Zamanı gelen bir düşüncenin gücüne hiçbir ordu karşı koyamaz. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Anı-öykü Bu eski bir öyküdür. Siz deyin kırk beş yıllık, ben diyeyim, daha git git. Köydeyim o zaman, ilkokulun ilk yılları, okumayı sökmüşüz ama okuyacak bir gazeteyi dergiyi nereden bulursun. Evde radyo da olmadığından evin en küçüğü olarak ev ahalisi daha çok benimle vakit geçiriyor. İnsanları nasıl eylersiniz? Hanay olan evin üst kata çıkan merdiveninin ortalarına bir yere oturup radyo taklidi yapıyorum. Radyo olmak da kolay iş değildir ha. Açılış, haberler, büyüklerden duyulmuş bir masalım karınca kararınca anlatılması ve müzik. Bir gün şarkılar bir gün türküler. Evde durum böyle, canlı program izleyiciyi oyalıyor da, dışarda söz söylemek o kadar kolay değil. Ne zaman sokağa çıksam futbol sohbeti. Fener şöyle yapmış Galatasaray böyle etmiş. Benim de hiçbir takımla ilgili en ufak bilgim yok. Öyle ya, bilsem programımda anlatırım. Canlı radyoyuz şunun şurasında. … Yalnız bazı beklenmedik şeyler de oluyor. Bir Cuma günü babam Bayındır pazarından geldi. Biz çocuklar hemen heybenin gözlerini boşalttık. Kestanesinden keçiboynuzuna, portakalından leblebisine hepsi ortaya döküldü. Peyniri helvası da bir köşeye ayrıldı. İşte beni Beşiktaşlı yapan da kenara ayrılan o helva paketi. Satıcı tahin helvasını o günlerin bir spor dergisinin yaprağına sarmış. Okuma yazma biliyorum ya buruşturulup atılan dergi yaprağını düzeltip okumaya başladım. Rastlantı bu ya, o sayfa da Beşiktaş’ın sayfasıymış. Haber de ilginç “Büyük Faruk ile Yusuf iyileştiler bu hafta oynayacaklar.” diyor. Derginin tarihi nedir, bu oyuncular yazıldığı gibi o hafta takımdaki yerlerini aldılar mı? En ufak bir fikrim yok. Ama ben öğreneceğimi öğrendim. Fener, Galata gibi bir de Beşiktaş takımı var ve sakatlık geçiren oyuncuları o hafta oynayacaklar. … Bu bilgiyi kim kullanmaz? Arkadaşların yanına varıp futboldan konuşmak için sabırsızlanıyorum. O özgüvenle kendimi sokağa attım. O takımları bilenler, top sohbeti edenler yine sokakta, özellikle onların yanına yanına gittim. Ben takımdan filan anlamıyorum ya, beklediğim gibi yine üstüme geliyorlar. Biri hemen soruyu yapıştırdı: -Sen hangi tamımı tutuyordun be? Yanındaki de beni beklemeden karşılık veriyor: -O takım bilmez yaa! Tam da yeri gelmişti: -Kendimi bildim bileli Beşiktaşlıyım. Bilen ama bildiğini belli etmeyen biriyle karşı karşıya olduklarını görüp bir şaşkınlık geçirdiler. Daha şaşkınlıkları geçmemişti ikinci darbeyi vurdum: -Üstelik bizim Büyük Faruk da Yusuf da iyileşti! Bu hafta oynayacaklar. Gözleri daha bir açık faltaşı görünümü aldı. … İşte o tahin helvası sarılmış dergi sayfasını okuduğum günden beri Beşiktaşlıyım. Ondan mıdır bilmem, ne zaman tahin helvası görsem Beşiktaş aklıma gelir. Anlayacağınız Beşiktaş tatlıdır.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mehmet Önder, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |