"Bir kitabın kaderi okuyanın zekasına bağlıdır." -Latin Atasözü |
|
||||||||||
|
Unutmayın ki geri bağlanım yasaları, geri bildirim iletilmesi; ayaklarınızın ya da kullandığınız aracın hızına bağlı değildirler. Düşünce atımıyla “anlık altı” bir sürede olur biter. Kimyası da böyledir, özdeki (özdek sel) oluşu da böyledir. Tarih sel oluşun kodları bağrındadırlar. Hidrojen oksijen birleşimi (sentezi), su olacaksa; inorganikle içte atom yasalarına ve kuantik yasalara; dışta çevre seçilimi yasalara, geri bilindirişimle vurgu yapmadan; bunu başaramazlar. Totem yasalar içinde özel bir annelik yoktu. Totem yasa içinde tekil özellik türün karşı cins tümeli üzerinde olmakla doğum yapma ve emzirme yapmanın özel bağlamında da grup içi totem grup cinselliğine yönelir olmanın biyolojisi olmakla, kutsamıştılar. Henüz anaların ayağı altına cennet konmamıştı. Çünkü bu kabilden düşünmeyi destekleyecek olan bugüne gelişteki verilerden hiçbir veri ortada yoktu. Bu yansımanın yaklaşımıyla; doğan çocuk, çocuğun meme gibi bir kaynaktan beslenmesiyle; beslenim yapış şekliyle doğuran veya doğuranlar kucağında olmayı yansırdı. Bebeğe koruma yapılması, bebeğe ezgi söylenmesi işi bebeğin hem doğuran hem doğurtan bakıcı kucağında olmasıydı. Sevmek te dâhil bunlar süreç akışı olmakla grup üyelerine bu durumu tekrarlatırdı. Anne davranışları gibi gözüken; bakım, koruma ve besleme, eğitim yaptırma totem grup davranışı oluşla, grup üzerindeydi. Yani totem dönem başında anne baba olmuşça özel kılınışla karmaşıklaşma yapıp, girişen bir sosyal ite durumlar yoktu. Burada arkaikti olan kişisel, tarih sel duygu enformasyonlarını bir kenara bırakıyorum. Söz gelimi kimi kez (emzirme gibi) durumlardan doğuran, doğurtan kabili genel kategorize edici durumlarda bebek doğurana bağıntı ediliyordu. Korunma gibi durumlarda çocuklar, grup bencilliğiyle doğuran ve doğurtan uhdesinde olan sürç durumlar oluyordu. Bu kabilden grup uhdesinde oluşlar, totem yasası içleminde olup; geri bağlanım ve geri beslenim yasasıdırlar. Grup tüzelin ligi totem yasadan aldığı bu tür dayanakla çocuğa bakıyordu. Grup üyeleri bu tür yasaya uygunlukla davranışlarını oluşturuyordular. Bu tür tutumlar bir oto kontroldü. Bu bir noktadan dayanakla (geri bağlanımla) referans alma ve geri beslenim oluşla kendisini kontrol edip (sapmaları düzeltip) akışa ileri yön hareketine devam etmektir. Bugün yaptığımız şeylerin en basiti adap-edep gibi kurallardan başlayıp; yönetmenlik, tüzük, yasa ve anayasaya uygun olup olmadıklarını kontrol etmelerimiz de bir geri beslenim ve geri bağlanım yasası olmanın örgütlenmesidir (dizaynıdır). Hukuk, geri bağlanım yasamızın; hem kontrolü, hem referansı ve hem kendisi olma noktasıdır. Bunun patlağını çatlağını yapan durumlar, insanlık vicdanı denen ortak sosyal eğitimi duyumlardır. Sosyo toplumsa öğreti, kişileri evrensel bilince doğru yöneltir. Evrensel bilinç; bilimsel oluşla bilim etkili geri bağlanma ve geri beslenim olmakla beraber üst düzlem sel anlayışlarla da sosyo toplumsa özneli referans kontrolleri de yapılır. İlk meşru totem dayanaklar, grup tüzelini üzerindeki tümellikle mutlaktı. Köleci sistemle meşruiyet, kişidi mülk üzerine dağılışla, mülkün temeli (özel mal sahipliğinin temeli) oluşla meşru ve mutlak kılındı. Totem dönem sonrasında özellikle de köleci ittifakı dönemler içinin sosyal öğretisiyle (yansımayla) öğrenilen annelik tutumu nedenle; annenizin sizlere olan davranış devinmesi farklıdır. Annenizin dayınıza olan davranış ve devinme tutumları farklıdır. Bu farklı bağıntılı devinme ve zaman akışı olan yer durumları; farklı bağıntı ve kontakla ya da iletime girişmesi olmakla; bir kontak durumu diğerine kapalı oluşuyla kendi AKSAMA oluşunu yapar. Unutmayın totem dönemde doğuran vardı ama anne ve dayılarınız vs. yoktu. Bu türlü sosyal olucu aksamalar daha sonraki düzey düzlem yaşantılaşmalarıyla oluşacaktı. Totemi, totem yapının ve çevresinin imajını (kopya yansımasını) alır. Bir anne olan kişi de, içinde oluştuğu sosyal yapılı rol modelin imajını alır. Yetmediği yerde yakından uzağa doğru anne baba davranışlarından ilhamla geri bağlanım ve geri beslenimlerin imajını yaparlar. Bir çocuk; büyük oranda doğum öncesi embriyo aşaması ve doğumla bebek oluşun ailedeki ve çevresindeki, fiziki, ruhsal, tını sal etkileşmeli imajları alır. Bu imajlar ölçme değerlendirme kriterleri oluşla kişilerin hayatı boyunca öğrenmelerinin davranmalarının mutlak değil ama mutlağa yakın izleklikle kullanımı olurlar. Unutmayın ki kutsal oluş ve kutsal yerlerde birer imaj alıştırlar. Aksama olan şey, KESİKLİ SÜREKLİ olmanın kendisidirler. Kesikli sürekli olan şey, ÖZEL SEÇME AYIKLAMALI BAĞINTI yapmadır. Özel bağıntılı oluş; sınırlı iç dış girişmeli özel bir OLAY, OLGU, özel YER, ZAMAN vs. bağıntılı DEVİNMEDİRLER. Tüm sorun, özellikleri görüp ilişkileyebilmektir. Ya da bir iki ilişkiyi kullanıyorken diğer o pek çok özelliği, kullanılan ilişkiye göre kapatmaktır. Bir özdeki oluş yansımasındaki özdeki özellik oluşların adeta boca ediş belirimlerin, farklı farklı ilişkilerine dönmesini kavram andırıp kendi us çağrışımlarınızı yapamıyorsanız; daha yolun hayli başındasınız demektir. Yukarıda tür oluş geri bağlanım yasasını söylerken “sınırlı çevre bağlantısı yapmak” demiştim: İşte sınırlı çevre bağlantısı yapmayı delip, sınırlı çevre bağıntısına fazladan ekstra bir yük ve enerji harcanması getiren ikinci bir özel durumlar vardır. Bunların da, sizin dışınızda olmakla size bir etkisi vardır. İşte bu efekt (etki) sosyo-toplum salığı da sizin üzerinize sorumlu oluşla, disipline etmektir. Bu disipline edişte, kişilerin doğal sınırlı oluşu yanına; çevre bilinci inşa etmesiyle; kişiler yüklemini büyüten yapı; sosyo toplumsa yapıdır. Bu nedenle “matematiği bilmesem de yaşamımı sürdüremem mi? Deyip te sürece katılamayanlara ‘daha yolun başında olmama” gibi zorunlu bir meşruiyetliği de yükler. Bu meşruiyetliğin en temel düzlemini hakkınız kılar. Yolun başında olmakla sizde şafak sökmesi hayli zor demektir. Bu nedenle içeriğini bilmeden yalın, günlük dilin özel bağıntılı bencil oluş konuşmasıyla süreci anlayamayız. Bilimsel iletişme dili oluşla gerçeğin bilgisi olan felsefeyi, günlük dilin özel bağıntıları bilinciyle yapamayız. Felsefeden kastım, günlük kısır çekişmelerin boş söz ve boş laf ebeliği olan spekülasyonları değildir. Yolun başında olmakla, gerçeğin alanına girilip gerçeğin bilgisine yaklaşılmaz. Gelişme kaydedemeyiz. Hiç bir şeyi anlayamaz olup; çevremizde pasif oluşla güdülürüz. Bir şey, bir şeyden ötürü gerekme ve yansıma özelliktir. Özdeki oluş (geri bağlanış) budur. Değişerek diğeri olma ya da aynı anda belirimlerle özdekilik (özdek oluş seçme ayıklama) yansıması bir başka düzey ve düzlemle sosyal alan içinde de oluşla sürer gider. Varlık ve olaylar hiçbir belirim şekliyle kalıcı değildir. Ama bir başka belirim şekline de atıf yapmadan da (geri bağlanım ve geri beslenim meşruiyetliği de yapmadan da) edemez. Tıpkı sosyal olucu özellikler bu kabilden atıflar ve seçme ayıklaması olan değişme dönüşme oluşlardır. Sosyal özellik olan anne baba olmakla kişi, aynı anda; aynı ortam içinde; anne baba olduğu kişiye tüccarlık yüzü kapalıdır. Yine anne baba olan kişinin aynı ortam içinde anne baba olmadığı kişiye de tüccarlık yüzü açık ve kişi bu tüccarlık olan yüzünün bağıntılarıyla da diğer kişilerle girişir. Kişinin dayı, hala ya da mesleki özellikli doktor, tüccar olmasının davranışlar belirmeleriyle tutumlaşması da kişinin bir diğer sosyo- toplumsa özellik olucu olay girişme yüzüyle okunup ortam içi bağıntılar kurabilmesidir. Kişinin içte, kendisiyle kendisini kesikli ilişkilemesi; dışta parçalı, sınırlı, sürekli özel bağıntılı, aksamalı niceli, olmalarıdır. sürecek
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |