Hiçbir kış sonsuza dek sürmüyor, hiçbir ilkbahar uğramadan geçmiyor. -Hal Borland |
|
||||||||||
|
şehir kalabalığından uzaklaşmayı hissettirmiştir bana. adeta şehir sessizliğe gömülür. salt yağmur damlaları ve salt adım sesleri insanlara ait tek parça. ve birde salt seni anımsatır bana şehir yağmurlara boğulduğunda yüzün gelir aklıma nefesim kesilir biranda ve kaçmak isterim sakince şehrin ıslak bedeninde kaçmak, kaçarken sırılsıklam kalmak ve seni.. yeniden seni hatırlamak isterim. ve bir kez daha kaçmak. ellerini isterim mesela. sonbaharın keskin rüzgarları gibi tenimde hissetmek isterim, içimi yakarcasına susamak isterim dokunuşlarına. ellerinin tenimde dans edişini bir kez daha görmek ve her gördüğümde bir sonrakini düşlemek isterim. bunu düşlemeyi ve düşlerken, delicesine özlemeyi ve seni büyük bir şehvetle istemeyi isterim mesela. hani yağmur kokusu gibi aslında seni sevmek, huzur verici hani sonbaharın o pis yalnızlığında toprak ıslanıp yağmur koktuğunda için burkulur ya, işte öylece özlemek isterim seni . hani sokak lambaları oturduğun apartmanın bulunduğu sokağı aydınlatırken ve sen pencerede oturmuş o boş sokağı izlemeye çalışırken pencerenin camını kırarcasına yağmur damlar ya , içeri akmak istercesine camına, kendini düşünmeden, çarpar ya işte öylesine yüreğine düşmek isterim gözlerine düşmek, dudaklarına süzülmek, bedeninden ruhuna yağmak isterim, yorgun düştüğümde yüreğine sığınıp orada saklanmak isterim. sonbahar yağmuru olup buram buram burnunda tütmek isterim -ki her sonbahar yağmurunu tattığında beni hatırla bundan böyle sevdiğim. işte böylesine sevdim seni biraz acıttı içimi biraz huzur verdi biraz ağlattı biraz suskun bıraktı biraz yalnız, biraz hayalperest biraz kaçışlar yükledi sözcüklerimize ama hep sevdirdi.. yağmurlar içime bu denli huzur vermedi hiç. yağmurlar sokak başlarında dalgın bir şekilde düşler kurmak için durdurmadı beni daha önce hiç yağmurlar sessizliğe boğmadı yağmurlar birikirken avuçlarımda, daha önce her şeyden biraz biraz birikmedi sözcüklerimde hiç. ama, yalnızlıkta bu kadar ağır gelmemişti daha önce hiç. gün battıktan sonra, ışık gittikten sonra, ay gökyüzüne tırmandıktan, yıldızlar yerlerini aldıktan sonra ve ben, senden bende kalan parçanla baş başa kaldığım zamanlarda bilhassa hiç bukadar yorgun düşmemiştim .. sanırım hiç bu denli sevmemiştim kimseyi.. daha önce .. hiç. gece çürütüyor. herneyse. birgün sonbahar yağmuru düştüğünde pencerene, yüreğine, sokağına, kapının önüne, adım attığın toprağa... kokumu duyacaksın derin bir soluk çek içine ve beni hatırla.. aslında söylemek istediğim; özledim. çok. Ait olduğu melodi: Yağmurlar adına yazılmış tüm şarkılar... ...ve şarkı devam ediyor.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © elif sarı, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |