Ýnsanlýðýn hangi filizi köreltilmek istenmiþse, tersine o filiz daha gür büyümüþtür. -Freud |
|
||||||||||
|
Ordu’dan sonra uðrak yerimiz Giresun oluyor. Giresun da Karadeniz Bölgesi’nin güzide þehirlerinden biri. Þehrin bir kýsmý denize doðru uzanýyor; diðer kýsmý da daðlara týrmanýyor. Kalenin hem doðu; hem de batý tarafýna kurulmuþ. Ýki ayrý þehir gibi. Giresun, ilk defa Fenikeliler zamanýnda kurulmuþ. Burada kiraz bol olduðundan buraya “Kerasus” adý verilmiþ. Sonra Giresun, Romalýlar ve Rumlarýn hakimiyetine geçmiþ. Romadan gelen komutan Giresun’dan ayrýlýrken hiç görmediði kiraz fidanlarýndan da yanýnda götürmüþ. Böylece Avrupa’ya kiraz, buradan yayýlmýþ. Buradan da bütün dünya, kirazý, Giresun sayesinde öðrenmiþ. Fatih Sultan Mehmet’in Ýstanbul’u fethetmesinden sonra, 1461 yýlýnda Pontus Rum Devletine son verilerek, Giresun, Türk topraklarýna katýlmýþ. Günümüzde bu þehir, dünyanýn fýndýk merkezi olarak biliniyor. Fisko-Birlik Genel Merkezi burada bulunuyor. Bunun yaný sýra balýkçýlýk ve turizm de geçim için, önemli yer tutuyor. Özellikle yayla turizmciliði çok geliþmiþ. Adeta bir sektör haline gelmiþ. Bir de Karadenizin tek adasý olan Giresun Adasý da bu þehir sýnýrýnda yer alýyor. Burasý da çok ilgi çeken yerler arasýnda. Bizi, þehre girerken üniversitede beraber olduðumuz, ekmeðimizi, derdimizi, acýmýzý paylaþtýðýmýz kardeþim Yakup Yayla karþýlýyor. Kucaklaþýyoruz. Evinde iki gün misafir oluyoruz. Karadeniz insanýnýn en sýcak sevgisini sunuyor bize. Misafirperverliðin en yücesini gösteriyor. Hanýmý Halime Haným, adeta etrafýmýzda pervane kesiliyor. Kýzlarý Þeyma ile Maide hizmet için birbirleriyle yarýþýyor. Bir misafire ilgi, ancak bu kadar gösterilebilir. Rahat etmemiz için her þeyi saðlýyorlar bize. Gerçekten de rahatýz. Çünkü dost bir evdeyiz. Akþam Ekrem Özdemir, hanýmý ve çocuklarýyla geliyor. O da sýnýf arkadaþýmýz. Tabiri caizse bizim kumpanyadan. Yarenimiz, dostumuz, canýmýz. Yýllar, pek bir þey götürmemiþ arkadaþlardan. Ben biraz göbeklenmiþim, Yakup’un saçlarý gitmiþ, Ekrem’in yanaklarý ve gýdýklarý biraz etlenmiþ. Bunun dýþýnda hep ayný kalmýþýz. Bir aile çay bahçesine gidip hasretleþiyoruz. Bayanlar kendi aralarýnda iyice tanýþýrken, bizler hep üniversite yýllarýný yad ediyoruz. Ertesi gün hep birlikte yaylalara çýkýyoruz. Giresun’un iç kesimlerine doðru 30 km uzaklýktaki Dereli ilçesi üzerinden Kümbet Yaylasýna çýkýyoruz. Yol boyunca doðal manzara baþýmýzý döndürüyor. Alabildiðince yeþillik, orman ve su… Kümbet Yaylasý 1710 Rakýma sahip. Burasý uluslar arasý yayla þenliklerine de ev sahipliði yapýyormuþ. Zirveye ulaþýyoruz. O kadar soðuk ki üþüyoruz. Allah’tan Ekrem hazýrlýklý davranmýþ. Arabanýn arkasý kýþlýklarla dolu. Bize birer mont veriyor. Giyiyoruz. Yaylanýn giriþinde küçük bir Pazar var. Köy giriþi restoranlar, çayhaneler, kebap evleri, bakkallarla dolu. Köye girer girmez et kokularý burnumuza doluyor. Her taraf et kokusu ile sarýlmýþ. Kokularý duyunca açlýðýmýzý hissediyoruz. Ekrem, fýrýndan taze çýkmýþ pide alýyor. Sýcacýk. O kadar lezzetli geliyor ki, tadýný unutamýyoruz. Yemek için biraz aþaðýya, Uzundere köyü’ne iniyoruz. Burada alabalýk tesisleri var. Dileyen balýk, dileyen et veya tavuk tercih ediyor. Tabii yerel yiyecekler de bol miktarda sunuluyor. Uzundere Köyü, Kümbet yaylasýnýn 5 km kadar aþaðýsýnda. “Uzundere Alabalýk Tesisleri Aile Pansiyonu”na geliyoruz. Rüstem Mert ve Oðullarý iþletiyor burasýný. Bir akarsuyun hemen yanýna kurulmuþ. Yapýlar hep ahþap. Bölgesel özellikler aynen korunmuþ. Ben, balýk söylüyorum. Izgarada pirzola da yapýlýyor. Balýk, çok lezzetli. Çünkü tereyað ile piþiriliyor. Yörenin suyundan mý, otundan mý bilemem, ben, daha bu kadar lezzetli bir balýk yemedim. Bu arada söz balýktan açýlýyor. Ekrem’in büyük oðlu Mehmet Buðrahan, tam bir balýkçý. Olta ile yakaladýðý balýðý anlatýyor. Fotoðrafýný çekmiþ, gösteriyor. Bu konudaki hünerini anlata anlata bitiremiyor. Balýðýn arkasýna demli çaylarýmýzý içiyoruz. Karadeniz, ne de olsa çayýn anayurdu. Bu nedenle çayýn tadý bir baþka oluyor. Yakup bu arada “Buyduk! Buyduk!” diye haykýrýyor. Ne demek diye soruyorum. Yöresel aðýz olduðunu ve çok üþümek, donmak anlamýna geldiðini söylüyor. Espiri yapýyor “Ekrem de olmasa zatürre olup gideriz” diyor. Hep birlikte gülüyoruz. Kalkma vakti geliyor. Zira sis bütün yaylaya çöküyor. Nerede ise göz gözü görmüyor. Ekrem son bir kez daðda, daireler çizerek bize doðal güzelliði gösteriyor. Arada bir akan pýnarlarýn baþýna durup, buz gibi kar sularýndan içiyoruz. Müthiþ bir gün yaþýyoruz. Doðanýn her türlü manzarasýný içimize sindiriyoruz. Akþam evlere döndüðümüzde yorgunluktan bîtap düþüyoruz. Ertesi gün Trabzon’a geçeceðiz. Of Üzerinden Uzungöl’e kadar uzanacaðýz. Burada birkaç gün mola verip dinleneceðiz. Tabii oradaki doðal güzellikleri de sizlerle paylaþacaðýz.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |