..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Küle değil, ateşe üflemelidir." -Divanü Lügat-it Türk, Savlar
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > Mustafa Mert




14 Mayıs 2014
Günlük Koşuşturmaca da Edebiyat  
Mustafa Mert
Bir yerden sonra yeter artık! Diye bağırmak geliyor içimden. Uzun süredir de günlük politik gelişmeleri sadece yüzeysel takip ediyorum, hatta etmiyorum. Köşe yazıları, yorumlar hep politikacılar üzerine, manşetler ona keza.


:AGAB:
Edebiyatı çok seviyorum, iyi bir öykü, mutlu bir şiir, tüm günümü güzelleştiriyor. Hele iyi bir roman bütün bir haftayı mutlu kılıyor. Ama çevremdeki insanlara bakınca edebiyatın sihrinin birçok insanı ilgilendirmediğini görüyorum. Bu durum beni üzüyor. Bir sürü yazar nice emekler vererek edebi yapıtlar yaratıyorlar. Ancak insanların çoğunluğu bunlara ilgisiz kalıyor. Günlük koşuşturmacalardan sıyrılıp okumaya zaman ayırmıyorlar. Mutluluğu farklı şeylerde arıyorlar. Elbette mutlu olmanın tek koşulu kitap okumak değildir. Ama okumanın insanı mutlu kıldığı, ona bir çok şey kazandırdığı gerçektir.
Bundan yirmi yıl hatta on yıl öncesine göre günlük yaşayışımızda büyük değişiklikler oldu. Bilgisayar, internet derken akıllı telefonlar ile günlük zaman ayırdığımız uğraşılar değişti. Örneğin; Otobüslerde eskiden kitap okuyan, gazete okuyan insanlar görebilirdiniz. Oysa şimdi sadece akıllı telefonları ile vakit geçirenleri görüyoruz. Bu telefonlarda çoğunlukla sosyal ağlarla ilgileniyorlar ya da daha kötüsü oyun oynuyorlar. Bütün gün çalışan birisi akşam evine geliyor, facebook twitter derken iyimser bir tahminle bir iki saatini bilgisayar başında geçiriyor. Sonra televizyonda bir dizi ve gün bitiyor.
Bu durum tersine nasıl çevrilir? Nasıl insanlar daha fazla kitap okur? Bu konuda medyaya özellikle internet medyasına büyük iş düşüyor. Haber siteleri, gazete televizyon portalları hepsi politik gündem üzerine o kadar yoğunlaşıyorlar ki
Bir yerden sonra yeter artık! Diye bağırmak geliyor içimden. Uzun süredir de günlük politik gelişmeleri sadece yüzeysel takip ediyorum, hatta etmiyorum. Köşe yazıları, yorumlar hep politikacılar üzerine, manşetler ona keza. Neden ülkenin sorunları üzerine yazan halihazırdaki hükümetten memnun olmayan köşe yazarları sadece bunları eleştirir? Bıkmazlar mı? Neden haftada bir gün olsun politika dışında resim, edebiyat, tiyatro, sinema üzerine yazmazlar? Neden güzel bir şiir, bir yazar veya sanatçı hakkında ilgi çekici bir anekdot, edebi bir yapıt üzerine düşüncelerini yazmazlar? Neden edebi yapıtlar, sanat olayları hakkında tartışmazlar? Evet ülkemizi yönetenlerden ben de memnun değilim. Ama maalesef yönetilenlerin büyük bir kısmı memnun. Bazı gerçekleri göremiyorlar, görmüyorlar. Muhalif yazarlar yıllardır yazıyor, ama belli bir kesimi ikna edemiyorlar. O kesimin bilinçsizliğinden yakınıyorlar. Belki de toplum genelinde sanatın, edebiyatın yaygınlaşması bilinçlenmeyi arttırır.
Bir başka konu da çocuklarımız ve edebiyat. Beşinci sınıfta okuyan çocuğum olduğu için biliyorum. Türkçe öğretmenimizin talebi üzerine birinci dönem sekiz tane kitap aldık. Çocuklar bu kitapları okuyacak ve sınav olacaklardı. Benim çocuğum hepsini sıkılarak da olsa okudu, hatta bir kaçını ben de okudum. Sonradan öğrendik ki, bir çok çocuk kitapları okumuyor, internetten özetini okuyor, olası sınav soruları da internette mevcut. Yani zevahiri kurtarıyorlar. Neden okumuyorlar diye düşünüyorum. Birincisi çocukların Türkçeden başka dersleri de var doğal olarak bir dönem için ( 3-4 ay) sekiz kitap bir hayli fazla. İkincisi okunmak için verilen kitapların çoğu dini komular ağırlıklıydı. On-on bir yaşındaki çocukların ilgisini çekecek, onları okumanın büyülü dünyasına katacak yapıtlar yoktu. İkinci dönemdeki sekiz kitapta dini konular ağırlığını kaybetti. İyi edebiyatçılarımızın eserleri vardı. Reşat Nuri Güntekin, Yakup Kadri, Ceyhun Atuf Kansu gibi. Ancak bu yazarların o yaştaki çocuklara en az hitap edecek yapıtları seçilmişti maalesef. Örneğin; R.N. Güntekin’in Miskinler Tekkesi romanı, ben dahi okurken dildeki yabancı sözcüklerin çokluğundan dolayı zorlandım. Konusu zaten çocukların ilgi alanı dışında kalıyordu. Bu kitapları kim seçer? Neden bunlar seçilir? O yaştaki çocuklar için yazılmış, hem bilgi veren hem de sürükleyici onların ilgilenebileceği konuları içeren yeterince yapıt var güzel Türkçemizde. İnsan kasten çocukları okumaktan soğutmak için böyle yapılıyor, duygusunu bastıramıyor. Bir de neden bir yılda on altı kitap. Her dönem için çeşitli ilgi alanlarına yönelik kırk-elli kitabın tanıtımlarını içeren bir broşür çocuklara dağıtılsa, bir dönem içinde bunlardan en az iki tanesini okuyup, okuduğu kitap hakkında düşüncelerinin yazılması istense daha verimli olmaz mı?

Biz edebiyat sevenler, bu sevgiyi yaygınlaştırmak için daha çok çaba göstermeliyiz. En yakınımızdakinden başlayıp, sosyal medya aracılığıyla en uzaktakilere de bu sevgiyi bulaştırmalıyız. Şu soruyu sormalıyız; Bugünlerde ne okuyorsun? En son okuduğun şiiri paylaşır mısın? En sevdiğin yazar kim? En sevdiğin öykü hangisi? En sevdiğin dize hangisi?.....



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Erol Toy İmparator Üzerine
Toprak Acıkınca - Erol Toy Üzerine
Kemal Tahir'e Mapusaneden Mektuplar Üzerine
Zulümname Üzerine
Okuduğum Kitaplardan İzlenimler - 2
Darwin ve Beagle Serüveni Üzerine
Tutunamayanlar Üzerine
Okuduğum Kitaplardan İzlenimler
Kıvılcım

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Plajda Bir Gün [Öykü]
Motorsiklet Çilesi [Öykü]
Ablak Yüzlü [Öykü]
Deniz Sevdası [Öykü]
Üçkapılar'da Çay İçmek [Öykü]
Mektup [Öykü]
İddia [Öykü]
Yere Düşen Tek Terlik [Öykü]
Çevre Koruma ve Biz Türkler [Öykü]
Parkta Otururken [Öykü]


Mustafa Mert kimdir?

Antalya'da doğup,büyüdüm. Çocukluğum ve gençliğim futbol topunun peşinde koşmakla geçti. 26 Yaşındayken son oynadığım futbol takımının kaptanı,başkanı ve sponsoru olan kişiyle tartıştıktan sonra futbolu kesin olarak bıraktım. Jose Mauro De Vasconcelos'un Güneşi uyandıralım ve Şeker Portakalı,Gabriel Garcia Marquez'in Yüzyıllık Yalnızlık,Paulo Coelho'nun Simyacı kitapları gibi o dönemin çok satanları ile birlikte Dostoyevski'nin Suç ve Ceza'sını da okuyunca edebiyet'a ilgim bir tutku haline geldi. Çetin altan'ın yazdığı ilk öykü kitabını okuyana kadar,kendimi sadece tutkulu bir okuyucu olarak görüyor,yazarlığa yeteneğim olmadığını düşünüyordum. Çetin Altan'ın ilk yazdıkları ile bugün yazdıkları arasındaki fark bende yazarlığın geliştirilebileceği duygusunu uyandırdı. Ancak evli ve çocuklu olduğumdan eve ekmek gitmeliydi. Bu nedenle sadece yazarak geçinmeye çalışmayı deneyecek cesaretim olmadı. Hem çalışıp,hem de fırsat buldukça yazıyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
Vedat Türkali,Orhan Kemal,Yaşar Kemal,Jose Mauro De Vasconcelos,Emile Zola,Sait Faik Abasıyanık,Orhan Veli Kanık,Nazım Hikmet,Ümit Zileli,Erol Manisalı,Tahsin Yücel


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Mustafa Mert, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.