..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ýnsanlýðý tanýmak insanlarý teker teker tanýmaktan kolaydýr. -La Rochefoucauld
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > 1. Bölüm > Ömer Faruk Hüsmüllü




22 Aðustos 2015
Demokratik Deliler Devleti - 27  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Ay, yattýðým yerden görünüyordu. Hem aya bakýyor hem de sayýyordum. Bir ara aya gitmeyi düþündüm. Aslýnda nasýl bir yer olduðunu bilmiyordum, ama dünyaya benzer sanýyordum. Oradaki denizleri, gölleri, akarsularý, ormanlarý hayal ettim. Acaba bizim gibi insanlar da var mýydý? Ya hayvanlar? Neden olmasýn? Sonra, lisede öðrendiðim bilgiler aklýma geldi, ayda hayat yoktu. Keþke olsaydý!


:AACB:



-Aklî dengesini yitirenlere deli denirmiþ.(Sözlüklere göre)
-O zaman bu insanlarýn yitirdiklerini bulun da memlekette deli kalmasýn!
**
Ayakta öylece bekliyordum; ne ileri ne de geri bir adým atabiliyordum. Bu þekilde ne kadar süre kaldýðým bilmiyorum. Hareket etmek için kendimi zorlamam gerekiyordu. Baþýmý saða sola oynattým, gözlerim çok net olmasa da etrafý görebiliyordu. Bu bile olumlu bir iþaretti. Sevindim. Küçük bir adým attým, devamý geldi. Neden yaptýðýmý bilmiyorum, ama gittim odanýn ýþýðýný açtým. Ortalýk aydýnlanýnca, oda arkadaþlarýmýn da gürültüden uyandýklarýný gördüm. Arkadaþlarým uyanýk olduklarý halde sanki hiçbir þey olmamýþ gibi yerlerinde yatýyorlar ve hiç konuþmuyorlardý. Onlarýn bu davranýþlarýný daha önce de benzer olaylarda görmüþtüm. Varlýklarýyla yokluklarý bir, kendi iç dünyalarýnda pasif savunmaya geçmiþ yaratýklar...
Camýn yanýna gidip açýnca barut kokusundan genzim yandý. Tabanca sesleri devam ediyordu. Baþýmý dýþarý çýkarýp baktým, çatýþmanýn olduðu yer büyük bir ihtimalle saraydý. Kýrýlan bir cam sesi ile kendimi yere attým. Çok yakýnýmdan gelmiþti ses, ama kýrýlan bizim deðil yan odanýn camýymýþ. Yan odadan gelen çýðlýk seslerini duydum. Bir kurþun camý kýrmýþ ve bir ya da birkaç yurttaþ yaralanmýþ olmalýydý.
Ayaða kalkýp tekrar camdan bakacaktým ki bunun aptalca bir davranýþ olacaðýný fark edip vazgeçtim. Odamýzdan dýþarý çýkýp camý kýrýlan yan odaya gittim. Yaralanan yokmuþ, çýðlýklarýn nedeni korkuymuþ.
Anons yapýlmaya baþlandý: “Deðerli yurttaþlarýmýz! Az önce bir grup alçak vatan haini tarafýndan Baþkanýmýzýn sarayýna bir saldýrý gerçekleþtirilmiþtir. Baþkanýmýz bu menfur saldýrýdan yara almadan kurtulmuþtur. Saðlýðý yerindedir ve bu alçak hainlere karþý baþlatýlan operasyonu bizzat yönetmektedir. Güvenlik güçlerimiz bunlara gereken cevabý ve dersi verecektir. Dýþarýsý yurttaþlarýmýzýn can güvenliði açýsýndan tehlikeli olduðundan odalarýnýzdan ayrýlmamanýz önemle duyurulur.” Anons birkaç kere tekrar edildi.
Daha sonra çok sayýda kýrýlan cam sesi duydum. Çatýþanlardan bazýlarý rastgele binalara da ateþ ediyor olmalýydýlar.
Odama döndüm, yataðýma uzanýp olaylarýn sona ermesini bekleyecektim. Tabanca sesleri -bana çok uzun gelen bir sürenin sonunda- kesildi. Biraz sonra da elektrikler gitti. Buna raðmen odanýn içi aydýnlýktý, çünkü gökyüzünde büyük, parlak bir ay vardý ve ortalýðý aydýnlatýyordu.
Megafonla konuþan biri vardý. Sesi tanýyordum, konuþan Savunma Bakaný'ydý. “Teslim olursanýz Baþkanýmýz hayatýnýzý baðýþlayacak ve devlet sýnýrlarýnýn dýþýna çýkmanýza izin verecek. Teslim olmak için yarým saatlik süreniz var. Aksi takdirde bu hareketinizi hayatýnýzla ödeyeceksiniz.” Dedi ve karþý taraftan biri de ona cevap verdi, ama onun ne dediðini ben anlamadým.
Yarým saat sonra çatýþma yeniden baþlayabilirdi. Uyumak istiyordum ama beklemek zorundaydým. Ýyi de yarým saatlik sürenin ne kadarýnýn geçtiðini ya da dolup dolmadýðýný ben nasýl anlayacaktým? Saatim yoktu ki bakayým. Bir formül bulmalýydým. Buldum. Sayý sayacaktým. Her sayý için bir saniye geçse bir dakikada altmýþ saniye var; yarým saat de otuz dakika olduðuna göre altmýþ çarpý otuz yani bin sekiz yüze kadar saydýðýmda süre dolmuþ olacaktý.
Ay, yattýðým yerden görünüyordu. Hem aya bakýyor hem de sayýyordum. Bir ara aya gitmeyi düþündüm. Aslýnda nasýl bir yer olduðunu bilmiyordum, ama dünyaya benzer sanýyordum. Oradaki denizleri, gölleri, akarsularý, ormanlarý hayal ettim. Acaba bizim gibi insanlar da var mýydý? Ya hayvanlar? Neden olmasýn? Sonra, lisede öðrendiðim bilgiler aklýma geldi, ayda hayat yoktu. Keþke olsaydý!
Tabii bunlarý düþünürken saymayý unutmuþtum. Acaba kaçta kalmýþtým? Bir yerden tahmini olarak gene saymaya baþladým. Dikkatimi saymaya verecek ve baþka bir þey düþünmeyecektim.
Tam bin altý yüz seksen üçe geldiðimde Savunma Bakaný'nýn sesi duyuldu. Daha bin sekiz yüze çok vardý, ama demek ki saymayý unuttuðumda doðru yerden baþlamamýþým. Neyse, önemli deðil...
Bakan, karþý gruptakilere sürenin dolduðunu, silahsýz ve elleri havada çýkmalarý gerektiðini söylüyordu. Karþý taraftan biri “Tamam, teslim oluyoruz.” dedi gibi geldi bana, fakat çok emin deðilim; zihnim uydurmuþ da olabilir.
Tam bu sýrada elektrikler geldi, odanýn içine ýþýk oldu. Yataktan kalkýp kalkmamakta tereddüt ediyordum. Kalktým, camýn yanýna gittim. Ne dendiðini anlamasam da konuþmalar duyuyordum. Çatýþma bitmiþ olmalýydý. Ortalýk sessizleþmiþti. Cama abanýp beklemeye baþladým. Ne kadar beklediðimi tam bilemem, ama yarým saatten az olduðunu tahmin ediyorum.
Bu bekleyiþi ve sessizliði ayný anda çok sayýda silahtan çýkan kurþun sesleri bozdu. Bu adeta bir tencerede mýsýr patlatýrken duyulan sese benziyordu. Tabii duyulan sadece kurþun sesi deðil, acý çeken insan sesleri de vardý. Cam kenarýndan uzaklaþýp yataðýma gitmem gerektiðini anladým. Camdan baktýðým yani bu tedbirsizliði yaptýðým için kendime kýzdým.
Sonra tüm silahlar sustu ve ürkütücü bir sessizlik ortalýðý kapladý. Memnun olmam gerekirken sessizlik beni ürkütmüþtü. Çünkü sessizlikten sonra gelecek olan bir patlamayý ya da kurþun seslerini beklemeye baþlamýþtým.
Sessizlik bozulmadý, gözlerim yavaþ yavaþ kapanmaya baþlamýþtý. Anacýðým baþucumda oturmuþ “Uyumalýsýn oðlum!” diyordu. Onun sözünü tuttum ve derin bir uykuya daldým. Tabii bunun asýl nedeni Psikiyatrist'in verdiði ilaçtý. Teþekkürler sevgili doktorum...
Uyandýktan sonra acele ederek giyindiðim halde kahvaltýnýn sonuna zor yetiþtim. Beni gören mutfak görevlileri þaþýrdýlar, çünkü yemekhaneye en erken gelenlerden biri bendim. Bu gecikmem o nedenle þaþýrtmýþtý onlarý. Kahvaltýmý bitirip dýþarý çýktým. Yönümü saray tarafýna çevirdim. Akþam olanlarla ilgili görüntü ve bilgileri oradan öðrenebilirdim. Saray tarafýndan dönenlerin konuþmalarýna kulak kabarttým:
-Beþe beþ...
-Beþ þehit beþ leþ.
Ýfadelerini duyduysam da bir anlam veremedim.
Sarayýn önü insan doluydu. Bir þey seyrediyorlardý. Binanýn kýrýk camlarý, parçalanmýþ nöbetçi kulübesi görünüyordu. Kalabalýðýn arasýndan geçip ne olduðunu daha iyi görmeliydim. Bazýlarý beni fark edince hemen yol verdiler, bazýlarý ise engellemeye kalktýlar. En öne geçtiðimde yerde yatan beþ ceset olduðunu gördüm. Her taraflarý delik deþikti. Üstleri ve yerler pýhtýlaþmýþ kan doluydu. Bu cesetlerden birini tanýdým: Tek Kulak. Diðer dört cesedin hepsinin sýrtýnda güvenlik elemaný elbisesi vardý. Bu görüntü aklýma, gece Tek Kulak'ýn saraya bir darbe giriþiminde bulunduðu düþüncesini getirdi. Buradakilere ne olduðunu sormanýn gereksiz olduðunu, en saðlýklý bilgiyi Dedikoducu'dan alacaðýmý biliyordum.
Gözlerim kalabalýk içinde onu aradý. Yoktu. Kalabalýk arasýndan çýkýp bahçeye doðru yöneldim. Dedikoducu'yu bulmam fazla uzun sürmedi. Bir aðacýn altýnda ayakta dört ispiyon timi elemanýyla konuþuyordu. Beni görünce sesinin þiddetini artýrdý. Onlara baðýrmaya baþladý. Konuþmanýn bitmesini bekledim. Eliyle adamlarý kovalayýnca yanýna gittim.
-Dedikoducu, sen o adamlarýn kim olduðunu biliyorsun ama gene de onlara hakaret ediyorsun. Adamlar senin hakkýnda bir ihbarda bulunup iþini bitiriverirler.
-Onlar bana hiçbir þey yapamaz Kargacý. Onlarýn analarýndan emdikleri sütü fitil fitil burunlarýndan getireceðim. Ýstihbarat nedir, nasýl toplanýr, nasýl deðerlendirilir ve nasýl sunulur... Hepsini öðrenecekler. Adamlar bir b.. bilmiyorlar ve istihbaratçý olarak geçiniyorlar. Artýk onlarýn bir amiri var ve o amir de benim.
-Sen ispiyon timinin amiri mi oldun? Ne zaman?
-Bu sabahtan itibaren...
-Nasýl olduðunu öðrenmek isterim ama önce geceki olay hakkýnda bilgin var mý diye sorayým.
-Emrin olur kahramaným. Benim amir olmamla dün akþamki olay birbiriyle baðlantýlý. Anlatýnca göreceksin. Senin karþýnda Baþkanýn hayatýný kurtaran adam var.
-Hadi caným sen de... Atýyorsun. Sen Baþkanýn hayatýný nasýl kurtaracaksýn?
-Kargacý, sana bu bilgileri veren sýradan bir adam deðil. Ýspiyon timinin amiri. Yani ilk kaynaktan ve en doðru bilgileri alacaksýn. Milli Kahraman olmasaydýn anlatmazdým da...
Konuþmasýný kesti, çünkü yanýmýza iki kiþi geldi, onu tebrik edip gittiler.
-Sen de elemanlarýn gibi en baþtan deþifre olmuþsun Dedikoucu. Artýk senin de ispiyon ekibinden olduðunu bilmeyen kalmayacak.
-Bilmeleri bir þey deðiþtirmez. Bugüne kadar da herkes benim dedikoducu olduðumu biliyordu ama ben gene de en hayati bilgileri elde edebiliyordum.
-Sen asýl konuyu anlatmaya devam et. Dur, dur anlatma. Biri daha geliyor.
(Devam edecek...)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn 1. bölüm kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 35 Son Bölüm
Memleketimin Delileri - 2
Memleketimin Delileri - 1
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 33
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 34
Köpeðin Adý Badi - 80 (Son Bölüm)
Demokratik Deliler Devleti - 37 (Son Bölüm)
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 32
Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 26
Göçe Göçe - Köyümüz Yok Olmuþ - 48 (Son Bölüm)

Yazarýn roman ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ücretsiz Kitap Daðýtabileceðim Ýstanbul’da Bir Mekan Arýyorum
Bir Edebiyatçý Gözüyle Maðaranýn Kamburu - Yorum: 4
Bir Felsefeci’nin Kaleminden Maðaranýn Kamburu – Yorum: 6
Maðaranýn Kamburu
Bir Romanýn Anatomisi: Maðaranýn Kamburu
Bir Aný Defteri Buldum - Roman
Ömer Seyfettin Eserlerini Nasýl Yazardý?
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri - 2
Maðaranýn Kamburu Romanýna Yönelik Okuyucu Yorum ve Eleþtirileri - 3

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Siyasi Taþlama: Neþezâde - 2 [Þiir]
Siyasi Taþlama: Karamsarzâde [Þiir]
Kusurî"den Týrtýklama [Þiir]
Zam Zam Zam... [Þiir]
Týrtýklama (Kazak Abdal'dan) [Þiir]
Yoklar ve Varlar [Þiir]
Ýstanbul,sana Âþýk Bu Kul [Þiir]
Âþýk Dertli"den Týrtýklama [Þiir]
Namuslu Karaborsacý [Þiir]
Dostlarým [Þiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yýldýrým adýný kullanarak çeþitli forumlara yazý yazdým. Ýddiasýz iki romaným var. Çok sayýda siyasi içerikli yazýya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öðretmeniyim. Yazmaya çalýþan her kiþiye büyük bir saygým var. Çünkü yazýlan her satýr ömürden verilen bir parçadýr.

Etkilendiði Yazarlar:
Az veya çok okuduðum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.