..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Gene gel gel gel. / Ne olursan ol. / ... / Umutsuzluk kapýsý deðil bu kapý. / Nasýlsan öyle gel. -Mevlânâ
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > 1. Bölüm > Ömer Faruk Hüsmüllü




22 Mart 2015
Demokratik Deliler Devleti - 14  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Biz cennete gitmek için yola çýkmýþtýk. Bu yolculuðun sonunda, uzaktan çok güzel görünen bir yere geldik. Önceleri anlamadýk ama meðerse bu görüntü bir serapmýþ. Çünkü daha sonra bir de baktýk ki cehennem ateþinin içinde yanýyoruz. Burada pis pis sýrýtan zebaniler vardý ve bunlar bize, buranýn cennet olduðu yalanýný söylüyorlardý.


:IIC:




-Bir düþünür diyor ki: “Eðer deli, delilikte direnseydi; bilge olurdu. “

-Pekiyi bilge, delilikten vazgeçerse ne olur?

**

Dileðim gerçekleþmedi, yani mucize filan yok. Ancak çok önemli bir olay oldu:

Toprak Baba’da bir hareketlenme gözüme iliþti. Dikkatimi ona yönelttim. Oturduðu yerden yavaþ hareketlerle kalktý ve kimseye hiçbir þey söylemeden arkasýný dönüp yatakhane binasýna doðru yürümeye baþladý. Onun bu davranýþý; olanlarý onaylamadýðýný, bundan sonraki olacaklara da tanýklýk etmek istemediðini gösteriyordu. Darbecilere yardým ettiði için çok piþman olmalýydý. O zannetmiþti ki yeni bir devlet kurulduðunda tüm kötülükler, haksýzlýklar, adaletsizlikler sonlandýrýlacak ve insanlar özgür, mutlu bir yaþam sürecek. Oysa daha iþin baþýnda beklentisinin tam aksi gerçekleþmiþ, yeni devletin temellerine insan kaný karýþtýrýlmak istenmiþti.

Bu davranýþý, Ýmparator’a göre bir protestoydu, kendisine karþý yapýlmýþ bir hakaretti. Böyle önemli bir günde haber vermeden, izin almadan gitmenin baþka bir izahý yoktu. Ona en kýsa zamanda bunu ödetecekti. Toprak Baba’nýn arkasýndan nefret dolu gözlerle bakýyordu. Ýmparator’un bu hali oradakilerin dikkatinden kaçmadý. O anda kötü bir þeyler olabileceði beklentisi içine girenler bile oldu ama Ýmparator zor da olsa kendini frenlemeyi baþardý.

Bodur Onbaþý ölüme doðru ilerliyordu. Bu nasýl bir þeydi böyle? Bir insanýn yaþama hakký, diðer insanlar tarafýndan alýnýyordu. Yüzlerce insan da bunu onaylýyor ve hatta heyecanla izliyordu. Belki de izleyenlerin içinde, bundan haz duyanlar bile vardý!

Bir an Bodur Onbaþý’nýn yerine kendimi koydum, yani empati yaptým. Ayný durumda ben olsaydým acaba ne yapardým: Ýþte karþýmda üzerine çýkacaðým tabure ve boynuma dolanacak urgan duruyor… Ve dakikalar içinde hayata veda etmek zorunda kalacaðým. Baðýrýr mýydým, isyan eder miydim, tabureye çýkmamak için direnir miydim? Yoksa Ýmparator’un ayaklarýna kapanýp affedilmeyi mi isterdim? Ya urgan boynuma takýldýðýnda ne yapardým? Tek kelimeyle çok korkunçtu… Sorularýmýn hiçbirine cevap veremiyordum.

Bir elimle kafamý tuttum ve olanca gücümle salladým. Kendimi toparlamam gerekiyordu. Bu ölüme giden yoldan ayrýlmalýydým. Zor da olsa kendime döndüm.

Bodur Onbaþý’yý taburenin yanýna gelince durdurdular. O da gözlerini açtý. Son bakýþlarýný fýrlattý dünyaya. Ne gördü, ne düþündü? Gördüklerini anlamlandýrabildi mi? Sanmam. Bence sadece bakýyordu, ama algýlayamýyordu.

