..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız. -Atatürk
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Günlük Olaylar > Hakan Yozcu




6 Mart 2014
Ah Ölüm Denen Şey!  
Hakan Yozcu
Her şey yalan, tek gerçek olan o. Dünyaya geliyoruz. Yetişip büyüyoruz, gelişip serpiliyoruz... Bin bir cefa, eza, eziyet ve sıkıntı çekiyoruz. Ama yine de yaşamayı seviyoruz. Ölümün yüzü soğuk geliyor bize. Adı bile ürperti veriyor içimize. İsyan edesimiz geliyor kadere, sevdiğimiz birini kaybedersek. Onu ölümün pençesine esir edersek. Sonra anlıyoruz ki bu bir gerçek. O kadar da uzak değil bize:


:AJIJ:

“Her canlı ölümü tadacaktır” diyor kutsal kitabımız. Binlerce yıl da her canlı tattı ölümü. Kimse kaçamadı bu sondan, kimse kurtulamadı.
     Nice şairlere, nice yazarlara, nice ressamlara, nice müzisyenlere ilham kaynağı oldu ölüm. Duyguları harekete geçirdi. Ağlamaklı, üzüntülü ve acılı... Yüreği kara oldu hep...
     Ahmet Yüksel, bir şiirinde bunu şöyle dile getiriyor:
“Ölüm ne seni dinler, ne de beni,
Alır götürür, zamanı geleni.
Ölüm bize, Hak’ın kutsal bir emri,
Bilesiniz’ ki kaçış yoktur ondan.”
Her şey yalan, tek gerçek olan o. Dünyaya geliyoruz. Yetişip büyüyoruz, gelişip serpiliyoruz... Bin bir cefa, eza, eziyet ve sıkıntı çekiyoruz. Ama yine de yaşamayı seviyoruz. Ölümün yüzü soğuk geliyor bize. Adı bile ürperti veriyor içimize. İsyan edesimiz geliyor kadere, sevdiğimiz birini kaybedersek. Onu ölümün pençesine esir edersek. Sonra anlıyoruz ki bu bir gerçek. O kadar da uzak değil bize:
“ölüm ne yakın ne uzak bize,
ölümsüzlüğü tattık, ölüm ne yapsın bize?”
Daha geçenlerde yaşadığımız olay, ülkede büyük bir yasa neden oldu. Önce üç sonra da bir akademisyen arkadaşımızın bir kaza sonucu aramızdan ayrılması derin üzüntü yarattı bizde.
Daha buna alışamadan İskele’den başka bir kaza haberi geldi. Bu sefer 20 yaşlarında bir gençti kurban giden. Neydi bu? Ne oluyordu? Kader böyle mi olmalıydı? Alınyazısı böyle mi yazılmalıydı? Felek ağlarını böyle mi örmeliydi? Peki kader miydi bu gerçekten? Yoksa alınmayan tedbirsizlikler mi...
Ondan da geçtik...
Dün aldığımız haber bizleri daha da derin üzüntülere sürükledi. Namık Kemal Lisesi’nden 16 yaşındaki genç bir fidan, ömrüne doyamadan, henüz erken yakalandığı amansız hastalıktan kurtulamayıp aramızdan ayrıldı. Bu hayata, bu yaşama, bu güzel dünyaya veda etti erkenden...
Arkasından gözüyaşlı birçok sevenini bıraktı. Yürekler köz oldu... Gözler, kan çanağına döndü... Bağırlar hançer oldu...
Annesi, babası, okul arkadaşları, öğretmenleri yıkıldı, kahroldu...
İnsan, ölüm karşısında çaresiz... İnsan, ölüm karşısında umutsuz... İnsan, ölüm karşısında eli kolu bağlı... Bir şey yapamıyor. Sonuçta kabullenip bağrına taş basıyor. Yüreğindeki yarayı keskin bir bıçakla dağlıyor...
Ve zaman...
Zaman su gibi akıp gidiyor. Günler gelip geçiyor.
Her gün binlerce kişi geliyor yeniden dünyaya... Bir o kadar kişi de ölüp gidiyor aramızdan...
Düzeni kuran böyle kurmuş... Böyle istemiş...
Bir han misali Dünya, birileri bir kapıdan girerken, diğerleri başka bir kapıdan çıkıyor... Geriye sadece isim kalıyor:
Can kafeste durmaz uçar
Dünya bir han, konan göçer
Ay dolanır yıllar geçer
Dostlar beni hatırlasın
Yine de ölümü kabulleniyor insan, istese de istemese de... Çünkü yapacak bir şey yok. Çaresizlik... Sonra bir bilinmeyen. Belki de o nedenle kabulleniyor insan. Hatta ölümü bile güzel düşünüyor. Farklı bir gözle bakıyor bu sefer ölüme. Bakınız Necip Fazıl Ölümü hak ettiği yere nasıl getiriyor:

Ölüm güzel şey; budur perde ardından haber...
Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber?
     Aramızdan ayrılan tüm sevdiklerimize Allah’tan rahmet diliyor, geride kalan yaslı ailelerine sabırlar diliyorum...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın günlük olaylar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Girne’de Kahve İçimi
Ben Olsam
Meyhi Keyf
Muhtarlarımızın İstekleri
önce Sağlık
Nkl Sanat Gecesi
Mehmet Ersöz’ün Ardından
Lefke"de Kahve Sohbeti
İnsan Azim Ederse
Müjgan ve Naile Hanım’ları Ağırladık

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bir "Mavi Köşk" Yazısı
Kıbrıs'ın İlk Yerli Komedi Filmi
Kadın Olmak Zordur
Öyle Bir Dünyada Yaşıyoruz Ki!
İstanbul Notları
Nerede O Eski Ramazanlar?
güvercinlik’te Hafta Sonu
Farklı Bir Yönetici,
"Kod Adı Venüs" Getto Çadırları
ipek Amber İle Gurur Duyduk

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Vakit Gelince [Şiir]
Kara Güzel [Şiir]
Hayallerim [Şiir]
Gönlümün Tacısın Yar [Şiir]
Kurban Olurum [Şiir]
Acı Ektim [Şiir]
Nerdesin? [Şiir]
Yüreğimde İhtilal Var [Şiir]
Hayat Seni Çözemedim [Şiir]
Helallik İstiyorum [Şiir]


Hakan Yozcu kimdir?

1964 doğumluyum. Kuzey Kıbrıs'ta yaşıyorum. 1988 Erzurum Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldum. 20 yıl çeşitli okullarda edebiyat öğretmenliği yaptım. Uzun yıllar Yenivolkan ve Güneş Gazetelerinde köşe yazarlığı yaptım. Şu an Habearkıbrıslı ve Güncelmersin Gazetelerinde yazıyorum. Birçok internet gazete ve sitelerinde yazılarım yayınlanıyor. Şiir, öykü ve tiyatro oyunları yazıyorum. Bu alanlarda çeşitli ödüllerim var. Kendime ait basılmış "Güzel Bir Dünya" ve "Mesela Başka" isimli iki adet öykü kitabım var. 7 tane tiyatro oyunum var. 6 yıl Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü görevinde bulundum. Halen Başbakan Yardımcılığı Ekonomi, Turizm, Kültür Ve Spor Bakanlığı'na bağlı Müşavirim.

Etkilendiği Yazarlar:
...


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.