanlımın gelmesini beklemeye başladım.


                                   Özcan NEVRES               

                          




                                                                      













Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın aşk ve romantizm kümesinde bulunan diğer yazıları...
Onu Ölesiye Sevmişti
Severek Ayrılalım
Neden Terk Ettin
Güz Gülleri Gibi
O Yalancının Biriydi
Aşk Bu Mudur
Ölümüne Aşk
Ağlatan Anılar
Unutulmayan acı
Aşk Nedir

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Muhabbet Kuşları Nasıl Üretilir
Mutluluğu Ölümü Ararken Buldu
Mustafa Efe
Bir Zamanlar Ben De Politikacıydım
Bağımsız Aday Deli Osman
Tarımda Neden İlerliyemiyoruz
Bebek Can
Giritli Nevres Cafer Ağa
Çıldırtan Aşk
Yasak Aşk

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Acılarla Yaşamak [Şiir]
Özleyiş [Şiir]
[Şiir]
Bir Dosta Mektuplar 1 - 12 [Şiir]
Sevgiliye [Şiir]
Seni Düşündüm Yine [Şiir]
Alın Götürün Beni Dalgalar [Şiir]
Ah Bu Sensizlik Yok Mu [Şiir]
Bir Rüzgardır Yaşamak [Şiir]
Uyan Be Memet [Şiir]


Özcan Nevres kimdir?

1958 de gazetecilige basladim. O zamandan beri yazmaktayim.

Etkilendiği Yazarlar:
Yaşar Kemal, Ümit Yaşar Oğuzcan Fazıl hüsnü Dağlarca


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Özcan Nevres, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.