Yanýndaki adamlar tabureye çýkmasý için yardým ettiler, sonra da urganý boynuna geçirdiler. Hepimiz ne olacak diye beklemeye baþladýk…

Bekleyiþimiz fazla sürmedi. Ýmparator hýzla yerinden kalktý, öfkeliydi. Bütün gücüyle tabureye öyle bir tekme attý ki… Ön sýralarda bulunan bir güvenlik elemaný baþýný eðmeseydi tabure ona çarpabilirdi. Bu öfkenin arkasýnda tabii ki Toprak Baba’nýn davranýþýna duyduðu kýzgýnlýk vardý.

Bodur Onbaþý’nýn bedeni urganýn ucunda sallanmaya baþlayýnca içim bir tuhaf oldu. Önce midem aðrýdý, bunun açlýktan olduðunu düþündüysem de caným herhangi bir þey yemek istemiyordu. Sonra kusacaðým zannettim. Kusmak istemiyordum. Bunun düþüncesi bile beni rahatsýz ediyordu. Kusmukla beraber çýkan asitli suyun yemek borumu, boðazýmý hatta aðzýmý yakýp kavurmasýndan nefret ediyordum.

Bodur Onbaþý’nýn bedeni sallanýrken kalabalýk sevinç içindeydi. Alkýþlayanlar, baðýranlar, kahkahalarla gülenler, hatta göbek atýp oynayanlar vardý. Garip! Bir yanda bunlar diðer yanda ise halatýn ucunda çýrpýnan bir can… Keþke çabucak ölse de bu çektiði iþkence sona erse!

-Sýradakini de asalým! Diye bir ses duyuldu. Buna birkaç kiþi de eþlik etti.

Ýmparator bu isteði duymuþtu. Baðýranlarý eliyle susturup:

-Bugünlük bu kadar eðlence yeter! Sýradakiler daha sonra… Dedi.

Bu adam tam bir cani olmalýydý. “Eðlence” demesi de bunu gösteriyordu. Öldürmekten zevk alan, gözünü kan bürümüþ bir cani… Bodur Onbaþý’nýn çýrpýnan bedenine bakarken, Ýmparator’un alt dudaðý biraz kývrýlmýþ, sol yanaðýnda bir gamze oluþmuþtu. Hafif gülümsüyor gibiydi.

Kalabalýk birden karýþtý. Birkaç güvenlik görevlisi bir hastayý etkisiz hale getirmeye uðraþýyorlardý. Bu arada hastaya tekme, tokat da atýyorlardý. Hasta sesinin çýktýðý kadar baðýrýyordu:

-Alçaklar, þerefsizler! Hepiniz katilsiniz!

Demek ki olanlara daha fazla tahammül edemeyen biri isyan etmiþti. Bunun bedelini çok aðýr bir þekilde ödeyecek olmasýna raðmen bu tepkiyi gösterebilmiþti.

Baðýran kiþiyi etkisiz hale getirmek uzun sürmedi. Ellerini kelepçeleyip tecrit bölümüne doðru götürdüler. Ortalýk yatýþtý. Kalabalýk Bodur Onbaþý’yý izlemeye devam etti.

Uzunca bir zaman geçmesine raðmen hâlâ ipin ucundaki beden çýrpýnýyordu. Tam olarak ne kadar süre geçtiðini bilemem ama sanýrým birkaç saat olmuþtur. Bu arada ipteki adamýn sað ayaðýndaki ayakkabý yere düþtü. Fark eden oldu mu acaba?

Buradan gitmek, kaçmak istiyordum. Toprak Baba’daki cesaretin azýcýðý bende olsaydý isteðimi yerine getirirdim. Benden baþka da mutlaka gitmek isteyenler vardý ama korkularýndan benim gibi bu iþkenceyi çekmek zorunda kalýyorlardý. Mecburen Ýmparator’un iznini bekleyecektik.

Ve nihayet, Bodur Onbaþý’nýn çýrpýnmalarý bitti. Son nefesini vermiþti, kurtuldu. Buna raðmen tekrar çýrpýnmaya baþlar mý diye bekledim, ama en ufak bir hareket yoktu.

Kalabalýða baktým. Tüm gözler ceset üzerindeydi. Gözlerin çoðu artýk ürkek ürkek bakýyordu. Çünkü ölümün soðukluðunu hissetmeye baþlamýþlardý. Ne oynayan ne de sevinç çýðlýklarý atan vardý. Derin bir sessizlikle birlikte þiddetli bir korku tüm benlikleri kuþatmýþtý. Bodur Onbaþý’nýn görüntüsü kolay kolay hafýzalardan çýkmayacaktý.

Ýmparator da, Bodur Onbaþý’nýn öldüðüne karar vermiþ olmalý ki yerinden kalkýp yürümeye baþladý. Hemen onlarca güvenlik elemaný etrafýný çevirip korumaya aldý. Kimden mi koruyorlar? Bizden, yani özgür yurttaþlardan… Sanki bizim baþkana suikast yapacak bir gücümüz, ondan da önemlisi cesaretimiz varmýþ gibi!

Hepimiz yemekhaneye yöneldik. Bugün sabah kahvaltýsý, öðlen yemeði ve akþam yemeði birleþmiþti. Çünkü akþam olmasýna az kalmýþtý. Sanýlýr ki bütün gün aç duran bu insanlar yemeklere hücum edecek ve ne varsa silip süpürecek. Tam tersi oldu. Birkaç lokma alýp býrakanlarýn sayýsý oldukça fazlaydý. Yemekhanenin her zamankinden çok daha kýsa bir süre içinde boþaltýlmýþ olmasý da yurttaþlarýn iþtahlarýnýn kaçtýðýný gösteriyordu.

Odama koþtum. Yataða üzerimi deðiþtirmeden uzandým. Zor bir gece beni bekliyordu. Her þeyi unutup gözlerimi kapayýp, karanlýðýn içinde kaybolup uyumak istiyordum.

Bu amaçla biraz sonra elbiselerimi çýkarýp pijamamý giydim. Yattým ama sanki yatak da yastýk da bana batýyordu. Saða dön, sola dön, tavana bak, duvarlara bak, dýþarýdan bir ses duymak için kulak kabart… Ya uyku? Yok, yok… Ne zaman gözlerimi kapatsam hemen daraðacýnda sallanan bir insan görüntüsü karþýma çýkýyordu. Ah bir sabah olsa, bir sabah olsa!

Biz cennete gitmek için yola çýkmýþtýk. Bu yolculuðun sonunda, uzaktan çok güzel görünen bir yere geldik. Önceleri anlamadýk ama meðerse bu görüntü bir serapmýþ. Çünkü daha sonra bir de baktýk ki cehennem ateþinin içinde yanýyoruz. Burada pis pis sýrýtan zebaniler vardý ve bunlar bize, buranýn cennet olduðu yalanýný söylüyorlardý.

Cehennemden kaçýþ var mý?

(Devam edecek...)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn 1. bölüm kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 35 Son Bölüm
Memleketimin Delileri - 2
Memleketimin Delileri - 1
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 33
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 34
Köpeðin Adý Badi - 80 (Son Bölüm)
Demokratik Deliler Devleti - 37 (Son Bölüm)
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 32
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 26
Göçe Göçe - Köyümüz Yok Olmuþ - 48 (Son Bölüm)

Yazarýn roman ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ücretsiz Kitap Daðýtabileceðim Ýstanbul’da Bir Mekan Arýyorum
Bir Edebiyatçý Gözüyle Maðaranýn Kamburu - Yorum: 4
Bir Felsefeci’nin Kaleminden Maðaranýn Kamburu – Yorum: 6
Maðaranýn Kamburu
Bir Romanýn Anatomisi: Maðaranýn Kamburu
Bir Aný Defteri Buldum - Roman
Ömer Seyfettin Eserlerini Nasýl Yazardý?
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri - 2
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri - 3

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Siyasi Taþlama: Neþezâde - 2 [Þiir]
Siyasi Taþlama: Karamsarzâde [Þiir]
Kusurî"den Týrtýklama [Þiir]
Zam Zam Zam... [Þiir]
Týrtýklama (Kazak Abdal'dan) [Þiir]
Yoklar ve Varlar [Þiir]
Ýstanbul,sana Âþýk Bu Kul [Þiir]
Âþýk Dertli"den Týrtýklama [Þiir]
Namuslu Karaborsacý [Þiir]
Dostlarým [Þiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yýldýrým adýný kullanarak çeþitli forumlara yazý yazdým. Ýddiasýz iki romaným var. Çok sayýda siyasi içerikli yazýya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öðretmeniyim. Yazmaya çalýþan her kiþiye büyük bir saygým var. Çünkü yazýlan her satýr ömürden verilen bir parçadýr.

Etkilendiði Yazarlar:
Az veya çok okuduðum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.