..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Sevmek bir başkasının yaşamını yaşamaktır. -Balzac
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Toplum ve Birey > HAMZA EKİZ




16 Ocak 2015
Özür Diliyorum!..  
HAMZA EKİZ
Özür Diledim ya işte; Daha ne?


:ACAF:
Yılmak mıydı bize düşen? Yoksa sessizce beklemek mi? Yoksa derin bir nefes çekip aklımızdan geçenleri yutmak mıydı? Bilinmez ama görünen oki hem yıldık, hem sessizce bekledik ve derin bir nefes çekip yuttuk aklımızdan geçenleri. Böyle olmamalıydı aslında. Haykırmalıydık gerçekleri; fakat haykırdık ta ne oldu öyle değil mi? Haykırdığımız kadar suçlu olduk ve gerçeklerimiz kadar horlandık biz. Kimilerinin yalanları cazip geldi kimilerine, kimilerinin makamlarının yüzü suyu hürmetine aferim denildi ve kimileri diplomalarıyla adam oldular da biz gerçeklerimizle adam olamadık. İnsanın içini acıtan en vahim olaysa yanlışların karşısında el pençe divan duranlar olur olmadık şirinliklere kananlar ve dahası kendi öz benlikleriyle çelişenler bizim karşımızda Kaplan kesildiler. Bir mum alevi hoyratlığındaydılar olsa, üflesek orada bitecekti kaplanlıkları yada bir kelimede hapsolacaklardı yalancı özgürlüğün peşi sıra koşarken oysa biz yutkunmayı seçtik her defasında ve onlar kaplanlıklarıyla kaldılar zulmün, çıkarcının işbirlikçinin yanında.
     Yine kınında çıktı bu çelik uçlu mızrap ve olanca keskinliğiyle savruluyor etrafa. Kimin canını yakacak kimin kalbini kanatacak diye aldırış etmeden savruluyor yine. Oysa bize öğretilen bumuydu? Alçak gönüllü olacaktık, İncilsekte incitmeyecektik ya hani . ve neşeli ve bonkör ve alabildiğine esprili olacaktık.. Olamadık. Oldurmadılar beklide. Yada olmak istemedik. Özür dilerim. Özür dilerim yalanların savunucularından, gerçek karşısında kör olanlardan ve özür dilerim makam mevki delisi yalakalardan ve dahası özür dilerim bizi biz yapan değerleri hiçe sayıp bizimle dalga geçer gibi konuşup suskun kalamadıklarımdan. Ve özür dilerim, beni ben yapan toplum içinde bile asi duruşumdan ve özür dilerim bu asilik içinde kırdığım kalplerden ve tekrar tekrar özür dilerim Hz. Ali efendimizin “ Haksızlığın karşısında susan dilsiz şeytandır!...” sözüne biat edip haksızlığın önünde haykırışlarımdan. Ve özür dilerim baş tacı insanların karşısında çenemi tutamamaktan ve özür dilerim misafirperver olamamaktan.
     Dedim ya kınında çıktı bu çelik uçlu mızrap diye. Aldım elime ve saplıyorum yüreğime yüreğime. Kimseye aldırış etmeden, kimseyi horlamadan hakir görmeden. Ve yine saplıyorum yüreğime kırdığım her kalbin acısını yaşamak adına. Ama bir anda acılarım umutsuzluğa bürünüyor ve öylece anlamsızlaşıyor benliğimde beliren yüzler. Sessiz sedasız kaybolmak istiyorum o yüzlerin arasından ve hiç konuşmamak alabildiğine susmak ve alabildiğine uzak durmak istiyorum ama olmuyor. Neyse diyorsum her defasında bu sefer olacak diye bakıyorum umutla ama maalesef yine olmuyor yine olamıyor. Bakalım…. Zaman ilaç ya her şeye ve zamanla geçiyor ya bu kısır döngüler belki geçer diyorum bir neyse nin arkasına sığınarak. İşte o neyse bir çığlık olup büyümeye başlıyor içimde. Derin suskunluklarım öfke deryasına dönüyor kimi saatlerde ve ben bu kimilerine göre lanet olası ben yine haykırıyorum. Neye mi haykırıyorum kimilerinin alıştığı lakin benim hiç ama hiç alışamadığım bu sürece ve bu düzene….
     Yine özür diliyorum… bir önceki satırlarım için ve yine özür diliyorum bundan sonra yazacaklarım yada yapacaklarım için. Ve yine tekrar tekrar özür diliyorum kimileriniz gibi olamadığım için. VE özür dilemekten utanmıyorum. Çünkü ne bir milletin veklinin yardımı ile ekmeğimi kazandım nede bir selam ile ekmek kazandım. Kimseye eyvallahım olmadığı için özür diliyorum her şeyden önce. Hayata çıkarlarla bakmadığım için özür diliyorum sonra ve çıkarsız değer verdiğim için insanlara sırf bu yüzden bile özür diliyorum sizlerden defalarca. Ha birde son olarak özür diliyorum kimilerinizi kırdığım için acıyan yüreğimden sizleri düşünen beynimden ve size değer veren şu saf yüreğimden.
     Başı da sonu da özür dolu bu yazının. Belki benim hayatımın düzeni böyle. Başı sonu ortası yada bir sonraki aşaması. Ben hepinizden dolu dolu özürler diliyorum. Aynı pencerelerden dünyaya bakmadığımız için ve aynı havayı soluyup farklı nefes aldığımız için ve tartışmayı bilemediğimiz için özür diliyorum. Ve sizin güzel yüreklerinizi kırdığım için ama o güzel yüreklerinizin üzerine yapışmış bu sistemin kirini temizleyemediğim için ve dahası beni ben olarak sevdiğiniz ve değer verdiğiniz için ve size onca sıkıntılar yaşattığım için ÖZÜR DİLİYORUM….
     Ötesi yok. Yüzünüzden tebesümün eksik olmadığı umutlarınızın türküler kadar canlı kaldığı ve doğruya doğru yanlışa yanlış demeye karşımızdakinin makamına mevkisine bakmadan haykırmaya devam edemediğimiz sürece bu özürleri ben dilemeye devam edeceğim. Ha sizler yani bir kaçınız yani o şu bu yada diğeri hepiniz neyse kim üzerine alındıysa yani. Hepinizden yine Özür diliyor ve ne derseniz deyin ne düşünürseniz düşünün hakkımda İNSAN olduğunuz için ben hepinizi seviyorum. Tek özür dileyen ben olsam da yada siz hep haklı olduğunuzu düşünseniz de yada aslında haklıyı haksızı bir yana bırakalım her defasında merhabalaşmamızın hatırına bile Dedim ya işte ÖZÜR DİLİYORUM…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplum ve birey kümesinde bulunan diğer yazıları...
Hişt Oradakiler….
ve Zaman Durdu…. Konuştu Yürek Pervasızca……
Yoruldum

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Gündem
Asosyal Bir Paylaşım
Yeni Türkiye!..
Olacak Tabi O Kadar

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Yürek Sızısı [Öykü]
Gökyüzü [Öykü]
Kalemle Aydınlanan Düşler [Öykü]
Gülüp Geçin…… [Deneme]
Değişim [Deneme]
Sen Sevmek Nedir Bilirmisin? [Deneme]
Şuursuz Bir Yazı… [Deneme]
Biz Kimiz* [Deneme]
Ama Ben Seni Çok Sevdim……. [Deneme]
Yorulur Mu Bir İnsan? [Deneme]


HAMZA EKİZ kimdir?

İNSAN OLMAYA ÇALIŞAN BİRİ İŞTE.

Etkilendiği Yazarlar:
CAN YÜCEL


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © HAMZA EKİZ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.